Mahmut ŞAHİN Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri

Siyaset: Son dönemde Trakya Kalkınma Ajansı olarak hayata geçirdiğiniz ve öne çıkan çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Şahin: Biz ajans olarak, bölgenin kalkınması için birçok alanda katma değer ortaya çıkarak projeler üretiyoruz ve üretenlere destek veriyoruz. Amacımız Trakya Bölgesi’nde yerel dinamikleri harekete geçirerek bir kalkınma mekanizmasını harekete geçirmek. Bölge içindeki gelir farklılıkları, kontrolsüz iç göçler, sosyal ve ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve yeterli girişim ve yenilik üretilememesi mücadele ettiğimiz temel problemlerden sadece bazıları. Tüm bu problemler ile başa çıkabilmek için bir stratejimiz var ve bu stratejiyi 2014-2023 Bölge Planında yazıya döktük. Yani çalışmalarımızı bölge planına göre yapıyoruz, gerekirse bu stratejilerde revizyon da oluyor, ama hali hazırda bizim bölge planı 2 yıllık çok katılımlı bir süreçle hazırlandığı için kapsamlı politikalar içeriyor. Her faaliyetimiz burada önceden planladı ve ön hazırlıkları yapıldı. Şimdi onları teker teker hayata geçirmek için uğraşıyoruz. Mesela, son çalışmalarımızdan birisi süt ve süt ürünlerinde markalaşma. Biliyorsunuz, bölgemiz Türkiye’nin süt ve süt ürünleri merkezi adeta. Beyaz peynir, yoğurt, kaşar peyniri ve eski kaşar gibi ürün dallarında belki de ülkenin en nitelikli ürünlerini üretiyoruz, ama markalaşma açısından bazı sıkıntılar var. Yani ulusal çapta akılda kalan ve Trakyalı olan bir peynir algısı gerekiyor. Biz şimdi bunu yapmak için Trakya Beyaz Peyniri veya Trakya Kaşarı gibi kavramları yaygınlaştırmak, yani bir nevi markalaştırmak için bir sürece girdik. Üreticiler ile beraber hareket ediyoruz. Bu alanda profesyoneller ile çalışıyoruz. İnşallah birkaç sene içinde daha bilinir, piyasada değeri daha yüksek bir peynire kavuşmuş olacağız. Biliyorsunuz ürünün marka haline gelmesi, hem üreticiye hem de o üretim sürecinde bulunan paydaşlara daha fazla getiri demek. Marka olunca ürünü daha yüksek fiyatlara satabiliyorsunuz sonuçta. İtalyan parmesan peynir örneğini düşünün. Kilosunun kaça satıldığını az çok görmüştür herkes. Bizim peynirlerin 6 kat fiyatına alıcı buluyor, sizce bu neyin gücü? Tabi ki marka olmanın gücü. Ve Allah’ın izni ile orta ve uzun vadede biz de bunları başaracağız bölgemizde. Diğer bir proje de bölgemizdeki ilgili sanayi üreticilerinin havacılık ve savunma sanayi firmaları için üretim yapmasını hedefliyor. Çorlu, Çerkezköy ve Lüleburgaz üçgeni ülkenin en yoğun sanayi alanlarından birisi. Yüzlerce üretim tesisi onlarca farklı sektör var. Haliyle teknoloji ve makine üretenler de var. Biz de ajans bir çalışma başlattık, bu firmaların en yetkin olanlarını THY, TAİ, ASELSAN gibi ulusal markalar ile bir araya getirip, bizim bölgemizden havacılık ve savunma sanayi üretimine katkıda bulunacak firmaları tespit etmeye çalışıyoruz. Çünkü bunun bir sonraki adımı uluslararası savunma firmalarına üretim anlamına gelir ki, sonraki süreçte bunu hedefliyoruz. Savunma sanayi ve havacılık sektörleri katma değeri yüksek, getirisi muazzam sektörler. Eğer Trakya’daki üreticiler bu sektörlerden gelen müşteriler ile çalışmaya başlarlarsa, bölgemiz bu alanda ender üretim üslerinden birisi olabilir. Yine son yıllarda Ajans, girişimcilik ve inovasyon alanlarında çok büyük çalışmalar yapıyor. Girişimcilik ve inovasyon hükümetimizin de ulusal programlarda özellikle üzerine vurgu yaptığı alanlar. Ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşması ve kalkınmış ekonomiler arasına girmesi için bu iki kavram olmazsa olmaz. Biz de bölgemizi bu alanlarda geliştirmek için programlar geliştirdik. Bunlardan birisi yaklaşık iki sene önce başlayan “Yeni İşim Girişim Programı”. Bu program ile her dönem 30’a yakın genç ve yaratıcı fikri olan genç arkadaşımıza özel eğitimler veriyoruz. 6 ay süren eğitimler. Bu eğitimlerde fikirlerini geliştiriyorlar ve bunlar arasında bir yarışma düzenliyoruz. Yarışmada en iyi seçilen 3 arkadaş Amerika’ya Silikon Vadisi’ne staja gidiyor. Ajans gönderiyor yani. Biz bu programa TEB Bankası ile beraber başladık ve beraber yürütmeye de devam ediyoruz. Bu sene ikinci grup öğrencilerimiz mezun oldular. Tabi 3 arkadaş seçildi diğerleri geride kaldı diye bir şey yok, onların fikirlerini geliştirmeleri için de Kalkınma Ajansı ve TEB imkanlar sunuyor bu arkadaşlara. Hem geçen seneki programdan hem de bu sen çok üst seviye projeler, fikirler geldi. Amacımız, orta ve uzun vadede benzer projelerin sayısını artırıp bölgemizden milyon dolarlık cirolara ulaşan teknoloji firmalarının çıkmasına destek olmak. Trakya Bölgesi’nde bulunan Trakya Üniversitesi, Namık Kemal Üniversitesi ve Kırklareli Üniversitesi’nde Trakya Kalkınma Ajansı TİM ve TEB girişim evlerini açıyoruz. Amacımız bölgede bölgesel girişimcilik ekosisteminin yaygınlaşması ve tüm gençlerimize ulaşabilmesi. Biraz da turizm alanında yaptıklarımıza değinmek istiyorum son olarak, biliyorsunuz turizm bizim ülkemizin kaderi. En başarılı olduğumuz sektörlerden birisi. Türkiye dış ticaret açığını turizm ile dengeleyen bir ülke. 40 milyona yakın turist ağırlıyoruz her yıl. Bu büyüklük içinde biz de bölge olarak payımızı arttırma peşindeyiz. Hem iç turizmde hem de yabancı ağırlanmasında Trakya, iddialı bir destinasyon. Trakya olarak, kırsal turizm, yani eko-turizm ve tarih turizmi alanında Kırklareli ve Edirne’ye yatırımlarımız devam ediyor.

Soru: Bu noktada şunu sormak istiyorum; kırsal turizmden bahsettiniz, yatırımlarımız oldu dediniz. Bunlardan biraz bahseder misiniz? Ne tür yatırımlar bunlar?

Şahin: Biliyorsunuz Kalkınma Ajansları olarak bizler, bulunduğumuz bölgelerde kalkınmanın sağlanması ve yerele yayılmasından sorumluyuz. Kent ve kır bölgeleri arasındaki gelir farklılıklarını gidermenin, köyden kente kontrolsüz göçün önüne geçmenin ve kaynakları yerele yaymanın en etkili yollarından birisi de kırsal turizm. Bu anlamda, ilk günden bu yana çok ciddi projeler geliştirdik. Kültür ve doğa turları için üç ilimizde de eşsiz güzellikler var. Biz ise turist ağırlama kapasitesinin geliştirilmesi, bölgenin tanıtımı ve yerelde girişimciliğin arttırılmasına ağırlık veriyoruz. Örneğin, Kırklareli Kırsal Turizm Geliştirme Projesi de bunlardan birisi. Öncelikle danışman bir ekip bölgede incelemeler yaptı ve kültür turları için uygun köyleri ve aktiviteleri tespit etti. Bu aktiviteler üzerinden muhtarlar ve köyün ileri gelenleri ile birlikte köyde bu işe sıcak bakan kadınlarımız organize edildi. Köy pansiyonculuğu, doğal ürünlerin yapımı ve üretimi, aromatik bitki toplama, ürün hasadı gibi konularda detaylı çalışmalar yaptık ve turizm acentelerinin işini kolaylaştıracak 7 farklı tur rotasını tespit ettik. Tabi bu arada, İstanbul ve Ankara’nın en önemli butik tur işi yapan acentelerini hem bölgemizde ağırlayıp buraları onlara gezdirdik hem de hazırladığımız rotaları onlara götürüp tanıttık. Ayrıca bahsi geçen tur firmalarına bağlı çalışan rehberlere de bir tanıtım turu yaptık ve onlara bölge hakkında eğitim verdik. Bu çalışma hala devam ediyor ve benzer faaliyetler sürüyor. Netice olarak, birçok tur operatörü bizim önerilerimiz doğrultusunda kültür turları oluşturmaya başladılar. Bu anlamda çok mutluyuz. Kırklareli, başlı başına bir turizm destinasyonu olmalı. Amacımız, bahsettiğim alanlarda koruma-kullanma dengesine dikkat edilen sürdürülebilir bir turizmi bölgemize getirip, paranın yerelde bulunan son üreticiye kadar ulaşması. Köyde reçel yapan Gülay Hanım, Boşnak mantısı yapan Beyhan Hanım veya evini köy pansiyonculuğuna açan Erol ailesi. Bizim projemizin asıl sahipleri bu kesimler. Ortaya çok büyük bir dinamizm çıktı, çünkü insanlarımız turizmi alternatif gelir kaynağı olarak görmeye başladılar. Bu dinamizmi yeni açılan pansiyonlar ve restoranlar ile destekliyoruz. Belki 3-4 yıl içinde bambaşka bir Kırklareli, Demirköy, İğneada ve Vize göreceğiz.

Siyaset: Bu çalışmayı yaparken hedef Pazar olarak hangi kentleri belirlediniz?

Şahin: Bu çalışmaya başladığımızda belirlediğimiz iki mottomuz oldu. Birincisi “İstanbul Trakya’nın yanı başında”, ikincisi de “Sizleri gürültünün fon olduğu İstanbul’dan yeşilin ton olduğu Kırklareli’ne davet ediyoruz”. Bu iki sözden de anlayacağınız üzere bu çalışmada bizim öncelikli hedef pazarımız İstanbul oldu. Daha sonra İzmir, Ankara, Bursa, Çanakkale gibi şehirlerimizden Kırklareli’ne misafir gelmesini bekliyoruz.

Siyaset: Peki Sayın Şahin, sizce tatilciler neden Kırklareli’ni tercih etmeli? Kırklareli’ni farklı kılan özellikler neler?

Şahin: Öncelikle, böyle bir soru sorduğunuz için teşekkür ederim. Çünkü, malumunuz birçok benzer destinasyon var alternatif gibi gözüken. Ama biz farklı olduğumuzu iddia ediyoruz ve bunu vurgulamak önemli. Şöyle ki, ilk olarak şunu tüm okuyucular bilmeli, Türkiye’nin en önemli orman ekosistemlerinden biri olan Istranca Ormanları Kırklareli’nde bulunuyor. Ülke flora ve faunasının yüzde 60’a yakını bu bölgede. Saatlerce araç sürüp de ormanın bitmediği bir alandan bahsediyorum. Bunu Türkiye’de çok az yerde bulabilirsiniz. Ve İstanbul’a sadece 2,5 saatlik bir araç sürüş mesafesi. Köylerimizin özgün yemekleri, adetleri ve ürün üretme ritüelleri var. Biz doğa ile birlikte bu eşsiz kültürü seyahat severlerin beğenisine sunuyoruz. Amacımız da burada kitle turizmini özendirmek değil kesinlikle. Bilirsiniz, eko turizme rağbet gösteren bir kesim var. Belki yine tur acentesi üzerinden alıyor turu veya bireysel geliyor, ama yörenin güzelliklerine saygılı, kirletmeyen, öğrenen ve harcamaktan çekinmeyen bir kitle. Bizim Kırklareli Kırsal Turizm Projesi ile ulaşmak istediğimiz asıl kitle o. Bölge insanı için daha çok gelir ve yerele yayılan bir ekonomi bu.

Siyaset: Çok güzel… Peki Sayın Şahin, biliyorsunuz bu sayıda Kırklareli’ne yaptığınız yatırımlara odaklanıyoruz. Kırklareli özelinde daha farklı neler yapıyorsunuz, bunlardan biraz bahsedebilir misiniz? Yani, Kırklareli kent merkezinde önümüzdeki dönemde uygulanacak büyük projeleriniz var mı?

Şahin: Kırklareli merkezinde önümüzdeki dönemde uygulamasına başlanacak bir fuar ve kongre merkezi projemiz var. Hâlihazırda Kırklareli’nde yapılacak büyük organizasyonların düzenlenebileceği bir fuar ve kongre merkezi bulunmuyor. Söz konusu proje bölgedeki fuar ve kongre anlamındaki önemli bir açığı kapatacak. Bu projeyi güdümlü proje desteği kapsamında destekleyeceğiz. Güdümlü projenin amacı, bölgesel gelişmenin hızlandırılması, bölgenin rekabet edebilirliğinin güçlendirilmesi ve bölgedeki iş ortamının iyileştirilmesi açısından önem taşıyan projelere Ajansın öncülük etmesi ve koordinasyonunu üstlenmesiyle diğer kurumlarla ortak gerçekleştirmektir. Valiliği, Kırklareli TSO, Kırklareli Belediyesi ve Trakya Kalkınma Ajansı yer almaktadır. Proje kapsamında yapılacak fuar ve kongre merkezinde fuar sergi salonu ve fuaye, açık fuar alanı, park, çok amaçlı salon ve otopark bulunacak. Proje kapsamında 4650 m2 brüt ve 3700 m2 kullanılabilir inşaat alanı öngörüldü. Genel olarak ifade etmek isterim ki fuar ve kongre merkeziyle kentin kimliğine katkı sunmayı amaçlıyoruz. Büyük bir ihtiyaç söz konusu ve Kırklareli bu tür aktiviteler için çok uygun bir nokta. Eğer iyi bir tesis kurabilir ve bunu hakkıyla işletebilirsek kentin düzenlemiş olduğu fuar, kongre, seminer ve benzer faaliyetler kent için ciddi bir gelir meydana getirecek. Kentin talihini değiştirecek.

Siyaset: Fuar ve Kongre Merkezi kentin ekonomisine ve sosyal hayatına neler katacak sizce?

Şahin: Kırklareli Üniversitesi Kayalı Yerleşkesi yakınlarında 39 bin 384 metrekarelik bir alana inşa edilmesi planlanan Fuar Alanı ve Kongre Merkezi kentin ekonomisine ve sosyal yaşantısına çok şey katacak. Yapılacak proje ile birlikte bölge genelinde ticari faaliyetlerin canlanması, yeni işbirliği ağları kurulmasının tetiklenmesi yanında, il ekonomisini de gerek turizm ve gerekse diğer hizmetler sektöründe yaşanacak canlanma ile önemli katkılar sağlanacaktır. Kongre ve fuarların yerel ekonomiye etkisi, etkinlikler gerçekleştikten sonra tam olarak hesaplanabilir. Fuar ve kongre hazırlıkları için organizatör firmanın harcamaları, gelen ziyaretçilerin harcamaları, dernek, birlik ya da kuruluşların harcamaları, katılımcıların harcamaları, organizasyon firmalarının harcamalarını hesaba katacak olursak tüm bu tutarlar kent ekonomisine önemli bir katma değer sağlayacak. Fuar ve kongre organizasyonlarının bir de sosyal ve kültürel etkilerinden bahsetmek gerekir. Bu tür organizasyonlarda yöreye farklı yörelerden ve farklı uluslardan yerli veya yabancı birçok insan gelir. Dolayısıyla yerel ahali ile dışarıdan gelen ziyaretçilerin arasında iki yönlü bir etkileşim oluşur. Gelen ziyaretçiler bir yandan yöredeki farklı sosyal ve kültürel yapıdan etkilenirken, diğer yandan geldikleri yöredeki insanları sosyal ve kültürel anlamda etkilerler. Böylece her iki grubun arasında bir bilgi ve kültür alış-verişi doğar. Bu etkileşim genelde pozitif sonuçlar doğurur. Gelen yabancı ziyaretçilerin de, geldikleri yörede gördükleri farklı kültür, çevre ve davranış biçimlerini döndüklerinde yakın çevrelerine aktararak yörenin tanıtımını yapma eğilimi oluşur. Tüm bu etkenleri alt alta koyduğumuzda projenin Kırklareli’ni sosyal ve ekonomik anlamda ileri götüreceğini düşünüyoruz.

Siyaset: Mahmut Bey, şu sıralar ülkemizin önemli konularında birisi de enerji, hatta yenilenebilir enerji. Biliyorsunuz ülkemizin ciddi bir enerji açığı var ve hükümet bu alanda büyük yatırımlara imza atıyor. Peki, siz Trakya’da ne durumdasınız, neler yapıyorsunuz enerji ile alakalı olarak?

Şahin: Şimdi enerji konusu çok kapsamlı bir konu. Hele hele söz konusu Trakya olunca, kömür, doğalgaz, uluslararası enerji iletim hatları ve yenilenebilir diye ayrı ayrı başlıklar açılsa, saatlerce teferruatı olan mevzular. Çünkü Trakya Bölgesi tüm bu alanlarda Türkiye’nin en önemli bölgelerinden birisi, ama ben burada yenilenebilir enerji mevzusunu açmak ve ajansımızın bu alanda verdiği destekleri kısaca anlatmak istiyorum. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalarda Trakya Bölgesi’nde Edirne’nin güneyi, Tekirdağ’ın doğusu ve güneyi ile Kırklareli’nin doğusunda rüzgar santrali için uygun alanlar bulunmaktadır. Edirne ve Kırklareli illerinde rüzgar hızı 5,5-7 m/s, Tekirdağ’da ise 6,5-7 m/s seviyelerindedir. Buradan hareketle bölgede önemli bir rüzgar potansiyeli olduğu değerlendirilmektedir. Güneş konusunda ise rüzgar kadar şanslı değiliz coğrafi olarak. Ortalama radyasyon oranı diğer bölgelere oranla biraz düşük, ama Almanya’dan yüksek. Almanya’daki güneş enerjisi üretimini düşününce, bölgemizin çok da geri planda kalmaması gerektiğini anlıyoruz. Biz de ajans olarak son yıllarda güneş ve rüzgar enerjisi üretimini geliştirici projelere destek verdik. Mesela 2010 yılından bu yana 14 farklı projeye destek verilmiş. 4 milyon TL hibe ile 7 milyon TL’ye yakın kaynak yatırımı yapılmış Ajans tarafından. Edirne Valiliğinden, Uzunköprü Belediyesine, kooperatiflerden meyve üretici birliklerine kadar birçok yararlanıcıdan söz etmek mümkün bu anlamda. Ayrıca, ajansımız üç ilde bulunan yatırım destek ofisleri aracılığıyla enerji yatırımı yapmak isteyen yatırımcılar için danışmanlık hizmeti de sunuyor. Evrakların takibinden doğru alanın araştırılmasına ve know-how desteğine kadar ücretsiz olarak tüm yatırımcılara destek vermeye çalışıyoruz. Bu tarz hizmetlerimiz de devam ediyor.