Marmara ve Ege Bölgesi Tarım Arazilerinin Organik Madde İçerikleri Bakımından Değerlendirilmesi
Muzaffer GENÇ
M.C.B.Ü.Tütün Eksperliği Yüksek Okulu 4. Sınıf Öğrencisi |
Prof. Dr. Meltem SESLİ
M.C.B.Ü.Tütün Eksperliği Yüksek Okulu Öğretim Üyesi |
ÖZET:
Tarım yapılan alanlardaki toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri incelendiğinde ve yapılan
araştırmalarda toprak üzerinde yetiştirilen ürünlere organik maddelerin nasıl etki ettiği ve toprak
içerisindeki elementlerin bitkiler tarafından alınmasında organik madde miktarının önemli olduğu
araştırmalar sonunda ortaya konmuştur.
Bu makalede Ege ve Marmara bölgesindeki özelikle yoğun tarım yapılan alanlardaki toprak
içerisindeki organik madde miktarlarının durumu ve topraktaki organik madde miktarının içeriği ve
artırılması yönünde ne gibi yöntemlerin ve çalışmaların yapıldığı irdelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Organik Madde, Toprağın Yapısı, karbon, biochar
Organik maddelerin topraklarda doğal bir azot kaynağı olması, mikroorganizmaların çoğalmasına ortam sağlaması, topraktaki mikroorganizmaların da diğer bitki besin maddelerini ayrıştırarak bitkinin alabileceği faydalı forma dönüştürmesi, toprağın fiziksel özelliklerini iyileştirmesi, toprağın su tutma özelliğini sağlaması, toprağın havalanma kapasitesini artırması ve pH değerinin dengelemesinde önemli rolü bulunmaktadır.
Ege ve Marmara bölgesinde hali hazırdaki bugüne kadar yapılan çalışmalar ışığında yapılan toprak tahlillerinde toprak yapısı içerisindeki organik madde miktarının %0-1 ve %1-2 arasında olduğu saptanmıştır.
Toprakta mikroorganizma varlığının gelişmesi ve besin elementlerinin bitkilere yararlı hale gelmesi için topraktaki organik madde miktarının en az bulunması gereken miktarın %3’ten fazla olması gerektiği araştırmalarda belirtilmektedir.
Organik maddesi düşük olan toprakların organik madde oranlarının yükseltilmesi için hayvansal ve bitkisel kaynaklı organik madde kullanılması yapılan araştırılmalarda tavsiye edilmektedir. Ege ve Marmara Bölgelerinde Tarım ve Orman Bakanlığı toprak laboratuvarlarında yapılan analiz sonuçlarında yoğun tarım yapılan alanlarda organik madde miktarının genelde %0-1 arasında olduğu gözlemlenmiştir. Öyle ki bitişik parsellerde topraktaki organik maddenin kimi parselde %0-1 arasında, kimi parselde %1-2 arasında, kimi parselde %2-3, kimi parselde %3-4 ve yine bitişik parsellerde topraktaki organik madde miktarının %4-5 arasında olduğu hatta %5 üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Arazide yapılan organik madde iyileştirilmeleri sonucu organik madde miktarının artırılabileceği ön görülmektedir (25).
Resim 1: Organik Tarım (Kaynak 34)
Her ülke kendi tarım politikasını uygulamakta, istihdam oluşturmakta ve aynı zamanda ihtiyaç fazlasını ihraç etmektedir. Tarımsal sorunların giderilmesi yapılan üretimde kalitenin ve üretimde artışın önünü açmaktadır. Türkiye tarımındaki sorunlar ve bu sorunlara yönelik çalışmalar yıllar için de birçok kişi tarafından araştırılıp çözüm yollarına başvurulmuştur (85).
Dünya üzerinde 170’e yakın ülke bulunmaktadır, ve her bir ülke kendi tarım politikasını uygulamaktadır. Tarımsal üretimi yönlendirmek, üretim de sürekliliğin sağlanması gibi faktörler tarım politikasının temel amaçlarındandır. Ülkemizin tarım sorunları ele alındığında tarıma olan desteklerin arttırılması tarım içindeki refah seviyesini arttıracaktır (85).
Son yıllarda artan üretim maliyetleri ile birlikte aşırı kimyasal gübre tüketimi toprak, su ve biyolojik kaynakların yok olmasına yol açmıştır (Gebhardt vd., 2017). Bu nedenle, çevredeki kimyasal gübre izlerini azaltmak ve gübrelerin ekonomik kullanımını en üst düzeye çıkarmak için, biyogübrelerin tarımsal ekosistemleri sürdürmek ve iyileştirmek için umut verici bir alternatif yaklaşım olduğu düşünülmektedir (Gao ve diğerleri, 2020 ) (86).
Bu biyogübreler esas olarak rizosferdeki yararlı mikroorganizmaların sayısını ve biyolojik aktivitesini artırarak toprak verimliliğini ve bitki büyümesini artırma etkisine sahip olan yararlı mikro organizmalara dayanmaktadır (Gao ve diğerleri, 2020 ) (86).
Arbusküler mikorhizal mantarlar (AMF), bitkilerin çoğunluğunun (%90) büyümesini ve verimini iyileştirmek için en etkili mikrobiyal simbiyotik organizmalardır (Ardakani ve diğerleri, 2009; Ahanger ve diğerleri, 2014; Tarnabi ve diğerleri, 2019 ). Bitkiler ve mikorizalar arasındaki simbiyotik ilişki, ekosistemin biyotik ve jeokimyasal kısımları arasında bir bağlantı oluşturur (86).
Ülkemizde uygulanan birim alandan yüksek verim almak amacıyla yoğun toprak işleme, sentetik kimyasal gübrelerin ve pestisitlerin aşırı derecede ve bilinçsiz olarak kullanılması, anız yakma gibi işlemler toprağın yorulmasına buna bağlı olarak da organik madde miktarlarının azalmasına neden olmaktadır (25). Geleneksel tarımda insan eliyle kullanılan sentetik kimyasallar ve pestisitler sonucu toprak, hava ve su yorulmuş ve kirlenmiş bunun sonucunda Türkiye topraklarında 1990 yılında yetersiz (çok az, az ve orta) toprak organik maddesi içeren toprakların oranı %92 iken, 2011-2014 yıllarında yapılan analizlerde bu oran %99’a yükselmiştir. İyi ve yüksek toprak organik maddesine sahip topraklar ise %7.2’den %1’e gerilemiştir (2). Bu nedenle toprak organik maddesinin yükseltilmesi ve toprağın fiziksel özelliklerini iyileştirecek metotların belirlenmesi ve uygulanması yönünde çalışmaların teşvik edilmesi gerekmektedir.
TOPRAK NEDİR
Toprak; içerisinde havayı, suyu, organik maddeyi ve çeşitli canlıları barındıran doğal bir ortamdır (9). Toprak, atmosfer ile taş küreyi (litosfer), tatlı su ile tuzlu su alanlarını (hidrosfer) birbirinden ayıran bir ara katman olup, birçok bitki ve hayvan için yaşam alanı sunan biyosferin (canlı küre) bir parçası, gezegenimizin yaşayan, nefes alan derisidir (3).
Yer yüzeyi üzerinde gezdiğimiz, yürüdüğümüz, barındığımız, çalıştığımız kısaca yaşamımızı sürdürdüğümüz, binlerce yıllarda oluşan ve içerisinde hava, su, organik madde ve canlıları barındıran, kendi kabiliyeti dışında yer değiştiren (rüzgar, su, tabi afetler) üzerinde ve içerisinde besin maddeleri nedeniyle canlıların beslenmesini ve yetişmesini (solucan, mantar, sebze, meyve, vb.) sağlayan binlerce yıllarda oluşan kara parçasıdır (25).
Resim 2: Toprağın Görünüşü (Kaynak 35)
Toprak , bitki örtüsünün beslendiği kaynakların ana deposudur, Toprağın üst tabakası insanların ve diğer canlıların beslenmesinde temel kaynak teşkil etmektedir. Bir gram toprağın içerisinde milyonlarca canlı bulunmakta ve ekosistemin devamı için bunların hepsinin ayrı önemi bulunmaktadır (5).
Toprağın Oluşumu
Toprak oluşumuna etki eden beş temel etmen vardır:
– İklim,
– Bitki örtüsü ve organizmalar,
– Topoğrafya, ana malzeme,
– Zaman (16).
İklim bağlamında toprak oluşumuna etki eden en önemli iki etken sıcaklık ve yağıştır . Her iki etken de ana kayanın ayrışmasında etkin rol oynar. Topraktaki ısınma ve soğuma döngüleri, nemlilik ve kuraklık toprağı oluşturan fiziksel, kimyasal ve biyolojik ayrışmaya önemli ölçüde etki eder (17).
Bu linkten makalenin tamamına PDF formatında ulaşabilirsiniz.