Maske Takmama Veya Sosyal Mesafe Cezalarına İtiraz

Maske takmama veya sosyal mesafe ihlali nedeni ile birçok ilde idari para cezaları uygulanmaktadır. Bu para cezalarına konu eylemler, cea tutanaklarında, Umumi Hıfzıssıhha Kanununa muhalefet kabahati olarak tanımlanmaktadır. Bu kanunun, idari para cezasına dayanak olan 282. Maddesi ;

“Bu kanunda yazılı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlara, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, iki yüz elli Türk Lirasından bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir” şeklindedir.

İçerik

Sokağa Çıkarken Maske Takma Zorunluluğu Öngören İdari Kararlar

Coronavirüs (Covid 19) salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında, İl Hıfzıssıhha Meclis Kurulları , her ilde uygulanması gereken tedbirler konusunda kararlar almaktadır. Birçok ilde bu kurullar, sokağa çıkarken maske takmanın zorunlu olduğu yönünde kararlar almıştır. Maskesiz sokağa çıkma nın, bu kararların ihlali niteliğinde kabahat eylemleri olduğundan bahisle para cezası uygulanmaktadır.

Maske Takma Zorunluluğunu İhlal Halinde Uygulanan İdari Para Cezaları Yasal mı?

Ceza hukuku temel prensiplerinden birisi suçta ve cezada kanunilik ilkesidir. Bu ilke uyarınca kanunsuz suç ve ceza olmaz. Suç ve ceza içeren kurallar ancak yasama organı tarafından kanun yoluyla konabilir. İdari işlemle suç ve ceza oluşturulamaz. İdare tarafından uygulanan para cezaları her ne kadar Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 282. Maddesine dayandırılsa da, bu düzenleme bir suç tanımı içermemektedir. Hatta kanunun diğer maddelerinde salgın hastalık durumunda alınması gereken tedbir ve yapılabilecek idari işlemlere yönelik ayrıntılı düzenlemeler bulunmasına rağmen, maske takma zorunluluğu veya sosyal mesafe kuralını düzenleyen bir madde mevcut değildir. Hal böyleyken, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 282. Maddesi ndeki genel hükmün, suçta ve cezada kanunilik prensibini karşıladığı kabul edilemez.

Ayrıca, il hıfzıssıhha meclis kurulları tarafından alınan tedbir kararlarının Anayasa ve temel insan hakları metinlerine uygunluğu da tartışma konusudur. Anayasanın 13. Maddesi; “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir” şeklindedir.

Anayasa ve genel ceza hukuku prensipleri uyarınca, söz konusu idari para cezalarının yasal zemine oturması için cezalandırılan eylemin somut bir şekilde tanımlandığı yasal bir düzenleme gerekmektedir.

Polisin İdari Para Cezası Uygulama Yetkisi Var mı?

1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu 294/2 maddesinde, bu kanunda yazılı olan idari para cezasının mahalli mülki amir tarafından verileceği belirtilmiştir. Mülki amirler ilçelerde kaymakamlık, illerde ise valiliklerdir. Dolayısıyla, bu kanuna dayalı idari para cezası ancak kaymakamlık veya valiliklerce uygulanabilir. Polisin doğrudan idari para cezası uygulama yetkisi bulunmamaktadır. Adana 5. Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği, idari para cezasını kaldırma kararında bu hususa değinilmiştir. Kararda Danıştay 8. Dairesi’nin 27.02.2020 tarih ve 2016/2843 E, 2020/1329 K sy kararına atıf yapılarak, uygulanan idari para cezasının, yetkisiz işlem nedeniyle kaldırılmasına karar verilmiştir.

İdari Para Cezalarına İtiraz Nereye Yapılır?

İdari para cezalarına karşı, işlemin ilgiliye tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Sulh Ceza Hakimliği nde itiraz edilebilir. İtirazın, işlemin uygulandığı yerdeki yetkili adliyede bulunan Sulh Ceza Hakimliğine yapılması gerekir. Uygulanan para cezasının yanında idarenin başkaca bir işlemi varsa (işyeri kapatma gibi), işleme karşı, iptal talebi ile idari yargı yolu na başvurmak gerekir.

Sulh Ceza Hakimliğine yapılan idari para cezasına itiraz ın reddi halinde Sulh Ceza Hakimliği kararına karşı da itiraz hakkı mevcuttur. Ceza Mahkemeleri Kanunu m.268’e göre, Sulh Ceza hakimi kararına karşı, kararın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içerisinde kararı veren mercie itirazda bulunulabilir. Yani itiraz yine kararı veren sulh ceza hakimliğine yapılacaktır.

“Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.”

CMK m.268

Bu düzenleme uyarınca, kararı veren sulh ceza hakimliği ya itirazı yerinde bulup kararını düzeltecek ya da itirazın incelenmesi için dosyayı kanunda belirtilen yetkili sulh ceza mahkemesine gönderecektir.

İdari Para Cezalarının İptaline İlişkin Sulh Ceza Mahkemeleri İptal Kararları

Maske takma zorunluluğu na veya s osyal mesafe kuralı na uyulmadığı gerekçesi ile uygulanan idari para cezaları na ilişkin yapılan bazı itirazlar kabul edilmiş ve sulh ceza hakimlikleri tarafından para cezaları kaldırılmıştır. Yukarıda değindiğimiz Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği, idari para cezasını yetkisiz işlem nedeniyle iptal etmiştir.

Bolu Sulh Ceza Mahkemesi ise önüne gelen bir itirazda sosyal devlet ilkesine vurgu yaparak idari para cezası işlemini iptal etmiştir. Mahkeme kararında, hem soysal devlet olma ilkesi hem de getirilen zorunluluğun mali külfet getirmesi nedeniyle, devletin kişi başına her gün üç adet maske sağlama zorunluluğu bulunduğunu belirterek; bu zorunluluğun yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan idari para cezasının kaldırılması na karar vermiştir.

Beykoz Sulh Ceza Mahkemesi de sosyal mesafe kuralına uyulmadığı gerekçesi ile verilen bir idari para cezası nı, işleme ilişkin tutanakta “ihlalin ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin bir belirlilik bulunmadığı” gerekçesi ile kaldırmıştır.

Maske Takmama Nedeniyle Uygulanan Para Cezası Hakkında Yargıtay Kararı

Bolu Sulh Ceza Hakimliğinin kararına karşı Adalet Bakanlığının yaptığı kanun yararına bozma başvurusu karşısında, Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/4354 E, 2020/14250 K sy kararı ile “kolluk covid-19 nedeniyle maske takmayanlara ceza yazamaz. Kolluk sadece tutanak tutabilir. Bu nedenle Umumi Hıfzıssıhha Kanunu m.282’ye göre kesilen idari para cezalarının iptali gerekir” şeklinde karar vermiştir. Yargıtayın söz konusu kararı ile kolluk tarafından Hıfzıssıhha Kanunu’na muhalefet gerekçesi ile uygulanan idari para cezalarının yasal olmadığı ortaya konmuş olmaktadır.

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/4354 E, 2020/14250 K sy Kararı

1593 sayılı Kanun’un 28. maddesi kapsamında, il umumi hıfzıssıhha meclisleri tarafından alınan bu kararların il genelinde icra edilmesi görevi illerde Valilere verilmiştir. Valilerin, 1593 sayılı Kanun’un 28. maddesi ile kendilerine verilen icra görevini yerine getirmek ve bulaşıcı ve salgın hastalıkla mücadelede etmek amacıyla il umumi hıfzıssıhha meclisleri tarafından alınan tedbirleri ve bu tedbirlere uyulmaması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanacağını, gerek ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına gerekse il genelinde yaşayan
halka usulüne uygun şekilde ilan etmesi – duyurması gerekmektedir. 5442 sayılı Kanun’un 66/1. maddesinde Valilerce kanunların verdiği yetkiye istinaden çıkarılan emirlere riayet etmeyenler hakkında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi gereği idari para cezası
uygulanacağı da açıkça hüküm altına alınmıştır. Bu nedenlerle; il umumi hıfzıssıhha meclisi tarafından genel sağlığı tehdit eden sakıncaların giderilmesi maksadıyla alınmış olan “maske takma yükümlülüğü/ tedbirinin” Valiliklerce il genelinde icra edilmesi maksadıyla usulüne uygun şekilde duyurulması halinde; “maske takma tedbiri/yükümlülüğüne” aykırı davrananlar hakkında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi kapsamında “emre aykırı davranış” nedeniyle idari yaptırım uygulanmasının hukuken mümkün olduğu değerlendirilmiştir.


Uyuşmazlığa konu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, kabahat tarihinden (20.05.2020) önce, Bolu Valiliğince il umumi hıfzıssıhha meclisinin almış olduğu “maske takma tedbiri”nin ve buna uymayanların Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesi çerçevesinde cezalandırılacağı hususlarının, il genelinde icra edilmesi maksadıyla usulüne uygun şekilde duyurulup duyurulmadığı anlaşılamamaktadır. Bu nedenle, Sulh Ceza Hakimliğince bu husustaki ilanı ispata yarayan evrakların, Valilik makamından sorulmasıyla dosyaya konulması gerekmektedir. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesinde yazılı idari para cezası kararını kimlerin vermesi gerektiği hususuna gelince; 5326 sayılı Kanun’un 32. maddesinde açıkça yazılı olduğu üzere, emre aykırı davranış kabahati dolayısıyla verilecek idari para cezasına ancak emri veren makamca karar verilebilir. İdare hukukunda yetki, kamu düzenine ilişkin bir konudur. İdareye kanunlarla verilen karar alma yetkisinin bir başka kurum veya kişiye devredilmesi, ancak ve yine Kanunun açıkça izin verdiği konular hakkında ve kanunda gösterilen usul ve esaslar çerçevesinde yapılabileceği kabul edilmektedir. (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2009/918 E. 2013/2369 K. sayılı kararı) Öte yandan 1593 sayılı Kanun’un 28. maddesinde, Umumi Hıfzıssıhha Meclislerince alınacak kararların icra yetkisi Valilere verilmiştir. Bu nedenlerle; kanun yararına bozmaya konu somut uyuşmazlık açısından, “maske takma tedbirine/yükümlülüğüne” uymamak suretiyle gerçekleşen “emre aykırı davranış” kabahati nedeniyle ancak Vali tarafından idari yaptırım kararı tesis edilebileceği değerlendirilmiştir.


III-) SONUÇ
Yukarıda yazılı mevzuat ve yapılan değerlendirmeler çerçevesinde; ilgili Sulh Ceza Mahkemesi tarafından Valilik makamına maske takma tedbiri/yükümlülüğüne dair ilan evraklarının sorulmasıyla verilecek cevaba istinaden;
a-) Bolu Valiliği tarafından, il umumi hıfzıssıhha meclisince 1593 sayılı Kanun’un 27. maddesi çerçevesinde alınmış olan “maske takma tedbiri/yükümlülüğü”ne dair kararın Kanun’un 28. maddesiyle verilen icra yetkisi kapsamında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 66/1. maddesi çerçevesinde Valilik tarafından usulüne uygun şekilde ilan edilmemiş olması halinde; idari para cezası karar tutanağında zikredilen karara istinaden uygulanan idari para cezasının şartları oluşmadığından ortadan kaldırılmasına,
b-) Bolu Valiliği tarafından, il umumi hıfzıssıhha meclisince 1593 sayılı Kanun’un 27. maddesi çerçevesinde alınmış olan “maske takmatedbiri/yükümlülüğü”ne dair kararın Kanun’un 28. maddesiyle verilen icra yetkisi kapsamında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 66/1. maddesi çerçevesinde Valilik tarafından usulüne uygun şekilde ilan edilmiş olması halinde ise; bu kez de idari para cezası kararının Vali tarafından tesis edilmesi gerekirken sadece kabahat (olay) tutanağını tutmakla görevli olan idari kolluk yetkilileri tarafından tesis edilmiş olması nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve bu hususta süresi içinde yetkili Valilik tarafından idari yaptırım işlemi uygulanması amacıyla kararın ve tutanağın ilgili idareye gönderilmesine, karar verilmesi gerekirken, Sulh Ceza Hakimliğince, eksik incelemeye matuf subjektif değerlendirme ve yanılgılı gerekçelerle idari para cezasının iptaline karar verildiği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, yukarıda yazılı nedenlerle yerinde görüldüğünden, Bolu Sulh Ceza Hâkimliğinin 29.06.2020 tarihli ve 2020/1604 değişik iş sayılı kararının, Sulh Ceza Hakimliğince kabahat tarihinden (20.05.2020) önce yazılı emir ve idari para cezası kararını vermeye yetkili makam ve merciler açısından araştırma yapma yükümlülüğünden hareketle, CMK’nın 309/4-a. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre, kararı veren Sulh Ceza Hakimliği tarafından, gerekli inceleme ve araştırma sonucu müteakip işlemlerin yapılarak yukarıda yazılı sonuç başlığındaki ihtimallere göre yeni bir karar verilmesine, 09.11.2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/4354 E, 2020/14250 K)

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/4354 E, 2020/14250 K sy kararının tamamına, aşağıdan pdf dosyası formatında ulaşabilirsiniz.

Yargıtay-19.-Ceza-Dairesi-Karari İndir

Mersin ceza avukatı, ceza hukuku, aile hukuku, miras hukuku, gayrı menkul hukuku, sağlık hukuku, uluslararası hukuk ve tanıma tenfiz davaları, iş hukuku, internet ve bilişim hukuku ve Mersin ‘de uzman avukatlık ve arabuluculuk çalışma alanlarımız için bkz. Arslanbuğa Avukatlık & Arabuluculuk Bürosu