Mayalı mıyız?

Günlük yaşantımızı anlamak, tanımlamak veya planlamak için yeterli algı ve düşünme kapasitesine sahip olabiliriz. Ancak söz konusu olan “var oluş, yaradılış ya da tanrı” olduğunda, bu olguyu dolaylı yollar ve  başka araçlar kullanarak anlamlamak zorundayızdır.

Elimizde ne var diye bakacak olursak, elimizde beş duyumuzun algıladığı, bilimin onayladığı pek de bir şey olmasa bile, elimizde, binlerce  yıldır kullanılan semboller ve metaforlar, mitler, hikayelerden ve kutsal metinlerden oluşan dev bir hazine var.

Elimizde esasen dev bir ezoterik ve ruhsal bilgi kütüphanesi var ama ne yazık ki;

Var oluşu ya da yaradılışı  dolaylı yollardan sezsek bile gördüğü duyduğu, dokunduğu ve bildiği dışında başka bir şeye kalpten inanamayanlar için bu sezgilerin çoğunlukla bir değeri’ de olmuyor.

Dolayısıyla  en büyük depresyonumuz da, en büyük karmaşamız da anlam ve inanç arayışımız olarak odak noktamızı her zaman işgal ediyor.

Bu haftaki yazımda sizlere: Eski bir uygarlık olan günümüze kadar yansıyan, sevgili Atatürk’ün de dikkatini çeken bir kıtadan ‘’medeniyetten söz etmek istiyorum.

Buzul Çağının sona ermesiyle birlikte yeryüzü daha yaşanabilir bir yer olmaya başlar ve akarsular, göller, dereler yani hayatın kaynağı su yeryüzündeki yaşanabilir mekanların temellerini oluşturmuştu. Klasik-öncesi döneminin öncesi hakkında büyük bir tartışma hâlen sürmektedir; bu konuda pek fazla keşif ve buluntu olduğu söylenemez. Maya bölgesinde(Mu Kıtası) klasik-öncesi döneminin öncesinde emin olabileceğimiz bir şey, iklim koşullarının çeşitli hayvan türlerinin ortadan kalkmasına yol açmış büyük değişimlere uğramış olmasıdır. Bu değişiklikler muhtemelen, temel etkinlik olan avlanma konusunda yer değişimine ve yabani meyve, tohum ve köklerin yenilmesine neden olmuştu.

Bilim insanlarının, Maya (Mu Kıtası) bölgesinde yaptığı çalışmalar ışığında Eski Taş Devri’nin üçüncü ve son alt devri olan  Üst Paleolitik  ya da Kaba taş devri, Yontma taş devri veya bilimsel adıyla Paleolitik Çağ  olarak tanımlanan Eski Taş Çağı arasında ‘bağ oluşturduğu’ konusunda ortak görüşler bulunmaktadır.

Mu‘nun batışından itibaren dünya uygarlıklarında bir ilerleme değil, bir çöküş, yani yüksek bir uygarlık düzeyinden gerileme yaşanmıştır.)

Söz konusu benzerlikleri açıklamak üzere ortaya atılmış bir başka görüş ise göçün Asya‘dan Amerika‘ya Bering Boğazı yoluyla yapılmış olabileceğini varsayar.

(Konuya ilişkin son bilimsel araştırmalar, tümüyle kanıtlanmış bir kuramı henüz ortaya koymamakla birlikte, Maya dilinin de dahil olduğu Amerindiyen dil ailesinin yaklaşık 16.000 yıl önce Sibirya kaynaklı bir göç dalgasıyla oluştuğu, yani Amerindiyen dil ailesindekilerle Sibirya‘da yaşayanların o zamana dek aynı dili konuştuğu sonucuna varmıştır.)

2010 yılında Orta Asya’ da Avrasyalı ön Türkleri konu alan belgeselin yönetmeni Gül Tekin Gün notlarında geçen, Beyaz Irk ve Amerind lerin ilk akrabalık bağı MÖ -8.000 lerde gerçekleşir. Bu dönemde Aral gölü , yo ğun insan popülasyonuna sahip bir yerleşke durumundadır.

Bu bölgenin yerlileri olan Beyaz Irk, Aral gölü civar ında varlıklarını devam ettirmekteydiler.

Kuzey bölgelerinde yaşayan Amerind lerin bir bölümü, MÖ -8.000 lerde gü ney b ölgelerine doğru göç hareketi başlatmışlardı.

Yucatan Yarımadası‘nda soyu tükenmiş hayvan türlerine ve bu döneme ait insan etkinliklerinin izlerine rastlanmıştır; Campeche‘deki Industria de la Concepción aletleri ve Loltún‘daki mağaralarda bulunan duvar resimleri bu döneme ait insan etkinliklerini gösteren buluntulara örnek olarak gösterilebilir.

Maya Astrolojisi;

Şamanik ruhanilik Maya kültürünün özüdür. Mayaların değerli miraslarından biri takvim sistemleridir.

Birden fazla Maya takvimi vardır, bunların en ünlüsü ; Orta Amerika’da yaşayan Maya uygarlığının hem seremoni günlerini seçtikleri, hem de bireysel rehberlik için kıllandıkları bir takvim sistemidir. Uzun sayım takviminden farklı olarak sona ermeyen 260 günlük bir döngüden oluşur. Uzun sayım ( ya da daha geniş anlamda tun sistemi) evrensel değişimler ve tahminlere dairken, Tzolk’in bireylere basit ama derin bir ruhani rehberlik sunar. Buradaki adıyla Maya Astrolojisi dediğimiz Maya burç sistemi, gezegenler veya yıldızlara değil Tzolk’in’e dayanır ve aslında içinizdeki ruhani zamana ışık tutar.

Bu yazıda bana ışık tutan ve araştırmama, katkı sağlayan ayrıca bu alanda rehberlik  yapan sevgili  Gülçin Önel’ e teşekkür etmek istedim.

Kaynaklar : Mayanda Ne Var -Lilith’in Işığı 11 (Gülçin Önel),

:Özgür Ansiklopedi