Meğer ‘twist’ bir savaş dansıymış

Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) ‘twist operasyonu’  kararı dolardaki değerlenmeyi tetikledi. Bizce doların bu tür operasyonlara değerlenme sürecine girmesi insanlığın önüne ekonomik krizden çok daha büyük bir tehlike koyuyor. Nasıl mı; bunu anlatmak için, izninizle biraz geriye gidelim.

Fed, bilânçosunu büyütmeden, yani parasal genişlemeye gitmeden, faiz oranlarını, uzun dönemde aşağıda tutmak için bu yolu seçti. Bu yol, aynı zamanda,  temel emtialardaki fiyat köpüğünü alıyor ama doları da gereksiz yukarı sıçratıyor. Ancak bu bir tercih, peki tehlikeli bir tercih mi; bizce doların değerli kalmasında ısrar edilirse tehlikeli.

Şimdi Fed’in 400 milyar dolarlık uzun vadeli tahvil alımı, yüksek faiz beklentisini kıracak. Tabii daha da önemlisi, inşaat sektöründen başlamak üzere, ABD’deki sürükleyici sektörler, hem enflasyon hem de faiz yönünde önlerini görebilecek ve yatırım/borçlanma sarmalından çıkışın dinamiklerini yakalayabilecekler. Ama… Bu işin aması tarihin loş koridorlarında gizli.

İşin ilginç tarafı şu ‘twist operasyonunun’ 1961’de J.F. Kennedy zamanında da yapılmış olması.  Kennedy ile Obama arasında da bence önemli bir tarihsel benzerlik var. Her iki ABD Başkanı da hem dünyanın hem de ABD’nin içinde bulunduğu sıkışmışlık durumunu aşmaya çalıştı. Kennedy, yapmak istediklerini yapamadı; izin vermediler ve soğuk savaş daha da keskinleşerek devam etti. 1961’de Fed ‘twist’ operasyonu yaptı çünkü ABD, yine bugünkü gibi, durgunluğun pençesindeydi ve o zaman dolar altına bağımlı olduğu için ülkeden altın çıkışının önüne geçilemiyordu. Doların değer kaybı ABD’yi geriye götürdüğü için bu, doğrudan bir siyasi egemenlik sorunu da yaratıyordu. Bu operasyonla Fed, uzun vadeli faiz oranlarını aşağıya çekerek, demir-çelik, silah sanayi, inşaat ve petro-kimya gibi geleneksel sektörleri rahatlatmış ve dolardaki değer kaybını önlemişti. Ama bu sektörler bu basit swap operasyonuyla yetinmediler. Kennedy’nin Silikon Vadisi sektörlerini destekleyen ve soğuk savaşın önüne geçecek yaklaşımları, militer-sınaî kompleksin yoluna konulmuş bir taştı. Tabii twist operasyonunun siyasi olarak tamamlayan operasyon Kennedy suikastıydı. Bugün çok farklı bir ekonomik ve siyasi paradigma var karşımızda. Ancak, ABD’de faiz oranlarının düşmesi, ‘eski’ militer-sınaî sektörlerin yeniden hayat bulmasına yol açacaksa bu, aynı zamanda Obama’nın seçimleri kaybetmesi anlamına gelir.

Dolar ne için ve ne zaman değerlenir?

Bakın,  ABD,1973’te düşen kâr oranlarının ve kendini yenileyemeyen imalat sanayinin yeniden ayağa kalkması için 1985’te doları, Japon Yeni’ne ve Alman Markı’na karşı devalüe etti.

Bu operasyon ABD’de imalat sanayi kârlılığını on yıl boyunca, yani 1995’e kadar, olağanüstü artırdı. Brenner, bu artışın yüzde yetmişleri bulduğunu yazar. Bu süreç iki önemli sonuca yol açtı; birincisi: ABD’de, mali olmayan kurumsal kârları en az yüzde 20 civarında artırdı. Ama bu sonuç, Avrupa ve Japonya’yı durgunluğun kucağına itti.

Bu durumun çok geçmeden bir bumerang gibi dönüp tekrar hegemonyanın sahibi ABD’yi vuracağını Greenspan gördü. Böylece ABD, 1985’te yaptığının tam tersini yaptı. Yani doların değerini yükseltti. (Ters Plaza anlaşması) 1995’te, yen kuru 79 dolara yükselmişti.

Tam burada ABD, Demokrat bir başkanın ve Greenspan’ın yapmaması gereken her şeyi yapmaya başladı. Çünkü karşılıksız ama değerli dolar dönemi başlamıştı. İşte burada ikinci önemli sonuca geliyoruz. Bu, çok açık olarak neo-con iktidarı olacaktı. Çünkü değerli dolar iki şekilde olur; birincisi ekonomik ve teknolojik üstünlük, ikincisi de siyasi üstünlük. 1995’ten sonra birincisi küresel kapitalizmin selameti için terk edildiğine göre, ikincisi devreye girecekti. Böylece Bush dönemi başladı. Bush döneminin asıl başlangıcı tabii ki, yukarıda anlattığımız, ters plaza durumudur. Yani doların revalüasyonunun olduğu 1995 yılı. Peki, şimdi Obama iktidarı acaba bu operasyonla, doların gereksiz değerlenmesine izin vererek Kennedy ve Clinton’un yaptığı hatayı mı yapıyor?  Bunu zaman gösterecek; çünkü bu operasyon grafikte görüldüğü gibi, 2008 kriziyle aşırı şişen temel emtia fiyatlarında bir gerilemeye yol açacak ve buradaki spekülasyonlara, doları öne çıkararak, bir müddet son verecek. Ama temel emtialardaki fiyat şişkinliğinin doları değerlendirerek aşağı çekilmesinin bedeli insanlık için çok ağır olabilir. Çünkü doların ekonomik karşılığı yoktur; nihai siyasi karşılığı ise savaştır.