2004 yılında iş hayatına girdim. 2006 yılından itibaren, çalışan memnuniyeti ve bağlılığı ölçen şirketlerde çalıştım ve bu tür anket ve ölçümleme süreçlerini bizzat yönettim. Bu nedenle de “ Memnuniyet – Bağlılık – Mutluluk” üçgeninde şimdiye kadar olanları, bu kavramların ne olduğunu, aralarındaki bağları-farkları, daha önemlisi de bundan sonra bu yolculuğun nerelere varacağını sizlerle tartışmak ve tecrübelerimi sizlerle paylaşabilmek için; bir seriye başlamak istedim. Birkaç hafta boyunca bu başlıkları enine boyuna ele alacağız.
Yazılar uzun olmayacak. Elimden geldiğince kısa ve özellikle kavramsal olarak bu üçlünün ne anlama geldiğini ve neden önemli olduğunu anlatmaya çalışacağım. Umarım bütüne faydalı olur.
Çalışan Memnuniyeti Nedir? ya da Memnun Çalışan kime denir?
Her şey toz ve gaz bulutuyken, sadece memnuniyet ölçümlüyorduk. Çünkü o dönemlerde “bağlılık” sahnede değildi. Fakat 2000’li yıllarla birlikte, “bağlılık” da sahneye çıktı ama bu “memnuniyet” i sahneden indirmedi. Aksine uzun bir süre memnuniyeti ve bağlılığı birlikte ölçümleyen şirketler oldu, hala da var. Genel eğilim ve trend yavaş memnuniyetin artık yeterli olmadığı ve aslında artık “bağlılık” kavramının ölçümlenmesi gerekliliği üzerine odaklansa da, memnuniyet hala “çalışan deneyimi” nin en derininde bir yerlerde, bir çok şeyin ana belirleyeni olarak duruyor. Bunun farkında olarak yola devam etmek lazım.
“Çalışan Memnuniyeti” ne demek ve neden önemli?
En basit tanımıyla; çalışan memnuniyeti bir çalışanın şirketiyle ilgili kafasında oluşan ilk resim ya da ilk izlenim olarak tanımlanabilir. Memnuniyet; genel bir kavram olmakla birlikte temelde, çalışanın işvereninden, yaratılan iş ortamından ve çalışma koşullarından hoşnut olma durumunu ifade eder. Yani işvereni ve çalıştığı şirket hakkında genel olarak olumlu düşünen ve pozitif duygulara sahip olan çalışanlar memnundur diyebiliriz.
Tanımından yola çıkarak değerlendirdiğimizde, aslında çalışanlar açısından şirketinden ve/veya işvereninden “memnun olma hali” aslında daha çok fiziksel ve maddi koşullarla ilintili olarak düşünülebilir ve bu hiç de yanlış olmaz.
Memnuniyet daha çok şirketin bize sunduğu kaynak, olanak ve koşullarla ilgilidir. Eğer buralarda bir sıkıntı/sorun varsa ya da herhangi bir tatminsizlik yaşanıyorsa; çalıştığımız şirketten ya da işverenimizden memnun olmamız çok olası değildir. Memnun olmadığımız için de; sonraki aşamalara geçiş yapabilmemiz teknik olarak mümkün olamaz. Memnun olmayan bir çalışanın, bağlı olmasını beklemek doğru değildir. Kısaca temelde memnuniyet yoksa, bağlılıktan zaten bahsedemeyiz.
Kral hala tahtında
Şu ana kadar anlattıklarımıza paralel; memnuniyet kendinden sonra birçok yeni kavram ortaya çıkmış olsa da, hala önemini koruyor. Çünkü hepimiz öncelikle, hayatımızı devam ettirmek, geçimimizi sağlamak ve birtakım olanaklara sahip olmak için çalışıyoruz. İşte tüm bu motivasyonun olduğu yerde de, “Çalışan Memnuniyeti” kavramı gücünü kaybetmeden yoluna devam ediyor. Şirketler, işverenler çalışanların bu ihtiyaçlarını karşılayabildikleri ölçüde, değer kazanıp, yollarına devam edebiliyorlar.
Çalışan Memnuniyetini Etkileyen Temel Faktörler Neler?
Kendinizden düşünün. İşvereninizden ya da şirketinizden memnun olduğunuzu nasıl ve neye göre anlarsınız? Hangi faktörler memnuniyet seviyenizi belirler?
Cevap basit: Aldığınız maaş, varsa aldığınız priminiz, size ve/veya ailenize sunulan ek menfaatler (sağlık sigortanız, hayat sigortanız, bireysel emekliliğiniz ve diğer tüm yan haklar), çalıştığınız ofis ortamınız, burada çalışırken kullandığınız tüm materyal, kaynak ve imkanlar, yemekhanede yediğiniz öğle yemeğiniz ya da aldığınız yemek fişi, yıllık izinde yasal süreye verilen ek izinler, şirketinizin mesleki ya da kişisel gelişiminize yaptığı yatırım, terfi ve kariyer olanakları, artık pandemi döneminde olduğumuz ve ofis ortamımız daha çok evlerimiz olduğu için; şirketinizin bu alana yönelik size sağladığı ek imkan ve olanaklar. Örneğin; pandemi döneminde çalışanların evlerine ortopedik destekli sandalye gönderen şirketler oldu. Bunlar hep “Çalışan Memnuniyeti”’ne yapılan doğru yatırımlar ve çok kıymetli 😊 Ayrıca genel olarak şirketinizin imajı ve bu imajın sizdeki etkisi/yansıması. Yani “Genel olarak, bu şirkette çalışmaktan memnun musunuz?” sorusuna dürüstçe verdiğiniz cevap.
Hepsi bu “memnuniyet” paketinin içinde ve sizin şirketinizden memnun olma durumunuzu doğrudan-1. Derecede etkileyen faktörler. Bunlardan biri ya da birkaçı eksikse ya da tam olarak eksik olmasa bile; çalışan bazı noktalarda tatminsizlik yaşıyorsa, kısa zamanda şirketten ayrılacağını düşünebilirsiniz ve bu şartları iyileştirmeden yeniden “memnun çalışan” olabilmesini sağlayamazsınız. Hatta bazen bazı şeyleri iyileştirseniz bile, çalışanı elde tutmanıza yetmeyebilir ☹
Şirketler ne yapmalı?
Şirketler öncelikle yılda 1 kez anket uygulayarak ölçümleme yapmaktan hemen ve hızla vazgeçmeli. Memnuniyet, bağlılık ya da mutluluk; hangisini ya da hepsini ölçerseniz ölçün, artık bu kadar önemli KPI’ları yılda 1 kez ölçümlemekten vazgeçin. Zira artık şartların ve ihtiyaçların çok hızlı ve anlık değiştiği dönemlerden geçiyoruz. Daha kısa vadeli ölçümleme modellerine öncelik vermek şart.
Bununla birlikte, “Memnuniyet artık önemli değil, tek bir soruyla geçelim, asıl önemli olan bağlılık, onu daha detaylı ölçelim” bakış açısını da açıkçası ben çok doğru bulmuyorum. Zira anlattığım gibi, memnun olmayan bir çalışandan, bağlı çalışan olmasını yani şirketi için elinden gelenin daha fazlasını yapmasını nasıl bekleyebiliriz? Bu nedenle, benim kendi tecrübelerimden de hareketle “işin çekirdeği” olarak gördüğüm memnuniyet kavramını ölçmeye devam edin ve mümkünse farklı kategorilerde çeşitli sorularla destekleyerek, kaynağını daha geniş bir tabandan alan bir ölçme & değerlendirme metodu ile ilerleyin.
Diğer yandan, “Çalışan Memnuniyeti” skorlarınız uzun vadeli olarak yüksek seviyelerde olsun istiyorsanız, bunun sihirli bir formülü olmasa da, işlediğini gördüğüm 3 önemli nokta var. İpucu olarak almak isterseniz;
Yüksek Çalışan Memnuniyeti için;
Bir sonraki yazı bağlılık üzerine olacak. “ Çalışan Bağlılığı ” yazısında görüşmek üzere,
Sevgiyle,
Burcu Karaağaç Mutlu