Metaverse’ü Anlamak (4): Arsa mı alsak ne yapsak?

Metaverse’ü anlamak için dijitalin ne olduğunu anlamak gerekir. Ama sadece tanımsal anlama yetmez, ilişkisel olarak anlamalıyız dijitali. Yerine oturtamadığımız ve bir tek tanımını bildiğimiz şey belki okul sınavlarında işimize yarar, başka da bir işimize yaramaz.

Dijital, bir şeyi 1 ve 0 olarak ifade edebilmemiz demektir. Bir şeyi 1 ve 0 olarak üretebilirsek, dijital ortamlarda yazılım kodlarıyla saniyeler içinde onun milyonlarca kopyasını oluşturabiliriz; küçücük fiziksel ortamlarda onun dağlarcasını barındırabiliriz; onu dünyanın öbür ucuna ışınlayabiliriz.

Bir kitabı fiziksel olarak basmak için yayınevinden matbaasına uzun bir süreç gerekliyken dijital olarak hazırlayıp yayınlamak birkaç günlük iş bile değildir. Fiziksel olarak yayınlanmış bir kitabın kopyası için matbaalar gerekirken dijital yayınlanmış bir kitabın talep anında neredeyse sıfır zamanda kopyası üretilebilir. Fiziksel kitabın okuyucuya ulaşması kamyon, gemi, araba hızlarına tabi olup duraklarda da bol bol beklerken dijital kitap dünyanın öbür ucundaki bir sunucudan bilgisayarınıza ya da telefonunuza saniyeler içinde ışık hızında gelebilir.

Dijitalleştirilemeyecek hiçbir şey yoktur. Çünkü mesele yüzde yüz dijital olması değil, hibritleşmesi; her şeyin biraz dijital biraz fiziksel, çoğu zaman çokça dijital azıcık fiziksel olması. Mesela şu anda yediğimiz fiziksel yemekleri seçme ve sipariş etme işlemini neredeyse hep dijital ortamlarda yapıyoruz.

Sözlü kültür, yazılı kültür, dijital kültür… Dijital artık bir opsiyon değil, yaşamımızın önemli bir kısmının üzerinde yürüdüğü zemin. Yani zaten çoktandır dijital metaverse’ün içindeyiz. Fiziksel bir dünyamız vardı, üstüne dijital bir dünya oluşturuldu ve fiziksel dünyayı o kadar çok etkiledi ki artık bildiğimiz eski fiziksel dünya yok. Tek bir dijital dünya da yok. Bunlardan bazıları fiziksel dünyayla çok bütünleşik ve sadece yüzde on dijital; çoğunluğu ise fiziksel dünya üzerinde sadece sunucuları ve insanlara değdiği noktaları ile var ve neredeyse tamamen dijital. Böyle pek çok hibrit dünyalar var ve biz de onların içindeyiz.

Alışveriş yaptığınız ortamlar, sohbet yaptığınız ortamlar, iş aradığınız ortamlar, iş yaptığınız ortamlar…

Bu geçiş sürecini bir ‘kariyer’ üzerinden kavramak isterseniz “ Hikaye Anlatıcısının Evrimi ”  başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

Peki Metaverse’de niye arsa peşinde koşturup duruyoruz? Çünkü millet olarak arsadan zengin olmanın binlerce örneğini yaşadık ve yakın çevremizden kişilerde gördük hatta belki kişisel olarak deneyimledik. Hikâye anlatıcısıysan Metaverse’de de o olarak devam edersin, arsa spekülatörü isen orada da onu yaparsın. Metaverse için uzaklara bakmayın, ne yapayım diye de uzaklara bakmayın. Kendi işinizin, ilginizin, merakınızın hibrit dünyasını kurun. Bu konuda ihtiyaç duyanlara danışmanlık da yaptığımı belirtmeliyim. Bakın ben de bir danışman olarak kendi hibrit dünyamı kuruyorum ve bu yazı da bunun bir parçası.

Durkheim’ın mekanik dayanışma, organik dayanışma ikilisi vardır; şimdi buna bir üçüncüsü eklendi ve o artık üçlü oldu: Mekanik dayanışma, organik dayanışma, dijital dayanışma. İki nesil kadar önce insanlar komşuları ile imece yapar kendilerine birkaç haftalık/aylık yufka, lavaş, ekmek üretirlerdi. Bir nesil önce bu davranış garipleşti ve hiç tanımadığımız, bilmediğimiz insanların emeklerine dayalı olarak bakkaldan üç kuruşa ekmek almayı benimsedik. Şimdi de o ekmeğin basit bir aplikasyon ile telefonumuzun bir tuşuna basıp kapımızın önüne gelmesini, hatta kıyafetinden arabasına pek çok ürünü fiziksel olarak görmeden incelemeden satın almayı içselleştiriyoruz. Size şu an garip gelen pek çok şey hızla normalleşiyor. Bir süre sonra hâlâ dönüştürmediğiniz bazı davranışlarınız, fırından ekmek mi alınır hadi ekmeğimizi yapalım diye diretmek kadar garipsenir olacak.

Uyum, uzaklarda değil. Mateverse zaten yaşamımızın içinde, gözlerinizi açıp kendinizi, yaşadığınız ortamı, kullandığınız yöntemleri görmeye başlarsanız akışın farkına varacaksınız. Kendimi, ortamla ilişkilerimi, kullandığım yöntemleri nasıl görüp değiştiririm derseniz 26 Şubat’ta yeniden açılan “ Çevik Yaşam Eğitimi ”ni inceleyebilirsiniz.

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse sıradaki yazımız sizin için geliyor: Metaverse’ü Anlamak: Nasıl Geçineceğiz?