Milliyet

İlkbaharda, gözlerin yeşile doyuyor. Yazın, her yer yanarken burada serinliyorsun. Sonbaharda, kendini bir ressamın paletinde sanıyorsun. Kışın, kar manzarasıyla büyüleniyorsun…

Polonezköy

Tatil Kurdu / Nadir Elçi

Bugün İstanbul’un yanıbaşındaki cennet bir köşede, Polonezköy’deyiz. Burası, sadece İstanbul’da değil, Türkiye genelinde ev pansiyonculuğunun ilk geliştiği yörelerin başında geliyor. Burada hemen her ev pansiyon ve restoran olarak hizmet veriyor. Sonradan eklenen otel, motel ve restoranlar da cabası oluyor.
Liszt’den Papa’ya…
Polonezköy, turizm cenneti olmayı, her nasılsa bir-iki istisna dışında beton canavarına yenik düşmeden başaran nadir yerler arasında yer alıyor. Polonezköy’de doğaya aykırı düşen, gözü hırpalayan yapıların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
Polonezköy, gerek doğası, gerekse “ufku geniş’ insan yapısıyla herkesi kendine çekiyor. Üşenmeyip, dünyanın yolunu tepip köyü ziyaret edenler arasında ünlü Macar Besteci Franz Liszt, Fransız yazar Gustav Flaubert, İstanbul aşığı Fransız yazar (kimilerine göre casus) Pierre Loti, Papa 23. Jean Rocalli de bulunuyor.
Şimdi tam zamanı
Köy, çam, meşe, gürgen, köknar, kestane ağaçlarından oluşan bir orman alanı içinde kurulu bulunuyor. Yapraklarını döken dökmeyen karma ağaçlardan oluşan doğası, buraya ilkbahar-yaz, sonbahar-kış tüm mevsimlerde ayrı bir güzellik veriyor. Gözlerim yeşille yıkanırken, ciğerlerim de çiçek kokularıyla dolsun diyorsanız, Nisan-Mayıs tam zamanı oluyor. Yazın İstanbul yanarken, burası püfür püfür esiyor. Doğa, sonbaharda bir ressamın paletini andırıyor. Akla gelen gelmeyen her rengi sergiliyor. Burası kar yağdığı zaman bambaşka bir güzelliğe bürünüyor. Demem o ki, Polonezköy’ün tadına doymak için her mevsim gitmek gerekiyor.
Meyvesi bol
Polonezköy’de ormandan arta kalan her alan, tüm evlerin bahçeleri meyve ağaçlarından geçilmiyor. Haziranda gidenler kiraza doyuyor. Yöre, mis gibi orman havasında yürüyüş yapmak, koşmak, at binmek, bisikletle dolaşmak isteyenler için de sayısız olanaklar sunuyor. Orman içinde muhteşem yürüyüş parkurları bulunuyor.
Piknik de yapılıyor
Çevrede piknik yapmaya elverişli alanlar da bulunuyor. Üstelik bazı restoranlar, hafta içi günlerde cüzi bir ücret karşılığı piknik müşterisi de kabul ediyor. “Restoranda da piknik mi yapılırmış” demeyin. Buradaki yeme-içme yerlerinin neredeyse tamamı, ağaçlar arasında ve doğayla iç içe olduğu için, insan kendini ormanda oturuyor sanıyor. Polonezköy’ü, ailece çoluğu çocuğuyla, sevgilisiyle, arkadaşlarıyla güzel bir gün geçirmek isteyen herkese öneriyorum.
Yağmurda ayrı güzel
HAVA yağışlı olsa da gitmemezlik etmeyin” diyorum . Yağmurun bardaktan boşanırcasına yağdığı günlerde, buradan aldığım keyfi anlatabilmem için roman yazmam gerekiyor.
Tarihçesi
BURANIN kuruluş hikayesi, Polonya’nın 1842 yılında Avusturya, Rusya ve Prusya tarafından işgal edilip paylaşılmasıyla başlıyor. Polonya’nın işgaline karşı çıkan Prens Adam Czartoryski, Paris’te bir sürgün hükümeti kuruyor. Polonya’dan kaçan ne kadar asker, sivil varsa toplayıp 1856’da Kırım’a doğru sefere çıkan Osmanlı ordusuna katılıyor. Savaş sonrası, askerleri gelip buraya yerleşiyor. Kurucusunun adına izafeten eski adı “Adampol” olan Polonezköy böylece doğuyor.

Polonezköy

Anı evi
LEONARDO Restoran’ın sahibi Anton Dahoda’nın teyzesinin evi şimdilerde “Anı evi” olarak düzenlenmiş bulunuyor. Polenezköy’ün ilginç tarihi ile ilgili belge ve resimler burada sergileniyor.
Nerede Kalınır?
Oteller
Adampol (H) 0216 432 3154
Hotel Alinda 0216 432 3099
Country Polka 216 432 3220
Country Club (H)(*) 0216 432 3051
Gülayım Hotel 0216 432 3134

(H) Yüzme havuzlu
(*) Country Club’de, müşteri de olsanız resim çekmek yasak. “Hoppala” demeyin yasağı koyan ben değilim; ama delen benim…
Pansiyonlar
Fredi 0216 432 3047
Hera 0216 432 3183
Polina 0216 432 31 53
Köşem 0216 432 3023
Berik 0216 432 3111
Stella 0216 432 3232
Lora 0216 432 3013
Lara 0216 432 3029
Celal 0216 432 3147
Ludvik 0216 432 3131

Gurmelere özel
POLONEZKÖY’ün en iyi restoranlarından Leonardo, köy meydanındaki 90 yıllık bir binada ve bahçesinde faaliyet gösteriyor. Polonezköy ne kelime, bana göre İstanbul’daki pek çok lüks restorana on basıyor.
Binanın üst katı kışlık restoran, alt katı bar ve kafe olarak düzenlenmiş. Her yer inanılmaz bakımlı. Yemeğinizi kiraz, ceviz, şeftali, çam, yeni dünya ağaçları altında kuş cıvıltıları arasında yiyorsunuz. Daldan dala atlayan sevimli sincaplar da cabası.
Masa örtüleri, servis katımları, bardaklar tertemiz, pırıl pırıl. Burada yemekler sadece mideye değil, aynı zamanda göze de hitap ediyor. Mönü son derece zengin.
Cevizlisi, üzümlüsü, anasonlusu, tuzsuzu… Hemen her çeşit ekmek kendi imalatları.
Mutfak bölümü çok geniş ve tertemiz. Zaten burada temiz olmayan hiçbir şey yok. Restoranın arkasındaki, inanılmaz keyifli yüzme havuzunda yer bulabilmek için önceden mutlaka yer ayırtmak gerekiyor. Çocuklar için arka bahçede bir oyun parkı da bulunuyor.
Burayı zarif insanlar Anton Dahoda, eşi Anna, Oğlu Jan ve Gelini Marlin birlikte işletiyor. Yemeğe gidip de beğenmeyenin veya keyif almayanın hesabını ben ödüyorum. Tel: 0216. 432 3082 – 432 3054

Polonezköy

Geziyolu
İstanbul – Polonezköy
İSTANBUL’dan Polonezköy’e gitmek için, alternatif yolların sayısı bir elin parmaklarını geçiyor. “En kısa ve kolay olanı hangisi” derseniz, TEM üzerinden Kavacık-Beykoz-Üsküdar sapağına dönüyorsunuz. 200-300 metre sonra geleceğiniz yol ayrımından sola saparsanız Beykoz’a, sağa saparsanız Polonezköy’e gidiyorsunuz. Son bölümü orman içinden geçen yol, 12 kilometre sürüyor.
000.0 TEM’de Kavacık-Beykoz-Riva sapağından sapıyoruz. Hafif rampayı çıkıp İş Bankası’nı geçince sağa “Çavuşbaşı” yönüne dönüyoruz. BP benzincisinde kilometremizi sıfırlıyoruz. WV servisinin önünden devam ediyoruz.
000.7 Renault servis solda.
001.2 Acarkent yolu solda.
005.5 Geldiğimiz kavşaktan sola dönüyoruz. Petrol Ofisi karşı köşemizde.
006.2 Günlük yumurta satış yeri.
007.2 Kavşaktan sağa dönüyoruz.
007.4 Sağa “Çavuşbaşı” kavşağı. Buraya kadar yolun iki tarafında manzara, çarpık yapılaşma ve tabela kirliliği nedeniyle berbattı. Manzara buradan itibaren enfestir. Polonezköy’e kadar yol boyunca “Çöp dökmeyin” tabelaları vardır ama bazı hayvanlar çöplerini yine de orman yoluna atarlar. Güzelim manzaraya kıyarlar. Yol güzel ama virajlı ve dardır. Hız yapmaya gelmez.
012.0 Polonezköy’deyiz.
Muhtarı yakışıklı
POLONEZKÖYLÜLER sadece doğadan yana değil, muhtardan yana da hayli şanslı. Nitekim Daniel Ohostski de kendinden öncekiler gibi, varıyla yoğuyla köyü için çalışıyor.
Bekçisi sevimli
KÖYÜN bekçisi de kendi gibi sevimlidir. Mehmet Geyik, köye gelenlerle yakından ilgilenir.
Fredi Pansiyon
FREDİ Pansiyon’u, Polonezköy’ün eski muhtarı Fredy Novvicki ve eşi işletiyor. Oğulları Deniss veliaht olarak yetişiyor. Arka tarafında keyifli bir restoranı bulunuyor. Yazın bahçeye atılan masalar yeşilliklerin arasında kayboluyor.
Tel: 0216 432 3047
Josefin
JOSEFİN, tabelasında her ne kadar “restoran” yazıyorsa da, kır lokantası havasında, sevimli ve mütevazi bir mekan. Burayı merhum Celal Bayar’ın torunu Refi Bayar ile Kamil Öztürk birlikte işletiyor. Et-mangal meraklılarına öneririm.
Tel: 0216. 432 3084