Miras Payının Devri ve Şartları

Miras Payının Devri ve Şartları inceleyeceğimiz makalemizde üzerinde durmak istediğimiz meselelerin yoğunlaştığı konu, miras paylaşılması tamamlanıp mirastaki mallar ve haklar her bir mirasçının tek başına tasarruf edebileceği şekilde paylaşılmadan önce devrin nasıl olacağıdır.

Bu konu üzerine çıkacak sorunlarımızın cevaplarında ise iki durumu göz önüne alacağız. Bunlar da açılmamış miras payının devri ve açılmış miras payının devridir. ‘’Mirasın Açılmasının Özellikleri ve Şartları’’ başlıklı makalemizden mirasın açılmasıyla ilgili kafanıza takılan soruların cevaplarını da bulmanız bu makalemiz açısından da yararlı olabilecektir.

Açılmamış Miras Payının Devri ve Şartları

Açılmamış miras payının devri, bir kişinin henüz kendisine mirasçı olacağı kimse yaşıyorken ileride doğması muhtemel mirasçılık hakkını erken devretmesidir. Ancak Medeni Kanun bir kişinin gelecekteki mirasçılık hakkını serbestçe dilediği kişiye devretmesine izin vermemiştir. Açılmamış miras payının devrinin geçerli olabilmesi için şartı ise miras  bırakanın yapılacak miras sözleşmesine katılması veya izni olmasıdır.

Bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler bu şart gerçekleşmezse geçerli değildir. Buradaki onay bir şekle bağlı değildir.

Miras payının devri sözleşmesi miras bırakanın katılması veya izni olmadığı için geçersizse yine de Medeni Kanuna göre böyle bir sözleşme uyarınca verilen şeylerin geri istenebileceği belirtilmiştir.

Açılmış Miras Payının Devri

Açılmış miras payının devrinde, mirasın açılması üzerine mirasçıların miras üzerinde paylaşım tamamlanana kadar birbirinden bağımsız hakları bulunmayıp hep birlikte mülkiyete sahip olduklarından akla hep birlikte hareket etme düşüncesi gelse de bazı şartların gerçekleşmesiyle tek başına devir de mümkündür. Bundan sonra makalemizdeki açıklamalarımız da açılmış miras payının devri üzerinden gidip kısaca miras payının devri terimini kullanacağız.

Miras Payının Devri Sözleşmesi Şekli ve Konusu, Miras Payının Devrinde Noter

Miras payının devri sözleşmesi şekli ve konusu açısından Medeni Kanunda özel olarak düzenlenme gereği duymuştur. Miras payının devri sözleşmesi mirasçılar arasında yazılı şekilde yapılmalıdır. Örneğin, miras bırakanın iki oğlundan birinin diğerine yaptığı miras payının devri yazılı şekilde yapılmalıdır. Ancak hak kayıplarını en aza indirmek açısından bu sözleşmelerin de uygulamada noterde yapıldığı görülmektedir. Bir mirasçı tüm miras payını devredebileceği gibi sadece bir oranını da devredebilir.

Öte yandan bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği, noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır. Dikkat edilmelidir ki, miras payının devri sözleşmesi üçüncü kişiye paylaşmaya katılma yetkisi vermez; sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar.

Miras Payının Devrinin Sonuçları

Miras payının devrinin sonuçlarını devrin mirasçılar arasında yapılması ve devrin mirasçı olmayan kişiye yapılması açısından farklı incelememiz gerekiyor. Miras payının devri sözleşmesi mirasçılar arasında yapıldığında devredenin miras payı derhal devir oranında azalır ve devralanın miras payı artar. Eğer devreden tüm miras payını devretmişse miras ortaklığından çıkar. İkinci olarak, bir mirasçının miras payını mirasçı olmayan kişiye devri açısından sadece devredilen kişinin miras paylaşıldıktan sonra devredene düşecek kısmı isteme konusunda bir alacak hakkı kazanacağını söyleyebiliriz.

Tek Mirasçı Varsa Miras Payının Devrinin Sonuçları Ne Olur?

Tek mirasçı varsa miras payının devrinin sonuçları da farklı olacaktır. Yukarıda belirttiğimiz sonuçların uygulama alanı bulabilmesi için devirde bulunan mirasçı dışında miras bırakanın en azından bir tane daha mirasçısının olması lazım. Eğer miras payının devrini gerçekleştirmek isteyen kişi tek başına mirasçı ise aslında ortada bir miras ortaklığı söz konusu olmayacaktır. Böyle bir durumda teknik açıdan ortada bir ‘’miras payı’’ olmadığı için o kişi mirastaki tüm mallarını ve haklarını bir kişiye tamamen veya kısmen devredebilir.

Miras Payını Devreden Miras bırakanın Borçlarından Kurtulur Mu?

Miras payını devreden, miras bırakanın borçlarından kurtulur mu sorusuna olumsuz cevap vermek zorundayız. Miras payını devredenin, miras bırakanın alacaklılarına karşı 5 sene süreyle diğer mirasçılarla birlikte sorumluluğu devam eder. Miras payını devredecek kişinin buna da dikkat etmesi gerekir.

Miras Payının Haczi Mümkün Müdür?

Miras payının haczi mümkündür. Medeni Kanun açıkça miras payının haczinden söz etmiştir. Ancak haczedilen miras payının miras payı olarak icra dairesince sattırılıp paraya çevrilmesi mümkün değildir. Hacizli alacaklı ancak hakimden miras paylaşımına kayyım atanmasını isteyebilir ve paylaştırma sonucunda haczedilen payın sahibine düşen miras mallarının sattırılmasını talep edebilir.

Miras Payının Kardeşe Satışı

Miras payının kardeşe satışı açısından özellik arz eden bir durum bulunmamaktadır. Eğer miras payının devredilmek istendiği kardeşin mirasçılık sıfatı sürüyorsa, yukarıdaki açıklamalarımız miras payının kardeşe satışında da geçerli olacaktır. Sonuçta bu bir devir işlemidir ve kardeş de bir mirascıysa rahatlıkla bu devri sağlayabiliriz.

Miras Payının Devri Sözleşmesi İptal Edilebilir Mi?

Miras payının devri sözleşmesi iptal edilebilir mi sorusuna diğer sözleşmelerde olduğu gibi olumlu cevap verebiliriz. Miras payının sözleşmesinin hata, hile ya da korkutma gibi bir durumda yapılması halinde sözleşmenin iptalini isteyebiliriz.

Miras Payının Devri ve Şartları Hakkında Yargıtay Kararları

‘’…TMK’nın 677. maddesi hükmü uyarınca, yazılı olmak koşuluyla bir mirasçının diğer mirasçıya miras payının devri hukuken mümkün ve geçerlidir. Ancak, mirasın açılmasından önce yapılan pay devirleri bakımından durum farklıdır. Mirasın açılmasından önceki miras payının devri müessesesi TMK’nın 678. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, ancak miras bırakanın katılımıyla böyle bir sözleşme geçerli olabilir. Görülmekte olan davada, davacı vekilinin ileri sürmüş olduğu tarihsiz “Satış Senedi” başlıklı belgede kayıt maliki Mustafa’nın miras payının devrine ilişkin sözleşmeye katıldığı hususu anlaşılmamaktadır.

Diğer yönden, geçerli olarak düzenlenmiş bir sözleşmeye dayanılarak ifanın istenmesi için mirasın açılmış olması gerekir. TMK’nın 699. maddesi hükmüne göre, ölüm ile miras açılır. Kayıt mali ki tarafların babası Mustafa’nın ölü veya sağ olup olmadığı da anlaşılmamaktadır. Bu yön eksik ise de, az yukarıda açıklandığı üzere, miras bırakan miras payının devrine ilişkin sözleşmeye katılmadığı için, böyle bir sözleşme hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Katılımın tanık veya benzeri delillerle kanıtlanması mümkün değildir…’’ (YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2008/3067 K. 2008/3437 T. 23.6.2008)

‘’…TMK. m. 706, 6098 sayılı TBK. m. 237 ve Tapu Kanunun 26. maddesi hükümlerine göre, tapulu taşınmazların satış ve devri tapu sicil memuru önünde yapılacak resmi sözleşme ile geçerli olur. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmeler yazılı olmak koşulu ile geçerlidir. ( TMK.nun 677. mad. ) Resmi şekil şartı öngörülmemiştir.

Terekeye dahil taşınmazlar, paylaşılması ya da elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi ile miras malı olmaktan çıkar Bu aşamadan sonra paydaşlar arasındaki ilişki miras ilişkisi olmayıp mal ortaklığına dönüştürüldüğünden paylı mülkiyet esaslarına göre malik olan kişiler arasındaki paylaşım ve pay devrinin genel kurala göre tapu sicil memuru önünde resmi şekilde yapılması zorunludur…’’ (YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2016/1076 K. 2016/3257 T. 25.2.2016)

‘’…Mirasçı olan taraflar, henüz doğmamış miras haklarının devri konusunda sözleşme düzenlemişler ve satış vaadi olduğunu belirtilmişlerdir. O halde, tarafların iradesinin satış vaadi sözleşmesi olduğunda kuşku yoktur.

Yukarıda açıklanan düzenlemeler göz önüne alındığında taraflar arasındaki sözleşmenin mirasçılar arasındaki sözleşmeleri düzenleyen T.M.K.nun 677.maddesine göre geçerli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Aynı “Kanunun Mirasın Açılmasından Önce Yapılan Sözleşmelere” ilişkin hüküm içeren 678.maddesine göre; mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya 3. bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir.

Böyle bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir. Buna göre, adiyen düzenlenen sözleşmeler geçerli ise de, buna mirasbırakanın katılımı ya da izni aranmıştır.

Bir an için eldeki davaya konu sözleşmenin T.M.K.nun 678.maddesi kapsamında olduğu düşünülse dahi, bu halde de, murisin sözleşmeye katılmadığı ve onay da vermediği anlaşıldığından, bu yönden de geçerli kabul edilemeyecektir…’’ (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2011/14-408 K. 2011/402 T. 8.6.2011 )