Çok çalış, başarılı ol, o zaman mutlu olacaksın. En azından, çoğumuza ebeveynlerimiz, öğretmenlerimiz ve akranlarımız tarafından öğretilen buydu. Mutluluğu deneyimlemek için başarının peşinden gitmemiz gerektiği fikri, Amerika Birleşik Devletleri’nin en değerli kurumlarında (Bağımsızlık Bildirgesi), inançlarda (Amerikan rüyası) ve hikayelerde ( Rocky ve Cinderella) kutsal kabul edilmiştir. Çoğu insan başarıyı bir çubuğa asılmış havuç gibi kovalar. Memnuniyetin sadece üniversiteye girmenin, rüya gibi bir işe girmenin, terfi etmenin veya altı rakam yapmanın diğer tarafında gizlendiğini düşünürüz. Ancak birçok hayal peşinde koşan için hem başarı hem de mutluluk sürekli olarak ulaşılamaz gibidir. Sorun şu ki denklem geriye doğru olabilir.
Bu yazının hipotezi… Psikoloji biliminde mutluluk, “öznel iyi oluş” ve “olumlu duygular” ile ilgilidir (terimleri birbirinin yerine kullanırız). Daha fazla esenliğe (sağlık ve mutluluk içinde bulunma durumuna) sahip olanlar, yaşamlarından daha fazla memnun olma ve ayrıca daha fazla olumlu duygu ve daha az olumsuz duygu yaşama eğilimindedir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki işyerinde başarıyı teşvik eden heyecan, neşe ve sakinlik gibi, olumlu duygulardır.
Önce insanları tek bir noktada inceleyen kesitsel çalışmalara bakalım. Bu, araştırmacıların mutluluk ve başarının ilişkili olup olmadığını belirlemesine olanak tanır. Daha mutlu olan insanlar, asık suratlı akranlarına kıyasla işlerinden daha memnun olup, sosyal destek hizmetinden daha fazla yararlanırlar. Özellikle, bir alandaki (mutluluk gibi) olumlu bir izlenimin başka bir alandaki (çalışma yeteneği gibi) görüşü etkilediğine, halo etkisi nedeniyle patronların mutlu çalışanlara daha yüksek performans değerlendirmeleri vermesi güzel bir örnek olabilir. Örneğin, “Mutlu bir ekip, bu yüzden işinde de harika olmalı.” Bununla birlikte, refah düzeyi yüksek kişilerin bir dizi işle ilgili görevde daha iyi performans gösterdiğine dair bazı kanıtlar da var. Önemli bir araştırma , daha olumlu bir görünüme sahip satış temsilcilerinin daha az olumlu meslektaşlarına göre %37 daha fazla hayat sigortası poliçesi sattığını buldu.
Mutluluk, farklı alanlarda da mükemmel iş performansı yapmak ile bağlantılıdır. Genellikle olumlu duygular ile yaşayan insanlar daha fazlasını yapma isteğinde olmaktadırlar.
Bununla beraber, bu tür araştırmaların sınırları vardır, çünkü “mutluluk ve başarı” hangisinin önce geldiğini belirleyemez. Boylamsal çalışmalar, zaman içinde insanların nasıl değiştiklerini görmek için günler, haftalar, aylar veya yıllar boyunca onları takip ederler. Boylamsal literatüre göre, mutlu başlayan insanlar sonunda başarılı olurlar.
Önemli bir araştırma da; üniversiteden mezun olmadan önce akranlarından daha yüksek refah seviyesinde olan gençlerin, üç ay sonra iş teklifleri alma olasılıklarının daha yüksek olduğu saptandı.
Olumlu duygular, daha sonraki başarı ve kazançların da habercisidir. Bir çalışma ; 18 yaşında mutlu olanların, 26 yaşındaki iş hayatlarında en prestijli, tatminli ve mali güvenilirliği yüksek bir işte çalışma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Diğer bir durum da üniversiteye mutlu başlayan insanların daha yüksek gelirleri olma ihtimali en yüksektir.
Ancak mutluluğun geldiğini kanıtlamak yeterli olmamaktadır. Bilmek istiyoruz ki başarılı olmak, diğerine neden oluyor mu? Sonuçta, zeka veya dışa dönüklük gibi hem refahı hem de iş performansını yönlendiren, ölçülemeyen bazı değişkenler olabilir. Gerçekten de, dışadönüklerin hem mutlu olmaları hem de daha güzel gelirleri olması olasıdır.
İyi tasarlanmış deneyler bu değişkenleri kontrol edebilir. Araştırmalar insanları tarafsız, olumsuz veya olumlu duygusal durumlar hissetmelerine neden olan durumlara rastgele atadı ve ardından işle ilgili görevlerde sonraki performanslarını ölçtü. Bu deneyler göster iyor ki; pozitif duyguları yoğun olan insanların daha iddialı hedefleri olur. Zorlu görevlere daha uzun süre dayanabilirler. Kendileriyle ve diğerleriyle ilgili olumlu görüşleri olur ve başaracaklarına inanırlar. Mutlu insanların iyimser beklentileri de gerçekçi görünüyor; olumlu duygulara sahip insanlar, nötr veya olumsuz duygulara sahip insanlara göre daha üretkendirler. Deneysel kanıtların ağırlığı, daha mutlu insanların daha az mutlu insanlardan daha iyi performans gösterdiğini ve muhtemelen bunun nedeninin olumlu tavırları olduğunu gösteriyor.
170’den fazla kesitsel, boylamsal ve deneysel araştırmayı incelediğimizde, refahın kariyer başarısını birçok yönden desteklediği açıktır. Bu, mutsuz insanların başarılı olamayacağı anlamına gelmez. Bunu okuyan üzgün bir insanın kendisine başarılı olmak istiyorsan mutlu olmalısın demesi pekte doğru değildir. Aksine tarih, Abraham Lincoln ve Winston Churchill gibi depresif bireylerin inanılmaz başarılar elde edebildiğini gösteriyor. Hem olumsuz hem de olumlu duygular durumlara uyarlanabilir. Tıpkı mutlu olmanın bir zamanı olduğu gibi, üzgün olmanın da bir zamanı vardır.
Bu nedenle, bunu okuyan herhangi bir iş sahibi veya yönetici için, yalnızca mutlu insanları işe almamaya veya çalışanlarını daha iyimser olmak için zorlamamaya dikkat etmemiz gerekiyor. Bu tür stratejiler geçmişte geri tepti – politikanın ironik bir şekilde işçileri daha perişan hale getirdiği ABD süpermarket zinciri Trader Joe’s’un çalışanlarına zorunlu olarak uygulanan neşelilik örneğinde olduğu gibi. İnsanlar ve şirketler mutluluğu arttırırsak daha şanslı olacaklarını ümit etmişlerdi.
Filozof Bertrand Russell 1951’de “Benim anladığım kadarıyla iyi hayat mutlu bir hayattır.” demişti. Ama devam etti: “İyiysen mutlu olacaksın demek istemiyorum; Demek istediğim, eğer mutluysan iyi olacaksın.” İş yerinde iz bırakmak söz konusu olduğunda, hemfikiriz. Başarılı olmak istiyorsanız, oyalanıp mutluluğu bulmayı beklemeyin, bunun yerine oradan başlayın .
Eğer bu yazı hoşunuza gittiyse tüm bilim haberlerimiz için tıklayın.