Müzik Eğitimi, Gençlerin Sosyal Gelişiminde Doping Etkisi Yaratıyor!

Müzik eğitimi ve ya müzikle ilgilenmek sadece bir boş zaman meselesi değil. Araştırmalar, adına müzik dediğimiz bu sıradışı faaliyetin çok farklı faydalı etkilerini ortaya koymaya devam ediyor.

Uyum Sağlamak Zorundayız

Bütün canlılar, hayatta kalmak ve nesillerini devam ettirebilmek zorundalar. Bu yazılı olmayan küresel bir kural adeta. Bunun için ise içsel ve dışsal şartlara “uyum” sağlamak gibi bir mecburiyetleri var. Basit bir organizma için uyum temel ihtiyaçların giderilmesi kadar kolay bir hadiseyken, insan gibi karmaşık organizmalarda iş biraz değişiyor. Yalnızca fiziksel olmakla kalmıyor, bilişsel ve sosyal organizasyonlara da uyum sağlamak gerekiyor.

Bütün organizmalar evrim süreci boyunca belli aşamalardan geçmiştir. İnsan da hayatta olduğu zaman dilimi içinde bir takım gelişimsel aşamalara uğrar. Başka organizmalarla mukayese edildiğinde; doğduğu andan, yetişkinlik dönemine geçişin uzun sürdüğü tek varlık olarak insanı görüyoruz

Gelişme evresindeki bir çocuk için uyum gitgide karmaşa yaratan bilişsel bir organizasyonun içinde, çevresine, sınırları belirli bir yaklaşım göstermek anlamını taşıyor.

Çocuklar Ya Akranlarından Geri Kalırsa?

Okul çağındaki çocuğu ele alalım. Şahsi benliği ve çevresi ile uyum içinde olabilmesi için bazı sebeplere ihtiyacı var. Nedir bunlar? Zihinsel psikolojik, sosyal ve duygusal değişiklikleri fark etmesi, algılaması, kabul etmesi ve bu değişimlere uygun tutum ve davranışları geliştirmek zorundadır. Aksi takdirde akranlarından geri kalacaktır.

İçindeki bulundukları gelişim evresine göre hareket eden çocuklar, çevreleriyle olumlu sosyal etkileşim kurabilirler. Bu yüzden de sosyal açıdan uyum sahibi olurlar ve bu onların gelişimi için son derece önemlidir.

Erken dönem çocukluk evresinin sonuna gelen çocuklar için artık yeni bir dönemin başlangıcıdır. Yakın çevre ve aileden bağımsız olarak farklı bir ortama girmenin eşiğindedirler. Çocuklar, okula geçiş sürecinde uyumsuz davranılar gösterebilir. Bu davranışlar bir nispette aile ve öğretmenler tarafından normal kabul edilerek tolere edilebilir.

Erken Dönemde Olumsuz Tecrübeler

Çocuklar, erken çocukluk çağında eğer olumsuz sosyal tecrübelere şahit olurlarsa orta ve ileri çocukluk yıllarındaki sosyal davranışları bundan olumsuz etkilenecektir. Eğer yetişkinler çocuklardaki bu uyumsuzluğu fark ederlerlerse sağlıklı yollardan müdahale edilmesi son derece önem taşıyor.

Bazı çocuklarda sosyal uyum ve beceri düzeylerinde düşüşe şahit oluruz. İlişki kuramazlar, kendilerini ifade edemezler, kendilerine güvenleri son derece düşüktür. Bu sebeplerden saldırganca ve içinde bulunduğu sosyal gruba uygun olmayan “riskli davranışlar” gösterebilirler.

Riskli Davranan Çocuklara Ne Yapılmalı?

Çocukluk döneminde gözlenen riskli davranışların yetişkinlik hayatına da sıçramaması ve kalıcı olmaması için, orta ve geç çocukluk dönemi iyi müşahede edilmelidir. Orta ve geç çocukluk dönemi içinde fark edilen riskli davranışlara müdahale edilirse sosyal beceriler vasıtasıyla sosyal uyumun sağlanması kolaylaşır.

Çocukluk döneminde sanat ve özellikle müzikle uğraşan çocukların sosyal uyum ve beceri düzeyinde anlamlı bir artış olduğu da aşikar. Çocukların sanatla uğraşmasının bir diğer artısı da riskli davranışları ortadan kaldırması.

Müzik Çocuklara Da Gıda

Herhangi bir müzik eğitimi almanın ve ya müzik enstrümanı çalmanın çocukların beynine ve davranışlarına olan mükemmel etkisini biliyor musunuz? Araştırmalar, müzik enstrümanı çalan çocukların kendilerini ifade etme yeteneklerinin geliştiğini ve akademik performansları da arttığını gösteriyor.

Okul çağındaki çocuklarda bilişsel performans üzerinde pozitif etki yaratmakla kalmıyor, çocuğun duygularını dışa vurmasında, akranları, ailesi ve öğretmenleriyle sözsüz iletişim kurma becerisinde de hayli önemli katkılar sağlıyor.

Müzik enstrümanı çalan çocuklar günlük yaşamla arasındaki o endişe verici bağı koparıp kendilerini ifade edebilecekleri geniş bir alan yaratabiliyorlar. Bununla da kalmıyor; hayal gücünü uyararak çocuğu besliyor ve yaratıcılığını zirveye taşıyor. Üç ve dördüncü sınıf öğrencileri ile yapılan bir çalışmaya göre 10 ay boyunca müzik dersi alan öğrenci grubu, müzik dersi almayan gruba kıyasla sosyal becerilerini daha çok artırdığı açıkça görülüyor.

Müziğin Tedavi Edici Etkisi

Müziğin tedavi edici etkileri hakkında yapılan araştırmalar çok fazla. Enstrüman çalmak çocukluk yıllarındaki sosyal uyum ve becerilerin saptanması açısından da önemli bir değer taşıyor. Yetişkinlik yıllarındaki çocukların karşılaşması muhtemel uyum ve davranış problemlerine katkısı nedir, bu konudaki çalışmalar henüz sınırlı. Ancak faydası olduğuda bir gerçek!

Müzik eğitimi alan ergen öğrencilerin ‘kişisel uyum’ ve  ‘genel uyum’ puan ortamaları,  müzik eğitimi almayan ergen öğrencilerle mukayese edildiğinde ortaya çarpıcı bir gerçek çıkıyor. Enstrüman çalan çocuklar daha başarılı!

O Halde Çözüm Nedir, Ne Yapılmalı?

Okul çağındaki çocuklar kendilerini henüz yetişkinler gibi ifade edemezler. Bu dönemdeki çocuklar akranlarının ve kendilerini ait hissettikleri arkadaş gruplarının diliyle konuşurlar. Bu nedenle öğretmenlere de büyük iş düşüyor. Çocuklar kendilerini net bir biçimde ifade edemediğinde bunu gözlemlemesi ve dışarıdaki aktivitelerini titizlikle incelemeleri gerekiyor.

Bildiğimiz gibi ilkokula başlayan çocuklar ilk dört yıl içinde en çok sınıf öğretmenleriyle vakit geçirirler. Sınıf öğretmenleri bu yüzden çocukları sık sık gözlemlerler. Birlikte geçirilen bu süre, çocuğun mizacı, akran ilişkileri, eğitsel davranışları, bireysel yetkinlikleri ve arkadaşlık ilişkileri açısından öğretmen için adeta biçilmiş kaftandır.

Öğretmen, Çocuk, Okul Ve Aile İşbirliği

Ancak iş bu kadarla kalmaz. Sınıf öğretmeni, öğrencisi hakkında elde ettiği gözlemleri çocuğun ailesiyle paylaşmalı, eğer herhangi bir uyum problemi tespit ederse bunun çözümünü aile işe müşterek hareket ederek yönetebilmelidir.

Sınıf öğretmenleri, çocukların bireysel eğitimlerinden ziyade, aynı zamanda sınıf içi  eğitsel aktiviteleri ve boş zaman içerisinde arkadaşlarıyla nasıl ilişki kurduklarını da değerlendirme fırsatı bulurlar. İş birliği gerektiren spor alıştırmaları, drama çalışmaları, koro gibi müzikal aktiviteler çocuklar için eşsiz bir iletişim kaynağıdır.

Birlikte yapılan aktivitelerin çocuklar için önemli bir iletişim aracı olduğunda hep birlikte mutabıkız. Peki ya okul içinde müzikal imkanlara sahip olan çocuklar? Müziğin iyileştirici etkisini işte tam da bu noktada görmeye başlıyoruz. Müzikle yakından ilişkide olan çocukların akran ilişkileri iyileşiyor, okula uyum davranışları anlamlı ölçüde artıyor(5).

Dışlamayın, Kazanın!

Uyumsuz çocukları azarlamak ve dışlamak yerine öğretmenlerin gözetimi ve rehber kişilerin işbirliğinde kazanmak gerekiyor. Bu işbirliği yalnızca okulla sınırlı kalmamalı tabii. Öğretmen, aile, okul devamlı bir konsorsiyum halinde problemleri birlikte aşmalı.

Çünkü bugünün tohumları, yarının ağaçları olacaksa, onların nasıl yetiştirildiği her şeyden önemlidir!

Araştırmacı: Hazal Avad

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse sıradaki yazı sizin için geliyor: Notalar Da Dans Eder: Bir Disleksi Deneyimi