Arakan Müslümanlarına yapılan zulüm vekatliam nedeniyle Türkiye kamuaoyunda Myanmarolarak anılan ülkenin resmi adı MyanmarBirliği Cumhuriyeti’dir. Ülke aynı zamanda Burmaya da Birmanya olarak da anılmaktadır. ÜlkeninGüneydoğu Asya’da Bengal Körfezi doğusundaAndaman Denizi’ne açık kıyısı vardır. Kıyı uzunluğu 1,930 km olan ülkenin karadakikomşuları Bangladeş, Çin, Hindistan,Laos 238 km ve Tayland’tır. Ülkenin başkentiNaypyidaw, parası Kyat olup yüzölçümüyaklaşık 676,6 km kare ve nüfusu 2016 yılındayaklaşık 53 milyondur. Yaşayanların orta-yaşı29’dur. Ülke nufusu birçok etnik gruptan oluşmaktadırki bunların %68’i Burmal, %9’u Şan,%7’si Karen, %4’ü Rakine, %3’ü Çin, %2’si Hintli,Mon % 2 , %5’ de diğer gruplardır. Ülkede birkaçdini grup ve azınlık vardır. Bunların %88’iBudist, %6,2’si Hıristiyan, %4,3’ü Müslüman,%0,8’i Animist ve % 2’si de diğerleridir.Ülkenin kişi başına GSYİH’sı (GayrisafiYurt İçi Hasıla) 6,000 $ (2016 yılı tahmini)olup işsizlik oranı % 4,8’dir. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği,Myanmar’da (2015) yaklaşık 1,5 milyon vatansızve yerinden edilmiş insanın bulunduğunu tahminetmektedir.Ülkede 1982’de kabul edilen yasayla ArakanlıMüslümanlar vatandaşlık haklarını kaybettiği için“devletsiz” kabul ediliyor. Birleşmiş Milletler’ce“eziyet gören dini azınlık” olarak kabul edilenArakanlı Müslümanlar, sözde rahiplerin, gerçektehükümet güçlerinin şiddetine maruz kalmakta,yasal, ekonomik ve toplumsal ayrılıkçılığa tabitutulmaktadırlar.Myanmar ya da diğer adıyla Burma 1824’tensonra 60 yıldan fazla bir süre boyunca Büyük Britanyaİmparatorluğu’nun kolonsiydi. Yapılan savaşlarsonrası 1948’de bağımsızlığını kazandı.1962, 1988 ve 1992’de idareye askerler el koydu.2007-2008 Budist rahiplerin protestolarınasahne odu. 2010’da ilk seçimler yapıldı. 2011’deparlamento kuruldu ve yeni bir hükümet işbaşınageldi. Seçimler ve kasırgalarla geçen yılardansonra 2017’de Hükümet, polisin ülkenin batı kesimindesivilleri dövdüğünü gösteren bir video çıktığında,Müslüman Rohingya olarak adlandırılan bölgedeki azınlığın üyelerine yönelik polisin vahşetine karşı bir soruşturma başlattı. BöyleceArakan Müslümanları sorunu da ortayaçıkmış oldu.Çalkantılı tarihi geçmişi ve sorunluidaresi olan Mynamar’ın doğal kaynaklarıpetrol, kereste, kalay, antimon, çinko,bakır, tungsten, kurşun, kömür, mermer, kireç taşı, kıymetli taşlar, doğalgaz yanında hidroelektrik olanakları ve ekilebilir arazisi vardır. Halkının 15 yaş üstü üyeleri okur-yazardır. İdare şekli parlementer demokrasidir. Ülkede politika yapan 13 parti bulunmaktadır. Ülke birçok uluslararası kuruluşa katılmaktadır. Tahmin edilebileceği gibi gündeme gelen Arakan Müslümanları dramının perde arkasında ekonomik ve doğal kaynakların kullanımı, vatandaşlık vb sorunlar yatmaktadır. Her ne kadar gerçeğin bu yönde olma olasılığına karşın Myanmar yönetimi ordunun sadece teröristlere karşı operasyon düzenlediğini ve orduya aslında sivil halkın korunması talimatı verildiğini iddia etmektedir. Myanmarda, Müslümanlar, etnik temizlik düzeyine ulaşan katliamlardan kurtulmak için Bangladeş’e çeşitli yollarla göç etmeye çalışmaktadırlar. Müslümanlar Bangladeşle sınır nehri olan Naf Nehrini kayıklarla ve yüzerek geçmeye çalışmaktadırlar. Ancak kayıklar ya alaboraolmakta ya da kayıklara ateş açılmaktadır.Bu doğrudan can kayıplarının yanındaBangladeş’teki kapmlarda kalanlarya açlık çekerek ya da müdahele edilemeyensalgın hastalıklar nedeniyle hayatlarınıkaybetmektedirler.Halbuki, Avrupa Rohingya KonseyiSözcüsü Dr. Anita Schug, Myanmar’ınArakan eyaletinde son üç günde ordumensuplarının yaptıkları saldırılarda2-3 bin arası Müslüman’ın katledildiğinisöyleyerek yaranın büyüklüğüneparmak basarak yalnız “Arakan’dason günlerde Müslümanlara karşı ordumensuplarının yaptığı katliamlar, 2012ve geçen yıl Ekim ayında yaşananlardankat kat daha fazla. Durum hiç bukadar kötü olmamıştı. Arakan’da yaşanılanyavaşlatılmış bir soykırım ile karşıkarşıyayız” demektedir. Ayrca Rathedaungkentine bağlı Saugpara köyünde1000 kadar Müslüman’ın öldürüldüğünüve köyde yalnız bir çocuğun hayattakaldığının altını çizdi.ABD’nin Birleşmiş Milletler DaimiTemsilcisi Nikki Haley, “ABD, masum sivillereyönelik saldırıların sürdüğü yönündekiraporlar nedeniyle derin endişeduymaktadır. ABD, Myanmar güvenlikgüçlerine, operasyonlarda sivillerinkorunması çağrısı yapıyor” söylemiyleyetindi. Beyaz Saray Sözcüsü SarahSanders, açıklamasında, “ABD, 25Ağustos’ta bir Burma güvenlik noktasınadüzenlenen saldırıların ardından 300bin kişinin evlerini terk ettiği Burma’dadevam eden krizden dolayı derin bir şekilderahatsızdır. Bu saldırıları ve ardındanyaşanan şiddeti bir kez daha kınıyoruz”ifadelerini kullandı. Bu aradaMyanmar Dışişleri Bakanı ve DevletBaşkanlığı’ndan Sorumlu Devlet BakanıAung San Suu Çii’nin 1991’de aldığı NobelBarış Ödülü’nün geri alınma istemiortaya atıldı ise Nobel Barış Ödülü Komitesibunun yapılamayacını belirterek“Nobel Komitesi, ödüllendireceği kişilerino zamana kadarki çalışmalarını değerlendirir.Ödül kazananların sonrakifaaliyetleriyle ilgili yorumda bulunamıyor”açıklamasını getirdi.Türkiye’nin yoğun uyarıları, serttepkisi ve çıkışları sonucu durumun vahametinigören uluslararası örgütler deharekete geçebilmişlerdir. Bu bağlamdaUluslararası Af Örgütü ve İnsan Haklarıİzleme Örgütü Arakanlı Müslümanlarayönelik şiddet karşında kayıtsız kalanNobel Barış Ödülü sahibi MyanmarDışişleri Bakanı ve Devlet BaşkanlığındanSorumlu Devlet Bakanı AungSan Suu Çi’nin dünya kamuoyunda hayalkırıklığı yarattığını söyledi. UluslararasıAf Örgütü Kriz Müdahale DirektörüTirana Hassan ise, Bangladeş’ten videokonferans ile yaptığı açıklamada,Myanmar ordusunun sivillere gelişigüzelateş açtını belirtti. İnsan Hakları İzlemeÖrgütü Birleşmiş Milletler DirektörüLouis Charbonneau ise “RohingyalarMyanmar’dan tamamen boşaltılıyor vebu etnik temizliğin bütün izlerini gösteriyor”diye konuştu. Konuya ilişkin olarak ilk önemliaçıklamalar ve ciddi uyarılarTürkiye’den gelmiş ve bu yöndekiuyarılar yoğunlaşarak gelmeye devametmektedir. Başbakan YardımcısıRecep Akdağ yaptığı açıklamadaşunları ifade etmiştir: “GerçektenMyanmar’da büyük bir insanlıkdramı yaşanıyor. Orada suçsuz, günahsızçocuklar, kadınlar, yaşlılar veailelerin hayatları perişan edilmişdurumda. Kendi bulundukları bölgedenülkenin başka bölgelerine gitmeşansları zaten yok. Üzerlerindekibaskı, yıldırma, katliam sebebiyleBangladeş’e sığınıyorlar.” CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan’ıneşi Emine Erdoğan ile birlikte bir grubunbölgeye gittiğini anımsattıktansonra Başbakan Yardımcısı Akdağ, şuifadeleri kullandı: “Benim sorumluluğumdaçalışan AFAD başkanımız dabölgedeydi. Geldikten sonra kendisindendetaylı bilgi aldım. GerçektenMyanmar’da büyük bir insanlık dramıyaşanıyor. Orada suçsuz, günahsızçocuklar, kadınlar, yaşlılar ve ailelerinhayatları perişan edilmiş durumda. Kendi bulundukları bölgeden ülkenin başka bölgelerine gitme şansları zaten yok. Üzerlerindeki baskı, yıldırma, katliam sebebiyle Bangladeş’e sığınıyorlar. …Elimizden gelen her türlü desteği elbette vereceğiz. Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları oldu. Kızılay ve AFAD birlikte bir yardım kampanyası başlatıyorlar. Gerek hükümetimizin kaynaklarıyla gerek her zaman olduğu gibi mazlum milletlere, kardeşlerimize büyük bir cömertlikle yaklaşan milletimizin desteğiyle bu yardımları ulaştıracağız. Bangladeş hükümetiylegörüşmeler devam ediyor. Uygunşartlar sağlandığı takdirde yine AFADvasıtasıyla ve Kızılay’ın da birlikte çalışmasıylaArakanlı kardeşlerimize Bangladeştoprakları içerisinde uygun sığınmaalanları, geçici barınma merkezleriyapmak üzerede AFAD olarak hazırlıklarımızısürdürüyoruz. Bu, Bangladeşhükümetiyle oluşturulacak birdurum ama biz hem gönlümüz hemimkânlarımızı tamamen seferber etmişdurumdayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın,Sayın Başbakanımızın yakın takipleriylebirlikte bu meselenin üzerindehem kafa yoruyoruz hem de yapabileceğimizinazamisini yapmak için hazırlıklarımızıbir taraftan sürdürüyoruz.”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanbir yandan dünya kamuoyunaMyanmar dramı ile ilgili olarak çağrılaryaparken diğer yandan Bangladeş’e deçağrıda bulunarak “Sınırları aç, masraflarınıkarşılayalım” diyerek diğerülklerin de bu öneriye destek vermelerinibeklediğini belirtti. Ayrıcave yine bu kapsamda Myanmar LideriAung San Suu Çii ile görüşmesi gelişmelerdeönemli bir adım olarak yerinialdı ve görüşmeyi izleyen birkaç saatiçinde de ilk sonuç alındı. Cumhurbaşkanlığısözcüsü İbrahim Kalın, ilk yardımkuruluşu olarak TİKA’ya ilk etapta 1000tonluk yardım yapılmasına izin verildiğiniaçıkladı.Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan DışişleriBakanları Üçlü Toplantısı’nın ardındanyapılan ortak basın toplantısı sonrasıDışişleri Bakanları Mevlüt Çavuşoğluşu açıklamalarda bulundu; “Sadece İslamdünyası değil, tüm dünyanın daha duyarlıolması gerekir. Maalesef bu duyarlılığıgöremedik. Dolayısıyla burada bir insanlıkdramı var ve bu tüm dünyanın gözüönünde oluyor.” Azerbaycan’daki çalışmalarsonrasında Bangladeş’e geçeceğini,Arakanlı Müslümanları ziyaret edeceğinive TİKA ile Türk Kızılayı’nın mağdurlara insani yardım ulaştıracaklarını belirterek; “Burada ihtiyaçları gördükten sonra, uluslararası camia ile onlar yanımızda olsa da olmasa da biz bunu kardeşim Elmar ile de görüştük, ne yapabileceğimize karar vereceğiz ve o insanları yalnız bırakmayacağız. Çünkü biz her zaman mazlumun yanında olduk. Mazlumun yanında olmaya da devam edeceğiz fakat Arakan problemine, soruna köklü bir çözüm bulunması gerekiyor. Geçmişte de buna benzer zulümler ve olaylar oldu. Çok sayıda insan öldürüldü ve yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kaldı. Zaten yaşadıkları yerlere baktığımız zaman insan çok üzülüyor” dedikten sonra Türkiye’nin Arakan’daki sorunun kalıcı çözülmesi için Gürcistan ve Azerbaycan’la birlikte hareket edeceğini vurguladı ve “Bu konuyu da gündeme getireceğiz ve burada bir yan etkinlik düzenleyeceğiz. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) zaten ‘Arakan Temas Grubu’var. Belki bunu daha geniş hale getireceğiz, eski Genel Sekreter Kofi Annan’ı da dâhil edeceğiz” değerlendirmesini yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP’nin) üye olduğu ve Başkan Yardımcılığını Umut Oran’ın yaptığı Sosyalist Enternasyonal’in Myanmar’da yaşanan- dram için harekete geçmesini sağlamak için Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olayların başlamasıyla birlikte Sosyalist Enternasyonal Başkanı Yorgo Papandreu ve Genel Sekreter Luis Ayala’ya konunun acilen gündeme alınması talebinde bulundu. Umut Oran’ın- sürekli talepleri ile birlikte Sosyalist Enternasyonelin açıklamasında “Süreklilik arz eden şiddet; çok sayıda ölüme ve ülkedeki Rohingyalı yüz-binlerce azınlık mensubunun yerlerinden edilmesine sebep olarak insani krizi derinleştirmektedir. Bangaldeş’e kaçmayı başarabilmiş etnik Rohingyalı mülteciler; sivil Rohingyalıları zorla bölgeden sürmek isteyen Burmalı askerlerin yüzlerce evi yaktıklarını ve köylerinde katliamlar düzenlediğini rapor etmişlerdir” denildi. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Hasan Bitmez de krizin yaşandığı bölgenini uluslararası enerji ve ekonomi koridorunun içerisinde kaldığı ve bu nedenle Çin, Hindistan, Amerika arasında dengelerin çarpıştığı bir yer olduğu yorumlarınnın bulunduğunu belirterek çözümün katliama maruz kalan insanların zulümden kurtulması için İslam ülkelerinin bu insanlara sahip çıkması gerektiğini ve sözle kınama ötesinde bir adım atmanın şart olduğunu belirtti. Ayrıca ekonomik ve siyasi yaptırım ile yüzlerİslam ülkelerinin oluşturacağı bir askeri birliğin şart olduğunu ileri sürdü. Bitmez ayrıca; “Türkiye tarihi ve coğrafyası açısından baktığımızda her zaman mazluma el uzatmış bir ülke oldu. Atalarımız da daha önceden de yardım göndermişti. Bu önemli bir adım ancak zalimin zulmettiği, katliamın süregeldiği, hem etnik hem de dinsel bir temizliğin olduğu bir ortamda insanların sadece karınlarını doyurmak yeterli değil. Çünkü orada insanların aç kalmasından öte, insanların öldürülmesi veya evlerini terk etmesi söz konusu. Bu da daha fazla çaba ortaya koyulmasını gerekli kılıyor” dedi. Siyasal gözlemciler, BM’ye acil müdahale çağrısında bulunan Türkiye’nin, dönem başkanlığını üstlendiği İslam İşbirliği Teşkilatı’nı da acil toplantıya çağırması gerektiği görüşünü ileri sürüyorlar. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun İslam ülkelerinin liderleriyle telefon görüşmeleri yapmaları yanında acil bir toplantı ve eylem planının da şart olduğunu ve konunun, Batı’nın insafına bırakılamayacak önemde ve acil olduğuna dikkat çekiyorlar. Myanmar Birliği Cumhuriyeti’nin diğer adıyla Burma ya da Birmanya’da yaşanan Müslümanlara karşı yapılan insanlık kıyımı son on-yıllarca Afganistan, Irak, Suriye ve bazı Kuzey Afrika ülkelerinde ve hatta daha önce Vietnam’da yaşanan Batılı özellikle ABD’li emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda yürüttükleri dolaylı dolaysız işgal ve kırım uygulamalarına çok benzemektedir. Burada her ne kadar komşu sayılabilecek iki Asya ülkesi Çin ve Hindistan sanki ön planda görünüyotsa da özünde yine ABD’nin emperyal çıkarının söz konusu olduğu, ABD’den yapılan zayıf açıklamalardan da görülebilmektedir. Sözde solcu geçinen Yorgo Papandreu ve temsil ettiği Sosyalist Enternasyonal bunu ağzına bile alamamış ve verilen rapordan söz ederek Türkiye’nin tüm açıklığıyla ortaya koyduğu gerçekleri ve vahşeti görmezden gelmiştir