Nafaka, eşin diğer eşe ödemekle zorunlu olduğu aylıktır. Mahkeme kararıyla verilen yasal bir yükümlülüktür. Nafaka boşanma davası devam ederken ya da boşanma davası sona erdikten sonra ödenen aylık yasal zorunluluktur. Nafakanın birden fazla çeşidi bulunmaktadır.
TEDBİR NAFAKASI : Boşanma davası devam ederken hakim geçici önlemler almaya hükmedebilir. Hakim, dava devamında geçici velayeti vermiş olduğu ebeveyn lehine tedbir nafakası ödenmesin ya da boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf adına ödenecek olan geçici aylığa tedbir nafakası denmektedir.
İŞTİRAK NAFAKASI : Tarafların müşterek çocuğu bulunuyor ve müşterek çocuğun velayeti kime veriliyor ise eğitim, bakım, sağlık ve okul masraflarını karşılayan aylığın ödenmesine katkı sağlayan nafakadır.
YOKSULLUK NAFAKASI: Tarafların boşanması ile yoksulluğa düşecek olan eşin ve daha az kusurlu olan eşin talep edeceği aylıktır.
Mahkeme tarafından ödenmesine hükmedilecek olan nafaka miktarını hakim durum ve şartlara göre takdir eder. Kanunen belli bir gelir aralığına göre belli bir nafaka miktarının hükmedileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Hakim, tarafların gelir ve durumuna göre belli bir miktar ödenmesine hükmedecektir.
Mahkeme, boşanma veya nafaka davasında tarafların bağlı olduğu emniyet biriminden sosyal ve ekonomik durumları araştırılarak aylık gelirlerinin ne kadar olduğu, kirada mi oturduğu ev sahibi mi olduğu, üzerlerine kayıtlı taşınmaz ya da araç olup olmadığı sorgulanacaktır.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin raporun dosyaya kazandırılması sonrası hakim, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumuna göre nafaka miktarı belirleyecektir. Hakim yalnızca nafaka yükümlüsüne göre değil, nafaka alacaklısının ihtiyacı ve durumuna göre de nafaka miktarını tayin edecektir. Çocuk için ödenecek nafakada çocuğun hangi okula gittiği, aylık giderinin ne kadar olduğu, ihtiyacının ne boyutta olduğu ve bunun yanında eşinin de evlilik içerisindeki maddi durumuna göre nafaka miktarı belirlenecektir.
Nafaka alacaklısının asgari ücretle çalışıyor olması, tek başına yoksulluk nafakasına hükmedilmesini engelleyen bir husus değildir. Zira Yargıtay’ın yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.05.2011 tarih ve 2011/2-155 E. 2011/278 K. sayılı kararı). Asgari ücret seviyesinde gelir elde edilmesi yoksulluk nafakası bağlanmasına engel değilse de bu durumun nafaka miktarının tespitinde esas alınacağı da unutulmamalıdır.
Mahkeme kararı ile nafaka ödeme yükümlülüğüne tabi tutulan taraf, nafaka borcunu yerine getirmediği takdirde icra yoluyla takip başlatılabilir. Nafaka alacağı birinci sırada yer almaktadır. Bu da demek oluyor ki başka bir alacaklı tarafından malına haciz konulsa bile nafaka alacaklısı haciz koyduğu takdirde birinci sıradan iştirak edecektir.
Diğer bir önemli husus; borçlunun emekli maaşına haciz konulabilmesi için muvafakatine ihtiyaç duyulsa da nafaka alacağı için borçlunun onayı gerekmeksizin emekli maaşına haciz konulabilir.
Boşanma davasından sonra, taraflar nafaka artırım davası açarak nafakanın arttırılmasını talep edebilirler. Tarafların ekonomik durumlarında normalden farklı değişimler olmuşsa veya ülke de kriz yaşanması gibi tarafların maddi durumlarını etkileyen durumlar varsa dava açılarak nafakanın tefe tüfe oranından daha fazla artırılması istenebileceği gibi nafakanın kaldırılması veya azaltılması da dava yolu ile talep edilebilir.
Boşanmadan sonra müşterek çocuk 18 yaşına gelene kadar ödenen nafakaya iştirak nafakası denilmektedir. İştirak nafakasını velayeti almayan eş, alan eşe ödeyecektir. Çocuk 18 yaşına geldiğinde ise nafaka ödeme yükümlülüğü kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. 18 yaşına gelen çocuk halen eğitim hayatı devam ediyor ise ebeveynlerine karşı yardım nafakası talebinde bulunabilir. Ergin çocuk lehine nafakaya hükmedilebilmesi için, ana babanın bakım yükümlülüğünün erginlikten sonra devam etmesi bakımından gerekli koşulların yanı sıra nafaka davasına ilişkin koşulların da gerçekleşmesi gerekir. Erginlikten sonra bakım yükümlülüğünün devam etmesi, çocuğun eğitiminin erginlik anına kadar tamamlanmamış olmasına ve çocuğun masraflarını karşılamalarının ana babadan beklenebilir olmasına bağlıdır. Açılan dava sonunda bağlanacak olan nafaka miktarı ise nafaka talebinde bulunan çocuğun ihtiyaçlarına ve nafaka yükümlüsü olacak olan anne ya da babanın maddi durumuna göre belirlenecektir.