Neye Bakıyorsun?

Bilim insanı Jack Gallant düşüncelerinizin şifresini çözerek bu soruya yanıt verebiliyor (mu?).

Jack Gallant aklınızı okuyabilen bir bilim insanı; veya en azından, onun makinesinde sizin için oynattığı bir filmi izliyorsanız, ne gördüğünüzü anlayabiliyor.

Berkeley’deki California Üniversitesi’nde araştırmacı olan Gallant, insanların zihinlerine bakmak ve gördüklerini yeniden inşa etmek için beyin taramasını kullanan bir beyin kod çözme makinesi geliştirmiş. Bunun gibi zihin okuma teknolojisi daha yaygın hale gelirse, endişelenmeli miyiz? Gallant’a bu soruyu sorarsanız, beklenmedik bir cevap verebilir.


Gallant’ın deneyinde, ekip beyinde oluşan faaliyet örüntülerini ölçerken insanlara filmler gösteriliyor. Bir algoritma daha sonra bu sinyalleri YouTube videolarından oluşan devasa bir veri tabanından yararlanarak bulanık, birleşik bir görüntüyü yeniden oluşturmak için kullanılıyor.
Başka bir deyişle, beyin aktivitesini alıp resimlere dönüştürerek bir kişinin gördüklerini açığa çıkarıyorlar.


Gallant’ın araştırması, görsel sistemin nasıl çalıştığını anlamaya, beynin görsel bilgiyi nasıl işlediğine dair modeller yaratmaya odaklanıyor. Beyin okuyucusu, aslında gerçek bilimsel araştırmasının tesadüfi bir sonucu olan bir yan projeydi. “
Beynin gerçekten iyi bir modelini oluşturursanız, o zaman bu mümkün olan en iyi kod çözücü olur.


Bu sonuçlar elbette, hakim güçlerin bir gün en içteki düşüncelerimizden yararlanabileceğinden korkan distopik insanları heyecanlandırıyor. Bu temelsiz bir korku gibi görünebilir, ancak Gallant’a göre aslında korkmamız gerekiyor, ama 50 yıl daha rahat olabiliriz! Ona göre, beyin okuma teknolojisindeki iki büyük sorunu çözmek çok uzun sürecek: Bunlar: taşınabilirlik ve sinyalin gücü.


Taramalardan beyin sinyallerinin kodunu çözmek, birisinin neye baktığını ortaya çıkarabiliyor. (SPL)

Şu anda, Gallant’ın düşüncelerinizi okuyabilmesi için, beyindeki kanın nereden aktığını ölçen devasa, pahalı bir cihaz olan işlevsel bir manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) makinesine girmeniz gerekiyor. fMRI beynin aktivitesini ölçmenin en iyi yollarından biri olsa da mükemmel ve taşınabilir bir cihaz değildir. Bir fMRI makinesindeki denek hareket edemez, cihazlar çok pahalı ve çok büyüktür.

Ayrıca beyin görüntüsünü ve film görüntüsünü yan yana karşılaştırırken, birbirleriyle olan bağlantılarını belirgin hale getirirken, Gallant’ın algoritmasının beyin sinyallerinden oluşturabileceği görüntü, bir pencereden içeriye bakmak gibi değil. FMRI taramalarındaki çözünürlük, net bir görüntü oluşturmak için yeterince yüksek değil. “Biri beyin aktivitesini bugün yapabileceğimizden daha iyi ölçmek için bir yöntem bulana kadar, genel kullanım için yapılabilecek bir taşınabilir beyin şifre çözme cihazı olmayacak” diyor Gallant.

Rüya Okuyucu

Gallant, kod çözme makinelerini yapmayı bırakmış olsa da, başkaları bu konuda çalışmaya devam ediyor. Japonya’daki bir ekip aynı fMRI tekniğini kullanarak yeni bir rüya okuyucu yapmaya çalışıyor . Ancak, araştırmacıların kişinin ne gördüğünü bildiği ve beyindeki görüntülerde bu görüntüyü doğrulayabildiği film deneyinin aksine, rüyalar çok daha aldatıcı ve çözülmesi çok daha zor.

Sistemi denemek ve eğitmek için, araştırmacılar denekleri bir fMRI makinesine koydular ve uyanıklık ile rüya görme arasındaki o tuhaf duruma geçmelerine izin verdiler. Daha sonra deneği uyandırdılar ve ne gördüklerini sordular. Bu bilgileri kullanarak, algoritmayı eğitmek için sözel olarak rapor edilen rüya görüntülerini ilişkilendirebilirler.

Bu veritabanını kullanarak Japon ekibi, deneklerin rüyalarında gördüğü görüntü türlerinin yaklaşık %60 kadarını belirleyebildi. Ancak bu deneyler ile evrensel bir rüya kod çözücüsü arasında önemli bir engel var: Her deneğin sinyalleri farklı. Şu anda kod çözücünün her bireye göre eğitilmesi gerekiyor. Bu nedenle, bir fMRI makinesinde uyumaya istekli olsanız bile, gece maceralarınızı ortaya çıkarabilecek evrensel bir kod çözücü -çok şükür ki- henüz elimizde yok.

Gallant, tercih edilmesi durumunda ne tür bir beyin kod çözücüsü yapılabileceğini de tanımlıyor. “Kişisel görüşüm, en iyisini oluşturmak istiyorsanız, iç konuşmayı dönüştürmenin kodunu çözeceğinizdir. İç konuşmayı alan ve dış konuşmaya dönüşen bir şey yapabilirseniz, o zaman mesela bir arabayı kontrol etmek için kullanabilirsiniz. Evrensel bir çevirmen olabilir. “

Bazı gruplar bu hedefe yaklaşıyor; Örneğin Hollanda’daki bir ekip, iki dilli konuşmacıların beyinlerini tarayarak her katılımcının oluşturduğu kavramları – örneğin bir at veya inek fikri gibi , deneklerin İngilizce mi yoksa Hollandaca mı düşündüklerini doğru bir şekilde belirleyebiliyor. Ancak rüya kod çözücü gibi, sistemin her birey için eğitilmesi gerekiyordu, bu yüzden evrensel bir çevirmenden çok uzak.

Yakın bir gelecekte bu tip nöro-teknolojik gelişmelere çok daha fazla şahit olacağız.

Yazar: Rose Eveleth

Çeviri: Ümit Sami Kubuş

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse sıradaki yazımız sizin için geliyor: “Bilinçli Rüya” : Rüyalarımızı Kontrol Edebilir Miyiz?