Oftalmolojide Bir Duayen: Prof. Dr. Gülhan Slem

Oftalmoloji alanında, ‘hocaların hocası’ konumundaki Prof. Dr. Gülhan Slem, akademik kariyeri boyunca, 17 öğretim üyesi, 70’ten fazla uzman yetiştirmiş, Türkiye’deki birçok tıp fakültesi göz kliniğinin kuruculuğunu üstlenmiş, TOD eski başkanlığını yapmış bir bilim insanı.

Prof. Dr. Gülhan Slem, oftalmolojinin yaygınlaşmasında ve gelişmesinde Doğu’dan Batı’ya kadar birçok yerde çalışmalarını sürdürmüş olan bir bilim insanı. Prof. Dr. Slem akademik kariyeri boyunca, 17 öğretim üyesi 70’ten fazla uzman yetiştirdi. Dekan yardımcılığı, dekan vekaleti, rektör yardımcılığı, senatörlük, yönetim kurulu üyelikleri, idari bilimler fakültesi bölüm başkanlığı, etik kurul başkanlığı ve vakıf üyeliği görevlerinde yer aldı.

DÖNEMİN CUMHURBAŞKANI’NDAN ÖVGÜ

1996 yılında emekli olduğunda, Gülhan Slem adına Türk Oftalmoloji Derneği tarafından Nevşehir’de uluslararası katılımlı bir toplantı düzenleniyor, Prof. Dr. Slem bu olayı şöyle anlatıyor: “Emekliliğim üzerine, oftalmoloji dünyasının yetkili ve temsilcilerinin katıldığı bir toplantı düzenlenmişti. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de bana toplantıda, ‘Sağlığında pek yapılmaz, ölünce yapılır. Siz seviliyorsunuz, sayılıyorsunuz, bu organizasyon yapılmış’ diye söyledi. Çok duygulandım.” Prof. Dr. Slem, 1 Temmuz 1996 yılında emekli olunca, bütün kitaplarını ve cihazlarını Çukurova Göz Kliniği’ne bağışlıyor. Bodrum ve Foça’daki devre mülklerini de kliniğin derneğine veriyor.

MESLEK HAYATINDA DOLU DOLU YILLAR

Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Kliniği, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Kliniği, Ankara Göz Bankası ve Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Kliniği kurucusu olan Prof. Dr. Slem’in meslek hayatı neredeyse, kendisinin kaleme aldığı Türk Oftalmoloji Tarihi’ne denk düşüyor. Türk Oftalmoloji Cemiyeti, Ankara Oftalmoloji Cemiyeti, Fransa Oftalmoloji Cemiyeti, Doğu Cemiyeti, Çukurova Oftalmoloji Cemiyeti’nde kuruculuk, başkanlık ve üyelik gibi çeşitli görevlerde bulunan Prof. Dr. Slem, Türk Oftalmoloji Derneği’nin eski genel başkanlarından biri.

Emekli Prof. Dr. Gülhan Slem 1929 doğumlu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne 1946 yılında giriş yapan Prof. Dr. Slem, 1952 yılında mezun olmuş. Asistanlık görevinin ardından Numune Hastanesi’ne geçiş yapan Prof. Dr. Slem, 1954 ve 1956 yılları arasında şef muavinliği yapmış. 1958 ve 1961 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Kliniğinin kuruculuğunu gerçekleştiren Prof. Dr. Slem, 1962 ve 1963 yılları arasında ise, ABD’de Kolombiya Üniversitesi’ne giderek göz tümörleri üzerine dünyaca ünlü Doktor Rees’le çalışarak birçok konuda araştırma yapmış. Ankara’ya dönmesinin ardından doçentlik lisansına imtihanına giren Prof. Dr. Slem, Washington’a gitmiş ve çalışmalarından dolayı özel ödül almış. 1968 yılında Doçent olan Prof. Dr. Slem, Erzurum Atatürk Üniversitesi Göz Kliniğini kurmuş. 1972 yılına kadar burada görev yapan Prof. Dr. Slem, Türkiye’de ilk kez ekstrimantal araştırma bölümü kurmuş. 1972 yılında ise, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Kliniği’nin kuruculuğunu üstlenen Prof. Dr. Slem, 1996 yılında Çukurova Üniversitesi’nden emekli olmuş.

200’ÜN ÜZERİNDE BİLİMSEL YAYIN VE YAŞAMA DAİR KİTAPLAR

Ulusal ve uluslararası bilimsel ve edebiyat dergilerinde editörlük, yazarlık, yayın kurulu üyeliği olarak çalışan Prof. Dr. Slem’in 200’ün üzerinde bilimsel yayını var. Bu çerçevede de kazandığı birçok ödülü bulunan Prof. Dr. Slem’in “Türk Oftalmoloji Tarihi” isimli bilimsel içerikli bir kitabı bulunuyor. Prof. Dr. Slem’in bunun yanı sıra, yaşamın hemen her alanıyla ilgili hazırladığı denemeleri içeren Gerçek ve Yaşam, Biriken Damlalar, Eski Fotoğraflar, Dostu Güzel ve Yeniden Doğuş isimli kitapları bulunuyor. Prof. Dr. Slem kitaplarında, sevgi, aşk, üzüntü çekme, dert, nefis muhasebesi, öfke, yardım etme, iyilik duyguları, mutluluk ve diğer temaları işlediğini belirtiyor. Kitaplarının üniversite tarafından da baskısının yapıldığına değinen Prof. Dr. Slem, gelirini öğrencilere bağışladığını da dile getiriyor.

Prof. Dr. Slem, Türkiye’yi oftalmoloji alanında birçok kurumda ve organizasyonda temsil etmiş. 1978 yılında Türkiye’yi Kyoto’ya ve Kıbrıs’ta ilk kez düzenlenen ulusal kongreye katılmış. Fransa Oftalmoloji Derneği ve Europen American Sociate Of’a üyeliği bulunan Prof. Dr. Slem, ulusal ve uluslararası birçok kongre ve sezpozyumda moderatörlük ve başkanlık yapmış. Çalışmaları bilim literatüründe yer almış.

Bilim, iş, sanat ve spor dünyasında geniş bir çevresi bulunan Prof. Dr. Slem, Vehbi Koç’la ilgili bir anısını şöyle dile getiriyor: “Ben, Ankara Göz Bankası’nda görev yaparken, genel sekreterliğini yürüttüğüm bir derneğin toplantısına katılıyordu. Orada beni gözlemlemiş. Bir gün, toplantıda bana dedi ki, ‘Sende çok yetenekli işadamı vasfı var. Bırak göz hekimliğini, gel benimle çalış.’ Ama ben, ekonomiyle ilgili birisi olmadığım için teklifini reddettim.”

BABADAN ALTIN ÖĞÜT: “SAĞLIK TÜCCARI OLMAYIN”
Prof. Dr. Slem, kendisi ve iki ağabeyiyle birlikte doktor olmasında babasının öğüdünün önemli olduğunu şöyle aktarıyor: “Babamın bize söylediği şuydu: ’Ben avukatım; ama avukatlık, sadece
Türkiye’de geçer. Meslek olarak dünyanın her yerinde geçecek olan doktorluktur. Devletle en az ilişkisi olan iş de doktorluktur. Karnınızı doyurabilirsiniz. Dolayısıyla, doktor olmanızı tavsiye ederim.’ Bu tavsiye üzerine, arka arkaya üçümüz de tıp fakültesinden mezun olduk. İki ağabeyimden birisi kadın doğum öteki ise çocuk alanında uzmanlaştı.” Dr. Slem babasının vasiyetinde ise, “Doktor olun, ama sağlık tüccarı olmayın. Tıpta sağlığın ticareti olmaz. Hekim namuslu dürüst adamdır. Para kazanmayı değil yardım etmeyi düşünür” sözlerine yer verdiğini aktarıyor. Prof. Dr. Slem, günümüz tıp dünyasında teknolojik açıdan çok büyük ilerlemeler kaydedilmesine karşın, tüm dünyada geçerli olmaya başlayan sarf ekonomisi nedeniyle, manevi açıdan büyük bir gerileme yaşandığından söz ediyor. Prof. Dr. Slem, “Sarf ekonomisi olunca, kullan-at ilkesi, insan ilişkilerinde de geçerli oldu. İnsanlar, birbiriyle dostluk kurmuyor. Dostluklar sadece çıkara dayanıyor. Paranız varsa, itibarınız var. Ne olduğunuza değil, paranızın olup olmadığına bakan bir toplum haline geldik. Ama bu durum bütün dünyada geçerli. Tıp günümüzde zor koşullarda yapılışına alanında da her konuda ilerlemeler gerçekleşiyor. Hizmet çok geniş bir alana yayılıyor. Ama amacın para kazanmak olduğu görülüyor” diyor. Prof. Dr. Slem doktorluk mesleğinin günümüzde zor koşullarda yapılışına şöyle dikkat çekiyor. “Ben ve akranlarım hekimliğin değerli ve saygın sayıldığı devrin kuyruğundan yakalayan nesiliz. Şimdi ise doktorlar birçok sorunla uğraşmak zorunda kalıyorlar. Yapılan hatalardan dolayı dava açılıyor. Doktorlar ameliyat yapmaktan çekinmeye başlıyor. Doktorların kendisini koruyacak bir sigortaları da yok. Bu açıdan bir kargaşa yaşanıyor. Doktorların birçoğu bu bağlamda çok zor bir ortamda görev yapıyor.”

TÜRKİYE’DE AMERİKAN EKOLÜNÜ BAŞLATAN İSİMLERDEN

Prof. Dr. Slem, Türkiye’de oftalmoloji alanında çok büyük gelişmeler yaşandığının altını çiziyor. Türkiye’de göz doktorlarının dünya standartlarını yakaladığını aktarıyor. Doktorların kendilerinin rahatlıkla ifade edebildiklerini dile getiren Prof. Dr. Slem, dil bilmelerinin de ulusal ve uluslararası arenada başarı kazanmaların ayol açtığını söylüyor. Prof. Dr. Slem, bu başarıda kendisinin ve çalışma arkadaşlarının Türkiye’ye getirmiş olduğu Amerikan ekolünün çok önemli bir yer tuttuğunu belirtiyor. Amerikan ekolüyle doktorların daha özgür bir ortamda çalışma şansı bulduklarını ifade eden Prof. Dr. Slem, “ Amerikan ekolüyle oftalmolojide konsept, hastaya yaklaşım biçimi, teşhis şekli değişmeye başladı. Akademik kariyerde ilerleme kolaylaştı. Hastalar da haklarının daha çok bilincine varmaya başladı. Hasta doktor ilişkilerinde de gelişme kaydedildi” diyor.

Ophthalmology Life 2015 22. Sayı