Düzce’nin Gölyaka ilçesi Güzeldere Şelalesi, yaylaları, doğa yürüyüşü parkurları, kamp için çok uygun köşeleriyle unutulmaz bir hafta sonuna davet ediyor.
Yazı: Yıldırım Güngör
Düzce’den uzaklaştıkça kentin bunaltıcı görüntüsü yerini yavaş yavaş küçük köylerin bahçeli evlerine bırakmış, yeni bir yer keşfetmenin heyecanı kaplamaya başlamıştı bünyemi. Bu biraz da hayal kırıklığı yaşama korkusunun heyecanıydı. Çünkü ne yazık ki düzenleme adı altında yapılan çalışmalar muhteşem bir doğayı, kötü bir peyzajı olan bir piknik alanına dönüştürüyor genellikle. Efteni Gölü ’nü soluma alarak ilerliyorum. Sadece bu gölün varlığı bile bir hafta sonunu bu civarda geçirmek için önemli bir neden. Göl 2005 yılında su kuşlarını korumak amacıyla “Doğa Koruma Alanı” ilan edilmiş. Almacık Dağı’ndan inen Aksu, Uğur, Asar ve Büyük Melen derelerinin suları besliyor gölü. Düzce ve civarında hafta sonları keşfetmekle bitmeyecek kadar çok yer var. Güzeldere Şelalesi bunlardan sadece biri.
Burada yol boyunca ilerlerken insan iki katlı geniş bahçeli Düzce’nin geleneksel evlerini görmek istiyor. O eski iki katlı geniş bahçeli Düzce evleri ne yazık ki çok azalmış. Az da olsa bu evleri görmek mutluluk veriyor insana. Ancak iyice yaşlandıkları için yıkılma riski taşıyan evlerin yerine yeni ve maliyeti daha düşük olan beton evyapılar yapılıyor. Dönüşüm kaçınılmaz bir gerçek bu coğrafyada. Yükseldikçe Düzce Ovası tüm görkemiyle ortaya çıkıyor. Daha 20 yıl önce Düzce’yi sarsan ve yüzlerce kişinin ölümüne yol açan depremin ana nedeni olan Kuzey Anadolu Fayı bu muhteşem ovayı da oluşturmuş. Yükseldikçe orman örtüsü sıklaşmaya başlıyor.
Küçük bir virajdan sonra sola dönüyor ve Güzeldere Tabiat Parkı ’na giriyorum. Aracımı park eder etmez dikkatimi çeken ilk şey temizlik ve sadelik oluyor. Son birkaç aydır gördüklerimden sonra burası bana bir cennet gibi geliyor. Hey şeyden önce doğal bitki örtüsüne fazla dokunulmamış. Yapılan peyzaj çalışması ortadaki geniş alanda ve şelaleye giden yol üzerinde. Diğer alanlar doğal yapısını koruyor. Otoparkın biraz ilerisinde kamp alanı tabelasını görüyorum. Ağaçların arasındaki orman yolundan yürüyerek kısa süre içinde kamp yerine ulaşıyorum. Yukarısı ne kadar kalabalık olursa olsun kamp yeri bu kalabalıktan asla etkilenmez.
Geri dönüyorum, tabiat parkının içindeki kır lokantasına giderek bir çay söylüyorum. Hizmet oldukça iyi ve temiz. Biraz sohbet ediyoruz. Tabiat parkının tüm bakımını Gölyaka Belediyesi üstlenmiş. Oldukça geniş alanda tek bir çöp bile bulmak mümkün değil. Şelaleye gitmek için yola düşüyorum. Kır lokantasından çıkarak yüz metre kadar yürüyorum ve şelaleye giden merdivenlere ulaşıyorum. Kır lokantasındakiler 350 basamak olduğunu söylemişlerdi. Kısa süre içinde iki derenin birleştiği yerden büyük bir coşkuyla akan 130 metre uzunluğa sahip şelale, ağaçların arasından kendini nazlı nazlı gösteriyor. Merdiven, çevresindeki ağaçlar tarafından kapatılmaya başlamış bile. Çok değil sadece iki yıl bakımı yapılmazsa ağaç dalları tüm merdiveni işgal ederek yürümeyi zorlaştırabilir. Bir kaya bloğunun yamacında yapılmış merdivenler şelaleye oldukça yakın bir noktaya kadar gidiyor.
Şelale Düzce’nin Gölyaka sınırları içinde yer alıyor. Düzce’ye uzaklığı 18, Gölyaka’ya uzaklığı ise 11 kilometre olan Güzeldere Köyü’nün sınırları içinde yer alıyor. Rakımı yaklaşık 600 metre civarında olan şelale 2011 yılında tabiat parkı olarak ilan edilmiş.
Güzeldere Şelalesi’ne gitmek için Düzce’de TEM’den çıktıktan sonra Gölyaka tabelasını takip edin. Yol boyunca Güzeldere tabelaları siz yönlendirecek. Düzce içinde konaklama yapılacak çok fazla seçenek var. Ancak daha sessiz bir yer istiyorum diyorsanız tabiat parkı içinde bulunan üç adet ahşap evden birinde de kalabilirsiniz.
Her evde altı kişi kalabiliyor. İki kişi fiyatı 350 lira, fazla her kişi için 100 lira daha ödeniyor. Ancak önceden arayıp yer ayırtmanız gerekli. Tabiat parkına araçla giriş 13 lira. Başka bir seçenek de tabiat parkının içinde, 5 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabilen kamp yerinde çadır kurmak. Çadır kurma fiyatı günlük 25 lira. Ancak çadırınızı yanınızda götürmeniz gerekiyor. Karavan fiyatı ise 40 lira. Yemek için tabiat parkı içindeki kır lokantasından hizmet alabilirsiniz. Fiyatlar gayet uygun. Burada konaklayarak Balıklı, Pürenli ve Hera yaylalarına araçlarınızla günübirlik geziler düzenleyebilir, bu yaylalarda doğa ile baş başa kalarak sakin yürüyüşler yapabilirsiniz.
Tabiat parkının bulunduğu alan ağaç bakımından oldukça zengin. Kayın, gürgen, köknar, porsuk, sarıçam, karaçam, kestane, ıhlamur, akçaağaç, dişbudak, ceviz, orman kavağı, orman gülü, orman söğüdü bu civarda en çok görülen ağaçlar. Şelale Bıçkı Deresi üzerinde bulunuyor. Bölgede son birkaç milyon yıldır meydana gelen büyük depremler, doğada böylesi nefes kesen görüntülere sahip doğal anıtları meydana getirebiliyor. Bu şelale de her bir deprem sonrasında meydana gelen yükselmeler ve düşmelerle oluşan farklı birkaç basamaktan akıyor. Aşağıdaki dereyle birleşen en uzun parça aynı zamanda şelalenin en görkemli aktığı yer. Bu son parçayı oluşturan deprem oldukça büyük ve etkili olmalı. Şelalenin en üstündeki ilk basamağa tutunmuş ince bir kayın ağacı, doğadaki mücadelenin ne denli güçlü olduğunu en güzel örneği.
Yaklaşık bir saat kadar oyalandıktan ve bu muhteşem doğal anıtın her bir metresini detaylı olarak inceledikten sonra tekrar yola koyuluyorum. Hedefim bu gece Pürenli Yaylası’nda çadır kurmak. Ancak yayla yolu üzerindeki ormanda yapılan kesim çalışmaları zaten çok da iyi olmayan yolu kapatmış. Yani yukarı çıkmak mümkün değil. Oysa bu iki yayla da bu mevsimde muhteşem sonbahar görüntüleri sunuyor. Doğada her zaman işler istediğimiz gibi gitmez. Dönüşe geçerken bu iki muhteşem yaylaya kar yağdığında gelme sözü veriyorum kendime. Kar yağıp da yayla yolları kapandığında tur kayaklarımızı alarak bu yaylalarındaki muhteşem kış ortamını yaşayacağım. Doğada olmak böyle bir şey. Bir etkinlik biter bitmez, daha dönüş yolunda başka bir etkinliğin planı yapılmaya başlanır. Yapılacak şey ise çok basit. Hafta sonunu doğada geçirmeye karar vermek. Gerisi kendiliğinde gelecek zaten.
Atlas Aralık 2019