Otizm ve Spor

Danışmanlık alınan psikiyatrist, özel eğitim uzmanı ya da eğitimciler spor eğitimini de değerlendirme konusunda öneride bulunabilir. Bu öneriyi ret ya da kabul etmeden önce spor ile özel eğitim verildiği süreçte neler yaşanabileceğine bir göz atmak, doğru kararı vermek için önemli bir adım olacaktır.

Beceri basamaklarının somut olması, yönergelerin yaşanabilirliği, yönergelerin basit ve anlaşılır olması, yönergelerin yaşam içerisinde somut bir karşılığının olması, öğretilen yönergenin farklı kullanım amaçlarını içermesi sonucunda kalıcılığın artması, çalışılan ortamdaki uyaranların görsel stereotiplere fırsat vermemesi ve eğitimcinin öğrettiği toplumsal kuralları ev ortamında ve sosyal hayatında da kullanarak yaşamına aktarmasını spor eğitiminin Otizm yelpazesindeki bir çocuk için uygun olmasının en önemli yönleri olarak sayabiliriz.

Spor eğitiminin Otizm yelpazesindeki çocuklara uygun olmasının bir diğer sebebi ise edinimi planlanan hedef davranışın aşamalarında farklı duyuların kullanımı sayesinde bedensel ve çevresel farkındalığın artmasıdır. Örneğin; topu at yönergesinin ardından çocuğun topu alması ve atmasıyla görsel, işitsel ve somatik duyuları harekete geçerek hem yaşantı ile öğretim mümkün olmakta hem de bedensel ve çevresel farkındalık artmaktadır. Ayrıca atma işlemi Otizm yelpazesindeki çocuklarda sıkça görülen ve görsel-uzamsal algılama ile ilişkili olan sınır algısının anlaşılabilirliği açısından da fayda sağlamaktadır.

Özel eğitim sürecinde, öğrenmenin gerçekleşmesi açısından önemli olan faktörlerden biri de davranışın sıklığı ve çeşitliliğidir. Spor eğitimini, yine aynı beceri üzerinden ve davranışın sıklığı ve çeşitliliği yönünden ele alacak olursak; topu kovaya, duvara, tramboline veya kişiye atma gibi tekrarlar ile öğretilen davranışın sıklığı ve çeşitliliğinin sağlanmakta olduğunu görebiliriz. Aynı beceriyi farklı alanlarda ve çeşitli durumlarda kullanmak çocuğun öğrenilmiş davranışında süreklilik ve genellemenin kazanılmasını sağlayacaktır.

Ayrıca, beyinde motor alanın duyu alanı, tat alanı, konuşma alanı ve problem çözme alanı ile komşuluğu; motor alanın uyarılması ile, konuşma, tat, problem çözme ve duyusal alanlarda da uyarılmalara yol açmaktadır. Bu sebeple dil ve konuşma, beslenmede aşırı seçicilik, problem çözme ve duyu-motor gibi konularda yapılan çalışmalar öncesi bedensel hareketler önerilegelmiştir. Geçmişten günümüze uygulanan bu yöntemin geçerliliği de spor ile eğitimin nasıl faydalı olduğunu daha anlaşılır kılmaktadır.

Spor ile özel eğitim veren merkezlerde eğitim süresinin uzun olmasının, gün içerisinde becerilerin tekrar sıklığını arttırma olanağı yarattığı düşünülebilir. Eğitim sürecini takip eden kişinin tek olması da eğitimcinin eğitsel kontrolü ve çocuğun güven duygusu yönünden, uygulamanın işlevselliğini arttırmaktadır. Öğrencinin eğitim merkezinde, aynı eğitmen eşliğinde kahvaltı ile başlayan gününe uzun saatler kaliteli bir şekilde devam ettiği gözlenmektedir.

Spor ile verilen eğitim gerçek hayata aktarım açısından da kolaylıklar sağlamakta ve günlük yaşam becerileri ile sosyal becerilerin desteklenmesini sağlamaktadır. Çocuklar öğrendikleri bisiklete binme, yüzme, paten kayma gibi becerileri; eğitmenleri ve ailelerinin destekleri ile günlük hayatlarına ve sosyal ortamlarına aktarabilmektedir. Paten kullanmak gibi bir beceriyi edinen çocuk, ailesinin uygun bulduğu her yerde akranları ile vakit geçirecektir.

Spor eğitimini, eğitim verilen ortam ve eğitsel materyaller yönünden ele alacak olursak, eğitimin geniş bir alan içinde verilmesi, kullanılan malzemelerin büyüklüğü ve bunların çocuğun eğitim sürecinde yarattığı yoğun meşguliyeti sebebiyle; spor eğitiminin Otizmde sık görülen motor stereotipik davranışların kontrol altına alınmasını kolaylaştırdığını söyleyebiliriz.

Ev ortamında ya da bireysel seanslarda yapılan aktivitelerin hepsi çocukların enerjileri ile doğru orantılı olamayabiliyor. Bu da çocuğun yorulmamış bedeninde zıplama, dönme ya da sözel tekrarlar gibi motor ve sözel stereotipik davranışların görülme sıklığını arttırabiliyor. Spor eğitimi verilen merkezlerde yapılan spor aktiviteleri ile çocuklar enerjilerini harcamakta, bedenlerini daha işlevsel kullanmakta, bedensel açıdan koordine hareketler yapmaktadır. Bunların da stereotipik hareketlerde azalmaya yardımcı olduğu düşünülmektedir.

Spor okullarında kazanılan becerilerin somut oluşunun, otizmli çocukların en zorlandığı konulardan biri olan ve sıralama kartları ile çalışılan olay sıralama becerisi üzerinde de olumlu etkisi olduğu görülmektedir. Bu olumlu etki, becerilerin somut ve yaşantısal oluşunun ve basamaklara ayrılarak çalışılıyor olmasının sonucudur.

Verilen eğitimin kolaylıkla hayata aktarılabilmesinin en büyük sebeplerinden biri de; yiyecek gibi birincil pekiştireçlerle başlayan eğitsel kontrol sürecinin, öğrenci etkinliği uygulamayı öğrendiğinde ikincil pekiştireçlere geçilmesiyle devam etmesi ve eğitim süreci sonunda ise etkinliği başarmış olmanın kendisinin pekiştireç işlevi görmesidir.

Bedensel uzuvların hem motor kortekste hem de duyu korteksinde karşılıklı izdüşümlerinin bulunması da, Otizm yelpazesindeki çocuklarda sık görülen hiposensitif ya da hipersensitif duyu motor bozukluklarının çalışılmasında hareket eğitiminin faydalı olabileceğini göstermektedir.

Tüm bu avantajlar göz önünde bulundurulduğunda, Otizmde spor ile eğitim bir çok yönden olumlu bir alternatif olarak görünmektedir. Danışmanların da onayı ile ve çocuğun karakter yapısına uygun eğitimci ve merkezlerde fayda elde edilebilir.

Semiha Erol – Çocuk Gelişimi Uzmanı

Özce Zeynep Akçın – Özel Eğitim Uzman Eğitici, Nörobilim Uzmanı