Otomotivde Batarya Krizi

[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column][vc_column_text]Elektrikli araçlara talep beklenenden çok daha fazla. Otomotiv sektörü, bu talebe karşılık vermek üzere  üretime hazırlanıyor ancak kritik seviyede küresel bir sorunla karşıyayız: Batarya sorunu. Küresel  üretim ve tedarik aşamasında altyapı sorunları çözülse dahi kaynak olarak tedarik sorunun yakın  dönemde daha da artacağı konuşuluyor. Uzmanlar, otomotiv dünyasını bekleyen asıl krizin batarya  tedarikinde ortaya çıkacağını ifade ediyor. Uzmanlara göre bu sıkıntı önümüzdeki yıllarda daha da zorlu  bir hal alacak. Son dönemde küresel yarı iletken krizinden en fazla zarar gören sektör olarak anılan  otomotiv endüstrisinde çok daha büyük bir kriz olan batarya krizinin sektördeki olası yankılarının derin  bir kriz yaratacağı tahmin ediliyor. Allianz Trade raporuna göre, çip krizinin Avrupa otomotiv sektörüne  maliyetinin 100 Milyar Avro’yu bulabileceği kaydedilirken bu krizin, batarya krizinin yanında çok hafif  kalacağı belirtiliyor.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Batarya Tedariki Sorunu

[vc_column_text]Telefonlardan ve dizüstü bilgisayarlara yüksek teknolojinin rağbet ettiği lityum, lityum iyon piller (Li ion) ile elde edilir. Küresel şebeke pazarının %90’ından fazlasını elinde tutan Li-ion, en popüler pil  depolama seçeneğiydi. Ancak enerjiyi en verimli bir şekilde depolaması nedeniyle tercih edilen Li-iyon  piller, içeriğindeki kimyasal bir element olan lityumun çevre dostu olmaması nedeniyle, popülerliğini  yitirdi. Devasa lityum rezervlerin çok fazla su tükettiği ve yerel halk arasında suyla ilgili yıkıcı çatışmalara  neden olduğuna ilişkin farkındalık arttı. Lityumun üretilmesinde kullanılan su hacminin verilere göre:  bir ton lityum için 2,2 milyon litre olduğu ifade ediliyor. Diğer yandan, iklim krizinde ve karbon salımında önemli payı olan yakıtlar, elektrikli araçların yaygın kullanımını zorunlu hale getiriyor.

Araştırmalara göre, ulaştırma, toplam emisyon salımının yaklaşık %27’sini oluşturuyor. Dünya  genelinde çok yüksek miktarda kullanılan fosil yakıtlar ise yandığında karbondioksit ortaya çıkarması  nedeniyle, atmosferde bulunan karbondioksit oranı yükselterek hava kirliliğini ve iklim krizini tetikliyor.  Dünyada 37 trilyon tonluk karbondioksit emisyon salımı olduğu ve bu rakamların %52’sinin Asya’dan; %18’inin Kuzey Amerika ve Meksika’dan, %17’sinin ise Avrupa’dan kaynaklandığı; Çin’in tek başına bu  emisyon oranının %7’sine yol açtığı belirtiliyor. İklim krizinde farkındalığın artmasıyla birlikte, otomotiv  sektöründe dev markalar, tüketici araştırmalarına olan yatırımları artırarak, iklim kriziyle mücadelede  anlamlı bir çözüm arayışına girmek zorunda kaldı.

Otomotiv sektörü, iklim kriziyle mücadelede yoğun talep yaratan elektrikli araçlara çoktan gözünü  çevirmiş durumda. Elektrikli araçlar, iklim krizinde mücadele kapsamında önemli bir çıkış yolu olarak  görülüyor. Ancak elektrikli araçların üretiminde ve yaygınlaşmasında kritik rolü oynayan konu: batarya.  Bu anlamda şarj alt yapı sorunu ve batarya üretimine yönelik AR-GE ve çözüm pratiklerine olağanüstü  yatırımlar yapılmaya devam ediliyor. Ancak iklim kriziyle mücadelede uzun vadeli gelişmeleri  bekleyecek kadar zamanın olmaması dünyada bir an evvel tedbirlerin hızla yayılması gerekliliği, batarya  üretimi ve hammadde ile bileşen tedariğinde arz-talep dengesizliğine neden oluyor. Satın almada ve  stoklamada nihayetinde tüm endüstriyi etkileyen tedarik kıtlığı yaşanıyor. Uzmanlar bu anlamda çip  krizinin batarya krizi karşısında çerez kalacağını açıklıyor.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Batarya Tedariğinde Önlemler

[vc_column_text]Büyük tedarik zincirlerini yönetme konusunda onlarca yıllık deneyime sahip olmasına rağmen birçok  otomobil üreticisi, elektrikli araç üretiminde ihtiyaç duyulan hammaddelerin ve araç bileşenlerinin tedariğinde ortaya çıkan büyük problemler nedeniyle çaresiz kaldı. Bazı üreticiler bu krizi önceden  belirleyerek önlem almak üzere büyük yatırımlara imza attı.

Dev kuruluş Tesla , pil hücresi ve diğer  elektrikli araç bileşenlerini ürettiği Gigafactory Nevada projesi için küresel marka Panasonic ile önemli bir ortaklık kurdu. Tesla ayrıca, hammadde tedariki için batarya üreticisi ortaklarına yatırımlar  sağladığını açıkladı ve kendi pil hücrelerinin üretimine başlayarak bu alana odaklandı. Tesla, 2030  yılında 20 milyon adet araç ve tahminen 2 terawatt saatlik batarya üretimi planlıyor.

Dev otomobil  markası Volkswagen , on yıllık küresel çaptaki elektrikli araç üretim hatlarına 100 milyar doların  üzerinde bir yatırım yapmayı planladığını açıkladı. Volkswagen ayrıca, Avrupa ve Amerika kıtalarında  batarya fabrikaları kurmak ve bazı tedarik malzemeleri ve diğer hammaddeleri şimdiden envanterine  kazandırmak üzere ortaklık girişimleri olduğunu da bildirdi.

Ford Motor elektrikli araç üretimi için 50  milyar dolar ve en az 240 gigawatt saat batarya üretimi hedeflediğini duyurdu. Markanın, 2030 yılındaki  üretim planının 3 milyon araç olduğu duyuruldu.

Mercedes Benz elektrikli araç üretimi ve ARGE için 47  milyar dolar ve 200 gigawatt saatlik de batarya üretimi hedefliyor.

BMW, Stellantis ve General Motors markalarının her biri, araç ve batarya üretimi için en az 35’er milyar dolarlık yatırım planı hazırladığını  belirtti. Batarya üretiminde en önemli açıklamayı yapan marka Stellantis, 2030 yılında 400 gigawatt  saatlik bir batarya kapasitesi olarak hedefini duyurdu.

Diğer bir önemli marka olan Rivian da benzer bir  stratejik yaklaşım izlediğini belirterek birçok farklı tedarikçiyle ortaklık kurduğunu ilan ederek, kendi  batarya hücrelerini üretmede çalışmalarını sürdüreceğini bildirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, yerli üretimin  artırılması için “Yarı İletkenler Üretmek Amacıyla Yardımcı Teşvikler Oluşturma (CHIPS) ve Bilim  Yasası”nı imzaladı ve Japonya’ya üretimde işbirliği için çağrıda bulundu. Üretim için küresel kuruluşların  ortak çözüm çalışmaları için formüller aranırken bu alanda yapılacak yatırımlar umut vadediyor.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Batarya Tedarikinde Ön Görüler

[vc_column_text]Uzmanlar, araştırmalara göre trafikte olan elektrikli otomobil sayısı geçtiğimiz yıl 7.5 milyona ulaştığı  ve yalnızca Avrupa’da 4 milyon elektrikli araç satışının gerçekleştiğini ifade ediyor. Ülkemizde ise bu  rakam, günümüz itibariyle 6 bin elektrikli otomobil olarak belirtiliyor. Diğer yandan Avrupa ülkeleri  başta olmak üzere birçok ülkede içten yanmalı motorlu araçları satmak imkânsız hale geleceği ön  görülüyor. Ancak bunun için öncelikle elektrikli araçların maliyetlerinin azaltılması gerekiyor. Diğer  yandan, şu an için elektrikli araçların günümüzün akaryakıtlı araçlarına göre daha kısa menzile sahip olması, şarj ünitelerinin az olması ve tedarik sorunu gibi sıkıntıların önemli bir krize neden olacağı  tartışılıyor. Dünyada otomotiv üreticileri, elektrikli şarj istasyonları yaygınlaştırmak için çalışmalarını  sürdürüyor. Türkiye’de ise şu an 81 ile yayılmış şarj istasyonları bulunuyor ancak bu alt yapının ilçelere  ulaştırılması için biraz daha zamana ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Rivian markası, ön görülerine dayanarak,  doğrultusunda batarya krizinin, önümüzdeki 20 yıl içerisinde daha da derinleşeceğini açıkladı. Güneş  enerjisinin kullanımına ilişkin projeler ve AR-GE faaliyetleri ile güneş enerjisinde dünya genelinde 1  terawatt civarında kurulu gücün kullanımına ilişkin yapılan çalışmalar umut vaad ediyor. Gelişmelerin  otomotiv sektöründe nasıl yankılanacağını ve ulaşımın nasıl şekilleneceğini zaman gösterecek.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]