15. Ceza Dairesi 2019/1532 E. , 2019/3208 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık,
özel
belgede
sahtecilik
HÜKÜM : Sanık … hakkında; TCK’nın 157/1, 62, 52/2, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında; TCK’nın 157/1, 62, 52/2, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
2 kez TCK’nın 207/1, 62, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında; TCK’nın 157/1, 62, 52/2, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
2 kez TCK’nın 207/1, 62, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve
özel
belgede
sahtecilik
suçlarından sanıklar … ve …’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar … ve …; dolandırıcılık suçundan sanık …’nin mahkumiyetine ilişkin hüküm ise sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihlerinde sanıkların birlikte hareket ederek Uşak iline geldikleri ve şikayetçi Ahmet Demir’in dükkanını kiralayarak kira sözleşmesini sanık … Kemal’in kiracı sıfatıyla, sanık …’nin de … ismiyle kefil olarak imzaladıkları, sonrasında sanıkların şikayetçi …’ın işyerine giderek dükkan için mobilya alarak, sanık …’nin 2.000 TL bedelli senedi … adıyla imzalayarak şikayetçiye vermek suretiyle şikayetçilere karşı
sahtecilik
ve şikayetçi …’a karşı dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia olunduğu olayda;
1-Sanıklar … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Beyanlar, teşhis ve tüm dosya kapsamından sanıkların atılı suçu işledikleri anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’u ile Bazı Kanunlar’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri düzenlenmiş ve sanık …’nin tekerrüre esas alınan Aydın 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/34 Esas 2006/70 Karar sayılı ilamına konu basit dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamında bulunması karşısında, öncelikle tekerrüre esas alınan ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerde; hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,
Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde; TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı maddenin birinci fıkrasında gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, ayrıca sanık hakkında TCK’nın 51/7 maddesine aykırı olarak “ sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın tamamen infaz edileceği” belirtilerek infazı kısıtlayacak şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanıklar hakkında dolandırıcılık suçuna ait hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “60 gün” “50 gün” ve “1.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün” “4 gün” ve “80 TL“ adli para cezası ibarelerinin eklenmesi; yine sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması ve TCK’nın 51/7 maddesinin belirtildiği kısma ise “ TCK’nın 51/7 maddesi gereğince denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezasının kısmen veya tamamen infaz edileceğinin ihtarına” yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanıklar … ve … hakkında
özel
belgede
sahtecilik
suçundan, sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
a-Sanıklar … ve … hakkında
özel
belgede
sahtecilik
suçundan kurulan hükümlerde; sanıkların unsurları tam olmayan sahte senet ile kira sözleşmesini farklı zamanlarda düzenlediklerine dair kesin delil bulunmaması, eylemini iki şikayetçiye karşı gerçekleştirmeleri karşısında; sanıklar hakkında eylemin tek kabul edilip 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri uygulanarak hüküm tesis edilmesi gerektiği gözetilmeksizin iki kez cezalandırılmaları suretiyle fazla ceza tayini,
b-Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm açısından; sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle , hükümden sonra, 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Kabule göre de;
c-Sanık … hakkında
özel
belgede
sahtecilik
suçundan kurulan hükümde; TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı maddenin birinci fıkrasında gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, ayrıca sanık hakkında TCK’nın 51/7 maddesine aykırı olarak “ sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın tamamen infaz edileceği” belirtilerek infazı kısıtlayacak şekilde karar verilmesi,
d-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’u ile Bazı Kanunlar’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri düzenlenmiş ve sanık …’nin tekerrüre esas alınan Aydın 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/34 Esas 2006/70 Karar sayılı ilamına konu basit dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamında bulunması karşısında, öncelikle tekerrüre esas alınan ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekliliği,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, sanık … hakkında kurulan hükmün sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 02/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
11. Hukuk Dairesi 2018/456 E. , 2019/2466 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 31/10/2017 tarih ve 2016/42-2017/299 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı … vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil bankanın Kastamonu Şubesi tarafından o dönem müşteri olan davalı Te-Sam İnş. Tic. ve Paz. Ltd. Şti. lehine dava dışı muhatap Kastamonu İl
Özel
İdaresi’ne hitaben 16.8.2007 tarih ve 257-TM-KE-1139 referans sayılı 24.06.2010 vadeli 329.000,00 TL tutarlı teminat mektubu düzenlendiğini, söz konusu teminat mektubunun muhataba ulaştırılmak amacıyla davalı şirketin o tarihte yöneticisi olan diğer davalı …’a teslim edildiğini, davalı … tarafından bir müddet sonra mektup aslının müvekkil bankaya getirilerek işlemi kalmadığı gerekçesiyle iade edildiğini, müvekkilince bunun üzerine risk çıkışı yapılıp teminat mektubuna binaen konan ipoteğin terkin edildiğini, teminat mektubunun süresinin bitimine iki gün kala Kastamonu İl
Özel
İdaresince sürenin bir yıl uzatılmasının istendiğini, bu yazı sonrasında teminat mektubunun renkli fotokopisinin üretilerek bir şekilde dava dışı idareye verildiğinin anlaşıldığını, Kastamonu İl
Özel
İdaresi’nce bu olay nedeniyle davalı şirket ve ortakları hakkında şikayetçi olunduğunu, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/161 Esas sayılı dosyasında görülen davada davalı … hakkında
özel
evrakta
sahtecilik
suçundan mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında beraat kararı verildiğini, kararın halen temyiz aşamasında olduğunu, bu sırada Kastamonu İl
Özel
İdaresi’nce müvekkili hakkında haksız yere teminatın fek edildiği iddiasıyla teminat bedeli tutarında alacak davası açıldığını, Kastamonu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/302 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesi sonrasında müvekkilince yargılama ve icra giderleri dahil olmak üzere 27.06.2013 tarihinde Kastamonu İl
Özel
İdaresi’ne 581.865,00 TL ödendiğini, söz konusu zarardan davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, dava dışı Kastamonu İl
Özel
İdaresi’ne ödenen 581.865,51 TL’nın ödeme tarihi olan 27.06.2013 tarihinden itibaren sözleşme uyarınca kredi alacaklarına uygulanan %70 temerrüt faizi ve gider vergisiyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı bankanın davaya konu zararın gerçekleşmesinde %30 oranında müterafik kusuru bulunduğu, davalı şirket hakkındaki davanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, davaya konu olay nedeniyle yargılanan davalı … nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat etmişse de, adı geçen hakkındaki
özel
belgede
sahtecilik
suçundan verilen HAGB’nin kesinleştiği, bu itibarla haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle, davalı şirket hakkındaki dava bakımından yeni bir hüküm tesisine yer olmadığına, davalı … hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 407.265,98 TL’nın 27/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı … vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı … vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 20.865,24 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.