Özel belgede sahtecilik

“Özel belgede sahtecilik suçu” Türk Ceza Kanunu 207.maddede düzenlenmiştir.  Resmi belgede sahtecilik suçundan farkı işlenmiş olan suçun niteliğindedir.

Suçun işleniş biçiminde suça konu olan belgeyi düzenlenmesi ve ayrıca varolan bir özel belgenin gerçeği dışında düzeltilip kullanmak ile oluşan bir suç tipidir.

Suç evrağı eğer resmi bir evrak ise bu durumda resmi belgede sahtecilik suçu yazımızı okumanızı tavsiye ediyorum. Örneği kambiyo senedi vasfındaki bir evrak üzerinde yapılan sahtecilik resmi belgede sahtecilik suçunu oluştururken senet evrağında düzenleme tarihi bulunmuyorsa kambiyo senet vasfını yitirmiş olacağından özel bir evrak hali almaktadır bu durumda da özel evrakta sahtecilik suçu oluşacaktır.

Bu suça örnek vermek gerekirse eşinin haberi olmadan bankadan kredi çekmek isteyen failin eşinin haberi olmadan ev kredisi için muvafakatname düzenlemesi veya günümüzde sıkça olan konulardan hasarlı aracını satmak isteyen failin kendince olmayan bir ekspertiz raporu düzenleyip satış yapması dolandırıcılık suçunun yanında evrakta sahtecilik suçuna örnek gösterilebilir.

“Özel belgede sahtecilik suçu” 207/2. fıkrasında da sahte düzenlenmiş bir evrağı alıp kullanan kişinin de bu suçu işleyeceğini belirtmiştir. Buna göre örnek vermek gerekirse; oto ekspertiz raporuna güvenerek alınan otomobilin daha sonra sahte olduğunu ve dolandırıldığını anlayan kişinin aynı yolla kendisinin düzenlemediği aynı evrakla başkasına satış yapması durumunda da özel evrakta sahtecilik suçunu işlemiş olduğunu söyleyebiliriz.

Yazı İçeriği

Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek

Madde 208 – Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Özel belgede sahtecilik suçunda Daha az cezayı gerektiren hal”

Madde 211- Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

Özel belgede sahtecilik suçunda “Suçların Birleştirilmesi”

Madde 212- (1) Sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.

Özel Evrakta (Belgede) Sahtecilik ve Şikayet Süresi

Özel belgede sahtecilik suçu şikayete bağlı suçlardan değildir, bu nedenle herhangi bir şikayet süresi yoktur.

Bu maddeye göre hem dolandırıcılık suçunu işlemiş hemde özel evrakta sahtecilik suçunu işlemiş bir faile tek bir suçtan dolayı ceza verilmeyecek bunun yerine her iki suç için ayrı ayrı cezalandırılacaktır.  Bu sebeple bu davaların bir ceza avukatı ile görülmesi davadaki maddi delillerin ortaya çıkarılması açısından oldukça önemlidir.

Özel belgede sahtecilik suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir.

Özel belgede sahtecilik suçu Yargıtay Kararları

Karar İçeriği

5. Ceza Dairesi         2019/2596 E.  ,  2019/3944 K.

“İçtihat Metni”

Özel belgede sahtecilik suçundan sanıklar … ve … hakkında yapılan yargılama sırasında; Aydın 5. Asliye Ceza Mahkemesiyle Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesi arasında oluşan olumsuz yetki uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye verilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
İncelenen dosya içeriğine, sanıkların üzerine atılı suçun niteliğine, iddianamede olayın anlatılış biçimine ve Aydın 5. Asliye Ceza Mahkemesi kararındaki gerekçeye göre, yerinde görülmeyen Ankara 39. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/01/2019 gün ve 2019/26 E. 2019/28 K. sayılı YETKİSİZLİK kararının KALDIRILMASINA, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE, 04/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


15. Ceza Dairesi         2017/36189 E.  ,  2019/3360 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli kararda suç tarihinin gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilir eksiklik olarak kabul edilmiş,
Sanık hakkında Çorlu Havalimanı Terminali Motorlu Taşıtlar Kooperatifinde bir hissesi olmamasına rağmen “durak hakkı devir sözleşmesi” adı altında noterde sözleşme düzenlettirmesi ile ilgili olarak resmi belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı süresinde her zaman işlem yapılması mümkün görülmüştür.
Sanığın adına her hangi bir taksi durağı hissesinin olmamasına rağmen Çorlu Havalimanı Terminalleri Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifinde hak ve hissesini varmış gibi 15.000 TL’ye noterde katılana satarak parasını nakden aldığı, ancak hisse devrini yapmadığı ve ayrıca söz konusu kooperatife ait sahte üyelik kartı çıkartıp katılana verdiği, bu suretle atılı dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1)Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, isnat edilen eylemin yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Sanığın savunması, katılan beyanları, kooperatif cevabi yazısı, noter devir sözleşmesi, suça konu kimlik kartı fotokopisi ile dosya kapsamından, sanığın gerçekte var olan bir kooperatifte hissesi olmamasına rağmen varmış gibi katılan ile noterde durak hakkı devir sözleşmesi düzenledikleri, katılanın da bu sözleşmeye güvenip nakden 15.000 TL verdiği, bu suretle sanığın hileli yöntemle haksız menfaat temin etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminden dolayı TCK’nun 157/1 maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.


15. Ceza Dairesi         2017/28488 E.  ,  2019/3195 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik , dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK 157/1, 43/2, 62, 52. maddeleri gereğince TCK 207/1, 62, 53. maddeleri gereği mahkumiyet

Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanık hakkında verilen mahkumiyet hükümleri sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanık …, kardeş olan müştekilerin Selametli Köyünde bulunan ve babalarından kalan arazilerini tanzim ettiği 09/04/1973 tarihli harici köy senedini kendi adına satılmış gibi müştekiler … ve …’in imzalarını taklit ederek 2007 yılında Selametli Köyünde yapılan Tapu ve Kadastro İdaresi kadastro çalışmaları sırasında Kandıra İlçesi Selametli Köyünde bulunan arazileri kendi üzerine tespit ettirdiği ve bu tespit ile Kandıra Tapu Sicil Müdürlüğü’nde arazileri üzerine kaydettirip tapu çıkarttığı iddia olunan olayda; sahte imzalı köy senedini kadastro çalışması sırasında kadastro tespit komisyonuna vererek kayıt oluşturup sonrasında Tapu Müdürlüğü’nde kendi adına kayıt oluşturmaktan ibaret eyleminin TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 02.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


15. Ceza Dairesi         2019/1532 E.  ,  2019/3208 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık … hakkında; TCK’nın 157/1, 62, 52/2, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında; TCK’nın 157/1, 62, 52/2, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
2 kez TCK’nın 207/1, 62, 53, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanık … hakkında; TCK’nın 157/1, 62, 52/2, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
2 kez TCK’nın 207/1, 62, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet

Dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanıklar … ve …’ın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar … ve …; dolandırıcılık suçundan sanık …’nin mahkumiyetine ilişkin hüküm ise sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihlerinde sanıkların birlikte hareket ederek Uşak iline geldikleri ve şikayetçi Ahmet Demir’in dükkanını kiralayarak kira sözleşmesini sanık … Kemal’in kiracı sıfatıyla, sanık …’nin de … ismiyle kefil olarak imzaladıkları, sonrasında sanıkların şikayetçi …’ın işyerine giderek dükkan için mobilya alarak, sanık …’nin 2.000 TL bedelli senedi … adıyla imzalayarak şikayetçiye vermek suretiyle şikayetçilere karşı sahtecilik ve şikayetçi …’a karşı dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia olunduğu olayda;
1-Sanıklar … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Beyanlar, teşhis ve tüm dosya kapsamından sanıkların atılı suçu işledikleri anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’u ile Bazı Kanunlar’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri düzenlenmiş ve sanık …’nin tekerrüre esas alınan Aydın 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/34 Esas 2006/70 Karar sayılı ilamına konu basit dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamında bulunması karşısında, öncelikle tekerrüre esas alınan ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerde; hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,
Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde; TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı maddenin birinci fıkrasında gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, ayrıca sanık hakkında TCK’nın 51/7 maddesine aykırı olarak “ sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın tamamen infaz edileceği” belirtilerek infazı kısıtlayacak şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanıklar hakkında dolandırıcılık suçuna ait hüküm fıkralarından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “60 gün” “50 gün” ve “1.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün” “4 gün” ve “80 TL“ adli para cezası ibarelerinin eklenmesi; yine sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması ve TCK’nın 51/7 maddesinin belirtildiği kısma ise “ TCK’nın 51/7 maddesi gereğince denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezasının kısmen veya tamamen infaz edileceğinin ihtarına” yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanıklar … ve … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan, sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
a-Sanıklar … ve … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerde; sanıkların unsurları tam olmayan sahte senet ile kira sözleşmesini farklı zamanlarda düzenlediklerine dair kesin delil bulunmaması, eylemini iki şikayetçiye karşı gerçekleştirmeleri karşısında; sanıklar hakkında eylemin tek kabul edilip 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri uygulanarak hüküm tesis edilmesi gerektiği gözetilmeksizin iki kez cezalandırılmaları suretiyle fazla ceza tayini,
b-Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm açısından; sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle , hükümden sonra, 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Kabule göre de;
c-Sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümde; TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı maddenin birinci fıkrasında gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, ayrıca sanık hakkında TCK’nın 51/7 maddesine aykırı olarak “ sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde, ertelenen cezanın tamamen infaz edileceği” belirtilerek infazı kısıtlayacak şekilde karar verilmesi,
d-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’u ile Bazı Kanunlar’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri düzenlenmiş ve sanık …’nin tekerrüre esas alınan Aydın 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/34 Esas 2006/70 Karar sayılı ilamına konu basit dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamında bulunması karşısında, öncelikle tekerrüre esas alınan ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekliliği,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, sanık … hakkında kurulan hükmün sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 02/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


11. Hukuk Dairesi         2018/456 E.  ,  2019/2466 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Kastamonu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 31/10/2017 tarih ve 2016/42-2017/299 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı … vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil bankanın Kastamonu Şubesi tarafından o dönem müşteri olan davalı Te-Sam İnş. Tic. ve Paz. Ltd. Şti. lehine dava dışı muhatap Kastamonu İl Özel İdaresi’ne hitaben 16.8.2007 tarih ve 257-TM-KE-1139 referans sayılı 24.06.2010 vadeli 329.000,00 TL tutarlı teminat mektubu düzenlendiğini, söz konusu teminat mektubunun muhataba ulaştırılmak amacıyla davalı şirketin o tarihte yöneticisi olan diğer davalı …’a teslim edildiğini, davalı … tarafından bir müddet sonra mektup aslının müvekkil bankaya getirilerek işlemi kalmadığı gerekçesiyle iade edildiğini, müvekkilince bunun üzerine risk çıkışı yapılıp teminat mektubuna binaen konan ipoteğin terkin edildiğini, teminat mektubunun süresinin bitimine iki gün kala Kastamonu İl Özel İdaresince sürenin bir yıl uzatılmasının istendiğini, bu yazı sonrasında teminat mektubunun renkli fotokopisinin üretilerek bir şekilde dava dışı idareye verildiğinin anlaşıldığını, Kastamonu İl Özel İdaresi’nce bu olay nedeniyle davalı şirket ve ortakları hakkında şikayetçi olunduğunu, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/161 Esas sayılı dosyasında görülen davada davalı … hakkında özel evrakta sahtecilik suçundan mahkumiyet, diğer sanıklar hakkında beraat kararı verildiğini, kararın halen temyiz aşamasında olduğunu, bu sırada Kastamonu İl Özel İdaresi’nce müvekkili hakkında haksız yere teminatın fek edildiği iddiasıyla teminat bedeli tutarında alacak davası açıldığını, Kastamonu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/302 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmesi sonrasında müvekkilince yargılama ve icra giderleri dahil olmak üzere 27.06.2013 tarihinde Kastamonu İl Özel İdaresi’ne 581.865,00 TL ödendiğini, söz konusu zarardan davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, dava dışı Kastamonu İl Özel İdaresi’ne ödenen 581.865,51 TL’nın ödeme tarihi olan 27.06.2013 tarihinden itibaren sözleşme uyarınca kredi alacaklarına uygulanan %70 temerrüt faizi ve gider vergisiyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı bankanın davaya konu zararın gerçekleşmesinde %30 oranında müterafik kusuru bulunduğu, davalı şirket hakkındaki davanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, davaya konu olay nedeniyle yargılanan davalı … nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat etmişse de, adı geçen hakkındaki özel belgede sahtecilik suçundan verilen HAGB’nin kesinleştiği, bu itibarla haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle, davalı şirket hakkındaki dava bakımından yeni bir hüküm tesisine yer olmadığına, davalı … hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 407.265,98 TL’nın 27/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı … vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı … vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı … vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 20.865,24 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına, 01/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.