Özel hayat, kişinin kendine özgü yaşamı, yaşama tarzı, kendisini ilgilendiren tutum ve davranışları olarak tanımlanmaktadır. Bu özelliğinden dolayı hem ulusal hem de uluslararası düzeyde korunması amaçlanmıştır. Bu korumaya aykırı her fiil ve davranışın da özel hayatın gizliliğini ihlal edeceği belirtilmiştir.
Memurların kamu hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmesine yönelik bir hayatı olmasının yanında özel hayatı da vardır. Kanun koyucu memurlara disiplin cezası verilmesini gerektiren fiillerden dolayı ceza verilmesini sadece kamu hizmetinden kaynaklanan fiil ve haller için öngörmüştür.
Bu çerçevede, aşağıda ayrıntısı verilen Danıştay kararı bağlamında, kamu görevlilerinin hizmet dışındaki özel hayatına yönelik fiillerinin memur disiplin hukukunun alanına girmesi için bu düzeni bozan, kamu hizmetinin iyi ve düzenli şekilde sunulmasını olumsuz şekilde etkileyen bir yönünün bulunması gerekmektedir.
Danıştay Beşinci Dairesi’nin E: 2016/19861; K: 2018/14359 Sayılı Kararı
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : Emniyet Genel Müdürlüğü
Vekili : Hukuk Müşaviri …
İstemin Özeti : Sivas İdare Mahkemesinin 14.4.2014 tarih ve E:2012/1566, K:2014/547 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi : Evrim KARAMANLIOĞLU
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, Erzincan İli, Çayırlı İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda komiser olarak görev yapan davacının,
İlişkin 27.9.2012 tarih ve 286 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararı
Sivas İdare Mahkemesinin 14.4.2014 tarih ve E:2012/1566, K:2014/547 sayılı kararıyla;
“Komiser olan davacı, 3. sınıf emniyet müdürü … ile aralarında geçen telefon görüşmesinin şakadan ibaret olduğunu beyan etmiş ise de; yapmış olduğu telefon görüşmesinde polislik mesleğinin saygınlık ve disiplin anlayışına ters düşen tavır ve davranışlar içerisinde olduğunun sabit olduğu ve kusurlu olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İlgili Ulusal ve Uluslararası Mevzuat
1982 Anayasası’nın “Özel hayatın gizliliği ve korunması” başlıklı bölümünde yer alan 20. maddesinin 1. fıkrasında;
“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” düzenlemesi,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Özel ve aile hayatına saygı hakkı” başlıklı 8. maddesinde;
“Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.” hükmü,
“Ayrımcılık yasağı” başlıklı 14. maddesinde de;
“Bu Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.” hükmü bulunmaktadır.
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 6/B-5 maddesinde;
“Hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak”
Fiilinin 6 ay kısa süreli durdurma cezasını gerektirdiği hükmü yer almaktadır.
Danıştay’ın Değerlendirmesi
Yukarıda yer verilen Anayasa’nın 20. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesiyle koruma altına alınan hak ve özgürlüklerden yararlanılması bakımından herkesin eşit olduğu ve hiç bir ayrım gözetilemeyeceği dikkate alındığında, davacının kamu görevlisi olmasının söz konusu hak ve özgürlüklerden yararlanma hakkını sınırlandırmayacağı açıktır.
Disiplin kurallarının, temel olarak idarenin iç düzeninin korunması fonksiyonunu üstlendiği göz önüne alındığında,
Kamu görevlilerinin hizmet dışındaki özel hayatına yönelik fiillerinin memur disiplin hukukunun alanına girmesi için,
Bu düzeni bozan, kamu hizmetinin iyi ve düzenli şekilde sunulmasını olumsuz şekilde etkileyen bir yönünün bulunması gerekmektedir.
Somut olarak ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda;
Dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Sonuç
Açıklanan nedenlerle,
Memurlar hakkında disiplin soruşturmasının nasıl yapılacağı ile ilgili daha detaylı bilgi için “Memur Disiplin Soruşturmasının Usul ve Esasları” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
İdari davalar ile ilgili olarak Ankara İdare Avukatı başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.