1.GİRİŞ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile sosyal güvenlik sistemimiz büyük bir dönüşüm sürecine girmiş ve bu dönüşüm sürecinde bazı özel meslek mensuplarının sigortalılığı kafa karışıklığına yol açmıştır. Özellikle özel sağlık hizmeti sunucularında görev yapan hekimlerin sigortalılığının hangi yönde değerlendirilmesi gerektiği çok tartışılmıştır. 03 Temmuz
2015 tarihinde yayımlanan 2015-19 sayılı genelge ile 2013/11 sayılı genelgede önemli değişiklikler yapılmış, yapılan düzenlemeler ile özel sağlık hizmeti sunucularında görev yapan hekimlerin sigortalılığının hangi yönde değerlendirilmesi gerektiği açıklanmıştır.
Bu çalışmada genel olarak; 2015-19 sayılı genelge ile getirilen değişikliklere yer verilmiş olup, özel sağlık hizmeti sunucularında görev yapan hekimlerden şirket ortağı olan veya mesleğini serbest olarak icra eden hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişiler, özel hukuk kişileri ve/veya vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde hizmet vermeleri halinde sigortalılıklarının ne olacağı hususu örneklerle açıklanmıştır.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 12. Maddesinde; “ (Değişik: 17/1/1949 – 5304/1 md.)(1) Sanatını icra etmek üzere bir mahalde kayıtlı olan herhangi bir tabibin bizzat dükkan ve mağaza açmak suretiyle her türlü ticaret yapması memnudur.
(Değişik ikinci fıkra: 21/1/2010-5947/7 md.; Değişik: 2/1/2014-6514/21 md.) Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar; 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 28 inci maddesi, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun ek 27 nci maddesi, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 36 ncı maddesi ile 17/11/1983 tarihli ve 2955 sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununun 32 nci maddesi saklı kalmak kaydıyla, aşağıdaki sağlık kurum ve kuruluşlarında mesleklerini icra edebilir: [1]
(Değişik üçüncü fıkra: 21/1/2010-5947/7 md.) Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, ikinci fıkranın her bir bendi kapsamında olmak kaydıyla birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilir. Bu maddenin uygulanması bakımından Sosyal Güvenlik Kurumunca branş bazında sözleşme yapılan özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversiteleri yalnızca sözleşme yaptıkları branşlarda (b) bendi kapsamında kabul edilir. Mesleğini serbest olarak icra edenler, hizmet bedeli hasta tarafından karşılanmak ve Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmemek kaydıyla, (b) bendi kapsamında sayılan sağlık kuruluşlarında da hastalarının teşhis ve tedavisini yapabilir. ( Değişik dördüncü cümle: 2/1/2014-6514/21 md.) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve yöneticilik görevi bulunmayan tabipler ile aile hekimleri, kurum ve kuruluşlarındaki çalışma saatleri dışında ve kurumlarının izniyle aylık otuz saati geçmemek üzere iş yeri hekimliği yapabilir. Döner sermayeli sağlık kuruluşları ise kurumsal olarak işyeri hekimliği hizmeti verebilir. ( Ek cümle: 2/1/2014-6514/21 md.) Tabipler, iş yeri hekimliği eğitimi alma ve iş yeri hekimliği belgesine sahip olma şartı aranmaksızın 10’dan az işçi çalıştıran az tehlikeli iş yerlerinin iş yeri hekimliği görevini yapabilirler. Bu maddenin uygulamasına ve işyeri hekimliğine ilişkin esaslar Sağlık Bakanlığınca belirlenir.” [2] hükmüne göre görev yapmaktadırlar.
Kanuna 6645 sayılı Kanunla eklenen ve 23/04/2015 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek 10 uncu maddede; Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmeti sunucuları tarafından Kuruma bildirilen hekimlerden Kurumca belirlenen yüzdelik oran içerisinde kalan ve sözleşme kapsamı branşlarda fiilen hizmet sunan sağlık hizmet sunucusu bünyesindeki hekimlerle sınırlı olmak üzere,
Genel sağlık sigortası kişilere vermiş oldukları sağlık hizmetlerini Kurumca belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak fatura etmeleri halinde, verilmiş olan sağlık hizmetlerinin bedeli Kurum tarafından karşılanacağı,
Şirket ortağı olan veya mesleğini serbest olarak icra eden hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişiler, özel hukuk kişileri ve/veya vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum kuruluşları bünyesinde hizmet vermeleri halinde sözleşmelerine aksine bir hüküm bulunmadıkça bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı,
Ancak, bu maddenin yayımı tarihinden önce 4 üncü maddenin birinci fıkrasının(a) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışılan sürelere ilişkin hakların saklı olduğu, hususları düzenlenmiştir.
Buna göre özel sağlık hizmeti sunucularında görev yapan hekimlerin sigortalılığı aşağıda belirtilen esaslara göre belirlenecektir.
Durumu örneklerle açıklamaya çalışalım. Örneğin; 01/01/2014 tarihinde vergi mükellefiyet kaydı başlayan ve 01/01/2015 tarihinde Özel Hipokrat Hastanesinde hizmet alım sözleşmesi imzalamak suretiyle çalışmaya başlayan Dr. Ege Miraç’ın sigortalılığının değerlendirelim. Öncelikli olarak Dr. Ege Miraç’ın özel sağlık hizmet sunucusu ile yaptığı hizmet alım sözleşmesi incelenmelidir. Sözleşmede çalışmanın 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağına ilişkin bir hüküm varsa sigortalılığı (a) bendi kapsamında değerlendirilecektir. Ancak hüküm bulunmaması halinde (b) bendi kapsamında değerlendirilmelidir. Dr. Ege Miraç’ın vergi mükellefiyet kaydının daha önceki bir tarihte başlamış olması mevcut durumu değiştirmeyecek. Hizmet alım sözleşmesinde yer alan hüküm gereği çalışması 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında değerlendirilecektir.
Şekil-1
(01/01/2015-Sözleşme Tarihi)
01/01/2014
(Vergi Mükellefiyeti başlangıç tarihi) (Hüküm var)(4/1/a kapsamında sigortalılık)
(4/1/b kapsamında sigortalılık) (Hüküm yok)(4/1/b kapsamında sigortalılık)
Diyelim ki sözleşmede hüküm yok ve Özel Hipokrat Hastanesi Dr. Ege Miraç’ı 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olarak Kuruma bildirdi. O zaman 23/04/2015 tarihine kadarki bildirimleri kabul edilip, 23/04/2015 tarihinden itibaren (b) bendi kapsamında sigortalılığı sağlanmalıdır.
Kanuna 6645 sayılı Kanunla eklenen ve 23/04/2015 tarihinden itibaren yürürlüğe giren ek 10 uncu maddede; Kurumla sözleşmeli özel sağlık hizmeti sunucuları tarafından Kuruma bildirilen hekimlerin sigortalılık durumları değerlendirilirken özetle, öncelikli olarak hizmet alım sözleşmesi incelenmelidir. Sözleşmede çalışmanın 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağına ilişkin bir hüküm varsa sigortalılığı (a) bendi kapsamında değerlendirilecek, yoksa (b) bendi kapsamında değerlendirilecektir. Ayrıca 23/04/2015 tarihinden önce sözleşmede hüküm olmamasına rağmen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan bildirimler saklı kalmak kaydıyla, 23/04/2015 tarihinden sonraki bildirimler 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilecektir.
Getirilen bu düzenleme ile şirket ortağı olan veya mesleğini serbest olarak icra eden hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişiler, özel hukuk kişileri ve/veya vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum kuruluşları bünyesinde hizmet veren binlerce hekimin sosyal güvenlik sistemine aynı şekilde dahil edilmesi sağlanmıştır.
[1] 2/1/2014 tarihli ve 6514 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinden önceki bölümü metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
[2] Sayısı:1219 R.G. Tarihi:04.04.1928 R.G. Sayısı:863 Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun
[3] 03/07/2015 tarih, 2015-19 sayılı Genelge