Özelge, mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüştür.
Sirküler ise, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından açık olmayan ve tereddüt edilen konular hakkında aynı durumda olan tüm mükellef ve vergi sorumluları için uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere Gelir İdaresi Başkanlığınca yayımlanan görüştür.
Özelge Uygulaması ve Sürkiler
Gelir İdaresi Başkanlığı, mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında tüm mükelleflere yönelik olarak uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere sirküler yayımlayabilir. Vergi sisteminde özelge uygulaması hukuki dayanağını 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Mükelleflerin İzahat Talebi” başlıklı 413 üncü maddesinden almaktadır. Anılan madde ye göre mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığından veya bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında yazı ile izahat isteyebilir. Özelge Uygulaması ve Sirküler
Vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesi değiştirilmiş ve maddenin son fıkrasında, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirleneceği hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme istinaden Maliye Bakanlığınca çıkarılan “Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik” 28/8/2010 tarih ve 27686 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu itibarla, 413 üncü maddede yer alan mükelleflerin izahat taleplerine dair hükümlerin uygulanması, anılan Yönetmelik kapsamında yapılmaktadır.
Söz konusu yönetmeliğin 8 inci maddesinin 2’nci fıkrasına göre mükelleflerin aşağıdaki başvuruları özelge kapsamında değerlendirilmez:
a)Başkalarının vergi durumları hakkında bilgi ve izahat talepleri.
b) Yargıya intikâl etmiş olaylara ilişkin izahat talepleri.
c) Hakkında vergi incelemesi yapılmakta olan mükelleflerce veya vergi sorumlularınca incelemeye konu olan işlemlerle ilgili izahat talepleri.
ç) Somut bir olaya dayanmayan, teorik hususlara ilişkin bilgi ve izahat talepleri.
d)Mücbir sebep hâli ilanı, vergi borçlarının terkini, belge düzenine ilişkin yetkilerin kullanılması gibi kanunlarla uygulamanın tespitine dair Maliye Bakanlığına yetki verilen konulara ilişkin talepler.
e) Mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi uygulamaları ile ilgili işlemlerinin gerçekleşmesinden sonra yaptıkları başvuruları ile Kanunun 122’nci maddesine göre vergi hataları ile ilgili yapılan düzeltme talepleri ve 124’üncü maddesine göre Maliye Bakanlığınca incelenecek olan şikâyet yoluyla müracaatlar.
f) Sözlü veya yazılı olarak veya internet aracılığıyla, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca yapılan talepler.
6009 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle değiştirilen Vergi Usul Kanununun 369 uncu maddesine göre; yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmünuygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.
Mükelleflerin özelge talepleri, vergi uygulamalarına yönelik tereddüt hasıl olan işlemleri gerçekleştirmeden önce olmalıdır. İdarenin vermiş olduğu görüş doğrultusunda hareket eden mükellef kusur sorumluluğundan kurtulacak ve idarenin vermiş olduğu görüşe dayalı olarak yapılan işlemin daha sonradan hatalı görülmesi durumunda ise bu hata dolayısıyla kendisine ceza kesilmeyecektir.
Vergi Usul Kanununun 120 nci maddesine göre vergi hataları ile ilgili yapılan düzeltme talepleri ve aynı Kanunun 124’üncü maddesine göre Maliye Bakanlığınca incelenecek olan şikayet yoluyla müracaat talepleri özelge kapsamında değildir.
mükellefler ile vergi sorumluları, bunların mirasçıları, yetki belgesine sahip kanuni temsilcileri veya vekillerince yapılır. Odalar ve birlikler gibi mesleki kuruluşlar, kendi mükellefiyetleri ile ilgili olanlar hariç olmak üzere, üyelerine ilan etmek amacıyla özelge talebinde bulunamazlar. Ancak, bu kuruluşlar Başkanlıktan, vergilendirme ile ilgili konularda özelge niteliğinde olmayan görüş talep edebilirler.
Özelge, mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi bakımından sürekli mükellefiyetlerinin bulunduğu vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan illerde defterdarlıklardan talep edilir. Diğer mükellef veya vergi sorumluları ise özelge talepleri için, ikametgâh veya kanuni merkezlerinin bulunduğu vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan illerde defterdarlıklara; ikametgâhı veya kanuni merkezi bulunmayanlar ise Ankara, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi başkanlıklarından herhangi birine başvurur.
Özelge talepleri, Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde (www.gib.gov.tr) bir örneği yer alan Özelge Talep Formu kullanılmak suretiyle yapılır. Söz konusu form kullanılmaksızın yapılacak özelge talepleri kabul edilmez.
Özelge iptal davasına konu edilemediği gibi İYUK’un 10 uncu maddesi kapsamında değerlendirmek de mümkün
değildir. Şöyle ki, İYUK.’un “İdari Makamların Sükutu” başlıklı 10 uncu maddesince idareye yapılan başvuruya karşı 60 gün içinde cevap verilmemesi durumunda istek reddedilmiş sayılacaktır. Dolayısıyla bu kapsamda değerlendirilebilmesi için ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvuru niteliği taşıması gerekir.
Kaynak: Vergisel İşlemlerde Dava Rehberi