Fordizm ücretli sınıfın mümkün olduğunca tüketime dahil edilmesini sağlamayı ifade etmektedir. İş gücüne katılanın hem iş yerinde hem de evdeki hayatını biçimlendirmeyi hedeflemektedir. İşçi sınıfına yüksek ücret ödenerek, kitlesel üretimi arttıran ve yine üretimi yapan işçi sınıfını kitlesel tüketime katılımını sağlayan bir sistemdir. İşçi sınıfı bu dönemde sosyal güvenlik ve mali haklar gibi pek çok kazanım sağlamıştır.
Post-Fordizm pazardaki doygunluğa ve artan uluslararası rekabete, Fordizm tarafından düzenlenen emek ve sermaye ilişkilerine cevap olarak yeni bir rejim olarak karşımıza çıkmaktadır. Post-Fordist ile kültürel çoğunluk ve bölünmüşlüğün ortaya çıkmasının yanında bilgi ekonomisi güç kazanmıştır.
Post-Fordizm Yönetim Anlayışı ile kamu sektöründe özelleştirme süreci başlamıştır. Çalışma sürelerini esnek hale getiren ve özel sektör ihtiyaçlarına göre yapılanmaya giden bir devlet modeli kendisini göstermiştir. Bilgi toplumuna geçiş, değişen ihtiyaç ve talepler klasik kamu yönetiminin bürokratik ve hiyerarşik yapısını esnek bir yapı haline getirmiştir.
Post-Fordist kamu yönetimi, girişimci yönetim anlayışının ortaya çıkmasında büyük rol oynamıştır. Serbest ticareti esas alan, yerel temelli büyümeyi strateji edinen sıkı para politikasına dayanan bir yönetim anlayışıdır.
Post-Fordist bürokraside en merkez konumda yöneticiler ve uzman memurlar, en dış konumda taşeronlar ve bu iki grubun arasında ise yardımcı personel bulunmaktadır.
Post-Fordist dönem içerisinde kamudaki yöneticilik anlayışı Post-modernizmin yöneticilik anlayışından esinlenmiştir. Yöneticilerin sorumluluk almaları, ileri görüşlü olmaları gerektiği ile hayal gücü ile stratejik yönetim arasındaki ilişki vurgulanmıştır.
Adalet ve güvenlik gibi kamu hizmetlerinin bir kısmı ve geriye kalan kamu hizmetlerinin neredeyse tamamının özel kesim tarafından verilmesi yine Post-Fordist anlayışın kamu yönetimine yansımalarındandır.
Post-Fordizm yönetim anlayışının temel politikası özelleştirme olmuştur. Özelleştirmelerin altında özel sektörün kamudan daha verimli çalışacağı düşüncesidir. Bu sayede devlete yük olan kurumlar, devlete vergi yoluyla gelir sağlayacak ve ekonomiye daha çok artı değer aktarılacaktır. Ücret maliyetlerinde azalma sağlamak, vatandaşın devletten beklentilerini azaltmak, gelir dağılımında düzenlemeye gitmek, sendikacılık faaliyetlerin gücünü kırmak özelleştirme uygulamalarının amaçları arasında yer almaktadır.
Yerelleşme faaliyetleri Post-Fordist kamu yönetiminin en önemli sonuçlarından birisidir. Yerelleşme ile yerel yönetimlerin yetki alanları genişlemiştir. Küçük girişimciliğin desteklenmesi, Fordist devletteki büyük ölçekli üretim birimlerinin bölünerek küçük ölçekli esnek üretim birimlerinin ortaya çıkışı ve bunların yönetimlerinin yerel birimlere aktarılması yerelleşme faaliyetlerinin artmasına neden olmuştur.
Post-Fordizm yönetim anlayışı yerel yönetimden yerel yönetişime geçişi sağlamıştır. Esnek, çok aktörlü, özelleştirmeci ve adem-merkeziyetçi yapı Post-Fordizm-i temsil eden kavramlardır.
Post-Fordist yönetimde yerel yönetişim ile birlikte karar alma yolunda aktör sayısı artmış ve sivil toplum kuruluşları, gönüllü kuruluşlar, özel şirketler karar alma süreçlerine katılmaya başlamıştır.
Kamu personel rejiminde yaşanan değişimler ile işe alımlardan ücret yönetimine kadar birçok şey değişim göstermiştir. Bu dönemde sözleşmeli çalışma, esnek istihdam, performansa dayalı ücret, norm kadro gibi kavramların faaliyete geçirilmesi amaçlanmıştır.
Kariyer uzmanlığına dayalı personel rejimi sistemi ortaya çıkmış, hiyerarşiye dayanan personel rejimi, hiyerarşi azaltılarak örgütlenen, uzman personelin denetleme ve düzenleme görevlerinde bulunduğu personel rejimi sağlanmıştır. Esnek çalışma saatleri, performans yönetimi, norm kadro gibi uygulamalar etkin hale gelmiştir.
Esnekleşme uygulamaları olarak sözleşmeli personel, kısmi zamanlı çalışma ve taşeronlaşma karşımıza çıkmaktadır.
Özelleştirme kamu hizmetlerinin kamu personeli ile değil özel şirket personeli eliyle sağlanmasıdır. Kamu sektörünün küçültülmesi amacıyla uygulanan bu politika özellikle belediyeler başta olmak üzere birçok alanda uygulanmıştır. Hizmetlerin daha ucuza getirilmesi, devlet kadrolarındaki artışın yavaşlatılması, kamu hizmetinin alanında uzman işletmelerden temin edilmesi amacıyla taşeronlaşma uyulanmaktadır.
Sözleşmeli personel istihdamının arkasında yatan sebep, kamu hizmetlerinin sağlanmasında ihtiyaç duyulan uzmanlık alanlarında tecrübeli ve donanımlı kişilerin istihdam edilmesinin sağlanmasıdır. Kamu kurumlarındaki aşırı istihdam ve düşük nitelikli personelin, kadrolu personel artışının önüne geçmek sözleşmeli personel istihdamını artırmak hedefler arasındadır.
Post-Fordizm yönetim anlayışının kamu istihdamı etkileri arasında maaş sisteminde gerçekleşen değişim ön plana çıkmaktadır. Performansa dayalı ücret sistemi artmış, aynı kıdeme sahip memurların aynı ücreti almasının aksine, aynı kıdeme sahip memurların performansa göre ücret alması öngörülmüştür. Eğitim durumu ve kıdeme göre gerçekleşen maaş sisteminin ortadan kalkmış olması, eğitim ve amirin takdiri ile maaşın belirlenmesini etkili kılmış ve bu durum memurun amirine itaatini ve uyumunu zorunlu hale getirmiştir. Performans ölçümünün zor olduğu kamu sektörlerinde, performans kriteri ideoloji ve itaat ile ölçülmeye başlanmıştır.
Kamu Yönetimi Post-Fordist dönem içerisinde esneklik, yerellik, katılımcılık üzerine şekillenmiştir. Post-Fordist rejim Kamu yönetiminin bilgi toplumu değeri üzerine kurulmasına neden olmuştur. Kamu yöneticisinin liderlik vasfına sahip, sorumluluk alabilen, hızlı karar verebilen bir yönetici olması gerektiği vurgulanmıştır. Esnek, performansa dayalı görev yapan kamu personeli modeli ortaya çıkmış, ücret ve terfi gibi birçok unsur performansa bağlanmış ve kadrolu güvenceli personel yerine sözleşmeli ve taşeron sistemleriyle güvencesiz personel modeli yaygınlaşmıştır.