PRP tedavisi tamamen doğal bir yöntem olup kişinin kendi kanı aracılığı ile gerçekleştirilen bir tedavi çeşididir. Kişinin kendi kanında bulunan plazmanın ayrıştırılması sonucu, kanın pıhtılaşmasını sağlayan “platelent” adı verilen hücre bakımından oldukça zengin plazma elde edilmektedir. Platelent hücresi bakımından zengin olan bu sıvı sayesinde, vücudunuzda deforme olmuş veya iyileştirme yapılmasını istediğiniz kısımlara enjekte etme yöntemi ile yapılan bu işlemi uzman bir hekim aracılığı ile gerçekleştirebilirsiniz. PRP tedavisi , saç dökülmeleri, cilt gençleştirmeleri, yara iyileştirme, cilt lekelenmeleri ve ortopedik hastalıkların giderilmesi gibi geniş bir tedavi yelpazesine sahiptir. PRP tedavisini diğer tedavi yöntemlerinden farklı kılan en önemli nokta ise vücuda yabancı madde girişi sağlamadan tamamen doğal ve etkili bir yöntem olmasıdır. Bu sayede hem yabancı maddeleri vücudunuza alarak başka hastalıklara davetiye çıkarmamış, hem de kalıcı ve doğal bir çözüm elde etmiş oluyorsunuz.
PRP kaç seans yapılmalı? Noktasında genel olarak PRP tedavi yöntemi, 2-3 hafta aralıklar ile 3-4 seans şeklinde uygulanmaktadır. Daha sonrasında hastalığın gidişatı göz önünde bulundurularak yılda yılda 1-2 ye düşürülmektedir. Bu durum tamamen hekiminizin belirlemiş olduğu periyoda ve bu süreçte hastalığınızın vermiş olduğu olumlu veya olumsuz tepkiye göre değişebilmektedir diyebiliriz.
PRP tedavisinin etkili olduğu hastalıklar oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Yapılan çalışmalar sonucu uzmanlar tarafından oldukça etkili ve doğal bir yöntem olduğu saptanmış PRP yöntemi, cerrahiden ortopediye birçok hastalığın doğal çözümü haline gelmiştir. Peki PRP tedavisinin uygulama alanları nelerdir?
gibi hastalıkların veya ciltte meydana gelen kusurların giderilmesinde PRP tedavisi kesin ve doğal bir çözüm sunmaktadır.
PRP tedavisi uygulaması, kişiden alınan kanın steril ve ayrıştırıcı özelliğe sahip tüpe alınmasıyla başlar. Daha sonrasında tüp santrifüj işlemi için kullanılan cihaza bu tüp yerleştirilir Böylelikle 8-10 dakika aralığında kanda bulunan ve bu işlem baş karakteri maddeler ayrışır. Bu madde trombosit ve büyüme maddeleri açısından zengin plazma bölümüdür. Bu işlemler sonucu ortaya çıkan plazma sıvısı, vücutta hasarlı veya ciltte gerekli görülen alanlara uygulanabilir. Bu işlemlerin tümü uzman hekimler tarafından ve onların kontrolleri altında uygulanmalıdır.
Saç dökülmesi her insanda gerçekleşen ve normal kabul edilir bir durumdur. Ama anormal düzeyde ve gözle görülebilir ölçüde saç dökülmesi ile karşılaşan insanlar için bu durum normal değildir. Saç dökülmesi arka plana atılamayacak kadar önemli bir konudur. Bu yüzden doğal, acısız ve etkin bir yöntem olan PRP yöntemi tercih edilebilir bir yöntemdir. PRP yöntemi ile saç tedavisi yapılırken saç dökülmesinin gerçekleştiği bölüme ayrıştırılmış olan ve içerisinde kökleri beslemeye yarayan trombosit maddesi bulunan sıvı enjekte edilerek gerçekleştirilebilir. Bu işlem sonrasında, herhangi bir iz veya ağrı sızı meydana gelmemektedir ve kişi rutin yaşamına kaldığı yerden devam edebilmektedir.
PRP yöntemi ile saç tedavisi genel olarak 15 gün aralıklar ile ve 30 dakikalık sürede uygulama gerçekleştirilir. 3 veya 4 ay kadar süren bu uygulama periyodu kişiden kişiye değişkenlik gösterebilmektedir. Bu tamamen süreç içerisinde uygulamanın hastadaki etkisi ile ölçümlenebilecek bir durumdur. Aynı zamanda tamamen kişinin kendi kanından elde edilen plazma sıvısı hastaya enjekte edildikten sonra herhangi bir yan etkiye ve komplikasyona yol açma durumu en düşük yöntemdir.
Yaş ilerlemesi ile beraber ciltte meydana gelen doku zayıflamaları ve kayıpları sonucu çeşitli sarkmalar, kırışıklık izlerinde belirginleşme, cilt lekeleri gibi çeşitli değişimler oluyor. Her yaşta genç görünümlü bir yüze sahip olmanın ve cildi lekelerden arındırmanın doğal bir yöntemi olarak PRP yönteminin oldukça etkili bir yöntem olma gücünü elinde tuttuğunu söyleyebiliriz. Deri altında yer alan yorulmuş dokuları ve hücreleri yeniden canlandırmak için hastanın kendisinde var olan potansiyeli daha güçlü bir potansiyel haline getirip enjekte yoluyla teslim etme yöntemi de diyebiliriz bu uygulamaya. PRP yöntemi ile cilt gençleştirme uygulaması çeşitli bölgelerde gerçekleştirilebilir. Sık tercih edilen bölgeleri şöyle sıralayabiliriz:
gibi bölgelerde bu işlem uygulanabilir.
İlk seanstan itibaren etkisini gösteren PRP yöntemi, genel olarak 2 veya 4 hafta aralığında 3-4 seans şeklinde uygulanmaktadır. Vücuda yabancı madde alımı yapmadan uygulanan bu yöntem sayesinde ilk seanstan son seansa kadar gözle görülür birçok değişimi kendinizde gözlemleyebilirsiniz. Bu yöntem ile ,ciltteki matlığın ve zaman içerisinde kırışıklıkların yok olması, en sonunda ise tamamen yepyeni denebilecek, oldukça canlı bir cilde sahip olabilirsiniz.
PRP yönteminin yan etkisinin görülme olasılığı çok düşüktür. Çünkü zaten oldukça doğal bir yöntem olduğu ve kişinin kendisine ait bir parça ile uygulama gerçekleştirildiği için herhangi bir reaksiyona sebebiyet vermesi oldukça düşük bir ihtimaldir. Ama uygulama esnasında oluşan ihmallerden ve tedavi bölgesinin steril olmamasından kaynaklı olarak bir takım enfeksiyonlara davetiye çıkarılabilir. Aynı zamanda iğnenin battığı yerlerde ufak kabarcıklar görülebilir. Bu durum cilt hassasiyetinden kaynaklanabilir. Bu durumlar dışında herhangi bir yan etkiye rastlanmaz.
PRP yöntemi her ne kadar doğal bir yöntem olsa da, bazı kişiler için risk oluşturmakta ve önerilmemektedir. Peki PRP uygulamasını kimler yaptıramaz?
gibi ayrıcalıklı durumlara sahip kişilerin PRP yöntemine asla başvurmamaları gerekir. Bu gibi ayrıcalıklı durumlara sahipseniz bunu PRP uygulaması için başvuruda bulunduğunuz hekiminize uygulamaya başlamadan önce kesinlikle belirtmeniz gerekmektedir. Aksi halde oldukça güçlü yan etkiler ile karşı karşıya kalma durumları yaşayabilirsiniz.