PYD ve YPG’nin Olmadığı Bir ABD Terör Raporu

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından
hazırlanan “Terörizm
2015 Ülkeler Raporu”nda terör
örgütü PKK’nın Suriye kolu
PYD ve YPG terör örgütü olarak
değerlendirilmedi. ABD Dışişleri
Bakanlığı Terörle Mücadele
Koordinatör Vekili Justin Siberell,
dünya genelinde terör saldırılarında
yüzde 13 düşüş olduğunu
fakat Afganistan, Bangladeş,
Mısır, Suriye ve Türkiye’de
terör saldırılarında artış görüldüğünü
söyledi.
Raporun Türkiye hakkındaki
bölümünde, Türkiye’de faaliyet
gösteren PKK, TAK, DHKP-C,
MLKP gibi terör örgütleri sıralandı
ve DAEŞ’in yaptıkları
dâhil, Türkiye’de düzenlenen terör
eylemleri hakkında bilgi verildi.
PYD ve YPG’nin adı raporda
sadece bir yerde geçti. Bu kısımda
Türkiye’nin terör örgütü
olarak gördüğü gruplar sıralanarak,
“Türkiye ayrıca Suriye’de kurulu
Demokratik Birlik Partisi (PYD)
ve bunun askeri kanadı Halk Savunma
Birlikleri’ni (YPG) terör örgütü
kabul etmektedir.” ifadesine yer verildi.
Raporun sonunda bulunan
ABD’nin terör örgütü olarak kabul
ettiği “Yabancı Terör Örgütleri”
listesinde ise PKK’nın ismi bulunurken,
örgütün Suriye uzantısı
PYD ve YPG listede yer almadı.
Terör örgütlerinin Türkiye’de 2015
içindeki eylemlerinin aktarıldığı
Raporda, Türk güvenlik güçlerinin
PKK’ya yönelik operasyonlar yürüttüğü
hatırlatıldı. Raporda, Temmuz
2015’ten bu yana 300’den fazla
güvenlik görevlisinin PKK’nın düzenlediği
saldırılarda hayatını kaybettiği
kaydedildi. Türkiye’nin yıl
içerisinde, içeriden gerçekleşen terör
saldırılarına maruz kaldığı ifade
edilen Raporda, DHKP/C, TAK
gibi terör örgütlerinin Türkiye’de
terör saldırıları gerçekleştirdiğine dikkat
çekildi.
Raporda ayrıca terör örgütü
DAEŞ’a katılmaya çalışan yabancı terörist
savaşçıların 2015 yılı içerisinde
Suriye’ye gidebilmek için Türkiye hattını
kullanmaya çalıştığı, Türkiye’nin,
coğrafi şartlarından dolayı Suriye’ye
gitmeye çalışanlar için cazip bir hat olteduğu
belirtildi. Raporda, “Türkiye,
yabancı terörist savaşçıların
geldiği ülkelerle yakın ilişkisini
artırarak terörle mücadeleye
devam etti” ifadesine yer verildi.
Raporda, Türkiye’nin ülkeye
girmeye çalışan şüphelilere
karşı mücadelesini genişlettiğinin
altı çizilerek, girişi yasaklananlar
listesine ilave olarak ülkeye giriş
yapmak isteyen şüphelilerle mücadele
etmek için risk analiz birimi
kurduğu hatırlatıldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle
Mücadele Koordinatör Vekili
Justin Siberell, dünya genelinde
terör saldırılarında yüzde
13 düşüş olduğunu fakat Afganistan,
Bangladeş, Mısır, Suriye
ve Türkiye’de terör saldırılarında artış görüldüğünü söyledi. Dışişleri Bakanlığında
gazetecilere Rapor hakkında
bilgi veren Siberell, terör saldırılarının
2015 yılında toplam 92 ülkede görüldüğünü
belirterek, saldırıların yüzde
55’inin Irak, Afganistan, Pakistan, Hindistan
ve Nijerya’da gerçekleştiğine dikkati
çekti. Siberell, 2015’te DAEŞ’in en
büyük uluslararası tehlike olduğunu vurgulayarak,
“Mayıs 2015’ten sonra DAEŞ
önemli bir çatışma kazanamadı. 2015
sonu itibarıyla da Irak’ta sahip oldukları
bölgenin yüzde 40’ı terör örgütünden
kurtarıldı.” dedi.
ABD Raporu’nun en ilginç bölümünü
ise, PKK terör örgütünden bahsedilen
paragraflar oluşturdu. Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın hem Başbakanlık
hem de Cumhurbaşkanlığı döneminde
sürekli tekrarladığı “AK Parti hükümeti
Öcalan’la müzakere yapmadı”
tezine karşılık, ABD Raporu’nda aynen
şu cümle yer aldı; “PKK ile 30 yıl süren
çatışmanın ardından, 2012 sonların da Türkiye hükümeti ve PKK lideri Abdullah
Öcalan barış süreci görüşmelerine
başladılar.”
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın
Raporu’nda, Türkiye’nin “terör tanımı”
da eleştirildi. Raporda aynen şöyle
denildi; “Son dönemde Türk mahkemeleri
IŞİD’e katılmak için Türkiye’yi geçiş
yolu olarak kullanan yabancı terörist
savaşçıları da terör tanımına dâhil
etmeye başladılar. Ancak bu gelişmeye
rağmen, Terörizmi sadece Türk devletini
ya da Türk vatandaşlarını hedef alan
bir suç olarak tarif eden yasalar, uluslararası
terörizmle mücadeleyi de baltalıyorlar.
Türkiye’nin terörizm tanımı küresel
terör şebekeleriyle mücadele alanında
operasyonel ve yasal işbirliğine
engel teşkil edebiliyor.”
ABD Raporunda, Türk polisinin temücadele kapasitesinin oldukça
gelişmiş olduğu vurgulanırken, Türk
mahkemelerinin ise buna ayak uydurmakta
zorlandıkları ifade edildi. Raporda,
“Türkiye’deki polisin terörle
mücadele kapasitesinin gelişmişliğine
rağmen, Türkiye’nin ceza hukuk
sistemi terör ve organize suç şebekelerini
yargılamak ve bitirmekte başarılar
göstermenin daha çok başlarında”
olduğu belirtildi.
ABD Terör Raporu’nda, aşırılıkla
mücadelenin “imamlara emanet
edildiği” ifadesi göze çarpıyor. Raporda,
aşırılıkla mücadele konusunda
iki önemli program yürütüldüğünü,
bunun ilkini Türk polisinin, ikincisini
ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın
olduğu ifade edildi. Raporda,
Diyanet’in programı şöyle anlatıldı;
“Diyanet, şiddete varan aşırılıkla
mücadeleyi mesajlar yoluyla azaltmaya
çalışıyor. Türkiye’de tüm Sünni
imamlar Diyanet’te istihdam edilmiş
durumda. Yaklaşık 140 bin Diyanet
yetkilisi, Türkiye çapında bireylere
ulaşarak geleneksel dini mesajları
veriyorlar. Diyanet, benzer bir çalışmayı
dini dernekler aracılığıyla
Türkiye dışında yaşayan Türkler arasında
da gerçekleştiriyor.” Raporda,
Diyanet’in 10 Ağustos 2015’te yayınladığı
“DAEŞ’in (IŞİD) Temel Felsefesi
ve Dini Referanslar” adlı, IŞİD’in
İslam yorumunun bizzat Kur’an-ı Kerim
ayetleriyle çürütülmesine ilişkin
Raporu’na da atıfta bulunuldu.
ABD Raporu’nda, Vakıflar Genel
Müdürlüğü’ne bağlı olan yaklaşık
70 bin vakfın, özellikle kara para
aklama ve terörizmin finansmanı konusunda
“denetlenemedikleri” de yer
aldı. Yardım vakıflarına Vakıflar Genel
Müdürlüğü’nün lisans verdiğine
dikkat çekilen Raporda, “Ancak
yaklaşık 70 bin vakfı izleyip denetleyebilecek
yeterli sayıda elemanları
yok” denildi. Raporda, Türk hükümetinin
uluslararası mal varlığı dondurma
kararlarını “gecikmeden Resmi
Gazete’de yayınladığı”, ancak uluslararası
karar uyarınca alınan “mal
varlığı dondurma kararlarının gerçekten
uygulanıp uygulanmadığının
belirlenemediği”ne de yer verildi.
Türkiye için “IŞİD’e terörist geçişlerinde
transit ülke” ifadesinin kullanıldığı
Raporda, Türk hükümetinin
geçişlere karşı aldığı önlemler de tek tek sıralandı; Türkiye “ülkeye giriş
yasağı listesi oluşturdu ve uygulamaya
koydu. Havaalanları, limanlar,
otobüs terminalleri ve sınır
kentlerinde ‘risk analiz birimleri’
kuruldu, Suriye ile olan sınırdaki
asker sayısı arttırıldı, Sınır bölgelerindeki
fiziksel altyapı güçlendirildi,
ABD ile olan terörle mücadele
bilgi paylaşımı arttı. Türkiye,
2015 yılında 85 ülkeden gelen toplam
2337 terör zanlısını sınır dışı
etti” denildi.
14 azaldı. ABD Terörle Mücadele
Koordinatör Vekili Justin Siberell,
Raporun içeriğini açıkladığı basın
toplantısında, Türkiye, Suriye, Mısır,
Afganistan, Bangladeş ve Filipinler
gibi ülkelerde terör saldırıları
ve terör kaynaklı ölümlerin
arttığını belirtti. Maryland Üniversitesi
tarafından derlenen bilgilere
göre; geçen yıl dünyada 28 bin
300 kişi terör saldırılarında öldü.
Bu rakam, geçen yılla kıyaslandığında
yüzde 14 düşüşe tekabül
ediyor. Saldırılarda yaralananların
sayısı ise 11 bin 774 olarak kaydeABD Raporu’nda dikkat çeken
bir başka unsur ise, barış sürecini
bitiren olay olarak kayıtlara geçen,
2015 Temmuz ayında iki polisin
evlerinde şehit edilmeleri olayına
hiç yer verilmemiş olması. Raporda,
2015 yılında Türkiye’deki Ankara
Gar saldırısı, 7 Haziran seçimleri
öncesinde Diyarbakır HDP
mitingine saldırı, Sultanahmet’te
Rus kökenli bir kadının polis noktasına
saldırısı, IŞİD’in Suruç saldırısı,
DHKP-C’nin ABD’nin İstanbul
Konsolosluğunu kurşunlaması,
Kilis’te IŞİD’in sınırdaki
güvenlik güçlerine ateş açması,
TAK’ın Sabiha Gökçen havalimanına
saldırısı tek tek sayıldı. Ancak
23 Temmuz 2015’te Şanlıurfa’da
evlerine giren teröristlerce iki polis
memurunun şehit edilmesine
yer verilmedi.
ABD’nin Raporuna göre; 2015
yılında dünya ölçeğinde gerçekleştirilen
terör saldırıları yüzde
dildi. Raporda İran, teröre en çok
destek veren ülke olarak değerlendirildi:
“İslam Cumhuriyeti, 2015
yılında gruplara finansal, eğitim
ve ekipman desteği sağlayarak, terörün
en önde gelen sponsoru olarak
kaldı” değerlendirmesi de dikkat
çekti.
Rapor, terör zanlılarının kendi
topraklarından Suriye ve
Irak’a geçişini önleme yolunda
Ankara’nın geçen yıl çabalarını
yoğunlaştırmasını övüyor. Amerika
ve Türkiye’nin terörle mücadelede
istihbarat paylaşımını
arttırdığının altı çizilen Raporda,
Ankara’nın geçen yıl 85 ülkeden
2 bin 337 terör zanlısını sınır
dışı ettiği belirtiliyor. Amerika Dışişleri
Bakanlığı Türkiye’nin IŞİD
ile mücadele koalisyonu üyesi olduğunu
ve geçen Ağustos ayından
itibaren de koalisyona bağlı hava
kuvvetlerine destek vermeye başladığını
da hatırlatıyor. z