İçindekiler
Şair yazar. Abdülhak Hamid Tarhan ile birlikte Türk edebiyatında Tanzimat dönemi edebiyatında “ikinci dönem” olarak adlandırılan yeni bir sürecin başlatıcılarından biridir. İbrahim Çinasi, Ziya Paşa ve Namık Kemal’in önderliğinde şekillenen ve toplumun aydınlanmasına öncelik veren ilk dönem edebiyatından sonra, ikinci dönem Rikizade Mahmud Ekrem ve Abdülhak Hamid ile Bir sanat eserinde bireyin dünyası. üretilen R Ekrem, zamanında yazdığı ve okuduğu hemen hemen her türlü eseri hem teknik hem de teorik olarak kaleme almıştır.
Bazı şiir kitapları: Naghmi Suhair, Yadiger, Abab, Zemzem Gecesi…
Tanzimat edebiyatının ilk dönemi sanatçılarının bilinçli çabaları ve eserleri halkın anlayabileceği bir dille okuyucuya sunma çabaları sonucunda ortaya çıkan sade dil ve üslup yaklaşımı başlatılmıştır. sanatsal kaygılarla hareket eden ikinci dönem edebiyatçıları tarafından ters yönde. Dil ve üslup daha süslü ve aydınlara hitap edecek “sanatsal” bir boyuta getirildi.
Yine ilk dönemin aksine toplumsal meseleleri edebî eserlerden işlemekten vazgeçmişlerdir. Sanatın amacının sanat eseri üretmek olduğuna inandı ve eserlerde insanın duygu ve fantezileri tartışılmaya başlandı.
bu yönde:
gördüm Şiirde işlenecek tema ve konuların tek bir çizgiye dayanması gerektiğine saygı duyuyorum: güzellik… ve (ahlaka kayıtsız) olması gerektiğini savundu.
Böyle bir eserin içeriğine uygun bir sanat dili olması gerektiği görüşündeydi. Duyguları ifade etmek için yeni kelimelere, yeni kültür çemberinden alınan hayali imgelere ihtiyaç duyulmuş ve bu amaçla Arapça, Farsça ve bazen de Fransızca sözlükler aranmıştır. Yeni söz dağarcığıyla oluşan bu şiir anlayışı, elbette kısa sürede halkın konuştuğu ve anladığı dilden ve üsluptan uzaklaştı.
Şair ve yazar. İstanbul’da doğdu. Rekai Efendi’nin oğlu. Beyazıt İdadisi ve Erfan Maktab’ta okuduktan sonra Harbiye İdadisi’ne girdi (1858). Sağlığı yerinde olmadığı için okulu bıraktı ve Harbiye Mektubu’nda (1862) katip oldu. Namık Kemal ile tanışarak Tasfir Afkar’da yazmaya başladı ve 1867’de aynı gazetenin başkanlığını devraldı. 1877’de Meclis-üddevle (Devlet Meclisi) üyesi oldu. Öğretmenlik, bakanlık, Ayan üyeliği yaptı. İstanbul’da öldü. Koçuksu Mezarlığı’na defnedildi.
Kuruluşlar çağının sanatçılarından biridir. Şiirler, öyküler, romanlar, oyunlar ve eleştiriler yazdı. Sanat sanat içindir ilkesinden hareketle doğa, aşk ve ölüm temalarını işleyen şiirler yazdı. Batı edebiyatının doğuşunun yolunu açtı.
1. Nağme-i Seher (1871), 2. Yadigâr ı ıbâb (1873), 3. Zemzeme (üç cilt, 1883-1885), 4. Nejad Ekram (Şiirler, Anılar, 1911).
Roman: Araba Aşkı (1896, 1940, 1963).
Romanlar: 1. Muhsin Bey ya da Şiirin Hüzünlü Sonucu (1889), 2. Amsa (1895).
Oyunları şunlardır: 1. Afife Anjelik (1870), 2. Vuslat veya Aralıklı Sevinç (1874), 3. Çok Bilen Yanılır (1914, 1941, 1970).
Diğer eserler: 1. Adeptlerin Eğitimi (Edebî Bilgiler, 1872, 1882), 2. İlhan’ın Tahmini (Tankid, 1886), 3. Atala (Chateaubriand’dan, 1871), 4. Çeviri için Prelzon (1875, S. Bultico) , 5. Naziler (Şiir ve Düzyazıda Fransızcadan Çeviriler, 1885), 6. Birkaç Kudemâ Şairi (1888), 7. Meditasyon (1888)
“Üretken Varoluş (Varoluşçuluk)”
[wpcin-random-posts]