4721 sayılı Yeni Medeni Kanunumuzun 506. Maddesine göre, saklı paylar şu şekilde saptanmıştır.
Görüldüğü üzere, Yeni Medeni Kanunumuz eskiye oranla, altsoyun saklı payını 3/4’den 1/2’ye indirmiş; ana babanın saklı payını 1/2’den 1/4’e indirmiş; kardeşlerin saklı payını 1/4’den 1/8 ’e indirmiştir. Ancak, zümre mirasçılarında yaptığı bu büyük indirimlere karşılık, sağ kalan eşin saklı payında indirim yapmadığı gibi, bazı durumlarda bunu attırmıştır: Sağ kalan eşin saklı payı altsoy ile birlikte ise eski kanunla aynı (1/4 miras payının tamamı) kalırken; ana baba zümresi ile birlikte ise miras payının yarısından (1/2 x 1/2 = 1/4) miras payının tamamına (1/2), büyükana ve büyükbabalar ve bunların çocuklarıyla birlikte ise miras payının yarısından (3/4 x 1/2 = 3/8) miras payının dörtte üçüne (3/4 x 3/4 = 9/16), tek başına mirasçı ise terekenin yarısından (1/2’sinden) terekenin 3/4’üne yükseltilmiştir. Eşin saklı paylardaki indiriminden muaf tutulması hatta saklı payının arttırılması, tasarruf oranındaki artışın tamamen zümre mirasçılarının sırtına yüklenmesi, adaletsiz olmuştur.
Özellikle, Yeni Medeni Kanunun yasal mal rejimi olan edinilmiş malla katılma rejiminde esasen sağ kalan eşe ölen eşin mal varlığında mirasçılık dışında haklar tanındığı da düşünülürse; bu adaletsizlik daha da göze batar. Zira bu rejime göre, ölen eşin paylaşmaya konu edilinilmiş malları yaşayan eşten daha fazla ise (yaşam deneyimlerine göre genellikle ölen erkek olup onun mülkiyetindeki edinilmiş mallar karısınınkilerden daha fazla olacaktır), sağ kalan eş hem hesaplamada lehine çıkacak artık değerin yarısını alacak, hem de daha da iyileştirilmiş bir mirasçılık statüsünden yararlanacaktır.
Belirtelim ki, Yeni Medeni Kanunumuzun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce gerçekleşen ölümlerden dolayı miras paylarının ve saklı pay hesapları yapılacaktır. 4722 Sayılı ve Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli hakkında 03 Aralık 2001 Tarihli Kanun’un 17. maddesinde, “mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölümü tahinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.” denmektedir.
Saklı paylara ilişkin hükümler, “mirasçılık” hükümlerinden sayılmalıdır. Böylece, bir tenkis davasında, şayet dava konusu kazandırmada bulunan Yeni Medeni Kanunumuzun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 gününden önce ölmüşse, dava bu tarihten önce açılsa bile, Eski Medeni Kanunumuzdaki saklı paylara göre hesaplama yapılacaktır. Tenkis davalarının vasiyetnamelerin açılmalarından itibaren azami on yıllık hak düşümü süresine tabi olduğu (MK 571) göz önüne alınırsa; daha uzun yıllar Eski Medeni Kanuna göre tenkis hesabı yapılması gerekebilir. Bu bakımdan, Eski Kanundaki saklı payların da bilinmesi gerekir.
Gene, 5650 SK’ un MK 505’de yaptığı değişikliğin yürürlüğe girdiği 10 Mayıs 2007 tarihinden önceki ölümlerde, mirasçı kardeşlerin miras paylarının 1/8’i oranında saklı payları, bu tarihten sonraki tenkis davalarında da gözönüne alınacaktır.