Genel anestezide ise bilinç ile beraber duyu kaybı da söz konusudur. Anestezi ameliyathane koşullarında, damar yolundan verilen ilaçlar ve solutulan gazlar yoluyla sağlanır ve sürdürülür. Hasta soluk borusuna yerleştirilen steril bir tüpçük yoluyla anestezi cihazına bağlıdır; nabız, solunum, tansiyon, dokulara giden oksijen miktarı ve vücut sıcaklığı gibi yaşamsal fonksiyonları anestezi uzmanının kontrolündedir. Yerleştirilen tüpçük nedeniyle soluk borusuna herhangi bir şeyin kaçması olasılığı yoktur. Acil müdahaleyi gerektirecek bir durumda hasta ve ortam buna hazırdır. Süre sınırlaması olmadığından gerekli tüm tedavileri tek seansta tamamlayabiliriz. İşlem sonunda hasta uyandırılır ve tam olarak kendine gelene kadar gözetim altında tutulur.
Diş hekimliği uygulamalarının çoğu ağrıya neden olabildiğinden kabaca duyumsama yokluğu olarak tanımlanan anestezi önemli bir yardımcımızdır. Normal klinik koşullarda lokal anestezi ile bir grup diş veya bir çene bölgesi uyuşturularak dolgu, kanal tedavisi, çekim gibi işlemleri ağrısız olarak gerçekleştirebiliriz. Ancak davranışların, korku-kaygı gibi duyguların kontrolüne etkisi olmadığından bu her zaman yeterli olmaz. Ağrı oluşturmasak da bir çocuğun kapasitesini zorlayarak, özellikle artan seans sayısı ile diş hekimi korkusuna neden olabiliriz. İşlem süresince ağzını yeterince açık tutabilmesi, komut ve uyarılarımıza uyması, kontrolsüz tepkiler vermemesi hem başarılı bir tedavi hem de hastanın kullandığımız yüksek devirle dönen kesici aletler ile yaralanmaması için son derece önemlidir. Çok küçük yaşta diş ağrısı ve beraberindeki konforsuzluklarla tanışan ancak tedaviye direnen çocuk, ebeveynler için ciddi sıkıntı ve üzüntü kaynağı olabilir.
Kısacası davranış yönlendirmesi ve telkin yoluyla kontrol edilemeyen küçük çocuk ve korkulu hastaların, ayrıca fiziksel ve zihinsel özel durumu olan bireylerin tedavilerinde sedasyon ve genel anestezi kıymetli uygulamalardır.
Vücuda alınan her ilacın çeşitli derecelerde yan etki ve riskleri vardır. Ancak genel anestezi ve özellikle bilinçsiz sedasyon tam teşekküllü bir ameliyathane ortamında, bir genel anestezi ve reanimasyon uzmanı tarafından, hastanın tıbbi geçmişi ve genel sağlığı detaylarıyla değerlendirildikten sonra güvenle uygulanabilir. Hastanın operasyon öncesi ve sonrası için önerilerilere uygun davranması da çok önemlidir. Önceleri sadece genel anesteziden dolayı kaybedilen hasta sayısının yüksekliği, işlemi uzman doktor yerine genel anestezi teknikerlerinin yapıyor olması ile ilişkilendirilmektedir. Ayrıca kullanılan ilaç ve cihazlardaki gelişmeler de artık riskleri çok düşürmüştür.
Emniyetle kaliteli tedavilerin yapılması için hastanın bireysel özellikleri dikkatle değerlendirerek uygun yöntemin seçilmesi ön koşuldur. Korku, kaygı veya öğürme refleksi gibi nedenlerle tedaviye uyum güçlüğü çeken 5 yaşından büyük çocuk ve bireylerde, tedavi ihtiyacının karmaşık olmadığı, sadece diş çekimi gibi az alet ve kısa süre gerektiren durumlarda sedasyonun farklı dereceleri çözüm olabilir. Küçük çocukların ilaçlara verdiği tepkiler ve yaşamsal bulguları hızla değişkenlik gösterebildiğinden tüm fonksyonların kontrol altında olduğu ve hastanın acil müdahaleye uygun durumda tutulduğu genel anestezi sedasyona göre daha güvenli bir seçenek oluşturur. Tüm işlemlerin tek seferde bitirilebilmesi ve soluk borusunun emniyete alınmış olması özellikle çok sayıda tedavi ihtiyacı olan çocuklarda, fiziksel ve zihinsel özel durumu olan hastalarda önemli avantajlardır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]