Türkiye’de şeker pancarı tarım sektöründe ve yarattığı katma değerle tarıma dayalı sanayi üretiminde önemli bir rol oynamaktadır. İnsan vücudun temel fonksiyonları için gerekli olan şeker; yüksek kalorili ve nispeten ucuz bir gıda olması ve belli bir tat oluşturması nedeniyle beslenme açısından önemli bir temel besin maddesidir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) günlük harcanan kalori içerisinde tüketilen şeker miktarının oranının %5’in altında olmasını önermektedir. Beslenmenin temel maddesi olmasının yanı sıra, tarımsal üretime katkısı, yan ürünler ve istihdama katkısı nedeniyle şeker, tüm dünyada stratejik öneme sahip bir ürün durumundadır. Genel olarak tatlılık veren her çeşit madde için tatlandırıcı ifadesi kullanılmakta, şeker ifadesi ise sadece pancar ya da kamıştan elde edilen kristal beyaz şeker(sakaroz) için kullanılmaktadır. Ekonomik değerinin yanı sıra, istihdam ve çiftçiyi tarımsal üretime bağlayarak, köyden kente göçü engellemekte, sosyo-ekonomik faydalar sağlamaktadır.
Dünya şeker üretimi ve tüketim miktarı genel olarak birbirine yakındır. Stoklama imkânının bulunması nedeniyle şeker üretiminde bazı yıllarda oluşan arz fazlası stoklanarak üretimin az olduğu yıllarda talebi karşılamaktadır. Tablo 1 incelendiğinde 2010/11 döneminde itibaren üretim ve arz fazlalığının 2014/15 dönemine kadar arttığı görülmektedir. 2014/15 ve 2015/16 döneminde toplam üretimin azaldığı, buna karşın tüketimin arttığı görülmekte, bu durumun sonucunda oluşan arz açığının 2015/16 döneminde 6,5 milyon ton, 2016/2017 döneminde ise 3,1 milyon ton olarak gerçekleştiği görülmektedir. 2017/18 döneminde üretim miktarı bir önceki döneme göre %10,7 oranında artmakla birlikte bir sonraki dönem olan 2018/19 döneminde tekrar azalma eğilimi göstermiştir. 2019/20 döneminde de dünya şeker üretimi %4,4 oranında azalarak 174 milyon tondan 169,6 milyon tona düşmüştür. Toplam 110 ülkede gerçekleşen bu üretimin 39,6 milyon tonu pancardan, 127 milyon tonu kamıştan elde edilmiş olup, üretimdeki bu düşüşün sebebi ABD, Hindistan ve Tayland’ın üretimindeki azalmadır.
Dünyada 56 ülkede şeker pancarı üretilmekte olup Türkiye %6,38’lik pay ile Rusya, Fransa, ABD ve Almanya’nın ardından 5’inci sırada yer almaktadır. Türkiye, iklim koşulları dolayısıyla yalnızca şeker pancarından üretim yapan ülkeler arasındadır.
En temel gıda maddelerinden birisi olan şeker, 18. yüzyılın sonuna kadar sadece şeker kamışından üretilmiştir. 19. yüzyılda Avrupa’da yeni bir hammadde olarak şeker pancarı tarımı ve şeker pancarından şeker üretimi başlamıştır. Yer aldığı coğrafya gereği Türkiye, Avrupa Birliği, Rusya, Ukrayna gibi ülkeler pancardan; ABD, Japonya, Çin gibi ülkeler hem pancardan hem kamıştan; Brezilya, Hindistan, Meksika, Pakistan, Tayland ve Avustralya gibi ülkeler kamıştan şeker üretmektedir (Türk şeker Sektör Raporu, 2020). Dünya şeker üretiminin yaklaşık %76’sı şeker kamışından, %24’ü ise şeker pancarından üretilmektedir (USDA, 2020). Genellikle tropik ve alt tropik bölgelerde yetiştirilen şeker kamışının düşük maliyetle üretilmesi ve işlemesinden dolayı şeker kamışından üretilen şeker daha düşük maliyetli olmaktadır. Dünya şeker ihtiyacının önemli bir kısmı şeker kamışından sağlanmaktadır. Bunun nedeni şeker kamışının ekiminin kolay olması, daha geniş alanlarda ekilebilmesi ve veriminin yüksek olmasıdır.
Dünyada 2019/20 sezonunda dünya şeker üretiminin 39,5 milyon tonu pancardan, 126 milyon tonu da kamıştan olmak üzere toplam 165,5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2019/20 sezonu itibariyle dünyada şekerin %76’sı kamıştan, %24’ü pancardan üretilmiştir.
Dünya şeker ekonomisinin lokomotifi tüketimdir. Araştırmalar, en önemli tüketici ülkelerin aynı zamanda üretim açısından da önde olan ülkeler olduğunu göstermektedir. En büyük şeker tüketicisi ülkelerin başında Hindistan, AB, Çin, ABD, Brezilya, Rusya, Endonezya, Pakistan Meksika ve Mısır gelirken, Doğu Asya’nın en yüksek seviyede şeker tüketen kıta olduğu görülmektedir. Türkiye ise 3 milyon ton ile dünyada 11. sırada yer almaktadır. Dünya şeker tüketimi; kişi başına düşen gelir ve fiyatların düşmesinin özellikle Afrika, Orta Doğu, Latin Amerika ve Karayipler’deki etkisi ile 2019/20 sezonunda %0,8 oranında artmıştır.
Türkiye’de 19.04.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4634 sayılı Şeker Kanunu ile fabrikalarının pazar paylarının kotalara bağlanması, iç piyasada sanayinin rekabete açık hale getirilmesi, devletin etkinliği sınırlandırılması ve üretimin istikrarın sağlanması amaçlanmıştır. Şeker kanunu kapsamında şeker pancarı üretimi; her yıl belirlenen şeker kotalarına bağlı olarak ekim alanlarında üreticiler ile fabrikalar arasında sözleşme düzenlenerek yapılmaktadır. Türkiye’de şeker sektöründe; 15 adet pancar şekeri üreticisi ve 5 adet nişasta bazlı şeker üreticisi faaliyet göstermektedir. Bunların dışında kota hakkı olmayıp, sadece ihracata yönelik faaliyet gösteren 5 nişasta bazlı şeker üreticisi bulunmaktadır. Sektörde önemli bir pay sahibi olan Türk şeker, özelleştirmeler sonrası faal 15 şeker fabrikası ile 2019/20 pazarlama yılında Türkiye toplam pancar şekeri üretiminin yaklaşık % 35,5’ini gerçekleştirmektedir.
Türkiye tarımsal üretimindeki temel ürünlerden birisi olan şekerpancarı, tarımsal sanayiye katkısı ve yan ürünleri ile hayvancılığa katkısı bakımından da ayrıca önem taşımaktadır. Temel gıda maddesi olarak stratejik bir değere sahip şeker, Cumhuriyet dönemine kadar ithalat yoluyla karşılanmaktaydı. Cumhuriyet sonrası Türkiye’de sağlanan teşvikler ve yapılan yatırmalarla, bugün tüketilen şekerin tamamına yakını yurt içinde üretilmektedir. Kendine yeterlilik üzerine inşa edilen şeker politikasında şeker üretiminin zamanla ihtiyacın çok üzerinde gerçekleşmesi stokların artmasına neden olmuştur. Bu sorunun çözümü için 1998 yılında getirilen kota uygulaması ile şeker pancarı üretimi sınırlandırılmıştır. Türkiye’nin şekerde kendi kendine yeterliliğini esas alan 4634 sayılı Şeker Kanunu, talebini karşılayacak düzeyde üretim planlamasını yapmaktadır. Şeker Kurulu tarafından ülke içinde pazarlanacak şeker miktarı tahsis edilen kotalar ile belirlenmektedir.
Şekerpancarının orijin merkezinin Orta doğuda, Dicle ve Fırat nehirleri civarı olduğu kabul edilmektedir. Yabani pancar türleri, Orta doğudan batı Akdeniz ve Atlantik okyanusuna doğru, kuzeyde Kafkas dağlarına kadar yayılım göstermektedir. Şekerpancarı geçmişte hem hayvan hem de insan beslenmesi amacıyla kullanılmıştır. Şekerpancarının ilk olarak Orta Doğu’da kullanılmaya başladığı bilinmektedir. Bu dönemde daha çok sebze ve hayvan yemi olarak kullanılmıştır. Şekerpancarından şeker elde edilmesi ile ilgili çalışmalar 17. yy.’da başlamıştır. 18. yy.’da Almanya’da yapılan çalışmalar sonucunda, şekerpancarında, şekerkamışındaki ile aynı şekerin olduğu bulunmuş ve seleksiyon çalışmaları başlatılmıştır. Şekerpancarından şeker elde etme çalışmaları 19. yy’da Avrupa’da büyük hız kazanmış, özellikle Fransa ve Almanya’da şekerpancarından şeker üretilen fabrikalar kurulmaya başlamıştır. Türkiye’de şekerpancarı ve bundan şeker üretimi ile ilgili çalışmalar başlangıçta pek hızlı bir gelişme göstermemiştir. İlk çalışmalar 1840 yılında başlamış, ancak Cumhuriyetin kuruluşuna kadar farklı zamanda ve farklı kişiler tarafından yapılan çeşitli girişimler sonuçsuz kalmıştır. Türkiye’de ilk şeker fabrikası kurma girişim 1925 yılında Uşak’ta başlamış ve bu fabrika 6.12.1926 tarihinde faaliyete başlamıştır. 1926 yılında ayrıca Alpullu şeker fabrikası da faaliyete başlamıştır. 1926 yılından günümüze kadar 33 şeker fabrikası kurulmuş ve hizmete açılmıştır.
Şekerpancarı iki yıllık bir bitkidir. Birinci yıl, rozet yapraklar oluşur. Rozet yaprak sayıları 30-50 arasında değişebilir.Bir pancar yaprağı ortalama 105- 120 cm2 yaprak alanına sahiptir.Rozet yapraklar bir yaprak sapı ile pancarın baş kısmına bağlanırlar.Şekerpancarı yaprakları dik olarak gelişir ve zamanla yaşlanan yapraklar aşağıya doğru sarkar.Hayvan pancarında yapraklar daha yatık olarak gelişir. Şekerpancarında yaprak ayası kıvrımlı olup uç kısmı sivri ve taze yeşil renklidir.Hayvan pancarında yaprak ayası düz olup maviye çalan yeşildir. Şekerpancarında çiçeklenme ve tohumların oluşması ana saptan yan saplara doğru oluşur. Çiçeklenme sabah saatlerinde başlar ve gün boyu devam eder. Şekerpancarı bitkisinde yabancı döllenme mevcuttur. Döllenme böceklerle ve rüzgarla olmaktadır. Çiçeklenme 30-40 gün devam eder. Bir bitkide çok sayıda (10- 15 bin) çiçek meydana gelir. Döllenme 36 saatte tamamlanır ve döllenmeden 25-30 gün sonra tohum olgunlaşır. Çiçeklenme sırasında havanın güneşli ve sıcak olması çiçeklenme ve döllenmeyi çabuklaştırır.
Şekerpancarı bir ılıman-serin iklim bitkisidir. Yetişme süresi boyunca 2500-2900 °C sıcaklık toplamına ihtiyaç duyar. Tohumlar en az 7-8 °C sıcaklıkta çimlenmeye başlayabilmektedir. Tohumun çimlenmesi için optimum sıcaklık 25 °C olup, bu sıcaklık 28-30 °C’yi bulduğunda, çimlenme olumsuz etkilenmektedir. Fideler ilk gelişme dönemlerinde, düşük sıcaklıklardan (1-4 °C ) zarar görmektedirler. İlk gelişme döneminde ortaya çıkan uzun süreli düşük sıcaklık bitkilerin ilk yıl sapa kalkmalarına neden olarak verimin azalmasına neden olur. Hasada yakın dönemlerde -5 °C’ye kadar soğuklara dayanabilmektedir. Şeker birikimi için en uygun toprak sıcaklığı 20 °C civarıdır. Yetişme süresi içerisindeki düşük gece sıcaklıkları, şeker oranının yükselmesine neden olurken verimi olumsuz yönde etkiler.Yüksek şeker ve kök gövde verimi için gece sıcaklıklarının 15 °C, gündüz sıcaklıklarının 20-25 °C civarında olması istenir. Şekerpancarının su isteği oldukça fazladır. Çevre koşullarına da bağlı olarak 1 kg kuru madde üretimi için yaklaşık 400-600 mm suya gereksinim duyar. Yıllık yağışın 600-700 mm olduğu ve yağışın yetişme dönemi içerisinde düzgün dağıldığı bölgelerde sulanmadan yetiştirilebilir. Su tüketimi, kuru madde birikiminin en fazla olduğu kök-gövde büyüme döneminde en fazla olmaktadır. Yetişme süresi boyunca nispi nemin %60-70 civarında olması gerekmektedir.
Derin, humuslu, besin maddelerince zengin ve fazla ağır olmayan topraklarda iyi gelişir. Ağır ve taşlı topraklarda kök-gövde iyi gelişmez ve çatallanma olabilir. Taban suyu yüksek olan yerlerde iyi gelişme göstermez. Bu nedenle taban suyunun 120-150 cm’den daha yukarı çıkması istenmez. pH 6-8 civarında olan topraklarda başarıyla yetiştirilebilir. En uygun pH derecesi 7 civarıdır.Asit karakterli topraklarda iyi gelişme gösteremez. Bu açıdan pH derecesi 5.5’den az olan yerlerde yetiştirilmemeli veya kireç uygulaması yapılmalıdır. Pancar tarımı yapılacak toprakların su ve besin maddelerini tutma kapasitelerinin çok iyi olması, kaymak bağlamaması, iyi bir toprak derinliğine sahip olmaları gereklidir. Pancar tarımı için en ideal toprak, organik maddece zengin, derin, kolay ısınan tınlı ve tınlı kireçli topraklardır.
Yağışlı ve sulanan bölgelerde ilk toprak işleme sonbaharda toprağın pullukla 20-25 cm derinden devrilerek işlenmesi ile yapılmaktadır. Sonbaharda fırsat bulunursa dipkazan türü aletlerle bir toprak işlemesi daha yapılmalıdır.İlkbaharda, toprak kültüvatör ve diskaro gibi aletlerle işlenerek, havalandırılır ve kesekler parçalanır. Daha sonra diskli tırmık ve sürgü (tapan) çekilerek toprak ekime hazır hale getirilir. İlkbahar toprak işlemelerinde gereksiz fazla toprak işlemelerinden kaçınmalı, tava ekim yapılacaksa kesinlikle pullukla sürüm yapılmamalıdır. İyi hazırlanmış bir tohum yatağında; üst kısımda 2-3 cm’lik gevşek bir toprak, onun altında sert bir kısım (tohumun bırakıldığı yer) ve daha derinde ise gevşek bir toprak tabakası olmalıdır. İyi bir ürün için iyi bir toprak hazırlığı gerekir. Tohum yatağı hazırlama kombinasyonu bunu sağlar.
Şekerpancarı tohumunda çimlenme oranı düşük olduğu için tohumun fazla derin ekilmemesi gerekir. En uygun ekim derinliği 2-5 cm arasında değişmektedir.Kaymak bağlama tehlikesi olan yağışlı bölgelerde 3-4 cm n Kurak bölgelerde 4-5 cm ekim derinliği uygun olacaktır.Kurak bölgelerde, ekimin gecikmesi durumunda tavı bulabilmek için ekim derinliği 5-6 cm ’ye kadar artırılabilir. İklim, toprak ve yetiştirme şartları uygun oldukça (verimlilik şartları iyileştikçe) bitki başına düşen yaşama alanı genişletilebilir. Verimlilik şartları kötüleştikçe, birim alandaki bitki sayısının artırılması gerekir.Ülkemizde şekerpancarında sıra arası mesafe 45 cm olarak kullanılmaktadır. Sıra üzeri mesafe ise 15-25 cm arasında değişebilmektedir. Optimum bitki sıklığı 7000-9000 bitki/da arasındadır. Tohumluk miktarı;Multigerm tohumlarda 1000-1100 g/da Teknik monogerm tohumlarda 800-850 g/da, Genetik monogerm tohumlarda ise 350-400 g/da civarındadır. Genelde 5-8 cm gibi sık ekim yapılıp arkasından seyreltme yapılmaktadır.
Şekerpancarı mutlaka ekim nöbeti uygulanması gereken bir bitkidir. Ülkemizde şekerpancarı tarımında zorunlu ekim nöbeti uygulaması yapılmakta olup, aynı tarlaya 3 veya 4 yılda bir şekerpancarı ekimi yapılabilmektedir. Şekerpancarı için nohut, fasulye, mercimek, fiğ ve yonca gibi baklagil bitkileri; buğday, arpa, yulaf ve çavdar gibi serin iklim tahılları; kolza, ayçiçeği, aspir gibi yağ bitkileri; patates, mısır, kabak, lahana gibi bitkiler ekim nöbetine girebilecek uygun bitkilerdir.
Şekerpancarında birim alanda elde edilen verim yüksek olduğu için genel olarak topraktan fazla miktarda besin elementi kaldırmaktadır. Uygulanacak gübre miktarının belirlenmesinde mutlaka en fazla 4 yılda bir toprak analizleri yapılması gerekmektedir. Azot şekerpancarında yüksek verim ve kalite için en fazla üzerinde durulması gereken elementtir. Azot bakımından yetersiz beslenen bitkilerde Yapraklar açık yeşil ve sarı bir görünüm alırlar; zamanından önce kuruyarak dökülürler, Yapraklar fazla gelişemez ve küçük kalırlar, Sonuçta kök gelişimi ve şeker birikimi olumsuz etkilenir. Fazla azotlu gübreleme durumunda,Vejetatif gelişme artarak kök büyümesi gecikir ve azalır, Gövdede şeker oranı azalır, Şekerin fabrikasyonu sırasında ağartma ve kristalleşmeyi önleyen azotlu bileşiklerin oranı artar, Şekerpancarı bitkisi ihtiyaç duyduğu azotun büyük bir bölümünü çıkıştan sonraki ilk üç ay içerisinde alır.
Azot toprakta çok hareketli bir element olup, sulama, yağışlar ve buharlaşma ile çok çabuk kaybolabilmektedir. Bu nedenle azotlu gübrelerin bir defada değil iki veya üç parça halinde verilmesi gerekmektedir. Üç parça halinde verildiğinde uygulanacak toplam azotun 1/3’ü ekim öncesi, 1/3’ü seyreltme döneminde ve kalan 1/3’ü de bitkiler sıra aralarını kapatmaya başladığı dönemde verilmelidir.
Fosfor, toprakta fazla hareketli bir element olmadığı için, fosforlu gübrelerin ekim öncesi bir defada verilmesi önerilir. Potasyum Şekerpancarının en fazla ihtiyaç duyduğu besin elementidir. Potasyum eksikliğinde : Fotosentez miktarı azalır, klorofil oluşumu kısıtlanır, solunum artar, Büyüme yavaşlar ve bitkiler küçük kalır. Potasyum, toprakta fazla hareketli bir element olmadığı için, potasyumlu gübrelerin ekim öncesi bir defada verilmesi önerilir.
Bir pancar tarlasında birim alandaki bitki sayısı, bu bitkilerin yüzeye iyi bir şekilde dağılmış olması, verim ve kaliteye etki eden önemli bir faktördür. Pancarlar 4-5 yapraklı döneme ulaştıklarında seyreltme tekleme işlemi yapılır. Sıra üzeri aralıkların 20-25 cm olması yeterlidir. Tekleme yapılırken pancarların zedelenmemesine dikkat etmek gerekir.
Şeker pancarının topraktan kullandığı besin maddelerinin en büyük rakibi yabancı otlardır. Bu nedenle pancarın çimlenmesinden hasadına kadar olan dönemde yabancı otlarla mücadele etmek gerekir. Yabancı otlar pancarın besinine, suyuna, havasına ve güneşine ortak olur. Yabancı ot mücadelesi çapalama ile ve ilaçlama ile yapılır. İlaçlı ot mücadelesi ekim ve öncesi ve ekim sonrası olmak üzere iki dönemi kapsar ve bu amaçla kullanılan ilaçlara Herbisit adı verilir. Çiftçilerimizin ağır maliyetlerden korunması için ekim sonrası etkili olan, yabancı ot ilaçları tercih edilmeli ve kullanılmalıdır.
Yabancı ot mücadelesi ilaçla yapılıyorsa pancarın sadece toprağının havalandırılması için çapalama yapılır. Çapalama buharlaşmanın önlenmesi, toprağın daha çabuk ısınmasını, yağmur sularının düzenli bir dağılımla toprağa işlemesini sağlar. Ülkemiz şartlarında 1 veya 2 çapa yeterlidir. Çapa elle veya makine ile yapılmaktadır. Çapalamada pancarların yan köklerinin zedelenmemesine, fazla kesek çıkartılmamasına ve pancarların çiğnenmemesine dikkat edilmelidir.
Şeker pancarı su ihtiyacı fazla olan bir bitkidir. Ekimden hasat dönemine kadar belirli aralıklarda ve miktarlarda suya ihtiyaç duyan bir bitkidir. Sulama dönemleri ; Çıkış Sulaması:Ekimden sonra yağış alınmaması ve toprağın tavını kaybetmesi halinde yapılır.
Gelişme dönemi Sulama : Haziran sonu ile Eylül ortalarına kadar yapılmalıdır.
Hasat öncesi Sulama : Toprağın tavlı duruma getirilerek, hasadı kolaylaştırmak ve kök kırılmalarını önlemek amacıyla yapılan sulamalar olmak üzere üçe ayrılır. Sulama sayısı bitkideki gelişme gözlenerek 5-7 defa yapılmalıdır
Ekim sonrası görülen Verim ve kalite ancak sağlıklı bitkilerden elde edilir. Bu nedenle gözümüzün devamlı tarlamızda olması hastalık ve zararlarını takip ederek gerekli mücadelenin yapılması gerekir. Bu nedenle de pancarın zararlılarının ve hastalıklarının çok iyi tanınması gereklidir. Hastalıkları genel olarak ; ( Cercospora, Ramularia, Phoma ) Yaprak Leke Hastalıkları, Külleme, Sarılık virüsleri, ( Curly Top ) Pancar Kıvırcık Baş Virüsü, Pancar Pası, (Rhizomania ) Pancar Kök Hastalığı ’dır.Bunlarla en iyi mücadele şekli, dayanıklı çeşitlerin ekilmesi, Fungusit kullanımı, en az üç yıllık ekim nöbeti ve dengeli gübreleme şeklinde sıralayabiliriz.
Zararlıları ise genel olarak ; Tel Kurdu ( Agriotes ), Pancar Piresi ( Chaetocnema ), Danaburnu (Gryllotalpa ), Toprak Kurdu- (Bozkurt) ( Agrotis ), Yaprak Kurtları ( Caradrina ), Pancar Sineği (Pegomyia ) dır. Tohum ilaçlaması, toprağın çapa ile havalandırılması, sulama yapılması, ilaçlamak suretiyle kimyasal mücadelenin yapılması. Toplu mücadeleyi gerektiren durumlarda, belirtiler görüldüğünde vakit geçirilmeden bağlı bulundukları Pancar Bölge Müdürlüklerine haber verilmeli ve önerilen yöntemler çerçevesinde mücadele yapılmalıdır.
Hasat bölgelere ve fabrikaların kampanya dönemlerine bağlı olarak farklı zamanlarda yapılmaktadır.Fabrikalar, aynı bölge içerisinde kampanya dönemini uzun tutabilmek için hasadı zamanında önce ve geç yaptırabilmektedir.Ülkemizde şekerpancarı hasadı en erken deniz iklimi bölgelerinde Ağustos ayının ortalarından itibaren başlar, sert kara iklimine sahip bölgelerde ekim ayı sonlarına kara devam eder. Hasat sırasında toprağın tavlı olması gerekir. Söküm sırasında pancar gövdesinin zarar görmesi önlenmeli, Pancarların baş kısımları düz olarak kesilmelidir.
Şeker pancarı, hasadından sonra, uzun süre bekletilemeyen, çabuk bozulabilen üründür. Sökülmüş pancar yumrusu birçok nedenden dolayı ağırlık ve şeker kaybına uğrar. Bu kayıpları en aza indirebilmek için, pancarın hasattan sonra bekletilmeden, taze olarak, işlenmesi gerekir. Fizyolojik olgunluğa Ekim- Kasım aylarında gelen ve taşıdığı % 75 su birikimi olan pancar yumrusunun, kış şartları başlamadan kısa sürede işlenmesi için yüksek kapasiteli fabrikaları gerektirir. Siloya alınan pancar yumrusunda meydana gelen ağırlık ve şeker kaybının en aza indirilmesinde silo yeri seçimi önemlidir. Silo yerinin, silo içi sıcaklığının yükselmesine, çürümelere neden olabilecek özellikleri taşımaması gerekir.
Şeker pancarı üretiminde yüksek verim ve yüksek kalite elde edilmesi istenir. Verim ve kalite; üretim yeri, üretim yılının iklim seyri, agronomik uygulamalar, hastalıklar, çeşit, vejetasyon süresi ve bitki sıklığı gibi birçok faktörün belirli seviyelerde etkilemesi sonunda oluşur. Şeker pancarında kalite kriterleri, iç ve dış kalite kriterleri olmak üzere iki grup altında incelenebilir. Şeker pancarında iç kalite (Teknolojik Kalite) hem üretici ve hem de fabrika açısından çok daha önemlidir. Teknolojik kaliteyi esas olarak pancarın şeker varlığı ve melas oluşturucu şeker dışı maddeler belirler. Yüksek kalite elde edilebilmesi için işlenen pancarın şeker varlığının yüksek, melas oluşturucu maddelerin ise düşük olması gerekir. Melas oluşturucu maddelerden en önemlileri, α-Amino Azot (Zararlı Azot), Potasyum ve Sodyum dur. Melas oluşturucu maddeler içinde kalite üzerinde etkisi bakımından en önemli olanı α-Amino N dur. Amino N şeker pancarının üretim dönemlerinde verilen N gübrelerinin miktarı arttıkça α-Amino N miktarı da artar. Şeker pancarında kalitenin yüksek olması, hem yüksek gelir elde edilmesi açısından üreticileri ve hem de işletme karlılığının artması bakımından şeker fabrikalarını ilgilendirmektedir. Kalitenin şeker pancarı üretiminin teşvik edilmesi amacı ile birçok ülkede üreticilere ek kalite primleri ödenmektedir.
Toprak işlemeden ekime, uygun tohum seçiminden doğru gübrelemeye üretimin bütün aşamalarını iyi yönetmeliyiz. Toprağınızın verimliliğini etkileyen pH ve organik madde düzeyi nedir? Toprağınızdaki bitki besin maddeleri nelerdir ve miktarları ne kadardır? Bunların bilmeden, sadece taban gübresi değişikliği ile 10 ton/dekar ürün hasat etmeniz mümkün değildir. Bitki beslemeyi bütün olarak ele almanız gerekiyor. Şeker pancarının gelişim döneminde ihtiyacı olan bitki besin maddeleri yeterli miktar ve uygun zamanda verilmelidir. Şeker pancarı bitkisinin gelişme dönemi boyunca ihtiyaç duyduğu besin maddelerini ideal oranlarda karşılayarak optimum büyüme ve gelişme sağlar. Yeterli irilikte ve maksimum polarda ürün hasat edilmesini teşvik eder, olumsuz koşullarda (soğuk, don ve kuraklık vb.) bitkinin strese girmesini önler ve ürünün silo dayanıklılığını artırır.
Yayınno328.pdf (tarimorman.gov.tr)
seker-pancari.pdf (konyaseker.com.tr)
Pancarda Kalite Değerlerini Hesaplama Nasıl Yapılır? (sorhocam.com)
BİTKİ FİZYOLOJİSİ Doç.Dr. Mehmet Emin ÇALIŞKAN Tarla Bitkileri Bölümü (mku.edu.tr)