Sevgi Şahin – HIDIRELLEZ VE NİYETİN ÖNEMİ

Hıdırellez 5 Mayıs gece başlar ve 6 Mayıs ikindiye kadar devam eden ve Hızır ile İlyas peygamberin buluşması olarak bilinen gündür. Hızır ile İlyas isimlerinin birleşmesiyle Hıdırellez olarak bilinir. 6 Mayıs günü bayram gibi doğada kutlamalar yapılır ve kış mevsiminin bitip, yaz günlerinin başladığını da gösterir. Anadolu’nun pek çok yerinde duaların ve isteklerin gerçekleşmesi için ritüeller yapılır. Sadaka verilir, oruç tutulur, dilekler geceden gül ağacının altına asılır ve gün doğmadan toplanır akan suya dualar edilerek bırakılır.

Doğanın uyanmasının ilk günü kabul edilen bu günü Katolikler St. Georges Günü, Ortodokslar Aya Yorgi günü olarak kutlamaktadır. Böylece bahar bayramı pek çok yerde kutlanarak evrensel bir nitelik taşımaktadır. Hani denir ya “ben yaptım ama dileğim olmadı…” Dileğin ve niyetin önemini ne kadar bilerek uygulamaları yapıyoruz? Bu bağlamda size niyetlerimizi gerçekleştirmenin gücünden bahsetmek istiyorum.

Niyetlerimiz ilahi akışın göstergesidir, çünkü bizler akışın parçalarıyız ve niyetlerimiz kendi içlerinde gerçekleşmelerini sağlayan dinamikleri bulundururlar. Tek ihtiyacımız olan niyetin açık olması. Eğer egoyu ortadan kaldırırsak, niyetler kendilerini gerçekleştirir. Niyetlerimiz, amaçlanan sonucu gerçekleştirmek için gereken elementleri ve güçleri, olayları ve ilişkileri domino taşları gibi etkiler.

Detaylarla ilgilenmemiz gerekmez ve de çok fazla çabalamak ters etki yapabilir. Muhteşem yaratıcının sizin için evrenin frekansını senkronize etmesine izin verin. Yer çekimi gibi niyet de doğada var olan bir niteliktir ve daha güçlüdür. Kimsenin yerçekiminin oluşması için bir şeyler yapması gerekmez. Hiç kimse, anlasak da anlamasak da çalışan bir güç olduğu için, “Yer çekimine inanmıyorum,” diyemez. İşte bunun gibi niyet de aynı şekilde çalışır.

Basit bir örnek olarak, bir kişinin adını veya bir yemeğin adını hatırlamaya çalıştığınız bir anı düşünün. Dilinizin ucundadır, ama hatırlayamazsınız. Hatırlamaya çalıştığınızda niyeti yaratırsınız. Fakat zihninizi ne kadar çok zorlarsınız, bilgiyi hatırlamaktan o kadar uzaklaşırsınız. Sonunda egonuzu ortadan kaldırır ve hatırlamaya çalışmaktan vazgeçerseniz, niyet sonsuz düzenleyici gücüyle ruhani alana girer.

Başka bir düşünceye geçseniz de, bilinçli bir çabanız olmadan ruhani alan bilgi arayışına devam eder. Daha sonra bir anda siz başka bir işle meşgulken hatırlamaya çalıştığınız isim farkındalık alanınız a ulaşır ve aklınıza gelir. Bu herkesin yaşadığı bilindik bir örnek ve niyetin nasıl çalıştığını gösterir. Tüm yapmamız gereken niyeti yaratmak aynı zamanda serbest kalmasına izin vermektir.

Niyetin gücünü açığa çıkarmak için gereken tek hazırlık bilinçli zekâ alanıyla bağlantı kurmaktır. Ve bu bağlantı birçok yolla oluşturulabilir, en iyi yolu meditasyondur. Bir insan belirli bir bilinç seviyesine ulaştığında, niyetlendiği şey her ne ise olmaya başlar. Bazı insanlar bilinçli zekâ alanıyla o kadar güçlü bir bağlantı kurarlar ki, niyetlendikleri her şey gerçekleşir evrenin tüm düzeni onun etrafında düzenlenir.

Bu kişilerin her niyetlerinin gerçekleştiğini söyeleyemeyiz elbette; gerçekte, bilinçli zekâ alanıyla bağlantıda olan insanlar evrenin niyetlerini benimserler. Niyetleri gerçekleşir, çünkü sonsuz güzellikleri barındıran kozmik akıl kendi arzularını tatmin etmek için onları kullanır ve onlar niyetleri olmasa da isyan etmezler. Hakkımda hayırlısı buymuş diyerek teslimiyet içinde yaşarlar.

Niyetleri uygulamak için fırsat yaratmalıyız. Herkesin dağın tepesine çıkıp ruhani gelişim yaşaması günümüzde pek de mümkün değildir. Fırsatları siz yaratmalısınız. T rafikte sıkıştığınızda, evinizde sakin kaldığınız bir zaman veya ofiste önemli bir telefon görüşmesi beklerken serbest anlar yaşama olasılığınız daha yüksektir. Farkındalığı ve ruha dayalı niyeti uygulamak için bu bir fırsatdır.

Niyet etmek dikkat ve objektif olmayı gerektirir. Dikkatlice niyeti yarattıktan sonra sonuçtan bağımsız olmanız ve ilahi planın detaylarla ilgilenmesine izin vermeniz önemlidir. Eğer buna izin vermezseniz ego devreye girer ve işlemi bozar. Niyetiniz fark edilmediğinde de işte gene olmadı der hayal kırıklığına uğrarsınız. Kendinize verdiğiniz önem tehdit altına girebilir veya kendinize acımaya başlayabilirsiniz. Bu da değersizlik, güvensizlik ve hak etmiyorum duygularını tetikleyebilir. Niyeti engelleyecek tek şey egomuzun bencilliğidir.

Tüm niyetlerinizin gerçekleşmesini sağlamanın en iyi yolu niyetlerinizi saf sevgiyle aynı hizaya getirmektir ve saf sevginin niyetiyle sizin niyetiniz arasında ahenk oluşturmaktır. Bu ahenk hissedildiğinde uyumun hayatınızda çok daha büyük bir rol oynadığını göreceksiniz. Bu ahengi oluşturmanın en iyi yolu şükür tavrı geliştirmektir.

Hayatınızdaki her şeyi şükürle kabul edin. Sonsuz varoluştaki yeriniz için ve hepimizin paylaştığı ortak kaderi ilerletme fırsatı için şükredin, teşekkür edin. Ahengi nasıl oluşturacağım? dediğinizi duyar gibiyim. Her türlü yakınmayı bırakın derim. Yakınma egodur.

Hayvanların kıskançlık veya yakınma problemleri olduğunu gördünüz mü? Niyetin duygusal yükle dolu olması sadece biz insanlar arasında vardır. Saf niyeti oluşturmak için bu duygusal yükün gitmesine olanak sağlamalısınız. Bunu da siz yapacaksınız.

Duygularınızı dönüştürmek ve özgürleşmek istiyorsanız ve kendiniz başaramıyorsanız, profesyonel destek alarak da yapabilirsiniz.

Sevgiyle kalın.

Sevgi Şahin / ww.heykadin.com.tr

Enerji Akademisi

www.enerjiakademisi.com