İçindekiler:
Ve bir gün bebek tüm bardakların aynı olmadığını keşfetti. Bazı bardaklar “büyük”, bazıları “küçük”tü. Bazıları “uzun” bazıları “kısa”ydı.
“mavi” bardaklar vardı mesela
ve “kırmızı” bardaklar
İnsanlar da aynı değildi. Sık sık evde gördüğü Refika Teyze “dedikoducu”ydu mesela, böyle söylüyordu bir gün anne babaya
Tek derdi Şirinleri yemek olan Gargamel’se çok “kötü”ydü.
Etrafındaki cisimleri ve insanları tarif eden bu kelimelere SIFAT (adjective) dendiğini yıllar sonra öğrenecekti bebek.
İki veya daha fazla şeyi ya da kişiyi karşılaştırırken kullandığımız sıfatlardır.
Ali is richer than Veli. = Ali Veli’den daha zengin.
İki veya daha fazla varlığı karşılaştırırken;
İsmail is taller than Osman. = İsmail Osman’dan daha uzundur.
“daha” anlamını katmak için ne yaptık?
tall, bu sıfatın normal hali, yalın hali. Bu cümledeyse taller olmuş. Demek ki “daha” anlamını katan neymiş?
Küçük boyutlu sıfatların karşılaştırma halleri sıfatın sonuna –er getirerek yapılır.
big | Bigger |
small | Smaller |
cheap | Cheaper |
ugly | Uglier |
old | Older |
gibi.
“en” anlamı katmak için de “-est” getirilir.
Yalın | Comparative (daha) | Superlative (en) |
big | Bigger | Biggest |
small | Smaller | Smallest |
cheap | Cheaper | Cheapest |
ugly | Uglier | Ugliest |
old | Older | Oldest |
Büyük boyutlu sıfatlarda ise sıfatın başına more getirilir.
beautiful | More beautiful |
interesting | More interesting |
crowded | More crowded |
expensive | More expensive |
“en” anlamı katmak içinse most kullanılır.
Yalın | Comparative (daha) | Superlative (en) |
beautiful | More beautiful | Most beautiful |
interesting | More interesting | Most interesting |
crowded | More crowded | Most crowded |
expensive | More expensive | Most expensive |
DİKKAT: Sıfatların “en” halleri genelde başlarına “the” alırlar.
He is most popular – YANLIŞ
He is the most popular boy- DOĞRU
Karşılaştırılan iki varlığın söz konusu nitelikte eşit olduğunu (veya olmadığını) anlatmak için bu kalıp kullanılır.
Cemal is as tall as Ahmet =Cemal Ahmet kadar uzun.
His father is not as rich as my father =Onun babası benim babam kadar zengin değil.
Yapı gayet basit. Anlayana sivri sinek saz. Burada “anlayan”dan kasıt “anlamak isteyen, anlamak için çaba gösteren”dir. Maalesef birçok insan armut piş ağzıma düş anlayışına sahip bu konuda. Bazen düşünüyorum da bu insanlar bilgiyi beyne bilgisayar gibi kaydeden bir makinenin icadını bekliyor olmalılar.
good | better | Best |
bad | worse | Worst |
Many** (çok) | More (daha çok) | Most (en çok) |
Much* (çok) | More (daha çok) | Most (en çok) |
Little* (az) | Less (daha az) | Least (en az) |
* “many”, sayılabilen isimlerle kullanılır; many students, many people** “much” ve “little” sayılamayana isimlerle kullanılan sıfatlardır; much money, little milk .
Aitlik sıfatları şunlardır:
Bu kelimeler sıfat oldukları için tek başına kullanılmazlar. Yani
This is my car and that is your
deyip bırakamayız. Doğrusu
This is my car and that is your
car.
“your” kelimesinden sonra illa ki bir isim gelmeli. Diyorsanız ki sonrasına ne geleceği belli, tekrar “car” demekle uğraşamam, o zaman
aitlik zamiri
kullanmanız ve “yours” demeniz lazım. Yani;
This is my car and that is
your
car
. =
This is my car and that is
your
s
.