Ekim ayıyla birlikte havalar serinler, enfeksiyon riski artar, bağışıklık sistemi zayıflar. Tatillerin sonuna gelinmesi, okulların açılması, iş yoğunluklarının artması, yeni düzen kurma stresi, devam eden COVID-19 faktörü de göz önüne alındığında bu dönemde bağışıklık sisteminin gözden geçirilmesi gerekir.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Örnek
Bağışıklık sistemini baskılayan, zayıf düşüren faktörler; hatalı beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam, sigara, uyku düzensizliği, stres gibi özünde yaşam tarzıyla ilgili unsurlardır. Bunların varlığı halen devam ederken, bağışıklık güçlendiren takviyeler tek başına hiçbir işe yaramaz. Ancak yaşam tarzında sağlıklı yaşama dair değişiklikler kalıcı olarak yapılandırıldığında, doğru kişiye doğru takviyeler bağışıklık gücünü katlayıcı etkiler gösterir.
Bağışıklık sistemi kabaca vücuda giren hastalık yapıcı mikropları ortadan kaldırmak için savaşan bir işleyiş düzeni olarak tanımlanabilir. Bağışıklık zaman zaman çeşitli faktörlerden etkilenerek zayıf duruma düşebilir, buna bağlı olarak da bazı hastalıkların ağır veya tekrar tekrar yaşanabilir.
Özellikle mevsim geçiş ve sonbaharda bağışıklığı güçlendirmenin yolları:
*Bağışıklık güçlendirici beslenme, önce dengeli beslenme kavramı ile başlar. İlk olarak şeker ve şeker eklenmiş yiyecek- içecek, hamur işleri, kızartma, katkı maddesi içeren hazır yiyecek, işlenmiş etler ve katı yağ ile yapılmış yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Bundan sonraki kural, dört besin grubundan yeterli derecede beslenmektir. Bunlar süt ve süt ürünleri, et grubu, sebze/meyve grubu ve tahıllardır. Bu gruplar içerisinde enfeksiyon ile baş etme konusunda çok başarılı besinler mevcuttur. Özellikle sebze-meyveler farklı renk özelliklerine göre sahip oldukları farklı antioksidan ve lif içerikleri nedeniyle son derece kıymetlidir. Soğan, sarımsak, lahanagiller, turpgiller, brokoli, nar, portakal, avokado başta olmak üzere tüm sebze-meyvelere beslenme programında yer verilmelidir. Sebze-meyvelerin bağırsaklardaki yararlı bakteriler olan probiyotiklerin çoğalmasına yardımcı olması özelliği de savunma sistemine ekstra güç katar. Probiyotik sayısını arttırmak için yoğurt, kefir, turşu, sirke gibi fermente ürünler, doktor ve diyetisyen önerisi ile probiyotik/prebiyotik takviyeler de kullanılabilir.
*Karbonhidrat olarak basit şeker -yani sofra şekeri ve şekerle yapılan yiyecekler -ihtiyaç olmadığı gibi bu tüketim tarzı bağışıklık sistemini de zayıflatır. Dolayısıyla tam buğday ekmeği, karabuğday, yulaf, bulgur vs. gibi kompleks karbonhidratlar-yani rafine edilmemiş, kepekli, kabuklu tahıllar- tercih edilmeli.
* Bağışıklık sisteminin salgıladığı antikorlar protein yapıdadır. Protein alımı yeterli düzeyde tutulmalı ve ihmal edilmemelidir. Kırmızı et, tavuk, hindi, balık, yumurta, süt-süt ürünleri, bakliyatlar protein içeren besinlerdir. Ayrıca bu grupta çinko minerali de direncini arttırmaya yardımcı olur.
*Omega 3 yağ asitleri de bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli rol oynar. Başta balık olmak üzere semizotu-cevizde de omega 3 bulunur. Balık tüketimi haftada 3 porsiyon şeklinde ızgara veya fırında olmalıdır. Şayet tüketilemiyorsa yine doktor veya diyetisyen önerisiyle balık yağı takviyesi olarak alınabilir.
*Zerdeçal son zamanlarda üzerinde en çok çalışma yapılan bitkilerden birisidir. Bağışıklık sistemini pozitif anlamda tetiklediği bilinmektedir. Baharat olarak da karabiberle birlikte çorbalarda kullanılabilir. Doktor veya diyetisyen kontrolünde besin takviyesi olarak da alınabilir.
*Yağlı tohumlardan ceviz, fındık ve bademin içermiş oldukları E vitamini, bitkisel yağ asitleri ve çeşitli mineral içerikleri bağışıklığı desteklemek açısından son derece faydalıdır. Yağ çeşidi olarak da özellikle zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, çörek otu yağı ve avokado yağını güçlü antioksidanlar olarak sayılabilir.
*Vücut direncini arttıracak örnek bitki çayı olarak; yeşil çay + adaçayı + 1 çay kaşığı doğal bal karıştırarak günde 2 fincan tüketilebilir. Ihlamur, rezene, zencefil ve kuşburnu önerilen çaylar arasındadır.
*Arıların kovanlarının hijyenini sağlamak için ürettiği propolisin de bağışıklığı arttırdığına dair yapılmış çalışmalar mevcuttur. Üretim koşullarının güvenirliği ve kişiye alerjik etkisi riskleri nedeniyle yine doktor veya diyetisyen görüşü çerçevesinde alınmalıdır.
*Vücuttaki D vitamini düzeyini arttırmak için en temel öneri güneşten yararlanmaktır. Gerekiyorsa doktor önerisiyle takviyelerin kullanılması gerekir.
*Yukarıda bahsedilenlere ek olarak bol su tüketimi de vücuttaki toksinlerden arınmak ve metabolizmayı canlandırmak için en temel unsurlardan birisidir.