İstesek de istemesek de sosyal medya artık hayatın bir gerçeğidir. Anasından doğan çocukluğun bile ilk tanıştığı şey cep telefonudur.
Evet sosyal medya beşikten mezara artık insanların kendinden ayrılmaz bir parçasıdır. Bu sebeple sosyal medyanın yayılım hızının önünde kimsenin durabilmesi imkansızdır.
O halde cep telefonu, bilgisayar, internet gibi aygıtların kullanılması hakkında büyük küçük herkese sorumluluklar düşmektedir. Artık dünyanın her türlü bilgi akışı, doğru haber yalan haber, sevaplar günahlar iyilikler kötülükler insanın avcunun içindedir. Nefisine ve aklına söz geçiremeyenler için kötülük, aklına ve nefisine söz geçirebilen için iyiliğe, doğru bilgiye ulaşma ve ulaştırma da kolaylık…
Şayet kontrollü bir şekilde kendimize, evlatlarımıza sosyal medyayı faydalı bir şekilde kullanmayı sağlayabilirsek, sağlam bir ölçü edinirsek; fayda görürüz yoksa da bedelini hep birlikte öderiz.
Sosyal medyanın genç ihtiyar, kız-erkek bizi özellikle de camiamızı ilgilendiren boyutuna gelelim:
Değerli dostlarım! Rahmetli Haydar Hocamızın sağlığında O’na bir çizgi, bir harf yer vermeyen gerek fertler gerek medya gurupları gerekse bazı merdiven altı merdiven üstü sözde camialar, ya da ajan ve provokatörler bütün zehirlerini kusmaya, başladılar. Bu hayatın gerçeğidir. Ehl-i Beyt yolunu seçenlerin kaderidir. Buna itiraz edecek ne sözümüz ne halimiz olamaz.
Benim derdim, benim tasam, niyeti kötü olanlara karşı takınılacak tavrımız ne olmalıdır. Acizane…
Hocamızın vefatıyla birlikte iyi niyet taşıyan öncelikle anlamamış ama anlamak niyetinde olan dostlar elbette olacak zaten bu da olması gerekendir.
Ancak birliğimizi, dirliğimizi bozmak araya nifak tohumları atmak, artistlik yapmak peşinde olan; sapık fikirlerini, siyasi düşüncelerini empoze etmek; bizim değil de kendi doğrularını savunmak için sosyal medyada inanılmaz derecede bir takip ve arkadaşlık talebinde olduğunu ve fitne yaymaya başladığını görüyoruz.
Kötü niyetle gelenler tez zamanda kendini ele veriyor ve gereken ders verilip arkadaş listesinden çıkartılıyor. Sorun şurada: Güvendiğimiz bir dostumuz iyi niyetle de olsa birinin arkadaşlık teklifini kabul ediyor. Böylece başkalarına referans olmuş oluyor. Arkadaşlık teklifleri mutlaka inceden inceye hesaplanmalı ona göre kabul edilmelidir. Bir de hesapların ele geçirilmesi durumu var ona dikkat etmek lazım.
Bir de arkadaşlık teklifiyle gelenin bazıları da olmaya değil oldurmaya gelenlerdir. Bunların verebileceği zararın en azı kötü niyetliler kadardır. Sizin fikirlerinizi kabul etmemiş, hazır tertemiz beyinler ve canla başla hizmet aşkıyla gelenlerin önünü çevirip kendine mal etmeye çalışanlardır.
Bunların özelliği bize yaren olmak değil. Sizi almaktır, çalmaktır. Fikrinize kendi duygu ve düşüncelerini ekmektir. Ya da camiaya yeni katılmış olanların gönlünü bulandırmaktır.
Dostlarım Haydar Hocamızın ilmek ilmek dokuduğu icmal gencini namusumuz gibi korumalıyız. Yolumuz; gönül yolu, aşk yoludur. Ağyara yer olmaz orada…
Edebiyle gelen gelsin. Arayan bulsun. Ölüler can bulsun. Ancak kendi camiasını, kendi yolunu, kendi siyasi görüşünü aşılamak için gelen; değişmeye değil değiştirmeye gelmişse boşuna gelmiştir. Bu biline…
Haydar Hocanın aşk ocağına eğri odun bile giremez.
Eski alışkanlıklarını, kapının önüne koysun da öyle buyursun.
Eğriliğini düzeltmek isteyen buyursun.
Onu anlamaya gelen buyursun.
Davaya ram olacaklar buyursun.
Sevdamızla sevdalanacaklar buyursun.
Kendi sevdasıyla, yanlışıyla, hastalıklı fikirleriyle, virüslü haliyle bulaş getirecekse başka kapıya buyursun.
Çünkü sevda ikilik kabul etmez, aşkımızı ziyana uğratmaya kalkışmasın kimse…
Gelene gel deyin ama bakın bu adam neler paylaşıyor ne yorumlar yapıyor. Aşkınızı zedeleyecek, sevdanıza zarar vereceklere müsamaha göstermeyin. Zaten adam olur da değil bunlar. Çünkü niyet bozuktur.
Bakınız hocamızın ölçüsü bellidir: “Politize olmuş, kendini başka yere ram etmiş olanlar değişimin kodlarını anlamayanlar kolay kolay size gelmez. Siz daha mümbit, politize olmamış ibadeti istikameti olmasa bile sevdası olanlarla ilgilenin bu dünyada o kadar sahipsiz o kadar sizin şefkat elinizin uzanmasını bekleyenler var ki; gönüllerine tohum ektiğimiz ağaçlar meyveye durdu. Onları arayın bulun meyvelerini devşirin onlar davanıza ram olacaktır. Bu arada nasip sahibi olup gelenlere de kapınızı açık tutun”
Bizim ölçümüz bellidir. Biz Haydar hocamızın aşk ocağının erenleriyiz. Biz kâinat devleti sevdasında atamız Oğuz Kaan’ın izindeyiz.
Dini çizgimiz: Ehl-i Beyt
Milli çizgimiz: Atatürk
Siyasi çizgimiz Haydar = Hüseyin Baş’tır
Lütfen sosyal medya sayfalarınızın (sevda ocağınızın) kirlenmesine izin vermeyin…
Gerçi “yel kayadan bir şey aparamaz” ama dikkatli olmakta da fayda var. Zaman fitne zamanıdır. Kapınızı fitneye kapalı tutun ki felaha eresiniz.
İşimiz çok, yolumuz uzun, farklı sevdalara ayıracak zamanımız da yoktur…Vesselam
Uğur Kepekçi