Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), Üretimde ve İstihdamda Kadın
Zirvelerinden ilkini girişimci kadınlarla İstanbul Tuzla’da topladı. 14
girişimci kadın, ilham veren öykülerini ve önlerine çıkan engelleri
nasıl aştıklarını anlattı. Kadınlar kendilerinden sonra yola çıkanlar
da o engellere takılmasın diye çözümler üretti.
Tuzla Belediyesi Nikah Sarayı’nda sabah 10.00’da başlayan toplantı
akşama kadar devam etti. CKD Genel Başkanı Tülin Oygür, Tuzla
Belediye Başkan Yardımcısı Tülay Kalav, Tuzla Belediye Başkanı
Şadi Yazıcı’nın eşi Dr. Fatma Yazıcı ve KAGİDER Başkanı Emine
Erdem protokol konuşması yaptılar.
Türkiye’nin cesur ve üretken kadın birikimini yansıtan girişimci
kadınlar Zirve’de konuşmalar yaptılar. Konuşmacı listesi şöyleydi:
Profesyonel İş Kadınları Derneği Başkanı Aylin Satun Olsun,
KAGİDER Yönetim Kurulu üyesi Güzin İlker, İstanbul Anadolu
Yakası OSB Müdürü Ayla Dev, KOSGEB İMES Müdür Vekili KOBİ
Uzmanı Burcu Haköz, Mantiye Gıda kurucusu Yönetim Kurulu
Başkanı Eda Şişman, Aybars Temizlik Firması kurucusu Melek
Teke, Girişimciler Derneği Genel Başkanı ve 10.000 Kadın
Girişimciler Derneği Kurucu Başkanı ve Alfa Beta Tekstil Kurucusu
Sevim Erengil, Pak Yıkama Kiralama AŞ kurucu ortağı Fisun Usta,
Gedik Üniversitesi KAGİMER Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Ayşin
Şişman, Gardenshop Peyzaj Şirketi Sahibi Çiler Öner, DS Grup
Basım Danışmanlık Reklam yöneticisi Damla Güven, ESS Medya
Esra Kayabaş, Mekatron Zeka AŞ. Nurdan Kılıç, Mezzo Deri ve
Tekstil Mamülleri Melodi Çorumlu, Alya Grup Koruma ve Özel
Güvenlik Hizmetleri kurucusu Merve Orhan, Leyla Kocadağ (Bol
Meze), Nergis Süslü (Doğuş TV), Şenel Aldoğdu (Bio Beyin Eğitim
Merkezi), Tuğba Terzigil (Nokta Peyzaj), Yudum Yıldız Akçakoca
(Margem Patent Şirketi).
CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür açılış konuşmasında
ekonomik bağımsızlığa, yeni yatırımlara ve üretim seferberliğine
vurgu yaptı. Oygür şöyle konuştu:
“Dayanılmaz hayat pahalılığı yanında, yüzde 22’yi aşan atıl işgücü
oranı ve devlet yardımlarıyla ayakta tutulmaya çalışılan geniş yoksul
kitleler, bugün geldiğimiz ekonomik çıkmazın en net ifadesidir.
Ekonomik bağımsızlığımızı; küresel sistemin elimizi ayağımızı tutan
zincirlerinden kurtularak ve büyük bir üretim seferberliği başlatarak
kazanabiliriz. Tasarrufu artırarak ülkenin her karış toprağında yeni
yatırımlara gitmeli, gençlere, işsizlere yeni iş alanları açmalıyız. Eli
iş tutan herkesi tarımda, sanayide, teknolojide üretime yöneltmeli ve
işsizliği bitirmeliyiz. Üretim seferberliği Türkiye’nin olduğu gibi,
kadınımızı da onurlu geleceğine taşıyan devrimsel adım olacaktır.
Tek kuralı en yüksek kârlılığa ulaşmak olan piyasa ekonomisi için
doğum yapan, emziren, çocuk büyüten, evini düşünen, sosyal
ilişkileri olan kadın çalışanların erkek çalışana göre ‘yük’ olduğu
açıktır. Emperyalist kapitalizm tarafından erkekle birlikte ama ondan
da fazla ezilen kadın için köklü çözümlerin mevcut sistem içinde
hayata geçemeyeceğini üretim ve istihdamda devlet gücüyle kadına
alan açılmadıkça kadınlarımızı çalışma hayatına ve üretime
yöneltmede fazla başarılı olamayacağımızı bilmeliyiz. Kadının
ekonomik ve sosyal durumunda yaşanacak köklü değişimler,
Cumhuriyet Devriminin siyasal, ekonomik ve sosyal şahlanışıyla
gerçekleşebilir. Atatürk’ün önderliğinde uygulanan karma ekonomik
modelle ve devletin planlı kalkınma stratejisiyle Cumhuriyetin ilk
döneminde bu ülkeyi kimse tutamadı! Yine yapacağız…
Kadınlarımız cesaretle girişimcilik dünyasında yerini alıyor ve
kadının yaratıcılık, disiplin, kararlılık ve direnme gücü vasıflarını iş
başarısına dönüştürüyor. Kadın girişimciliğinin eğitim, hizmet, lojistik
gibi sektörler kadar teknoloji, mühendislik, sanayi gibi erkek
girişimcilerin ağırlıkta olduğu sektörlerde de artması gerektiğine
inanıyoruz. Bunu özellikle, uğruna mücadele ettiğimiz kadınla
erkeğin eşit dünyası için önemli buluyoruz.”
CKD Genel Yönetim Kurulu üyesi Av. Elif Eskin ise şunları
söyledi:
“Cumhuriyet daha ilk yıllarında bir üretim atağına kalkmış…
Kadınlarımız elbette üretim savaşında da yine en önde görevlerini
almışlardır. Henüz on yaşındayken Cumhuriyetimiz, bu üretim atağı
içerisinde rengarenk basmalarıyla, Sümerbank’ı hizmetimize
sürmüş. Bizler bu ruhu salona taşımak istedik. Bizim devrimimizin
pratiği kadınlarımızın üretimle ve istihdamla güçlendiğini gösteriyor.
Yasalardaki sağlanan eşitliğinde ancak kadın üretiminde eşit olarak
yer alırsa toplumsal hayatta da tam olarak sağlanacağını da gördük.
Başka bir model aramaya gerek yok. Pratiğimize baktığımız zaman
zaten kadınların eşitlik mücadelesinde nihayete erdirecek yolu
görebiliyoruz.”
Tuzla Belediye Başkan Yardımcısı Tülay Kalav, kadınların
hayatın her alanında daha fazla yer almasıyla dünyanın
güzelleşeceğini vurguladı: “Girişimcilik özünde risk almayı, risk
almak da cesaret gerektirir. Yılmaz cesaretimizin önüne koyulan
bazı engeller var. Bizim belediye olarak çalışmalarımızın esasında
bu engellerin kaldırılması ve güzel işlere kadınlarımızın teşvik
edilmesi var. Ülkemizde kamu politikası olarak kadınların eğitim ve
iş alanındaki engelleri ortadan kaldıran birçok hukuki düzenleme
olmasına rağmen, kadın istihdamının artması için toplumdaki kadına
karşı tüm ön yargıların kaldırılması gerekiyor. Kadınlar ne kadar
daha fazla bilim teknolojide, akademide, siyasette, eğitimde
olurlarsa dünya o kadar güzel olur. Bunu çok daha iyi görüyoruz.”
Kadın Doğum Uzmanı, Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şahin Yazıcı’nın
eşi Dr. Fatma Yazıcı da konuşma yaptı. Yazıcı, “Meslek hayatım
boyunca kadının sağlıklı olabilmesi için bedenen ve ruhen iyi olması
gerektiğini gördüm. Kadının hayatın içinde olması, mutlu olduğu
alanlarda yaşaması ve kısıtlanmaması gerektiğini gözlemledim. Bu
bakımdan da kadının önündeki engellerin aşılması adına kurmuş
olduğumuz Gönül Elleri çarşısında dezavantajlı kadınlarla
ilgilenmeye başladım. O eve hapsolmuş ve kendi sorunları ile
boğulmuş kadınlarla ilgilendik. Kadınlarımızı istihdama katmaya
çalıştık. Belediyelerimizin de desteğiyle kadınları yeteneklerine göre
el emeği ürünler yapmaya, akranlarıyla bir arada çalıştırıp mutluluğu
yaşatarak, hem de para kazandırarak hayatın içine çekmeye
çalıştık. Ve gördük ki kadınlar çok daha mutlu, çok daha çoluk
çocuğuyla ilgilenen, topluma yararlı bireyler olmaya başladılar ve
sağlık sorunları da azaldı. Kadınlarımızın önündeki engelleri
kaldırmak adına yapılan her girişimde yer almak ve birlik ve
beraberliğimizi artırmak zorundayız.”
KAGİDER Genel Başkanı Emine Erdem, kadın iş hayatındaki varlığı
için 40 yıldır verdiği mücadeleyi anlattı. Kadınların ekonomide var
olmasının ülkeyi zenginleştireceğini vurgulayan Erdem, CKD’ye de
çalışmaları nedeniyle teşekkür etti. Erdem şöyle konuştu: “CKD, 25
yıldır kadınların ekonomik ve özellikle siyasal bağımsızlığını
özgürlük demokrasi ve aydınlanmayı savunan halk yararına bir
dernek. Kadınların özellikle üretimde ve istihdamda daha çok yer
almasını gündeme taşıdıkları için özellikle teşekkür ediyorum. Bu
zirveyi çok anlamlı buluyorum. 40 yıl içinde kadınların hangi
engellerle karşı karşıya kaldığını, var olma mücadelelerinde
dayanışmanın kararlı olmanın ne kadar önemli olduğunu gördüm.
Kadınların güçlendirilmesinin önünde eğitimden tutun istihdama,
karar mekanizmalarına kadar çok çeşitli engeller var. Erkeklerin de
iş yaşamına girdiklerinde sorunları var ama kadınların bunun birkaç
misli engeli var. KAGİDER’in bu konuda çok çeşitli projeleri var. 20
yıl önce kurulduğumuzda kadın girişimci oranı yüzde 4’tü, bugün
yüzde 14. Bunda KAGİDER’in çalışmalarının çok etkisi var. Kadın
misli ile zorlanıyor çünkü kadının birinci görevi çocuk bakımı ve ev
işleri… Bunun için yerel yönetimlerin, kamunun, özel sektörün yaşlı
ve çocuk bakımı konusunda altyapı mekanizmaları oluşturması
konusunda yıllardır çalışıyoruz. Kadını toplumda güçlendirmeden
hiçbir şekilde girişimci yaratamazsınız. O yüzden bizim vizyonumuz
kadınların sosyal ve ekonomik olarak güçlenmesi ve daha çok kadın
girişimcinin toplumda var olması, istihdam mekanizmalarında
kadının ön planda olması. Kadın istihdamı ekonomik büyümenin
aslında sağlıklı ve sürdürebilir olmasını sağlayan bir başlık. Kadınlar
çalışıp değer ürettiğinde harcamalarının yüzde 90’nı haneye,
çocuklarının bakımına, evine refah sağlama ve çocukların eğitimine
katkı sağlamak için kullanıyor. Kadınlar ne kadar istihdamda
ekonomide var olursa o kadar toplu değer yaratacak. Özellikle kadın
erkek toplumda eşit koşullarda ekonomide var olduğunda ülkemiz
yüzde 30 zenginleşecek. Ben ülkemi niye yüzde 30
zenginleştirmeyeyim.”