NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 8-9 Temmuz 2016 tarihlerinde Varşova’da düzenlenecek NATO Zirvesi hazırlıklarını ele almak üzere 20-21 Nisan 2016 tarihlerinde ülkemize bir ziyaret gerçekleştirdi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 8-9 Temmuz 2016 tarihlerinde Varşova’da düzenlenecek NATO Zirvesi hazırlıklarını ele almak üzere 20-21 Nisan 2016 tarihlerinde ülkemize bir ziyaret gerçekleştirdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Yılmaz ile görüşmelerde bulunan Genel Sekreter Stoltenberg ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından kabul edildi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Genel Sekreter Stoltenberg ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, görüşmelerde
Varşova’da düzenlenecek NATO Zirvesi hazırlıkları başta olmak üzere NATO’nun gündemindeki başlıca konuların ve Türkiye’nin katkılarının ele alındığını kaydetti. Bu kapsamda, terörle mücadelede müttefikler arasında işbirliğinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı. Genel Sekreter Stoltenberg, Türkiye’nin NATO’ya güçlü katkısı ve desteği için teşekkür etti.
NATO’nun Ege Denizi’ndeki faaliyetlerine de değinen Genel Sekreter Stoltenberg, ortak çabalar sonucunda göçmenlerin yasadışı geçişlerinde azalma görüldüğünü ifade etti. Türkiye’nin, Suriye sınırında IŞİD’in Rus silahı olan Katyuşa füzeleriyle yaptığı saldırılar başta olmak üzere maruz kaldığı terör tehditleri bu ziyaretin güncel önemini artırdı.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in Ankara’daki ilk durağı Çankaya Köşkü oldu. NATO Genel Sekreteri, Başbakanlık Çankaya Köşkü’nde 1.5 saat süren heyetler arası görüşmenin ardından 21 Nisan’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Görüşme basına kapalı yapıldı. Görüşmede, Suriye konusu, Avrupa ile yaşanan göçmen krizi ve Temmuz ayında Polonya’nın Başkenti Varşova’da yapılması planlanan NATO toplantısının gündem maddelerinin görüşüldüğü kaydedildi. Ayrıca Genel Sekreter,
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmelerin gündeminde Suriye sorunu ve IŞİD’e karşı Irak’ta düzenlenecek müşterek operasyonlar ve Türkiye’nin sınır güvenliği gibi önemli konular yer aldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Suriye’den Türkiye’ye yönelik tehditleri görüştüğü belirtildi. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Suriye’ye ilişkin gelişmelerin ele alındığı Fikirdaş Ülkeler Dışişleri Bakanları toplantısı nedeniyle Paris’te bulunan Çavuşoğlu, NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Türk Dışişleri’nin talebi üzerine yapılan görüşmede, Suriye’den Türkiye’ye yönelik tehditler ele alındı. Jens Stoltenberg, görüşmede Mevlüt Çavuşoğlu’na, Kilis’e yönelik roket saldırılarında hayatını kaybedenler için taziye dileklerini ileterek, NATO’nun Türkiye’yle dayanışma içerisinde olduğunu vurguladı. Gerçekleşen görüşmelerin gündemi ana hatlarıyla şöyle: Varşova Zirvesi hazırlıkları, NATO’nun Güneydoğu sınırlarındaki güvenlik ortamından kaynaklanan “ sınamalar ” ile İttifak’ın Türkiye’ye yönelik güvence önlemlerinin uygulanması, Suriye, Irak ve terör örgütü IŞİD başta olmak üzere, Ortadoğu ve Kuzey Afrika kaynaklı sorunlar ve NATO’nun Ege Denizi’ndeki faaliyeti.
Ege Denizi’ndeki göçmen akınına karşı NATO’ya ait gemilerin nasıl bir görev üstleneceği konusundaki anlaşmazlık geçtiğimiz ay çözüme kavuşturulmuştu. NATO gemilerinin bölgedeki göçmen trafiğini yavaşlatmak için yapacağı görev Türkiye ile Yunanistan arasında “ karasuları ” tartışmalarını da tekrar su yüzüne çıkartmıştı. Geçtiğimiz ay özellikle bu sorunun giderilmesine yönelik gerçekleştirilen toplantının ardından ikisi de NATO üyesi olan Türkiye ve Yunanistan’a ait askeri güçlerin birbirlerinin karasuları ve hava sahasına girmeyecek şekilde oluşturulan yeni angajman kuralları ve görev tanımlaması yapıldı. İki ülke arasında varılan mutabakatı NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg,
“ İttifakın, sığınmacı ve göç krizinde görev almasının usullerinde anlaşma sağlandı ” sözleriyle duyurdu. Stoltenberg, Türkiye, Almanya ve Yunanistan’ın talebi üzerine göçmen krizini görüşmek üzere toplanan NATO Savunma Bakanları toplantısında alınan kararın ardından yoğun bir çalışma yürütüldüğünü kaydetti. “ Kriz hepimizi etkiliyor ve hepimiz çözüm bulmalıyız ” diyen Stoltenberg, şunları kaydetti:
“ NATO Daimi Deniz Görev Grubu, keşif, izleme ve gözetleme faaliyetlerinde bulunuyor. Gemilerimiz, Yunan ve Türk yetkililere ve sahil güvenlik birimlerine bilgi sağlıyor olacak. Bu da, onların yasadışı insan kaçakçılığı şebekelerine karşı görevlerini daha etkili bir şekilde yerine getirmelerine yardımcı olacak. Ege Denizi’nde kendi görevlerimizi yürüteceğiz. Komutanlarımız, Yunanistan ve Türkiye ile koordinasyon içinde operasyonel olacakları alanları kendileri belirleyecek. NATO gemileri, Yunanistan ve Türkiye’nin karasularında konuşlanabilecek. Yunan ve Türk güçleri ise, birbirlerinin karasuları ve hava sahasında operasyonel olmayacak. ”
Arama kurtarma faaliyetlerine de değinen NATO Genel Sekreteri ayrıca “ Eğer İttifak gemileri, tehlike içindeki insanlarla karşılaşırsa, yardım etmedeki ulusal sorumluluklarını yerine getirmek zorundalar. Türkiye’den hareket eden kişilerin kurtarılması durumunda, bu kişiler Türkiye’ye götürülecek. Görevlerini yerine getirmede İttifak üyelerimiz, ulusal ve uluslararası kanunlara uyacak ” dedi. Avrupa Birliği İçişleri Bakanları Brüksel’de göçmen krizini görüştü.
Toplantıya; Avusturya, Slovenya, Hırvatistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan’dan oluşan blok ile Yunanistan’ın restleşmesi damga vurdu. Balkan ülkeleri ve Avusturya, sınırdaki mültecilerin pasaportsuz ya da sahte belgeli olanların geri gönderilmesini önerdi. Öte yandan Avusturya ve bazı Balkan ülkelerinin sınırlarını kapatması nedeniyle binlerce sığınmacı Yunanistan sınırları içerisinde sıkışıp kalmış durumda. Krizle tek başına baş edemeyeceğini savunan Yunanistan ise diğer AB ülkeleri kota usulüyle mültecileri paylaşmazsa, Mart ayında yapılacak AB Mülteci Zirvesi’ndeki tüm kararları veto edeceğini söylemişti.
Yunanistan ayrıca Avusturya’nın kendilerini dışlayarak Balkan ülkeleriyle bir mülteci zirvesi yapmasına tepki gösterdi ve Viyana’daki büyükelçisini geri çekti. Alman Basınına konuşan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Türkiye ile AB arasında varılan mülteci anlaşmasını eleştirdi ve “ Hayalden ibaret ” dedi. Türkiye’den sığınmacıların alınıp AB içinde dağıtılabileceğine inanmayan Orban, “ Erdoğan uzun zamandır dostlarım arasında. Türkiye ile ilişkilerimiz güven içinde. Ama Brüksel Türkiye’ye, yerine getiremeyeceğimiz vaatlerde bulunuyor ” dedi Obama ile Putin arasında geçtiğimiz haftalar içinde yapılan telefon görüşmesinde Türkiye-Suriye sınırının güvenliği konusunun gündeme gelmesi de ayrı bir dış politika meselesi.
Çünkü bu konu Türkiye’yi ve Türkiye’nin müttefiklerini de çok yakından ilgilendirir. Rusya’nın ise sınırlarımızın güvenliği konusunda herhangi bir iddiada bulunması veya bir söz söyleme hakkı hiç yoktur. Diğer bir husus da daha önce yetkili kişiler tarafından defalarca dillendirildiği gibi Türkiye-Suriye sınırının aynı zamanda NATO-Suriye sınırı olması gerçeğidir. Daha net bir ifadeyle, Suriye’den Türkiye’ye yapılacak herhangi bir silahlı saldırı, NATO Antlaşması’nın 5. Maddesinde yer alan “ üyelerden birine yapılacak silahlı saldırı ’ ifadesiyle tam olarak örtüşmektedir. Türkiye’ye düşen mermi ve roketlerin sınırın güneyinde birbirleriyle çatışırlarken tarafların “ sehven ”
Türkiye’ye doğru yönlendirdiklerini iddia etmesi geçerliliğini çoktan kaybetmiştir. Irak’taki Başika kampına yapılan son saldırıdan da görülebileceği gibi IŞİD artık doğrudan Türk askerini de hedef almaya başlamıştır. Böyle olunca da, konunun NATO’nun gündemine alınması kaçınılmazdır. Tabii, müttefiklerimizin bu tutumu çifte standardı da akıllara getiriyor. ABD’de 11 Eylül 2001 terör saldırılarından hemen sonra NATO; ABD’ye ivedilikle bir an dahi tereddüde düşmeden tam destek kararı almış ve tarihinde ilk kez İttifak Antlaşması’nın 5. maddesini işletmişti.
Türkiye IŞİD, PYD veya PKK’nın sınır ötesinden Türkiye’yi hedef alan saldırılarını NATO gündemine taşısa bile oradan etkili bir karar çıkması mümkün değil. Yine de, Türkiye’nin IŞİD tehdidine karşı belki NATO’dan değil ama ABD’den talep edebileceği bir şey var. Bir zamanlar PKK’nın Irak’taki faaliyetleri için ABD tarafından sağlandığı öne sürülen fakat birçok PKK saldırısının maalesef önüne geçmeyi başaramayan anlık istihbarat paylaşımı, Suriye’deki IŞİD faaliyetleri için de ABD’li “ müttefiklerimizden (!) ” talep edilebilir.
Böylece Türkiye sınırına tehlike arz edecek şekilde yaklaşan IŞİD’li dinci teröristler, henüz bir saldırı gerçekleştirmeye vakit bulamadan Türkiye’den yapılacak atışlarla etkisiz hale getirilebilir. Diğer taraftan ABD’nin, PYD için böyle bir paylaşımda bulunmayacağı da gün gibi ortada. Hatta açıkça dillendirilmese de aksine yani Türkiye’nin faaliyetleri hakkında PYD ile istihbarat paylaşımı endişesini de çok yakından hissediyoruz.
Fakat IŞİD’e karşı iş birliğinin bir nişanesi olarak, anlık hatta geçmişe dönük istihbarat paylaşımı güçlü biçimde kullanılabilir. Genel Sekreter, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmelerin gündeminde Suriye sorunu ve IŞİD’e karşı Irak’ta düzenlenecek müşterek operasyonlar ve Türkiye’nin sınır güvenliği gibi önemli konular yer aldı.