Bilindiği gibi Türkiye’de 21 Temmuz 2016’dan beri uygulanan OHAL uzatılmayarak, 18 Temmuz 2018 günü sona erdi. Ancak, siyasal iktidar OHAL’i kalıcı hale getirecek 7145 sayılı Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’u 25 Temmuz 2018 günü TBMM’de kabul etti. [1] Bu kanun, Cumhurbaşkanı tarafından 31 Temmuz 2018 günü onaylanarak yürürlüğe girdi.
Bu Kanuna “sürekli OHAL kanunu” dememizin önemli sebepleri var. Bu sebepleri şu şekilde sıralayabiliriz:
OHAL dönemi boyunca 32 adet OHAL KHK’sı yayımlandı. Bu KHK’larla yüzlerce kanunda binlerce değişiklik yapıldı. Bu değişikliklerin hemen hemen tamamı kalıcı değişikliklerdir. [2] Yani OHAL sona erdikten sonra uygulamaya devam eden değişikliklerdir. Sadece OHAL sona erdiğinde gözaltı süresi, valilerin yetkileri ve kamudan ihraçlar konusunda iktidar herhangi bir uygulama içerisine giremeyecekti. Kendilerince boşluk olarak gördükleri bu durumu ve aşağıda belirteceğimiz başkaca hususları da düzenleyen 7145 sayılı yasa ile Türkiye’de OHAL sürekli ve kalıcı bir hale getirilmiş oldu.
Türkiye Anayasası’nın 13. Maddesinde temel hak ve özgürlüklerin, özüne dokunulmaksızın, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmaksızın sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir. Aynı Anayasa’nın 15. Maddesine göre ise” savaş, seferberlik ve olağanüstü hallerde temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanabilir, ancak bu hallerde bile kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.” Hükmü bulunmaktadır.
Ancak 7145 sayılı Kanunla,
Bütün bu tanınan yetkiler ve uygulamalar, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, BM Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve çalışma hayatına ilişkin Avrupa Sosyal Şartı ile BM İLO Sözleşmeleri gibi ulusal üstü insan hakları belgelerine aykırılık taşımaktadır.
Bu belgelerde yer alan haklar insan haklarıdır. Anayasanın 90/5. maddesine göre de Türkiye’nin tarafı olduğu insan haklarıyla ilgili belgelerdir ve uygulamada yasa hükmündedir.
Yasalarla çelişme olduğu takdirde de öncelikle uygulanması zorunlu hükümlerdir.
Açıklamamızın çeşitli paragraflarında belirttiğimiz gibi, 7145 sayılı yasadaki düzenlemeler,
1)Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, 2)Yerleşme ve seyahat özgürlüğü,3) Masumluk karinesi, 4)Adil yargılanma hakkı, 5)Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı, 6)Düşünce ve kanaat özgürlüğü, 7) İfade özgürlüğü, 8)Örgütlenme özgürlüğü, 9)Özel hayatın ve aile hayatının gizliği ilkesine saygı, 10)Akademik özgürlük, 11)Çalışma hakkıyla ilişkilidir.
7145 sayılı yasadaki bu düzenlemeler insan hakları belgelerindeki hükümlerle çelişmektedir.
SONUÇ:
7145 Sayılı Kanunla esasen bize dayatılan bir Anayasasızlık ve fiili OHAL halidir. Anayasa isimli belge yurttaşın hak ve özgürlüğünü iktidara karşı güvenceye alan toplum sözleşmesidir. Bu sözleşmenin hiçe sayılarak hak ve özgürlüklerin daraltılıp, iktidarın yetkilerinin sınırsızca genişletilmesi anayasızlık hali olarak tanımlanabilir. OHAL ilan edilmeden ve uzatılmadan OHAL varmış gibi davranılmış ve böylece Anayasa’ya karşı hile yapılmıştır. Anayasaya aykırı olduğu bu kadar açıkken yasa teklifinin TBMM’de grubu bulunan AK Parti ve MHP oylarıyla yasalaştırılması ne yazık ki Türkiye’nin artık bir kanun devleti bile olmadığını göstermektedir. Hukuk devleti tartışmalarını anlamsız bulmaktayız. Eğer bir ülke, kendi Anayasa’sına aykırı kanunlar yapıp bunlar Anayasa kuralıymış gibi davranıyorsa o ülkede hukuk tartışmasının yapılamayacağı kanaatindeyiz. Kaldı ki, YSK’nın kanuna aykırı kararı ile kabul edildiği ilan edilen 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa Referandumu ve OHAL koşullarında yapılan 24 Haziran 2018 seçimleriyle yürürlüğe giren anayasa değişiklikleri tek kişi yönetimine dayalı anti demokratik bir rejimi getirmiştir. Değiştirilen bu anayasada temel hak ve özgürlüklerle ilgili değiştirilememiş düzenlemeler ise 7145 sayılı Kanun gibi anti demokratik kanunlarla tamamen ortadan kaldırılmak istenmektedir.
İnsan hakları savunucuları olarak, insan hakları ve demokrasi mücadelemizin kesintisiz bir şekilde süreceğini bir kez daha ifade etmek isteriz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
[1] https://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k7145.html
[2] http://www.ihop.org.tr/2018/04/17/olaganustu-hal-uygulamalari-guncellestirilmis-durum-raporu/