Suriye Rejim güçleri İdlib’te Türk askerlerini hedef aldı. Saldırıda 7 asker ve 1 sivil personel şehit oldu, 13 asker de yaralandı. Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) yapılan yazılı açıklamada, İdlib’de çatışmaların önlenmesi amacıyla bölgeye takviye gönderilen Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarına, rejim güçleri tarafından yoğun topçu atışı ile saldırıda bulunduğu hatırlatıldı. MSB’den daha önce yapılan açıklamada, saldırıda 4 askerin şehit olduğu, 1’i ağır 9 askerin yaralandığı bildirilmişti. MSB’den yapılan ve meşru müdafaa kapsamında hedeflerin ateş altına alınmaya devam edildiği aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Şehit ve yaralı silah arkadaşlarımızın kanı yerde bırakılmayacak, bu menfur saldırıyı yapanlardan hesap sorulacak ve benzeri saldırılara karşı meşru müdafaa hakkımız en sert şekilde kullanılacaktır. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Türk Askeri Konvoyuna Saldırısı İdlib’e Yeni Dönemin Fitilini Ateşledi Suriye Rejim Unsurlarının Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz.” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, saldırıya Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) karşılık vermeye devam edeceğini, askerlerin kanının yerde kalmayacağını bildirdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, İdlib’de şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve millete başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileyerek, “Silahlı Kuvvetlerimiz karşılık vermeye devam edecek, askerlerimizin kanı yerde kalmayacaktır” ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, saldırıya ilişkin, ‘’şehitlerin kanının yerde kalmayacağı”nı bildirdi. Çavuşoğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Şehitlerimizin kanları yerde kalmadı, kalmayacaktır” ifadelerini kullandı. İletişim Başkanı Fahrettin Altun da, kalleş saldırının hesabının sorulacağını bildirdi. Altun, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Milletimizin başı sağ olsun. Kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Devletimiz bu kalleş saldırının hesabını soracaktır” ifadelerini kullandı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, saldırıyla İdlib mutabakatının rejim tarafından bir kere daha ihlal edildiğini, rejimin bunun karşılığını daha sert şekilde göreceğini bildirdi. Çelik, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Türk askerine rejim unsurları tarafından yapılan hain saldırının cevabının verildiğini ve verilmeye devam edeceğini belirtti. Suriye rejiminin Türk askerinin yerinin önceden koordine edilmesine rağmen saldırı gerçekleştirdiğine dikkati çeken Çelik, şu ifadeleri kullandı: “İdlib mutabakatı rejim tarafından bir kere daha ihlal edildi. Rejim bunun karşılığını daha sert şekilde görecektir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri çatışmaların önlenmesi, terörle mücadele ve sivil halkın korunması için gayret gösterirken rejim terör faaliyeti gerçekleştirmeye devam ediyor. Rejimin bir terör örgütü gibi davranması tüm bölge için tehdittir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri yapılan her saldırıya en ağır bedeli ödetecek güçtedir. Terörle mücadelemiz kararlılıkla sürmektedir. TSK milli çıkarlarımızı ve insani değerleri korumak için insanlık düşmanlarıyla mücadele etmektedir. Milletimizin başı sağ olsun. Kahramanlarımıza rahmet olsun. Bu saldırıyı gerçekleştirenler bunun bedelini ödeyecektir.” Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, saldırıya derhal karşılık verildiğini bildirdi. Kalın, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Suriye rejiminin açtığı ateş sonucu İdlib’de şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifa dileyerek, “İdlib mutabakatı hilafına yapılan bu saldırıya derhal karşılık verilmiştir. Askerlerimizin kanı yerde kalmayacak, failler hesap verecektir” ifadesini kullandı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop şehit askerler için başsağlığı diledi. Şentop, sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı açıklamada, “İdlib’de şehit olan kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun’’ ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şehit olan askerlere Allah’tan rahmet, yaralı askerlere ise acil şifalar diledi. Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “İdlib’de şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de saldırıya tepki göstererek ‘’TSK’nın gözlem noktalarının güvenliği temin edilmeli, Esad saldırısından dolayı pişman edilmelidir. Siyasi ve diplomatik girişimlerimizin yanı sıra askeri caydırıcılığımız da sonuna kadar kullanılarak İdlib ve çevresi Türkiye düşmanlarına zindan edilmelidir. İdlib mutabakatını bozan veya ihlal eden tarafın Türkiye olmadığı meydandadır’’ dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal da, Twitter’dan yaptığı açıklamada ‘’Bölgenin güvenliği için İdlib’de bulunan askerlerimize rejimin alçak saldırısı cevapsız kalmamıştır. Bundan sonra da gereken cevaplar en ağır biçimde verilmeye devam edilecektir. Saldırıda şehit olan 4 kahraman askerimize Allah’tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum’’ ifadelerine yer verdi. Yaşanan bu üzücü olay sonrasında Suriye’nin İdlib kentinden gelen haberlere göre; Esed rejimine bağlı güçlerinin Mehmetçiğe saldırması sonucu bir askerin daha şehit olduğu açıklandı. Bekar ve 11 kardeşi olan sözleşmeli er Mecit Demir’in şehit düşmesiyle beraber, son dönemde Türk askerine İdlib’de yapılan saldırlar sonucu şehit olan Mehmetçik sayısı 16’ya çıkmış oldu. Öte yandan MSB, 21 rejim hedefinin yok edildiğini açıkladı. Milli Savunma Bakanlığından (MSB) yapılan açıklamada, “Ateşkesi sağlamak üzere İdlib bölgesinde bulunan unsurlarımıza, Rejim tarafından yapılan tank atışları sonucunda, kahraman bir silah arkadaşımız yaralanmış ve hastaneye sevk edildiği sırada maalesef şehit olmuştur. Şehitlerimizin kanı hiçbir zaman yerde bırakılmamıştır, bundan sonra da bırakılmayacaktır! Hayatını kaybeden aziz şehidimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz. Alçak saldırı sonrası bölgede tespit edilen 21 rejim hedefi derhal ateş destek vasıtalarımızla yoğun şekilde ateş altına alınarak gerekli karşılık verilmiş ve hedefler tahrip edilmiştir. Gelişmeler takip edilmekte ve gerekli tedbirler alınmaktadır” denildi. Türkiye-Rusya arasındaki görüşmelerin sonuç vermemesi, Suriye ordusunun bölgedeki Türk mevzilerine saldırılarının devam etmesi ve Şubat’ta hayatını kaybeden Türk askerlerinin sayısının 15’e çıkması, İdlib sahasında Türkiye ve Suriye güçleri arasında kapsamlı bir sıcak çatışma riskini artırıyor. Türkiye’nin amacının askeri operasyon konusundaki kararlılığının Rusya tarafından anlaşılması ve Suriye yönetiminin kalıcı ateşkese ikna edilmesi olduğu kaydediliyor. Rusya ise Türkiye’nin sahadaki yeni gerçekliği kabul ederek gözlem noktalarının yerini değiştirmesi için bastırırken, İdlib’teki “teröristleri” desteklemekten vazgeçme uyarısında bulunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin Türkiye ile Rusya’nın üzerinde uzlaştığı Soçi Mutabakatı’nda belirlenen gerginliği azaltma bölgesi dışına çekilmesi için Şubat ayı sonuna kadar süre tanımıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Şubat günü AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada İdlib’te rejim güçlerine karşı askeri operasyonun “an meselesi” olduğunu kayda geçirmişti. İdlib’te gerilimin giderek arttığı bu süreçte, müzakerelerde gelinen nokta ve tarafların sahadaki pozisyonları son derece riskli bir tablo sunmaya devam ediyor. 20 Şubat’ta gerçekleştirilen hava saldırısı sonucunda iki Türk askerinin daha yaşamını yitirmesi ve bu ay hayatını kaybeden askerlerin sayısının 15’e çıkması kaygıyı daha da artırıcı bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Şubat ayı sonuna çok az bir süre kala tarafların askeri ve siyasi alandaki adımları ve öncelikleri şu başlıklarda toplanıyor: Her ne kadar Ankara, rejim güçlerinin geri çekilmesini istese rağmen Rusya ve Suriye’den yapılan açıklamalar böyle bir geri adımın atılmayacağını gösteriyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun son dönemde yaptıkları açıklamaların satır aralarında da Ankara’nın temel beklentisinin Suriye’nin Türk askeri pozisyonlarına ve sivillere dönük saldırılarını durdurması ve kalıcı bir ateşkese varılması olduğu görüşü ortaya çıkıyor. Ateşkese varılması hem Türk askeri noktalarının güvenliği hem de daha fazla sayıda mülteci akınının önlenmesi açısından Ankara’yı rahatlatacak bir durum olarak görülüyor. Bu değerlendirmelerde, Suriye ordusunun daha fazla ilerlememesi gerektiği, sahadaki statükonun Cenevre’de anayasa komitesi çalışmalarına paralel olarak ele alınmasının önemine de işaret ediliyor. 2011 ylından bu yana süren Suriye iç savaşında İdlib’teki durumun dönüm noktası olduğunu gören Ankara, Rusya ile temaslarda Astana Süreci kapsamında başlatılan siyasi sürecin akıbetinin de buna bağlı olduğu tezini işliyor. Sahada caydırıcılık sağlayabilmek için son iki haftada İdlib’teki askeri varlığını ciddi şekilde artıran Türkiye, operasyon kartını da kullanarak Rusya aracılığıyla Suriye rejimine geri adım attırmak amacında. Rejimin saldırılarını durdurmasının sınırlarına dönük mülteci baskısını da bir ölçüde azaltacağını öngören Ankara, Moskova ile bir noktada uzlaşma sağlayacağı düşüncesinde. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Rusya ile ilişkilerin bozulmayacağının altını çizmesi, Milli Savunma Bakanı Akar’ın Türkiye’nin Rusya ile Suriye’de bir çatışma içine girmek gibi bir amacı ya da niyetinin olmadığını kaydetmesi bu süreçte dikkat çeken mesajlar oldu. Rusya’dan yakında yeni bir heyetin bekleniyor olması, Mart ayı başında Türkiye-Rusya-İran liderlerinin Astana Süreci formatında bir araya gelebileceklerinin duyurulması da diplomatik kanalların işlediğini gösteriyor. Ankara ile Moskova arasında şimdiye kadar yürütülen görüşmelerde taraflar uzlaşamamışlardı. Rusya, Türk gözlem noktalarının 15-20 kilometre kadar kuzeye yani Türk sınırına daha yakın bir bölgeye taşınmasını, böylece stratejik açıdan önemli M4 ve M5 karayollarının güvenli bir şekilde trafiğe açılmasını istiyor. Suriye ordusunun bu karayollarına tam olarak ulaşması sonrasında bir ateşkesin sağlanabileceği ve bu yeni durumun da Türk-Rus ortak askeri devriye mekanizması ile denetlenebileceği de bu çözüm planının içinde olduğu belirtiliyor. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Rusya’nın önerdiği haritanın kabul edilmediğini açıkladı ve Türkiye’nin talebinin Soçi Mutabakatı’nın tam olarak uygulanması olduğunu kaydetti. Ankara’daki kaynaklar, ortak devriye konusunda ise Türk ve Rus askeri birliklerinin zaten zaman zaman ortak devriye misyonu gerçekleştirdiklerini belirterek bu öneriye soğuk olmadıklarını kaydettiler. Bundan sonra yapılacak müzakerelerde bu önerilerin kabul görüp görmeyeceği daha net ortaya çıkacak gibi göründüğü değerlendiriliyor. Türkiye’nin bu süreçte kullanmaya çalıştığı diğer bir diplomatik enstrüman ise Batı ülkelerinden gelebilecek siyasi ve olası askeri destekler. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen ABD Başkanı Donald Trump’ın İdlib konusunda Türkiye’ye güçlü bir destek sağlayabileceğinin haberlere konu olması, askeri bir operasyon dışındaki yollarla bu desteğin somutlaşabilecek olması dikkat çeken bir gelişme oldu. Ancak Washington’dan gelen açıklamalar, ABD’nin İdlib’te askeri bir harekâta sıcak bakmadığını gösteriyor. Türkiye, İdlib’ten kaynaklanabilecek güvenlik ve insani sorunların Avrupa’ya kadar yayılabileceğini gündeme getirerek başta Almanya, Fransa ve İngiltere olmak üzere önde gelen NATO ülkelerinden de daha açık destek vermelerini istiyor. ABD, İngiltere ve Almanya’dan 19 Şubat’ta yapılan ortak açıklama ve ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuelle Macron’un 20 Şubat’ta yaptığı açıklama bu kapsamda bir adım olarak nitelendiriliyor. Ancak Türkiye, bu adımlarla birlikte askeri olarak da bazı desteklerin yapılmasını istiyor. Her ne kadar NATO ülkelerine resmi bir talep yapılmasa da müttefik ülkelerden bu süreçte gelebilecek hava savunma sistemi ya da başka türlü adımlar Ankara açısından Moskova ve Şam’ı caydırma yönünde önemli bir araç olarak görülüyor. Böyle bir konuşlandırma durumunda, Türkiye’nin Suriye hava sahasını daha güvenli kullanabileceği değerlendirmeleri de yapılıyor. Türkiye’de halen NATO çağrısı kapsamında İspanya’nın yerleştirdiği Patriot hava savunma bataryası bulunuyor. İki ülke heyetleri arasında yapılan son görüşmelerde, Rusya’nın Türk askeri gözlem noktalarının sahadaki yeni gerçekliğe göre yeniden konumlanması istemini dile getirdiği basına yansıdı. Rusya, Suriye ordusu açısından stratejik kazanımlardan vazgeçilmeyeceğini, Soçi Mutabakatı’nda yer alan yükümlülüklerini yerine getirmeyen tarafın Türkiye olduğu görüşünü değiştirmeyeceğini kayda geçirdi. Suriye ordusunu M4 ve M5 karayollarının güvenliğini ele alması, İdlib operasyonun önemli bir aşaması olarak görülüyor. Ancak Türk ordusu ve onun desteklediği ılımlı muhalif grupların Suriye ordusunun ilerlemesini engellemek için aldığı önlemler Moskova’nın da tepkisini çekiyor. Rusya Savunma Bakanlığı’ndan 20 Şubat’ta yapılan açıklamada, Türkiye’ye uyarı içeren bir dil kullanılması dikkat çeken bir gelişme oldu. Ilımlı muhalif gruplara karşı hava saldırısı gerçekleştirdiğini, Türkiye’den de bu gruplara dönük topçu desteğini kesmesini istediğin aktaran Rusya Savunma Bakanlığı, İdlib bölgesinde Türkiye ve Suriye orduları arasında yaşanan gerginliğe fiziken ve etkin şekilde katıldığını açıklamış oldu. Rusya böylece, Türkiye’nin verdiği son tarihe yaklaşılırken Türk askeri desteğiyle Suriye birliklerine karşı harekâta geçen ılımlı muhalif grupları önleyerek sahadaki kararlılığını göstermiş ve geri adım atılmayacağının mesajını vermiş oldu. Türkiye’nin caydırma politikasına karşı Rusya ve Suriye de sert askeri yöntemlerle cevap veriyor. Moskova ve Şam’ın, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyonlarından farklı olarak İdlib’te gerçekleştirilecek bir askeri harekâta Türk kamuoyunun desteğinin zayıf olduğunu, muhalefet partilerinin de giderek artan bir sesle karşıtlıklarını artırdıklarının farkında olduğu kaydediliyor. Rejim saldırıları sonucunda Türk askerlerinin yaşamını yitirmesi ve her gün on binlerce yeni Suriyelinin Türkiye sınırına dayanması hükümeti baskılayan gelişmeler olarak görülüyor ve bu yöndeki askeri politik tutumun bundan sonra da devam ettirileceği öngörülüyor. Bu gelişmeler, Şubat ayı sonuna yaklaşıldıkça tarafların daha sık karşı karşıya gelebileceklerini, diplomatik bir orta yolda buluşulmaması durumunda da gerilimin farklı boyutlara gidebileceği değerlendirmelerini beraberinde getiriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ve muhalifler, İdlib’de rejim ve İranlı milislere ağır darbeler indiriyor. Suriye Milli Ordusu (SMO) daha önce iki kez ele geçirip Rusya’nın ağır bombardımanı sonrası çekilmek zorunda kaldığı Neyrab’da hâkimiyeti önceki günlerde tamamen sağladı. Türk ordusunun topçu atışlarıyla birlikte kasabaya giren muhalifler, en az 50 rejim askerini etkisiz hale getirerek kasabaya bayrağı dikti. Neyrab’da öldürülenler arasında rejime bağlı Tuğgeneral Sudair elBari, Tuğgeneral Kemal Yusuf Cufful ve Albay Şeref Sümer Şaban da var. Kasabada SMO’ya bir süre direniş göstermeye çalışan rejimin 76. Tugayı, muhaliflerin taarruzu sonrası arkasına bile bakmadan kaçtı. Rusya’ya bağlı paralı askerlerin komutanı Suheyl Hassan’ın isteği üzerine bölgeye Serakib’den yardım gönderildi ancak muhalifler o güçleri de bertaraf etti. Neyrab’ın alınması Rusları tam anlamıyla çıldırttı. Rus uçakları gece boyunca Neyrab’a bomba yağdırdı ancak muhalifler bu kez kasabadan çekilmedi. TSK gözlem noktaları ile rejim mevzilerinden de karşılıklı top atışları yapıldı. Rejim, ağır Rus bombardımanının ardından yeniden kasabaya girmek istedi. Muhalifler gelen takviye kuvvete bir kez daha ağır darbe vurarak rejim unsurlarını püskürttü. Bölgede en az 12 rejim askeri öldürüldü, 2 tank ve 1 zırhlı araç da imha edildi. Yine aynı saatlerde Serakib yakınlarında rejime ait 5 tank, yüklü oldukları TIR’larla birlikte savaş dışı bırakıldı. Neyrab’ı ele geçirdikten sonra muhalifler Serakib’e yöneldi. İlk olarak San ve Maar’ed Aliya köyleri alındı. Bozguna uğrayan rejim askerlerinin Maar’ed Aliya’dan kaçışları havadan görüntülendi. Salihiye köyünde de önemli ilerleme kaydeden muhalifler, bölgedeki diğer köyleri de rejimden temizleyip stratejik Serakib’i kuşatmak istiyor. Serakib ilçesi, Şam-Halep bağlantısını sağlayan M4 karayolu ile Lazkiye’den Halep’e uzanan M5 karayolunun birleştiği noktada bulunuyor. Esed rejimi ordusunun İdlib’deki yerleşimlere düzenlediği kara ve hava saldırılarında sekizi çocuk 20 sivil hayatını kaybetti. Esed rejimi, İdlib kent merkezine, Binneş, Kefrenbil ve Eriha ilçelerine, Marrıtmısrın beldesine, Hazarin, Has ve Şinan köylerine hava ve kara saldırısı düzenledi. Esed rejiminin İdlib kent merkezindeki kara saldırısında 2’si öğretmen 1’i öğrenci toplam 6, akşam saatlerindeki hava saldırılarında Binneş ilçesinde 1 ve Marrıtmısrın beldesinde 13 olmak üzere toplam 20 sivil hayatını kaybetti.