Yaklaşık 9 aydan bu yana dernek merkezimizde ev dekorasyonu kapsamında ahşap boyama kursunu gerçekleştirmeye çalıştık. Bakırköy Halk Eğitim Merkezi tarafından derneğimize yönlendirilen Nurhayat Gür hocamızın rehberliğinde
3 yıldan bu yana haftanın beş günü dernek merkezimizde renklerin bize kattıklarıyla zaman zaman kutular boyadık zaman zaman takılar yaptık zaman zaman reçeller ürettik.
Haftanın perşembe günleri ise derneğimizin gönül dostları bizlere katıldılar; İnci Temel, Berna Akçakaya, Yasemin Berkük, Çiğdem Dik, Ayşe Ergül, Yeter Sedef ve ismini saymadıklarımız. Engelli üyelerimiz, onların yakınları ve dernek dostlarımızla birlikte güzellikler yarattık ve derneğimize katkı sağladık.
Bu çalışmanın sonunda istedik ki engelli üyelerimiz ve aileleri bir sertifikaya sahip olsunlar; öğrendikleri, emekleri ve katkıları ödüllendirilsin. Bu amaçla 3 yıldan bu yana dernek merkezimizde devam eden takı tasarım ahşam boyama çalışması 2010-2011 yılları arasında sertifikalı olması için gerekli girişimlerde bulunduk.
Kurumsuza düzenli katılan, ürünler ortaya koyan katılımcılarımız hocamız Nurhayat Gür’ün rehberliğinde sertifika almaya hak kazandılar. Sertifika törenimiz 24 Mayıs 2011 tarihinde Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Etkinliğimiz ürünlerin sergilenmesi ile başladı ve sertifikaların dağıtımı ile son buldu.
Bu anlamlı etkinliğimizde yanımızda olan tüm dostlarımıza, sertifika kursuna katılan üyelerimize, gönül dostlarımıza, değerli hocamız Nurhayat Gür’e bize bu olanağı sağlayan başta Bakırköy Halk Eğitim Merkezi’ne çok teşekkür ederiz.
Türkiye Kas Hastalıkları Derneği
Kursumuz a düzenli katılan sevgili Derya Avşar’ın izlenimlerini sizlerle paylaşıyoruz;
boşu boşuna geçiyor derken, tamda hayatın içinde buldum kendimi.
Kas Hastalıkları Derneği takı tasarım ve ahşap boyama kursumuzun ilk günüydü, derneğimizin üst katına çıktım masa başında gözünde yakın gözlükleri, elinde pens takı yapan tontoş dünyalar tatlısı nur yüzlü bir bayan oturuyordu… Hemen yerinden kalkıp sıcak bir tebessümle hoş geldiniz çocuklar diyerek sarıldı bizlere ve ardında tanışma faslı vs…
O günden bu güne dernek yararına sevgili hocamız Nurhayat hanımın bizlere öğrettikleri ile üretmeye başladık ve hala da üretmeye devam ediyoruz. Ürettiğimiz takıların satışından sonra ahşap boyamaya başladık, bir yandan da stantlarda satışını sağladık. Ancak üretmeyi, çalışmayı, başarıyı o kadar içinde gelerek yapıyordu ki, reçel annemiz oldu ve çok güzel reçeller yaparak derneğimize katkıda bulundu.
Ayrıca ürettiklerimizin yanı sıra paylaşabilmenin, dinleyebilmenin, saygının, seviye biçimini aşmadan konuşabilmenin, davranışlarını kontrol edebilmenin, edebin, oturup kalkmasını bilmenin ve en önemlisi de disiplin kurallarını aşmadan ama samimiyetinde varolduğu bir bütünlük çerçevesi adı altında tüm bu bahsettiğim kavramları hem öğrenip hem üretebilmenin hazzını yaşadım ben bir kursiyer olarak…
İnsan ürettiği sürece varolur… Ve her insan kendisine yakışanı yapar… Bu anlamlı sözlerimle o kadar çok bağdaştırıyorum ki, sevgili hocam Nurhayat hanımı ve o kadar çok içindeki çocuğu şımartmış ki, o çocuğu kıskanmamak elde değil… Eskilerden duyduğum bir duyum vardır, hani ”on parmağında on marifet” diye işte o duyum tamda kendisini anlatır.
İtina ve sabır gerektiren muazzam bir iştir temelinde hakkıyla bir şeyler öğretmek ve aktarabilmek, işte Nurhayat hanım tamda bu noktada gıpta ile baktırıyor kendisine en azında ben kendisi
ne gıpta ile bakıyorum.
İnsanlara insan gözüyle bakıp, içtenlikle davranan, acıyla mutluluğu, hüzünle durgunluğu, barışla dargınlığı birbirinden ayırmayı çok iyi bilen güzel yürekli bir insan o…
Bütün bu paylaşımların, üretmenin en son ki mutluluğu olan sertifika törenimizde yaşanılanlar apayrı bir güzellikti… Üretilen her üründen ve takıdan oluşan bir sergi ile davetlilerin övgü ve beğenisini gözlerden okumak mümkündü. Dolayısıyla bu da hepimizi mutlu etmeye yetti. Gelen gelmeyen herkesi yanımızda hissetsek de ulaşım nedeniyle bizimle aynı mutluluğu paylaşamayan arkadaşlarımıza da hüzünlendik…
Sayın Prof. Coşkun Özdemir’in katılımı ayrıca onur verdi bizlere… Ben nice güzel başarılara imza atabilme dileklerimle diyorum…
DERYA AVŞAR
Hocam Nurhayat’a ithafen;
Adı Nur hayat
Bazen bir ömür yetmez mutlu olmaya
Bazen küçücük bir an yeter mutlu olmaya
O, mutlu anlarımdan bir tanesi de;
Senin güzel çehren de ki s
ıcak gülüş
Ve benim için paylaşabilmenin
En canlı, en önemli örneği oldun
Yeri geldi güldük, yeri geldi ağlaştık
Bazen elinden şekeri alınmış,
Çocuklar gibi çocuklaştık
Ama asla birbirimize kırılmadık
Bilirim yüreğin koca bir derya
Ellerinden şekillenir koca bir dünya
Anne şefkatiyle sardı kollarına
Bilgisiyle hazırladı yarına
Ömrünü verdiği sanat,
Ürettikleri birer hayat, adı Nur hayat
Boyayı fırçayla buluşturdun,
Yüzlerde tebessüm oluşturdun
Her takıda bir inci tanesi izi bıraktın
Kalplere sevgi saçtın
Bugünde bizlere bildiklerinden anlat
Sensiz hayat bayat canım hocam Nur hayat
Derya Avşar
09.05.2011 Pazartesi
Yaklaşık 9 aydan bu yana dernek merkezimizde ev dekorasyonu kapsamında ahşap boyama kursunu gerçekleştirmeye çalıştık. Bakırköy Halk Eğitim Merkezi tarafından derneğimize yönlendirilen Nurhayat Gür hocamızın rehberliğinde
3 yıldan bu yana haftanın beş günü dernek merkezimizde renklerin bize kattıklarıyla zaman zaman kutular boyadık zaman zaman takılar yaptık zaman zaman reçeller ürettik.
Haftanın perşembe günleri ise derneğimizin gönül dostları bizlere katıldılar; İnci Temel, Berna Akçakaya, Yasemin Berkük, Çiğdem Dik, Ayşe Ergül, Yeter Sedef ve ismini saymadıklarımız. Engelli üyelerimiz, onların yakınları ve dernek dostlarımızla birlikte güzellikler yarattık ve derneğimize katkı sağladık.
Bu çalışmanın sonunda istedik ki engelli üyelerimiz ve aileleri bir sertifikaya sahip olsunlar; öğrendikleri, emekleri ve katkıları ödüllendirilsin. Bu amaçla 3 yıldan bu yana dernek merkezimizde devam eden takı tasarım ahşam boyama çalışması 2010-2011 yılları arasında sertifikalı olması için gerekli girişimlerde bulunduk.
Kurumsuza düzenli katılan, ürünler ortaya koyan katılımcılarımız hocamız Nurhayat Gür’ün rehberliğinde sertifika almaya hak kazandılar. Sertifika törenimiz 24 Mayıs 2011 tarihinde Bakırköy Yunus Emre Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Etkinliğimiz ürünlerin sergilenmesi ile başladı ve sertifikaların dağıtımı ile son buldu.
Bu anlamlı etkinliğimizde yanımızda olan tüm dostlarımıza, sertifika kursuna katılan üyelerimize, gönül dostlarımıza, değerli hocamız Nurhayat Gür’e bize bu olanağı sağlayan başta Bakırköy Halk Eğitim Merkezi’ne çok teşekkür ederiz.
Türkiye Kas Hastalıkları Derneği
Kursumuza düzenli katılan sevgili Derya Avşar’ın izlenimlerini sizlerle paylaşıyoruz;
boşu boşuna geçiyor derken, tamda hayatın içinde buldum kendimi.
Kas Hastalıkları Derneği takı tasarım ve ahşap boyama kursumuzun ilk günüydü, derneğimizin üst katına çıktım masa başında gözünde yakın gözlükleri, elinde pens takı yapan tontoş dünyalar tatlısı nur yüzlü bir bayan oturuyordu… Hemen yerinden kalkıp sıcak bir tebessümle hoş geldiniz çocuklar diyerek sarıldı bizlere ve ardında tanışma faslı vs…
O günden bu güne dernek yararına sevgili hocamız Nurhayat hanımın bizlere öğrettikleri ile üretmeye başladık ve hala da üretmeye devam ediyoruz. Ürettiğimiz takıların satışından sonra ahşap boyamaya başladık, bir yandan da stantlarda satışını sağladık. Ancak üretmeyi, çalışmayı, başarıyı o kadar içinde gelerek yapıyordu ki, reçel annemiz oldu ve çok güzel reçeller yaparak derneğimize katkıda bulundu.
Ayrıca ürettiklerimizin yanı sıra paylaşabilmenin, dinleyebilmenin, saygının, seviye biçimini aşmadan konuşabilmenin, davranışlarını kontrol edebilmenin, edebin, oturup kalkmasını bilmenin ve en önemlisi de disiplin kurallarını aşmadan ama samimiyetinde varolduğu bir bütünlük çerçevesi adı altında tüm bu bahsettiğim kavramları hem öğrenip hem üretebilmenin hazzını yaşadım ben bir kursiyer olarak…
İnsan ürettiği sürece varolur… Ve her insan kendisine yakışanı yapar… Bu anlamlı sözlerimle o kadar çok bağdaştırıyorum ki, sevgili hocam Nurhayat hanımı ve o kadar çok içindeki çocuğu şımartmış ki, o çocuğu kıskanmamak elde değil… Eskilerden duyduğum bir duyum vardır, hani ”on parmağında on marifet” diye işte o duyum tamda kendisini anlatır.
İtina ve sabır gerektiren muazzam bir iştir temelinde hakkıyla bir şeyler öğretmek ve aktarabilmek, işte Nurhayat hanım tamda bu noktada gıpta ile baktırıyor kendisine en azında ben kendisine gıpta ile bakıyorum.
İnsanlara insan gözüyle bakıp, içtenlikle davranan, acıyla mutluluğu, hüzünle durgunluğu, barışla dargınlığı birbirinden ayırmayı çok iyi bilen güzel yürekli bir insan o…
Bütün bu paylaşımların, üretmenin en son ki mutluluğu olan sertifika törenimizde yaşanılanlar apayrı bir güzellikti… Üretilen her üründen ve takıdan oluşan bir sergi ile davetlilerin övgü ve beğenisini gözlerden okumak mümkündü. Dolayısıyla bu da hepimizi mutlu etmeye yetti. Gelen gelmeyen herkesi yanımızda hissetsek de ulaşım nedeniyle bizimle aynı mutluluğu paylaşamayan arkadaşlarımıza da hüzünlendik…
Sayın Prof. Coşkun Özdemir’in katılımı ayrıca onur verdi bizlere… Ben nice güzel başarılara imza atabilme dileklerimle diyorum…
DERYA AVŞAR
Hocam Nurhayat’a ithafen;
Adı Nur hayat
Bazen bir ömür yetmez mutlu olmaya
Bazen küçücük bir an yeter mutlu olmaya
O, mutlu anlarımdan bir tanesi de;
Senin güzel çehren de ki sıcak gülüş
Ve benim için paylaşabilmenin
En canlı, en önemli örneği oldun
Yeri geldi güldük, yeri geldi ağlaştık
Bazen elinden şekeri alınmış,
Çocuklar gibi çocuklaştık
Ama asla birbirimize kırılmadık
Bilirim yüreğin koca bir derya
Ellerinden şekillenir koca bir dünya
Anne şefkatiyle sardı kollarına
Bilgisiyle hazırladı yarına
Ömrünü verdiği sanat,
Ürettikleri birer hayat, adı Nur hayat
Boyayı fırçayla buluşturdun,
Yüzlerde tebessüm oluşturdun
Her takıda bir inci tanesi izi bıraktın
Kalplere sevgi saçtın
Bugünde bizlere bildiklerinden anlat
Sensiz hayat bayat canım hocam Nur hayat
Derya Avşar
09.05.2011 Pazartesi