İçindekiler
Hikmet ve düşünce dünyamızda yenilikler olurken, bu asrın güçlü divan şairleri etkilemeye devam etti. Endronlu Vasif, Keçesizade İzzet Mola, Leshkovsha Galib, Herskele Arif Hikmet, Konikale Avni ve Akif Paşa gibi şairler yeni hayaller kursalar da klasik divan edebiyatımızın genel özelliklerini devam ettirdiler. On dokuzuncu yüzyılda yazan Düzenleyici şairler, klasik biçimleri tamamen terk etmediler.
Edebiyat, sanatçıların elinde gelişir ve okurları tarafından değerlendirilir, ancak zenginleşip halka ulaşmasının, farklı yorumlara ve ufuklara ulaşmasının da bir zamanı vardır ki bu sözde edebiyatta genellikle olur. çevre.
Divan şiirinde padişah ve şehzade sarayları, paşa ve bey sarayları, medreseler, medreseler, hanlar, hanlar, şura meclisleri, dükkânlar, meyhaneler vb. yerler edebî çevre olarak bilinir. Tanzimat’tan sonraki yıllarda da bu gelenekler ve mekân seçimi devam etmiş ancak gazete ve dergi müdürlükleri, kahvehaneler, pastaneler, okullar, sahaflar, otel lobileri ve odaları, bekar evleri vb. Mekanları edebi ortamlara dönüştürme çabaları olmuştur.
Tanzimat dönemi Türk edebiyatı adını 3 Kasım 1839’da Mustafa Reşit Paşa tarafından okunan Tanzimat Fermani’nden almıştır. Bu fermandan sonra Osmanlı tarihinde Tanzimat, Türk edebiyatında Tanzimat dönemi başlamıştır.
Bu dönemde Sultan Abdülmecid Han 17 yaşında bir delikanlıdır. Eski diplomatlardan Mustafa Reşit Paşa tecrübeli bir devlet adamıdır. Tanzimat, 1837’de Hariciye Nazırı olan Reşit Paşa’nın çabalarıyla ilân edildi.
Tanzimat’ın ilanıyla birlikte sosyal hayatımızda meydana gelen kültürel, siyasi ve ekonomik birçok değişiklik edebî eserlerimize de yansımıştır. Klasik sistem içinde sürekli eğitim ve öğretim okulları ile birlikte yeni okulların açılmaya başladığı bu dönemlere denk gelmektedir. Bu okullarda eğitim veren Hoca İshak Efendi, Şanzade Ataullah Efendi, Hakimbaşı Mustafa Behçet Efendi gibi âlimler, Batı’da ilim ve teknolojiyi öğrenmek ve öğretmek için çok önemli görevler üstlenmektedirler.
Matematik alanında kendini gösteren Hacı İshak Efendi, Doğu ve Batı dillerine (Arapça, Farsça, Yunanca, Latince…) hakimiyeti ile bu kültürlerin birikiminden bilimsel alanda da yararlanmıştır. Tanzimat’ın ilanından birkaç yıl önce Mühendislihanesi’nde kendi alanında öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Matematik, Fizik, Balistik, Tahkimat vb. İlim bilgisine sahiptir. Batı’dan matematik ve askeri alanlara yaptığı çeviriler, bu alanlarda yenilik hareketine katkıda bulundu.
En ünlü eserleri; Dört ciltten oluşan ilk matematik ders kitabıdır.
Tıp ve tarih alanında yaptığı çalışmalarla bid’at devrinin ilmî ve kültürel hayatına katılmıştır. Ayrıca matematik, astronomi ve edebiyatta uzmanlığı vardır. İlim sahasındaki derin bilgi birikimi ile döneminde öne çıkmış bir kişidir. Arapça, Farsça, Fransızca ve Latince gibi birçok dile hakim olmuş ve bu bilgi birikimi ile özellikle tıp alanında önemli çalışmalara imza atmıştır. Saniye. Mahmud döneminde, Cenizade Ataullah Efendi’nin çalışmaları sonucunda çiçek aşısı yapılmıştır.
Ayrıca Osmanlı tarihi ile ilgili dört cildi ve mensubu olduğu ilim dallarında tercüme eserleri bulunmaktadır.
Bu dönemin önemli âlimlerindendir. Arapça, Farsça ve Batı dillerini öğrenin. Selim ve ikincisi. Mahmud döneminde sarayda hekimbaşı olarak görev yaptı. Türkiye’de Batı standartlarında ilk sağlık kuruluşunun kurulmasına öncülük etti. Ayrıca birçok telif ve çeviri eserine sahiptir.
Batı teknolojisini öğrenmek için yeni kelimelere ve özellikle jargona ihtiyaç vardı. 18. yüzyılın sonu ile 19. yüzyılın başlarında eser veren müelliflerden Mütercim Âsım Efendi’nin sözlükleri üçüncü sıradadır. Selim ve ikincisi. Mahmud’un yardımıyla bilim dünyasına tanıtıldı.
Esem Efendi, sözlüklerden yaptığı önemli tercümeler sayesinde Türk kültür hayatında bir “çevirmen” olarak yerini almıştır. Arapça ve Farsça dillerini iyi derecede bilmektedir. Batı dillerini bilmiyor. Ancak tarihçilik görevi gereği Batı dünyasındaki gelişmelerden ve bu medeniyetin kültürel hayatından haberdardır. Uzun çalışmalar sonucunda Burhan Katı adlı Türkçe-Farsça sözlüğü çıkardı. Ardından Türkçe-Arapça manzum bir sözlük olan Tuhfat Asım’ı çıkardı. Çalışmalarını sözlük ve tarih alanında yoğunlaştırdı.
Tanzimat edebiyatının şehrin edebiyatı olduğuna inanılır. Yüzyıllardan beri devam eden halk edebiyatı bu dönemde hem şehirlerde hem de kır ve köylerde varlığını sürdürmüştür. Bu canlılık günümüze kadar gelmiştir. Bu yüzyılda popüler edebiyat da değişim rüzgarlarından nasibini almıştır. Bu dönem edebiyatının önemli bir özelliği de popüler edebiyat içerisinde incelenen âşık edebiyatının kurucularından sayılan saz şairlerinin estetik boyutları yüksek eserler vermeleridir. Yeni Türk edebiyatının başlangıcında Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah, Çıldırlı Âşık Şenlik, Bayburtlu Zihni, Derdli, Ruhsâtî, Seyrân ve Summân gibi sanatçılar halk edebiyatı ürünleri üretmeye devam ettiler. Ayrıca Bayburtlu Rohsati, Taheri, Salayi, Tokatlı Deli Boran, Cadayi, Hazri, Kosri, Nuri gibi şairler yetiştirilmiştir.
“Yeni Türk Edebiyatı için Yeni Türk Edebiyatı Kaynaklarının Tarihsel Gelişimi”
[wpcin-random-posts]