Tapu İptal ve Tescil Davasında Tapu, taşınmazın sahibinin kim olduğunu gösteren resmi belgedir. Taşınmaz üzerindeki hakları göstermek üzere tapu sicili tutulur. Haklı bir sebep olmaksızın, kanuna aykırı, usulsüz olarak gerçekleştirilen tapudaki kaydın yanlışlığın düzeltilmesi ve hukuka uygun hale getirilebilmesi için tapu iptal ve tescil davası açılır. Tapu iptal ve tescil davası yolsuz tescilin önlenmesini, hilenin engellenmesini sağlar.
Tapunun iptali için bazı koşullar gerçekleşmiş olmalıdır. Bunlar;
Bu durum Türk Medeni Kanunu (TMK)nda düzenlenmiştir. TMK 1023. madde, ‘Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.’
Tapu iptal ve tescil davası yolsuzluğa neden olan kendisi üzerine tescil işlemi gerçekleştiren mevcut tapuya sahip kişiye karşı açılır. Bu kişinin ölmüş olması halinde mirasçısı olan külli haleflerine karşı dava açılır. Külli halef, ölen kişiye ait mal varlığı bir bütün olarak kendisine geçen mirasçıdır. Davayı açan kişi mülkiyeti devretmiş ve bu sebeple haksızlığa uğramış olmalıdır. Davacı davalının elinde bulundurduğu tapunun iptalini talep eder.
Tapu iptal ve tescil davaları devir işlemi sırasında veya sonrasında haksızlığa uğradığı düşünülen her durumda açılabilir. Sıkça görülen tapu iptal ve tescil davası durumları;
Tapu sicilinde sorun olmayacak basit yazım ya da hesap hataları ilgili tapu memuru tarafından kendiliğinden düzeltilebilir. Hata daha daha büyük düzeyde ise iki tarafın da yazılı rızası varsa tapu memuru düzeltebilir. İki tarafında yazılı rızası yoksa, ancak dava ile tapuda düzeltme yapılır.
Devir teslim sürecinde yapılan hesap hatalarında iptal davası açılabilir. Örnek olarak bir evin satışında yapılan mali hatalar büyük sorunlara neden olabilmektedir. Hatta davacı için büyük sorun teşkil eder. Bu aşamada hukuki olarak taşınmazın tapusunu devreden kişi mevcut tapuyu elinde bulunduran kişiye karşı dava açabilir.
Mirastan mal kaçırma (muris muvazaası), miras bırakan kişilerin mallarını mirasçılardan kaçırmak amacıyla bazı mirasçılarına malların devredilmesi diğer mirasçıların mallardan mahrum edilmesidir.
Mirastan mal kaçırma nedeni ile mirasta hak kaybına uğramış tüm mirasçıların dava açarak sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitini ve buna dayanarak tapu kaydının iptalini isteme hakkı mevcuttur.
Mirastan mal kaçırma ile ilgili daha detaylı bilgi için Farah Hukuk internet sitesindeki ‘Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davası Nasıl Açılır?’ makalesini inceleyebilirsiniz.
Vekil, birinin işini görmesi için yetki verilen kişidir. Verilen yetkiye ise vekâlet denir. Vekil, vekalet veren kişiye karşı sadakat ve özen borcu altındadır. Vekil vekalet verenin rızası olmadan bir işlem yaparsa bundan sorumlu olur. Vekil, dürüstlük kuralına aykırı olarak vekaleti veren kişi adına olumsuz sonuçlar doğurabilecek tapu kaydı işlemi gerçekleştirdiği durumda daha doğrusu yolsuz tescil varsa vekalet veren kişi bu işleme karşı tapu iptal ve tescili davası açabilir. Kendi lehine hak tesis edilen veya taşınmaz kendisine devredilen kişi iyi niyetliyse, iyi niyet korunur ve tapu iptali davası açılamaz.
Aile konutu olması nedeniyle ortak taşınmaz olan bir malın tapuda aile fertlerinin onaylamadığı bir kişiye devredilmesi durumunda eşlerden biri diğerinin açık rızasını almadan bir başka kişiye devir işlemini gerçekleştiremez. Gerekirse eş tapu kütüğüne aile konutu şerhi koydurabilir. Aile konutu şerhi bulunan tapu siciline karşı devir gerçekleşmesi halinde tapu iptal ve tescil davası açılabilir.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir sözleşmedir. Sözleşme ile sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetleme yükümlülüğü altına girer. Ölene kadar bakma sözleşmesi sebebiyle tapu iptal ve tescil davası açılabilir.
Kişinin hukuki ehliyete sahip olmaması( Tapuda devir işlemini yapan herkesin ayırt etme gücüne ve fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Mesela 18 yaşın altında olması, akıl sağlığının yerinde olmaması gibi) Bu durumda tapunun iptali için dava açılabilir.
Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
Tescil davası, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. Davanın konusu, mahkemece gazeteyle bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur. Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur. Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler. Kararda, tescili istenilen taşınmazın niteliği, yeri, sınırları ve yüzölçümü belirtilir ve karara, uzmanlarca düzenlenen teknik bilgileri içeren krokisi de eklenir.
Tapuyu iyi niyetle 10 yıl kesintisiz elinde bulunduran kişi, bu süre içerisinde hiçbir tapu iptali beyanında bulunulmaması halinde tapunun sahibidir. 10 yılın ardından ne sebeple olursa olsun bu kişiye karşı tapunun iptali davası açılamaz. Tapunun eski sahibi olan kişi kendi çıkarları adına herhangi hukuki bir neden olmaksızın tapunun sahibine karşı dava açamaz.
Dava, yolsuz tescil, hile ve sahtecilik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali tescil istemi ile ilgilidir. Tapu iptal ve tescil davası sonucu iptal talebinde bulunan kişi lehine hüküm verilirse mevcut tapuyu elinde bulunduran kişinin tapusu iptal edilir. Tapu iptal ve tescil davası, taşınmazın aynına yani mülkiyet hakkına ilişkin bir dava olduğu için mahkeme hükmü kesinleşmeden icra edilemez.
Tapu iptal ve tescil davası ayni bir hakka dayandığı için zamanaşımına tabi değildir. Haksızlığa uğradığını düşünen ve dava açmaya yetkili olan her kişi zaman sınırlaması olmaksızın iptal davası açmaya yetkilidir.
Tapudaki kaydın kanuna aykırı, uygunsuz olması halinde en kısa süre içerisinde dava açılmalıdır. Taşınmaza ilişkin bu davalar yüksek maliyetlidir ki bu noktada bir hukuk bürosuna başvurmak daha uygun olacaktır.
Tapu iptal ve tescil davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Davada yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Davanın açılmasının ardından tapu kütüğü incelenir, usulsüzlük olup olmadığına bakılır. Bu konuda genellikle yetkili mahkeme bilirkişi tayin eder. Bilirkişinin incelemeleri ve sonucunda oluşturulan raporlarla mahkeme kararını verir.