Tarımın Finansmanında Değer Biçmenin Önemi

Tarım Sektörünün Ekonomi İçerisindeki Önemi;

Ülkemizde, tarım sektörünün milli gelir içindeki payı yıllar içerisinde düşüş göstermesine rağmen, çalışan nüfusun %26’sını istihdam etmesi ve yaklaşık 62 milyar dolara yaklaşan Gayrisafi Yurtiçi Hasılası ile halen Türkiye ekonomisinde önemli bir paya sahiptir. Tarım sektörü, özellikle son yıllarda 186 ülkeye 1536 farklı ürün ihraç ederek yaklaşık 15,3 Milyar Dolarlık bir paya sahip olmuştur.  Son dönemde devamlı büyüme göstermekte olan sektör, 2012 yılını da yaklaşık %3,5’lik bir büyüme ile kapatmıştır. Bu gelişmeler sonucunda Türkiye, OECD verilerine göre 7’nci, Dünya Bankası verilerine göre ise 6’ncı büyük tarımsal ekonomiye sahip ülke olmuştur. Yine AB ülkelerinde son yıllarda görülen daralma nedeniyle İspanya, Fransa gibi ülkeleri geçerek en büyük tarımsal ekonomiye sahip duruma yükselmiştir.

Sektöre bankaların yaklaşımı;

Tarımsal ekonomide yaşanan bu olumlu gelişmelerin yanı sıra halen 2,7 milyonu kayıtlı olmak üzere 3,1 milyon çiftçinin bulunması, finansal sektörün 2006 yılından itibaren son derece hızlı büyümesi ve özel bankalarda da şubeleşmenin özellikle Anadolu’da ilçeler seviyesinde artmasıyla, tarım sektörüne kredi veren Ziraat Bankası yanında özel bankaların da tarım sektörünün finansmanındaki rolleri artmaya başlamıştır.

Özel bankaların tarım sektörünün finansmanında daha fazla yer almaya başlaması ile teminat açısından tarım arazilerinin değerlemesi daha da önem kazanmaya başlamıştır. Nitekim, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 2007 yılında tüm bankaların 11 milyar TL civarında olan tarımsal kredi plasmanının, 2012 yıl sonu itibariyle 35 milyar TL’ye ulaştığı görülmüştür. Amacı, tarım sektörüne kredi sağlamak olan Ziraat Bankası’nın tüm tarım kredileri plasmanı içerisindeki payı  %58,8 dolaylarında olması yanında, diğer özel bankaların da sektöre giderek artan oranlarda kredi tesis ettikleri görülmektedir.

Bankaların vermiş oldukları toplam krediler içerisinde tarımsal kredilerin oranı %3,5-%4 civarında seyretmektedir. Bu oranın yıllar itibarıyla arttığı gözlenmektedir.

Tarımsal değer biçmenin önemi;

Ayrıca, tarım sektörünü desteklemek amacıyla gündemde olan birçok projenin de uygulamaya başlamasıyla beraber tarımın finansmanında özel bankaların rolünün daha da artması öngörülmektedir. Buna bağlı olarak, tarımsal kıymet takdiri çalışmalarının da doğru yöntemlerle yapılması çok daha önem kazanmaktadır. Nitekim, bankaların sağlamış oldukları krediler karşılığında aldıkları tarımsal nitelikli teminatların, doğru yöntemlerle değerlemesinin yapılması kredi geri dönüşüyle sıkı sıkıya bağlıdır.

Bankalar için verdikleri kredilerin geri dönüş riskini en aza indirmenin yolu, iyi bir değerleme işleminden geçmektedir.

BDDK’nın 2012 yılı sonu verilerine göre, bankaların tarım sektörüne vermiş olduğu kredi tutarı 3.097.209.000 TL olup, bunun %5,1’inin sorunlu olarak ortaya çıktığı görülmüştür. Görüldüğü üzere, tarımsal kredi geri dönüşlerinde belirli bir oranda sıkıntı yaşanmaktadır.

Bankacılık sektörü açısından tarımsal işletmelerin değerleme işlemlerinin yapılması günümüzde henüz tam anlamıyla oturmuş değildir. Tarım arazisi çıplak toprağı ile üzerinde yetişen bitkisel ve hayvansal ürünüyle, tarımsal yapısıyla bir bütündür. Değer takdiri işleminin de bu unsurlarla bir-likte yapılması gerekmektedir. Ancak sektöre hakim olan genel  yargı, tarım alanı üzerindeki ürünün yok olma, kuruma ve taşınabilir olması gibi nedenlerden ötürü riskli görülerek değere eklenmemesi ve sadece  çıplak   toprak değeri üzerinden değerleme yapmaktır. Asıl olan ise, her bir tarımsal işletme, kendi tabiatında tarla arazisi, meyve bahçeleri, meyvesiz ağaçlar, seralar ve tarımsal yapılar gibi farklı birimlerden oluşabilmekte ve değerleme çalışmalarının da bu nitelikleri dikkate alınarak titizlikle yapılmasıdır.

Toprak var oldukça, sabit olan çıplak toprak üzerinde o bölgenin koşullarına göre normal bir işletmecilik ile tarımsal işletmeden uzun süre gelir elde edilebilir. Tarım arazisinin değeri de bu gelir dikkate alınarak yapılmalıdır.

Tarımsal değer biçme çalışmalarının nitelikli uzmanlar tarafından yapılması;

Ayrıca, önemli bir husus da, ülkemizin her bölgesinde, ilinde, ilçesinde, köyünde, hatta her işletmesinde birbirinden farklı birçok tarımsal üretim çeşidi, farklı ürün desenleri bulunmasıdır. Bu bağlamda, tarımsal değerleme işinin, bölgeye hakim, ziraat konusuna hakim teknik uzmanlarca yapılması gereği vardır.

Her bir tarımsal işletme konumuyla, büyüklüğüyle, toprak kalitesiyle, iklim şartlarıyla, topoğrafik yapısıyla, jeolojik yapısıyla kendine has farklı niteliklere sahiptir. Bu nedenden ötürü değerlemesi yapılırken işletmenin sahip olduğu bu fiziksel, kimyasal ve biyolojik nitelikler, çok titiz çalışmalarla ortaya çıkarılmalı ve değeri bu özelliklerini yansıtacak şekilde ortaya konulmalıdır.  Bunun yanı sıra, işletmenin sahip olduğu ve ekonomik değer taşıyan tarımsal yapılar, bitkisel ve hayvansal ürünler ve bunlardan sağlanan gelirler titizlikle incelenmeli ve değere yansıtılmalıdır.

Değerleme işlemleri yapılırken elde edilen mevcut verilere göre en doğru yaklaşım uygulanmalı ve diğer yaklaşımlar da destekleyici olarak çalışmaya eklenmelidir.

Yasemin SÜRMELİ – Ziraat Yüksek Mühendisi, Tarım Ekonomisti

Tellal, Nisan 2013