[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Tedarik Zincirinde Gelişmeler ve 2022 Trendleri

[vc_column_text]Son iki yıldır küresel piyasalarda sunulan ürünlerin arzıyla talebi arasındaki orantısızlığın yarattığı sorunlar yaşayan işletmeler; yerli ve küresel üretimin durdurulmasıyla, lojistiğin zorlaşmasıyla, envanter sorunlarıyla ve bunlara bağlı çeşitli krizlerle karşılaştı. Krizlerle birlikte, lojistik ve taşımacılık sektörünün fonksiyonel tutulmaları, operasyonel işleyişte farklı çözümler geliştirilmesi gerekliliğini doğurdu.

Yeni operasyonlarına yön belirleyen şirketler, küresel salgın döneminin tedarik zinciri üzerine etkilerini analiz ederek, potansiyel salgın dönemlerinde oluşabilecek olası maliyetleri ön görmeye ve böylece 2022 ve sonraki yıllar için planlarında düzenlemeler oluşturmaya çalışıyor. Dolayısıyla, 2022 yılı aslında tedarik zinciri üzerine kuruluşların bir nevi sınav yılı olacak. Lojistik ve tedarik zinciri konularına ilişkin uluslararası haberleri ve güncel gelişmeleri takip eden ve operasyonlarına yön verirken buna göre aksiyon alan perakendeciler, lojistik şirketleri ve B2B alanında hizmet veren kuruluşlar için 2022 trendleri kritik önem taşıyor. Sonuçlardan ders alanlar ve trendleri yakından takip ederek sonraki yıllara daha akılcı stratejik planlarıyla hazırlananlar, 2022’de ve sonraki birkaç yılda, rekabette tutunma ve öne geçme fırsatı bulacak.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Tedarik Zincirinde Covid19 Süreci ve Diğer Gelişmeler

[vc_column_text]Afet dönemlerinde yaşanan tedarik zincirindeki aksaklıklar; tıbbi malzeme, gıdadan hızlı tüketim ürünlerine kadar tüm temel ihtiyaçların küresel dolaşımının sıkıntıya uğraması gibi sonuçlara sebep olur. Son yıllarda yaşanan, dünyanın ortak gündemi olan Covid19 küresel salgını, birçok konuda olduğu gibi tedarik zinciri konusunda da piyasaları sekteye uğrattı. 2020 boyunca, salgın ve salgının sonucu oluşan karantina süreciyle birlikte küresel üretim yavaşladı. Uluslararası çapta paniğe neden olan bu durum, operasyonlarda ciddi aksamalara ve sorunlara neden oldu. Yerli ve küresel üretim, birçok sektörde durma noktasına geldi. Bu durum tüketicilerin trilyonlarca dolarlık stok yapmasına ve talep ile arz dengesinin ani bozulmasına neden oldu. Talep, arzdan daha hızlı büyüdüğünde; üreticiler, perakendeciler bu duruma ayak uydurmakta zorlandı. Tüm bu sorunlar, yalnızca perakende ve B2B işletmelerinin değil, tedarik zincirinden etkilenen son kullanıcıdan hükümetlere kadar herkesin büyük zorluklar yaşamasına yol açtı.

Covid19 önemli değişikliklerin ve krizlerin ana başlığı olsa da, tek sebebi değildi. Covid-19 teknolojik gelişmelerin yolunu açtı ve ivmesi artan e-ticaretin yükselişini hızlandırdı. Böylece endüstrinin iyiden iyiye dijitalleşmesi ve süregelen ABD-Çin arasındaki ticari çekişme, uluslararası mal akışı üzerinde stres yarattı ve yaratmaya devam ediyor. Dünyanın en büyük buğday ihracatçısı olarak anılan Rusya ve ihracatta ikinci sıradaki Ukrayna, küresel pazarın neredeyse %29’luk payını paylaşıyor. Diğer yandan büyük metal ve diğer emtia tedarikçiliğini de paylaştıkları göz önüne alındığında; aralarındaki olası savaşla birlikte, buğday ve buğday ürünleri ile petrol ve gaz fiyatlarının tırmanacağı ve bunun diğer piyasalara yansıyacağı öngörülüyor. Gündeme bir de Ukrayna-Rusya gerginliği eklenince, 2022’de de küresel tedarik zinciri tablosunun tozpembe olmayacağı söylenebilir. Dolayısıyla, tedarik zincirini etkileyen

İşletmelerdeki son dönem genel tedirginliğin temel sebebini ekonomideki belirsizlikler ve tedarik zincirindeki sorunlar oluşturuyor. Blue Yonder adına yürütülen bir araştırmaya göre, İngiltere’de, tedarik zinciri alanında karar mercii konumunda 250 kuruluşun %37’sinin COVID-19 salgınının tedarik zinciri üzerindeki uzun vadeli etkileri konusunda endişe duyduğu, geleceğin neler getireceğinden emin olmadıkları belirtildi. Piyasalardaki gerginliğin oluşmasında, belirsizliklerin yanı sıra, sistemin içinde yer alanların umutsuzlukları da rol oynar. Salgın, deprem vb. afet dönemlerde, yöneticilerin sosyo

psikolojik tutumları ve yaklaşımları, aldığı yönetimsel kararlara yansıyacağı için temel operasyonları sürdürmeye çalışan işletmelerin işleyişinde son derece etkilidir. Tüm bu etkiler kümülatif olarak düşünüldüğünde afet dönemleri ve sonrası süreçlerde, küresel olarak tedarik zinciri liderlerinin ve karar mercilerinin problem çözme direncini ve esnekliğini artırmaları ve işletmelerin kriz planlarını önceden hazırlamaları kritik önem taşır. Bu anlamda liderlerin belirsizliğe tahammül katsayılarını geliştirmeleri, sorunu kabullenerek çözüm için plan kurma becerilerini artırmaları gerekir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

2022 Tedarik Zinciri Trendleri

[vc_column_text]

Başarılı bir planlama hazırlamak için önceki dönemlerde yaşananları göz önünde bulundurarak, eğilimler doğrultusunda bir yol haritası ve ona uygun adımlar düşünülmelidir. Günümüzün tedarik zinciri problemlerinin altında ezilmemek için kuruluşların akılcı stratejik planlamalar geliştirmeleri, hedef kitle gruplarıyla iletişim akışını sürekli ve akıcı tutmaları, müşterilere hızlı yanıt vermeleri, bilinirliği ve memnuniyeti artırmaları gerekir. Bunu optimize etmek için yapay zekâ ve dijital teknoloji çözümlerinden yararlanılmalı, tedarik zincirinin gerçek zamanlı, uçtan uca bir donanıma bürünmesi ve sağlam bir alt yapı üzerinde çalışılması, kriz dönemi sonrasında normale dönmeyi sağlayacaktır. Araştırma analizlerine göre, tedarik zinciri alanında karar mercii 250 İngiliz kuruluşun, %86’sının teknolojiye yatırım yaptıkları, ticarete yönelik yeni beceriler geliştirdikleri ve %60 oranında çoğunlukla tedarik zinciri stratejilerini yeniledikleri ifade ediliyor.

E-ticaretin hızlı yükselişi ve kısıtlamaların azaltılması, hibrit çalışma sürecine geçiş gibi çözümlerle birlikte, salgının ikinci yılında, birçok ülkede salgın öncesi dönem seviyelerine yaklaşıldı. Yakın geleceğe ilişkin endişeler ve belirsizliklerle baş etmeye çalışan işletmeler, müşteri memnuniyeti hedefiyle; bir yandan tedarik zinciri faaliyetlerinden verim sağlamanın bir yandan lojistik maliyetlerini azaltmanın yollarını aramaya başladılar. Bu anlamda, e-ticaretin artmasıyla birlikte, tüketicinin ürünü teslim alma sürecindeki memnuniyeti önem kazandı. Tüm bu değişim sürecinde önem kazanan 2022’nin temel tedarik zinciri trendlerini şöyle sıralayabiliriz:

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

1. Dijital Dönüşüm Yatırımlarının Artırılması

[vc_column_text]

Organizasyonlar, dijital teknolojilerden faydalanarak, iş akışı yürütmede oluşturdukları değer zincirinin her bir halkasına nüfuz edebilmeyi hedefler. Dijitalleşme bu noktada, gerçek zamanlı olarak görünürlüğü artırmayı sağlar. Birçok işletme, dijital dönüşümün imkanlarından faydalanarak iş kapasitesini büyütürken, henüz bunun önemini yeterince kavrayamayanlar salgın döneminde dijital dönüşüm alt yapısının değerini anlayarak entegrasyon süreçlerini başlattı. Tedarik sürecinin dijital olarak sistemleştirilmesi işletmelerin ticaret ömrünü belirleyecek kadar önemli olduğundan 2022 ve sonrası yıllarda, bu değişime ayak direyen işletmeler rekabette geride kalacak. Tedarik zinciri optimizasyon platformuna yapılan yatırımlar sayesinde, tedarik zincirleri için gelişmiş tedarik zinciri teknolojisini entegre şekilde kullanmak işletmelere maksimum fayda sağlar. Tedarikçilerle ilişkilerin pekişmesine engel olan hataları ortadan kaldırarak veya minimuma indirgeyerek işletmeler, iletişim engellerinden sıyrılabilir. Hangi ölçekte olursa olsun, iş gücüne uygun şekilde, işletmenin ihtiyaçlarını karşılayan bir sunucu servis ve yönetim sistemiyle tedarikçilerle iletişimi geliştirmek, işletmenin tedarik zinciri iletişim süreçlerini büyük ölçüde hızlandırır, çalışanların daha uyumlu çalışmasını beraberinde getirir. Dijital dönüşüm yatırımları ayrıca, işletmenin ticari ilişkilerini pekiştirmesine dolayısıyla kurumsal itibarın artmasına ve ayrıca küresel pazarlarda standart bir veri alışverişiyle başarı kazanmasına katkı sağlar.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

2. Nakliye Sorunları için Tedbir Almak

[vc_column_text]

Deniz yoluyla gelen yüklerin limanda kamyonlara boşaltılıp taşımacılığın kara yoluyla şehirlere doğru devam etmesi gerekir. Ancak kamyon ve kamyon sürücülerinin kapasitesindeki kaynakların yetersiz kalması, malların limanda kalması anlamına gelir ve bu durumda hammaddeler üreticilere ulaşamaz, emtialar işletmeler tarafından teslim alınmadığından envanter kayıtlarına geçmez ve satılamaz, çeşitli iş operasyonları aksar ve ticaret felce uğrar. Bu nedenle, nakliye sistemindeki kamyon ve sürücü yetersizliği için özel çözümlere yatırım yapılması, sürücülerin işlerini bırakmamaları daha çok çalışmaya teşvik edilmeleri için motivasyonlarını artırmaya yönelik çözümlerin üretilmesi, ticaretin akışı için kritik önem taşır.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

3. Envanter Kaydı, Faturalama ve İade Kabulü Süreçlerinin Otomatikleştirilmesi

[vc_column_text]

E-ticaretin en zorlayıcı, sıkıcı ve zaman alan kısmı olan doküman süreçleri, iş gücüne uygun bir entegrasyon sistemiyle kolaylıkla ve otomatik şekilde tek platformdan yürütülebilir. Böylece, rutin iş yükünü otomatikleştirerek zaman ve enerji tasarrufu sağlanabilir, iş gücünden tasarruf elde edilebilir ve insani yordamla yapılan hatalardan kurtulmak mümkün hale gelir. Otomasyon tedarik zincirindeki iletişim akışının düzenlenmesini ve hangi türde, hangi sektörler arasında olursa olsun adeta tek ortak dilde konuşur gibi yürüyebileceği standart bir süreç sağlanır. Otomasyon sürecinin envanter detaylarının işlendiği kayıtlarla ve iade kabulü kayıtlarıyla entegre olmasını ve müşteriyle hızlı iletişime geçerek operasyona yönelmeyi sağlayan entegrasyon çözümleri de bu akışın ve iç işleyişi artırarak, istikrarı beraberinde getirir.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

4. Hiper Teslimat ve Tedarik Zincirinin Yerelleştirilmesi

[vc_column_text]

Tüketiciye siparişlerin ulaşımında ortalama hızın üzerinde bir hızla ulaşmayı hedefleyen işletmeler, teslimat süresini kısaltmak için birden fazla konumdan ulaşım imkânından yararlanır. Sipariş sunmada yerelleşen operasyonlarla ulaşım, tüketicinin hızlı teslimat beklentisini karşılayacağı için müşteri memnuniyeti yaratmada fayda sağlayacaktır. Hem hızlı ulaşım sağlamak hem de bunun maliyetini normal sınırlarda tutmak için, tedarik zincirinin yerelleştirilmesi oldukça işlevsel bir trend olarak karşımıza çıkar. Hiper teslimat seçeneği, aynı gün içinde teslimat desteği olarak açıklanabilir ve bu servisin sağlanmasıyla birlikte potansiyel müşterilerin mevcut müşteriye, mevcut müşterilerin de sadık müşterilere dönüşmesinde büyük ölçüde katkı sağlar. Tedarik zincirinin yerelleştirilmesi, hiper teslimat seçeneği sunmayı mümkün kılacağı için, müşteri memnuniyeti ve artışında önemli rol oynar.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

5. Kitle Kaynaklı Hızlı Teslimat, Çoklu Lojistik İş Ortaklığı Kurmak

[vc_column_text]

Denizcilik endüstrisi, gemilerle her gün dünya çapında yüzbinlerce konteyner dolusu emtia taşınmasını sağlaması açısından, tedarik zincirinin çok kuvvetli bir sacayağını oluşturuyor. Nakliye hatları, dünya ticaretinin neredeyse tamamı olan, %90’lık bir kısmını taşımada lojistik şirketleriyle işbirliği yapar. Bu anlamda nakliye ve dağıtım konuları tedarik zincirinde hayati önem taşır. Aynı coğrafi alanda bulunan çok sayıda mağazadan veya nakliye alanlarından teslimat için, sürücü merkezi oluşturmak gibi özel çözümler lojistik kolaylıklar sağlar ve uzun vadede sürdürülebilir ticaretin kapılarını açar. Buna ek olarak, ticaretin yürütülmesinde bir malın satışı kadar satış sonrası teslimatı ve iadesi gibi süreçlerde de mümkün olduğunca yüksek müşterinin memnuniyet duyması hedeflenir. Müşteri memnuniyeti sağlamada önemli bir faktör, e-ticarette satılan ürünün teslim edilmesi ve hızlı ve sorunsuz şekilde ulaştırılmasıdır. Kitle kaynaklı teslimat ve birden çok lojistik iş ortağı kullanma sayesinde tüketicinin memnuniyetini sağlamak kolaylaşabilir, maliyetler düşürülebilir, tedarik süreci iyileştirilebilir, çoklu filo yönteminde başarı sağlanabilir. Tüketici, ihtiyacını doyurmaya yönelik alışverişin karşılığında, ihtiyaç duyduğu süre içinde ürünü alamazsa, satın almadan vazgeçebilir. Dolayısıyla farklı lojistik alternatifleri için çözüm ortaklıkları kurarak, olası sorunları bertaraf etmek teslimatların süreçlerini akılcı şekilde yönetmede günümüz eğilimleri arasında yer alır.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

6. Sürdürülebilirlik için Karbon Ayak İzini Azaltmak Yeşil Lojistik

[vc_column_text]

Ekolojik hassasiyet göstererek, ulaşım faaliyetlerini bu yaklaşıma göre düzenleyenler, kısa vadede bir takım yatırımlara bütçe ayırsa da uzun vadede karlı çıkarak hem maliyetleri düşürecekler hem de sera gazı emisyonlarını düşürecekler. Yeni enerji yönetim sistemleriyle lojistik faaliyetlerini düzenleyen işletmelerin yanı sıra, tedarik zinciri liderleri de sürdürülebilir bir vizyon ortaya koyarak, çevreye daha az zarar verenler olarak itibar elde edecek ve bu anlamda tercih edilecek. Yakın gelecekte, sürdürülebilirlik, lineer ekonominin yerine döngüsel ekonominin yer aldığı ve tedarik zincirinde kuruluşların tercih edilme sebeplerinin başında yer alacak. Çeşitli ülkeler, uluslararası ticaret zincirinde sürdürülebilirlik eylemleri olan işletmelere avantajlar sağlayan, diğerlerini rekabette zamanla alt sıralara düşürebilecek yaptırımları gündemine taşıyor. Bu anlamda, lojistik planlarını ve enerji kaynaklarını kullanım biçimlerini değiştirerek, bütüncül sürdürülebilirlik politikaları uygulayan işletmeler ve tedarik zinciri yöneticileri bu yatırımlarının meyvelerini yakın gelecekte toplayacak. İlgili makale: https://www.map.com.tr/tr/kuruluslarda-dusuk-karbonlu-dongusel-ekonomi-bilinci/

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column][vc_column_text]

Yapay zekâ ve makine öğrenimine yatırım yapmak tüm trendlerin uygulanabilirliğini sağlayan zemini hazırlar ve bu durumda rakipler arasından sıyrılmada çok önemli bir avantajdır. Elbette, tüm dijital alt yapının ve bunu taçlandırmayı sağlayan stratejik planlamaların nasıl daha akılcı uygulanacağı ve bunun sonuçlarının nasıl yansıyacağı, 2022’nin tedarik zinciri liderleri listesinde ortaya çıkacaktır.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text] Kaynaklar:
https://media.blueyonder.com/sustainability-as-a-business-imperative-in-supply-chain-management-increases-according-to-new-report/ Erişim Tarihi: 24. 02. 2022

https://www.ntv.com.tr/galeri/ekonomi/rusyanin-ukraynayi-isgali-tedarik-zincirlerini-vurabilir avrupada-kitlik-kapida,cn3Ulepxh0StOHIQuKcWSA/wSZEVy_GJ0-PB1F4bDtiRA Erişim Tarihi: 24. 12. 2022

Önerilen Kaynak:

Anna Nagurney, Supply Chain Network Economics: Dynamics of Prices, Flows, and Profits , Edward Elgar Publishing, 2006 [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]