TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN BELİRSİZ ALACAK DAVASI

T.C. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi

Esas No:   2019/848   ,    Karar No:   2020/2469

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın tek taraflı trafik kazası yapması neticesinde davacının yaralanarak beden gücü kaybına uğradığını, maluliyeti nedeniyle kazanç kaybına uğradığını, sürekli bakıma ihtiyacı bulunduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000,00 TL maluliyet tazminatı ile 5.000,00 TL sağlık personeli bakım giderinin kaza tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş , ıslah dilekçesi ile maluliyet tazminatı talebini 225.000,00 TL ye yükseltmiştir

Davalı vekili; kazaya karışan aracın müvekkili nezdinde trafik sigortasının olduğunu, sorumluluğun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, gerçek kusur, geliri ve uzuv kaybı oranına göre tazminat meblağı belirlendiğini, davacının ihbarında bulunmaması nedeniyle temerrüde düşürülmediğini, kusuru kabul etmemekle, bakım gideri talebi olan tedavi giderinden 6111 sayılı yasaya göre SGK nın sorumlu olduğunu, kusurun, maluliyetin ve zararın tespiti gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 225.000,00 TL maddi tazminatın, 45.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 180.000,00 TL’ sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.000,00 TL sağlık personeli bakım giderine yönelik istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maluliyet tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir. Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır.

Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.

Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan zarara uğrayan barınma, beslenme, ulaşım, paramedikal ve bu gibi giderleri de isteyebilir.25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun 59. maddesi ve geçici 1.maddesi ile trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin, sosyal güvenceleri olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve yine bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır.

6098 Sayılı TBK’nun 54.maddesinde tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar, bedensel zararlar kapsamında sayılmış, ZMSS Genel Şartlarında da sakatlık nedeniyle ayrı, tedavi giderleri nedeniyle ayrı teminatlar verilmiştir. Somut olayda mahkemece, davacının %100 oranında maluliyeti bulunmasına göre poliçe limiti olan 225.000,00 TL maluliyet tazminatı hükmedilmiş, bakıcı gideri talebine ilişkin olarak 6111 sayılı yasaya göre tedavi gideri yönünden yasal hasmın Sosyal Güvenlik Kurumu olduğu gerekçesi ile reddine karar vermiştir.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve hukuki olgular karşısında; mahkemece, davalı … şirketinin ZMSS poliçesindeki sakatlık ve tedavi gideri limitlerinin ayrı ayrı değerlendirilmeden yanılgılı değerlendirme ile bakıcı gideri talebinin reddine karar vermesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

2- Kabule göre, davalı … şirketi kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı KTK.nın 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davalı … şirketi tazminat talebinin tamamı yönünden dava açılmadan önce temerrüde düşürülmemiş olduğundan, tazminat tutarının tamamı yönünden dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilerek karar verilmesi gerekirken mahkemece, hükmedilen maddi tazminata ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden, kalan kısım için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi isabetli olmamıştır.

3- Kabule göre ; Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin 20.04.2015 tarihli kök raporda TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak 28.06.2015 havale tarihli ek raporda ise PMF 1931 Tablosu esas alınarak belirlendiği, mahkemenin bilirkişi kök raporu doğrultusunda TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre yapılan hesaplamayı esas alarak karar verdiği görülmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1989/4-586 esas, 1990/199 sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et–Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlendiği bilirkişi ek raporuna göre ve kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerekirken, bilirkişi kök raporu doğrultusunda TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak yapılan hesaplamaya göre hüküm tesisi isabetli değildir.

4- Mahkemece, davaya konu trafik kazası ile ilgili soruşturma dosyası istenilmiş ise de soruşturma neticesinde ceza davasının açılıp açılmadığı dosyadaki mevcut evraklardan belli değildir. Bu nedenle mahkemece, soruşturma dosyasının akıbetinin araştırılıp neticesinin dosyaya kazandırılıp değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken bu hususlara dikkat edilmeden karar verilmesi de doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.