2918 sayılı KTK.’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, r izikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortacıya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Mahkemece anılan düzenleme uyarınca, davalı sigorta şirketine yapılmış bir ihbar bulunup bulunmadığı araştırılarak, davadan önce temerrüde düşürüldüklerinin kanıtlanması halinde temerrüt tarihinden, aksi halde dava tarihinde temerrüde düştüklerinin kabulü ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde kaza tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru olmamıştır.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinin desteği Mustafa’nın, işleteni ve sürücüsü olduğu araçla kusurlu olarak sebebiyet verdiği tek taraflı kazada hayatını kaybettiğini, aracın davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortalı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş ve 2 çocuk için toplam 5.000 TL destek tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, 04.06.2013 tarihinde talebini davacı Semra için 143.396,70 TL, Şaban için 14.296,48 TL ve Hidayet için 10.479,35 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, davanın kabulüne, davacı eş Semra için 143.396,70 TL, Şaban için 14.296,48 TL, Hidayet için 10.479,35 TL olmak üzere toplam 168.172,53 TL’nin (poliçe miktarı ile sınırlı olmak üzere) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına , ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına, dolayısıyla araç sürücüsü desteğin tam kusurlu olması halinin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda sürücü tam kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları uyarınca); 2918 sayılı KTK.’nun 109. maddesine göre uzamış ceza zamanaşımı süresinde dava açılmış olmasına, HGK.’nun 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK.’nun 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile de benimsendiği üzere ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasının yeterli olmasına, bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulunun aranmamasına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde maddi tazminat istemini her üç davacı için toplam 5.000 TL olarak talep etmiş, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamadan sonra, 04.06.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini davacı Semra için 143.396,70 TL, Şaban için 14.296,48 TL ve Hidayet için 10.479,35 TL olmak üzere toplam 168.172,53’ye yükseltmiştir.
Davacıların bu istemi ayrı bir dava niteliğindedir ve bu özelliği itibariyle harç alınmayı gerektirir. 492 sayılı Harçlar Yasasının 1 ve 15. maddeleri gereğince yargı işlemlerinden harç alınır. Harcın alınmamış ya da eksik alınmış olması durumunda, yine aynı Yasanın 30. maddesi gereğince verilecek süre içerisinde, ilgilisi tarafından harcın yatırılmadığı veya eksik harcın tamamlanmadığı anlaşıldığı takdirde yargılamaya devam olunamayacağı öngörülmüştür. Somut olayda, ıslah harcının eksik yatırıldığı dosya kapsamındaki makbuz içeriğinden anlaşıldığından, mahkemece davacıya eksik ıslah harcının tamamlanması için süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-2918 sayılı yasanın 93. maddesine göre, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu sigorta poliçesinde belirtilen limiti ile sınırlıdır. Somut olayda, davalı sigorta şirketi zarar veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, dosyada mevcut ….. poliçesine göre kaza tarihi itibariyle ölüm halinde kişi başına 150.000 TL poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere tazminattan sorumludur. Mahkemece, toplam 168.172,53 TL destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmiş olup, teminat limiti ölüm halinde kişi başına 150.000 TL olduğuna göre, hükmedilen tazminat poliçe limitini aşmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortacıya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Mahkemece anılan düzenleme uyarınca, davalı sigorta şirketine yapılmış bir ihbar bulunup bulunmadığı araştırılarak, davadan önce temerrüde düşürüldüklerinin kanıtlanması halinde temerrüt tarihinden, aksi halde dava tarihinde temerrüde düştüklerinin kabulü ile dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde kaza tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru olmamıştır.
5-ZMSS Genel Şartlarının B.2 maddesi uyarınca, sigortacı yargılama giderleri ile avukatlık ücretini ödemekle yükümlü olup hükmolunan tazminat miktarı sigorta bedelini (limitini) geçerse sigortacının bu masraflardan sigorta bedelinin tazminata oranı dahilinde sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. O halde, davalı sigorta şirketinin harç, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden, sigorta bedelinin (limitinin) hükmolunan tazminata oranı dahilinde sorumlu tutulması gerekirken mahkemece bu durum gözetilmeden harç yargılama gideri ve vekalet ücretinin tamamından sorumlu tutulması da isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2),(3),(4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …..Sigorta AŞ.’ye geri verilmesine, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.