Türk Edebiyatının Dönemleri Sınıflandırılması Tarihi Gelişimi Oluşumu

İslam öncesi Türk edebiyatı tarih öncesi çağlardan başlar ve Türklerin İslam’ı kabul ettiği dokuzuncu ve onuncu yüzyıllara kadar devam eder. Bu dönemde sözlü Türk edebiyatı ve yazılı Türk edebiyatı olmak üzere iki grupta incelenen edebiyatımız şu alt başlıklara göre değerlendirilmiştir:

Sözlü edebiyat destan, rune, sago ve sav adı verilen ürünlere dayanmaktadır. destanlar. Savaşları, göçleri, doğa olaylarını geniş bir şekilde anlatan eserlerdir.

Runes, zamanımızda lirik şiirlerin (runeler, aşk ve doğa şiirleri) ilk biçimidir.

Sagular için şimdilik bir ağıt seçme işi diyebiliriz.

Öte yandan, argümanlar atasözü (durub-ı emsal, atasözleri) olarak kabul edilir.

Bu dönem Türk edebiyatının kültür çemberi gibi bir ölçeğe ek olarak edebî türlere dayalı bir tasnif yöntemiyle de incelendiğini belirtmek gerekir.

Yazılı edebiyatın ilk ürünleri Orhun anıtları (Göktürk yazıtları), Yenisey metinleri ve Uygur yazıtlarıdır.

Türk edebiyatı, İslam’ın kabulünden sonra 10. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar şiirin hakim olduğu bir dönemi isimlendirmektedir. Bu dönemde popüler edebiyat, divan edebiyatı ve derviş edebiyatı (veya tasavvuf edebiyatı) gibi tasniflere dikkat edilir.

Halk Edebiyatı adlı koleksiyonda yer alan eserler, Türklerin Müslüman olmadan önceki kültürünün devamıdır. Anonim halk edebiyatı ve Âşık edebiyatı diye iki kolda geliştiğini söylemek yaygındır. Bu gruptaki eserler genellikle manzum olup hece vezni ile yazılmıştır.

Dîvân-ı Âdeb, kendine has bir sanat anlayışı, sınırlı bir duygu ve şiir dünyası, sanat dili, İslam ve tasavvufa dayalı entelektüel bir üslûpla biçimsel, normatif ve idealist bir edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatının etkisiyle aruz dizisinin ve muzmun denilen sembolik anlatım biçimlerinin kullanılması onun özelliğidir. Klasik edebiyat, kadim edebiyat, saray edebiyatı, millet devri edebiyatı, İslam edebiyatı, üst sınıf edebiyatı, Havas edebiyatı, saray edebiyatı, endron edebiyatı olarak da adlandırılır.

Tasavvuf edebiyatı ise ana teması İslam olan ve tasavvufi düşünceyi ele alan eserler içermektedir. Tasavvuf edebiyatında varlık, yokluk, yaratıcı, insan, hayat ve ölüm gibi kavramlar, cismin birliğini görme konusunda genellikle ince bir dille yorumlanır. Halk edebiyatının morfolojik özelliklerini taşıyan tasavvuf edebiyatı ürünleri, Tekke Edebiyatı başlığı altında incelenmekte; Ancak bir eserin tasavvuf edebiyatı, popüler edebiyat, divan edebiyatı ve takiyye edebiyatı gibi tasnif gruplarından birine dahil edilmesinin şartları ele alınmıştır. Mesela Yunus’un veya Mevlana’nın eserleri hangi gruba girecek? Türk edebiyatının tamamı olduğu gerçeğiyle bu konuya açıklık getirilebilir. Bu edebiyatta hece vezni ile yazılan şiirlerin yanı sıra aruz vezni de kullanılmıştır.

İslam’ın kabulünden sonraki Türk edebiyatını incelerken iki kriter dikkat çeker: asırlara göre belirli edebî dönemler ve türler ile divan edebiyatının aruz, nahiv, tür ve şekil; Popüler edebiyat için hece, tür, şekil gibi ölçütler de İslam’ın kabulünden sonraki dönemi incelemek için kullanılır.

Batı etkisindeki Türk edebiyatının veya yeni Türk edebiyatının gelişimi, 19. yüzyıldan itibaren edebî ürünlerin 17. ve 18. yüzyıl etkileriyle Batı kültürüne yönelmesiyle başlar. Bu dönemin Türk edebiyatı, zamanımıza kadar devam eden toplumsal çabaların bir göstergesidir. Bu dönemde edebiyat çevrelerine göre kültür ve medeniyet standartlarının dışında ikinci bir inceleme yöntemi belirlenir; Poetika, tema, zihinsel farklılaşma, öne çıkan kavramlar, edebî türler, biçim ve içerik özellikleri, sanatsal yapı, sunuş özellikleri ve siyasi düğüm yeni dönem eserlerini inceleme kriterleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu normların oluşumunda tarihsel, toplumsal ve siyasal gelişmeler ile kültürel değişimler çıkış noktaları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Üç başlık altında toplandığı yaygın kabul gören bu tasnif, edebiyatımızın ayrı ayrı dallarda geliştiğini göstermez. Bu yöntem inceleme kolaylığı için yapılan sınıflandırma sonucunda ortaya çıkmıştır. Popüler edebiyatta divan şiirinin muhtevası ve şekli iç içe geçtiği için divan şiiri de halk şiirinden etkilenmiştir. Yeni Türk edebiyatı, Batı’ya meyletmesine rağmen halk edebiyatı ve divan edebiyatının yeşerip geliştiği bir alandır. Bu etki bir bütün olarak yeni Türk edebiyatında da devam etmektedir.

Geleneksel tasnife göre üç dönem halinde incelenen Türk edebiyatının tarihî derlemesi aşağıdaki şema ile gösterilmiştir:

a. islam öncesi türk edebiyatı

B. İslam etkisindeki Türk edebiyatı

C- Türk edebiyatının Batı etkisindeki gelişimi

“Sigmund Freud Servet-i Fünun’da Dil ve Yenilikleri”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]