TÜRKİYE KÖRLER VAKFI’NIN İLK OFTALMOLOG YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF. DR. AYŞEN TOPALKARA, 2019 YILINDAN BU YANA BAŞKANLIK GÖREVİNİ YÜRÜTÜYOR. DR. TOPALKARA İLE TÜRKİYE KÖRLER VAKFI VE BU KAPSAMDA YAPTIKLARI ÇALIŞMALAR HAKKINDA BİLGİ ALDIK.
Türkiye Körler Vakfı’nın kuruluşundan söz eder misiniz?
Türkiye Körler Vakfı, 1974 yılında, dönemin Ankara Valisi Şerif Tüten, Belediye Başkanı Vedat Dalokay’ın yanı sıra, Doç. Dr. Mithat Enç, Dr. Lütfi Doğan, Osman Yardım ve Turhan Dökmeci gibi gerçek kişiler ile Altı Nokta Körler Derneği, Türkiye Vakıflar Bankası, Türk Oftalmoloji Derneği Ankara Şubesi, Türkiye Görme Engelliler Derneği, Ankara Çankaya, Ankara Kızılay Lions Kulübü gibi tüzel kişiler tarafından kurulmuştur. Kuruluş misyonumuz; göz nurunu korumak, görme engellilerin eğitimini ve rehabilitasyonunu sağlamak, onların üretken bir birey olarak ülkenin ekonomik, sosyal, kültürel ve yasal gelişimine katılımını sağlamaktır.
Kuruluş amacımız; önlenebilir körlükler ve göz sağlığı konusunda çalışmak, görme engellilerinin eğitim, öğretim ve rehabilitasyon konularında çalışan kurum ve kuruluşlar ile iş birliği yapmak, görme engellilerin sorunları ile ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmaktır. Ayrıca yetişkin görme engellilere meslek eğitimi sağlamak, iş olanağı sağlamak ve sonradan görme engelli olanların işlerini düzenlemesini sağlamaktır.
Vakıftaki görevinize nasıl başladınız?
Türkiye’de bu konu ile ilgili vakıflar içinde sadece Türkiye Körler Vakfı’nda kurucular içinde TODAŞ’ın olması çok değerli ve anlamlıdır. Kuruluş döneminde destek veren hocalarıma şükranlarımı sunuyorum. Vakfın bu özelliğinden dolayı önce danışman olmayı tercih ettim. Sonra yönetim kurulunda çalıştım ve Şubat 2019 yılından itibaren genel başkanlık görevini yürütmekteyim. Vakfın ilk göz hastalıkları uzmanı olarak bu görevin haklı gururunu ve sorumluluğunu yaşıyorum.
Türkiye Körler Vakfı’nın ilk göz hastalıkları uzmanı, başkanı olarak doktor olmanızın kuruma getirdiği bakış açısından bahseder misiniz?
Konunun uzmanı olarak körlük ifadesinin görme engelliler için genel bir kavram olduğunu, bunun içinde az gören ve total körlerin bulunduğunu ve bu iki grubun ihtiyaçlarının birbirinden farklı olduğunu vurguluyorum. Biliyoruz ki görme engellilerin 1/4’ünü total körler, 3/4’ünü ise az görenler oluşturmaktadır. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de az gören bireylere yaklaşım modelleri son dönemlerde geliştirilmektedir.
Sivil toplum örgütlerinin görevleri arasında konusu ile ilgili ulusal politikaların oluşturulmasında ve yön verilmesinde etkin rol almak bulunmaktadır. Son 15 yıldır aktif olarak görme ve az görme rehabilitasyonu konusunda çalışan bir hekim olarak görme engelli bireylerin eğitim, günlük ve çalışma hayatında yaşadıkları güçlükleri ve engelleri birebir yaşamaktayım.
Görme engelli birey ve ailesi ile ilk irtibat kuran kişi, göz hastalıkları uzmanıdır. Bizler hekim olarak sadece tanı, tedaviden sorumlu değiliz, bunun yanı sıra, rehabilitasyon konusunda da hastalarımızı yönlendirmeliyiz.
KARADENİZ’DE GÖRME MODÜLLÜ TEK MERKEZ
Göz hastalıkları uzmanlarının vakfınızda iş birliği yapabileceği, destek olabileceği projeler ya da alanlar var mı?
Vakfımızın merkezi Ankara’dadır, şubesi ise Trabzon’dadır. Trabzon şubemize bağlı Özel Eğitim ve TKV FEGEM Faruk Erdemli Görme Engelliler Eğitim ve Rehabilitasyon merkezi, Temmuz 2019’dan beri her yaştan görme engelli bireyleri kabul etmektedir. Karadeniz Bölgesi’nde Millî Eğitim Bakanlığı onaylı “görme modülü” olan tek merkezdir. Bu merkezin amacı; görme engelli bireylerin okula, günlük hayata, iş yaşamına uyum sağlamalarını, bağımsız hareket edebilmelerini ve sonuçta mutlu, kendi ile barışık bireyler olarak topluma katılımını sağlamaktır.
Özellikle Karadeniz Bölgesi’nda hizmet veren meslektaşlarım tarafından az gören hastaların merkezimize yönlendirilmesi ve rehabilitasyon programına destek verilmesi eğitim merkezimize güç verecektir.
Bölgede yapılacak tarama programları, il bazında vakfımız desteği ile oluşturulabilir. İlk 0 ile 5 yaş için hâlihazırda ulusal tarama programı bulunmaktadır ancak nüfusumuz yaşlanmaktadır. İleri yaşlarda görülen glokom, yaşa bağlı makula dejenerasyonu ve diyabetik retinopati gibi erken tanı ile önlenebilir körlüklerin görülme sıklığı artmaktadır. Bu yaş grubu için öncelikle bakım evlerinden başlayarak aile hekimleri ve vakfımız ile ortak tarama programları yapılabilir.
Başkanlık dönemindeki çalışmalardan bahseder misiniz?
Total körler ile az gören kişilerin ihtiyaçlarının birbirinden farklı olduğu konusunda farkındalık yaratmak için çalışmalar yapıyoruz. Onun için de görme ile ilgili diğer dernek ve vakıflar ile iş birliği yapmaya çalışıyoruz. Bu iş birliğinde amacım, özellikle az görenler için olmazsa olmaz az görmeye yardımcı cihazların SGK ödeme kapsamına alınmasıdır. Az görmeye yardımcı cihazlar denildiğinde ilk aklımıza gelen yakın gözlüğü, filtreler, büyüteçler, elektro optik sistemler, öğrenciler için tablet ve teleskoplardır. Az gören kişilerin birden fazla cihaza ihtiyacı olduğu akılda bulundurulmalıdır. Bu cihazların özellikle eğitim çağındaki çocuk ve gençlerin eğitimleri ve ileriye yönelik kariyer planlamaları için temin edilmesi gerekmektedir. Bunlar yurt dışından ithal edilmektedir. Dolayısıyla bireylerin ve ailelerin bu cihazlara erişimi ekonomik olarak teminlerini zorlamaktadır. Bir diğer konu ise görme rehabilitasyonun bir ekiple yapılabileceğini, ekipte yer alan profesyonellerin iş birliği yapması gerektiğini anlatmayı ve yasal düzenlemeler için ortam oluşturmayı planlıyorum. Bu ekibin yönlendiricisi ve bireysel programların oluşturucusu konu ile ilgili göz hastalıkları uzmanı olmalıdır.
400 GÖRME ENGELLİ
Vakfınızda kaç görme engelli kişi var?
Hâlihazırda vakfımıza kayıtlı 400 görme engelli dostumuz bulunmaktadır. Bu kişilerden ihtiyaç sahibi olanlara maddi desteklerde bulunulmaktadır. Ramazan ayında yiyecek kolisi, alışveriş kartı, vakfımıza yapılan kurban bağışları, öğrencilere tablet, üniversite öğrencilerine burs sağlamaktayız. Kendisi veya anne babası görme engelli olan 13 üniversite öğrencisine burs veriliyor. Bunların sağlanması, gönüllülerin bağışları ve yapılan etkinliklerden elde edilen gelirler ile sağlanmaktadır. Görme engelli sporcularımızın ekipmanları için destek verilmektedir.
Başkanlık döneminizde yürüttüğünüz diğer projelerden söz eder misiniz?
Başkanlığım döneminde başlattığımız ve beni heyecanlandıran proje ise Bonga Art Project’tir. Bu proje, müzelerin görme engelli bireylerin kullanımına açılmasına yönelik. Bunun için dokunma ve işitme duyularının aktive edildiği, bilginin bu duyular aracılığıyla verildiği bir sergileme alanı oluşturulması planlanmaktadır. Bu projenin Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin 100. yılında gerçekleşmesi için çalışmalar yürütülmektedir. Paydaşlarımız Kültür Bakanlığı, Ankara Kalkınma Ajansı, Gören Kalpler Derneği ve TÜBİTAK’tır. Diğer bir çalışmamız ilk kurulduğunda kamuya yararlı olan vakfımızı tekrar kamuya yararlı statüye alınmasıyla ilgilidir.
Ayrıca engelli öğrencilerimiz için vakfımızdaki ses kayıt stüdyosunda EKPSS kitapları üniversite öğrencileri tarafından okunan, Milli Kütüphaneye elektronik ortamda aktarılan kitapların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağlamak da diğer bir projemiz. Vakfımızın web sayfasından ulaşılarak özel günler için bağış karşılığı In line kart gönderebiliyoruz. Aynı şekilde düğünlerde kişiye özel logomuz ile birlikte kitap ayracı ve magnet de yapabiliyoruz.
Görev aldığınız diğer kuruluşlardan söz eder misiniz?
Sivil toplum örgütlerinin önemini ve itici güç olduğunu düşündüğüm için çalışma hayatım ile birlikte yaşadığım illerde mutlaka aktif olarak destek verdim ve üye oldum. İlk Bakış Az Görenlere Yardım Derneğinin (İBAYDER) kurucu üyesiyim. Ankara Kolej Lions Kulübünün kurucu üyesiyim. Bunun yanında Albinizm Derneği’nin danışma kurulundayım. Türkiye Körler Vakfının 2019 yılından beri genel başkanlığı görevini yürütmekteyim.
Meslek kuruluşumuz olan Türk Oftalmoloji Derneği’nin Ankara şubesi üyesiyim. Türk Oftalmoloji Derneğinde de farklı görevlerim bulunmaktadır. Optik Refraksiyon Rehabilitasyon Biriminin aktif üyesiyim. Birim başkanlığım dönemimde başlattığımız Esat Işık Optik Refraksiyon Az Görme Rehabilitasyon Kursunun 22’incisini yaptık. TODAŞ’ın yönetim kurulu ve saymanlık görevlerinde bulundum. Son üç dönemdir Türk Oftalmoloji Derneği Yeterlilik Kurulu’nun (TOYK) yönetim kurulundayım. TOYK alt çalışma grubu olan akreditasyon çalışma grubunun başkanlığını yürütmekteyim.
Az görme ve rehabilitasyon, koruyucu göz hekimliği ve okul göz sağlığı konusunda, 2008 yılından beri gerek alanın profesyonellerine yönelik gerekse konu ile ilgili kuruluşlarda, okullarda seminerler ve konferanslar düzenlemekteyim.
Meslektaşlarınıza yönelik bir mesajınız var mı?
Meslektaşlarımın görme engelli bireylerin tanı ve tedavilerindeki özverili yaklaşımlarını, görme engellilerin sosyal hakları ve rehabilitasyonu ile topluma kazandırılmalarında da göstermelerini arzu ederim.
Biz göz sağlığı uzmanlarının sivil toplum örgütlerinde yol gösterici ve politika oluşturucu olmaları beni mutlu edecektir.
Ophthalmology Life 37. Sayı