Türkiye’de Z Kuşağı Araştırması: Kimdir ve Ne İstiyorlar?

Uzunca bir süredir hayatımızda olan Z kuşağı kavramı son günlerde daha çok dillendirilir oldu. Ülkemizin genç nüfusu içinde önemli bir yeri olan bu kuşak, tercihleri ile artık daha belirleyici… Peki Z kuşağı deyince ne anlamalıyız? Bu kuşak hangi özelliklere sahip? Araştırma ve uzmanlık gerektiren bu konuları tabii ki yetkin isimlere sorduk. Ama kuşağın sevdiği tabirle “Boş yapmamaya” özen gösterdik ve konunun öznesine yani gençlere de kulak verdik. 2000’li yıllardan itibaren duymaya başladığımız ‘Z kuşağı’ kavramı, son dönemde giderek artan bir sıklıkla gündeme gelmeye başladı. Önceleri; “Aman da teknolojiyi ne güzel kullanıyorlar, ne kadar özgüvenliler, zekiler, parlaklar” derken, şimdilerde büyüdüler de ABD Başkanı Trump’ın mitingini sabote bile ettiler (her ne kadar Trump’ın ekibi inkar etse de, haber medyada, gençlerin TikTok uygulaması üzerinden yaşıtlarını, mitinge gitmeyecekleri halde bilet almaya ikna ederek mitingi trolledikleri şeklinde yer aldı). Kısa bir zaman içerisinde ise gündemi onlar belirleyecek, hatta dünyayı onlar yönetecek… Çünkü şu anda bir kısmı üniversite öğrencisi olan ve önümüzdeki yıllarda iş hayatına atılacak bu kuşağın nüfusa oranları giderek artıyor. Örneğin İstanbul Üniversitesi Şehir Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Şeker, 2019 yılında yapılan bir araştırmaya dayanarak “Toplumun en genç ve dinamik kuşağı olan Z kuşağı, 5 yıl önce İstanbul nüfusunun yüzde 23’ünü oluştururken, bugün bu oran yüzde 30’a yaklaşmış durumda. Bu durum hızlıca gelen Z kuşağının giderek şehrin hakimi olmaya başlayacağını gösteriyor” diyor. Şu anda dünya genelinde de en kalabalık kuşak (bbc.com’un haberine göre dünya nüfusunun yüzde 32’si). Yani onları tanımak ve anlamak artık şart oldu… “KUŞAK ÇATI ŞMASI GELİN – KAYNANA MESELESİ GİBİ HE P VAR” Tarih boyunca yaşanan kuşak çatışmalarının son yıllarda giderek daha fazla gündeme gelmesini, dijitalleşmeyle birlikte değişimin hızlanmasına ve bilginin ömrünün kısalmasına bağlayan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan bu durumu şöyle açıkladı: “Kuşak çatışması insanlık tarihinde Hitit tabletlerinde Mısır’daki papirüslerde hep var, gelin-kaynana meselesi gibi. Ama bu derece yoğun gündeme gelmesi iletişimin hızlı ve yoğun olmasına bağlıdır. Dijitalleşmeyle çok ilgili, kuşakları incelediğimiz zaman insanlık tarihinde bu kadar hızlı ve yoğun kuşak farklılıkları oluşmamıştı. Daha önce bir bilgi 20-30 senede eskirse şimdi üç beş senede eskiyor, bilgi eskidikçe yeni nesiller yeni doğrularla karşılaşıyor.” Farklı kuşakların davranış biçimlerinin istatistiksel olarak incelenmesinin 1960’lardan sonra ABD’de gündeme geldiğini belirten Çocuk-Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç ise kuşakları birbiriyle karşılaştırmanın ekonomik ve siyasi nedenleri olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Kılıç “Yaş değişimi ile birlikte farklı ihtiyaçların ortaya çıkması, tüketim alışkanlıklarının değişmesi ekonomi açısından önemlidir. Eğitim ve sağlık ihtiyaçlarının değişmesi, bu ihtiyaçların karşılanması da ülkelerin yönetimi açısından önemlidir. Bu yüzden kuşakların değişen gereksinimlerini anlamak ve karşılamak önemli olmuştur” şeklinde konuştu. Bu tür kuşak tanımlamalarının bilimselliğinin tartışmalı olduğunu ileri süren Psikiyatrist Dr. Agah Aydın, “2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin çıkışıyla birlikte kitleleri tanımak, tanımlamak ve daha da önemlisi yönlendirmek için ortaya atıldığını düşünüyorum. Orta ve üst sınıflara mal satmaya çalışan ticari kuruluşların pazar oluşturması, tüketici alışkanlıklarını belirleyip değiştirebilmesi için oldukça kullanışlı tanımlar bunlar” ifadelerini kullandı. Küreselleşmenin etkisine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise “Tüketimin karakteri zaten budur. Nerede kazanç var oraya gider. Hızlı bir küreselleşme var, o çocuk köyde de yaşasa elindeki cep telefonu açık, oradan girip bütün dünyayı görüyor. İletişim ve küreselleşme çağında dijital ve sosyal hareketlilik var bu gerçek” şeklinde konuştu. Z KUŞAĞININ ŞİFRELERİ: TEKNOLOJİ, ÖZGÜVEN, SOSYAL MEDYA… Onlarla ilgili hemen her gün bir araştırma yayınlanıyor ya da bir habere konu oluyorlar… Haklarında tanımlamalar, yorumlar, istatistikler yapılıyor ve önceki kuşaklar tarafından “biraz” da eleştiriliyorlar… Peki, 2. Dünya Savaşı sonrasında doğan çocuklara ABD’de, hızlı nüfus artışı dolayısıyla verilen “baby boomers” adından hareketle “zoomers” da denilen Z kuşağı kimdir? Hangi özelliklere sahipler, neden diğer kuşaklardan farklılar, ne istiyorlar, onlarla sağlıklı bir ilişki nasıl kurulur? Tabii ki uzmanlara sorduk, ama gıyabında konuşmak pek hakkaniyetli gelmediği için kendilerine de sorduk… Tarihler tartışmalı olsa da genel olarak 90’ların ikinci yarısından 2012 yılına kadar doğanları kapsayan Z kuşağının en belirgin özelliği teknoloji ile olan ilişkileri. Prof. Dr. Kılıç, “Z kuşağının en belirgin özelliği akıllı telefonların olduğu dünyada büyümesidir. Bu durum Z kuşağında sürekli diğer insanlarla bağlı halde bulunmanın doğal bir gereksinim olduğu bir dünya algısı yaratmıştır” uyarısında bulunurken, bu kuşağın dijital dünyaya ait olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan yalnızlık duygusuna dikkat çekti. Tarhan “Sosyal izolasyonları var, dijital dünyayla her konuda ve her şeyle temas kuruyorlar. Böyle olunca da düğmeyi istediği zaman açıyor istediği zaman kapatıyor ama fiziksel dünyada öyle değil ki arkadaşını düğmeye basar gibi kapatamıyorsunuz böyle olunca da kalıcı sosyal bağlar oluşmuyor” dedi. Kuşak tanımlamalarının ticari kuruluşların kendi tüketicisini yaratmak için uydurduğu palavralar olduğunu öne süren Dr. Aydın’ın ise tanımı “uyutulup yönlendirilebilecekleri zannedilen ama şimdilik öylesine takılan bir kuşak” şeklinde oldu. “BİLGİ BİZİ M İŞİMİZ ” Peki ya onlar kendilerini nasıl tanımlıyorlar? Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Öğrencisi 2000 doğumlu Yağmur, medyada kendi kuşağı ile ilgili duyduklarını özetlerken “Milenyum çağı, bilgiye olan hızlı erişimleri, sosyal medyadaki halimiz falan. Daha az boyun eğen daha rahat bir gençlik” ifadelerini kullanıyorlar. BENCİLLİĞİ KAB UL ET MİYORLAR Bu kuşağın eleştiriye uğradığı en önemli konuların başında bencil oldukları iddiası geliyor. Aslında bireysel davrandıkları söyleniyor ama bu eski kuşakları biraz rahatsız ettiği için suçlamaya dönüşüyor. Örneğin Yağmur’a göre zaten böyle olması gerekiyor: “Ben herkesin zaten ilk önceliğe kendisini koyması gerektiğini düşünüyorum. Bu zaten insanların sahip olduğu bir şey ve evet biraz daha kendimiz ön plandayız”. Hamza, “Evet bireysellik gözle görülür derecede bariz” derken Emre bu eleştiriyi kabul etmiyor: “Ben bencil bir insan değilim. Olanlar var tabii ama çok değil, diğer kuşaklarda olduğu kadar.”