DİKSİYON DÜZELTME İPUÇLARI !

İş ve sosyal hayatımızda başarı basamaklarını hızlı çıkmanın anahtarlarından biri ve belki de en önemlisi kullandığımız dili ne kadar etkin ve başarılı kullandığımızdır. Çünkü gerek beden gerekse sesli dili doğru kullanan kişiler çevresinde hep olumlu etkiler yaratmakta ve hedeflerine doğru daha kolay ilerleyebilmektedir. Hizmet sektörünün içinden gelen biri olarak, sektörün en büyük yaralarından biri de dili etkin kullanamadığı için misafir/müşteri ile etkili iletişim kuramayan, sattığı ürün ve hizmeti pazarlayamayan çalışanların çokluğu hep dikkatimi çekmiştir.

Osmanlı döneminde saray ve halk olarak ikiye ayrılmış sonraları M.K. Atatürk’ün harf devrimi sonrası biraz daha birleşmiş bir dilimiz var.  Türk dili binlerce yıllık geçmişi ve yayıldığı geniş coğrafya ile hiç de yabana atılacak bir dil değil. Urallar’dan Anadolu’ya, Orta Asya’dan taa Avrupa’ya kadar pek çok millet Türk dilini ve türevlerini kullanmakta. Türk dil kurumuna göre Anadolu’da kullanılan Türkçede 111.027 kelime bulunmakta, bunların 14.981’i yabancı kökenli. Bu kadar eski bir dil ve bu kadar çok kelime barındıran bir dilimiz varken siz bu dili kaç kelime ile kullanabiliyorsunuz? Ya da dilimizi kullanırken, kelimeleri anlaşılır, sesleri doğru aktaran biri misiniz?

İnternet’i biraz araştırdığımda çeşitli kaynaklardan benzer sonuçlar elde ettim. Binlerce kelime barındıran dilimizi günlük kullanımda 300-400 kelime ile sınırlandırıyoruz. Üstelik bu durum “Z” kuşağına indirgendiğinde bu sayı 200 civarına düşünüyor ki bu gençlerin dili çok az ve dar kalıplarda kullandığının bir işareti.

Başta da dediğim gibi iş ve sosyal hayatımızda başarının sırrı dilinizi ne kadar etkin kullandığınızdan geçiyor. O halde bu konuda bir yapılacaklar listesi ile bu durumu nasıl geliştirebileceğinize bir bakalım isterseniz …

[ads1]

1. Kelime dağarcığınızı geliştirmek ve diksiyonunuzu düzeltmek için kitap okumak

sesli kitap okumak

TÜİK(Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre ülkemizde kitap okuma oranı %0.1. Yani kısacası içler acısı bir haldeyiz. 4 kişilik bir ailenin yaptığı kitap harcaması 5.5TL/yıl. Yani beş lira elli kuruş. Uzunca yazdım ki göze büyük görünsün ?

Kitap okumanın çeşitli varyasyonları dil konusunda iki farklı konuda gelişmemizi sağlar. Bunlardan birincisi normal yani içimizden okumak kelime dağarcığımızı artırır, ikincisi ise sesli ve hecelere basa basa okuyarak diksiyonumuzu düzeltebiliriz ki bu da en önemli konudur. Çünkü diksiyonu düzgün olmayan kimse entelektüel olarak çevreye bazı olumsuz sinyaller verir. Bugün konuşmadaki becerinizi ölçerek hakkınızda karar verebilecek insan sayısı azımsanmayacak kadar fazladır.

Bir iş görüşmesine gittiğinizi düşünün. Karşınızda İnsan Kaynakları Müdürü ile bir masada oturuyorsunuz ve size çeşitli sorular sorarak mesleki altyapı, düşünce yapınız ve buna benzer konularda sizi test ediyor. Eğer düşüncelerinizi kelimelere dökecek bir kelime dağarcığınız yoksa ya da bu kelimeleri doğru tonlama ile söyleyemiyorsanız inanın ki iş görüşmesi siz ne kadar abi harika geçti yaa diye düşünseniz de tam bir fiyasko ile sonuçlanır.

O yüzden başlangıç olarak 2 haftada 1 kitap okumalısınız. O da başlangıç olarak. Bana sen okuyor musun diye sorarsanız eğer ben çocukluğumdan beri okuyorum. Dönemsel olarak iş yoğunluğu ve benzer nedenlerle aksatsam da eninde sonunda kendimi kitaplarla baş başa buluyorum.

2. Dişlerinizin arasına bir kalem sıkıştırıp kitabı sesli okumak…

Yukarıdaki resimde gördüğünüz şekilde dişlerinizin arasına bir kalem sıkıştırarak elinizdeki kitabı okumaya çalışın. Başlarda kendinizi komik hissedebilirsiniz bu çok normal ama inanın faydasını göreceksiniz. Ses başlı başına kaslarımızla alakalı bir durum olduğu için kaslarımızın gelişmesi demek istediğimiz kelimeyi daha kolay çıkarmamız/telaffuz edebilmemiz demek. Diksiyonunuzu düzeltmenin anahtarı da kaslarınızı doğru çalıştırmaktan geçiyor. Tabii bu egzersizi yaparken yanınızda bir peçete bulundurmayı ihmal etmeyin. Malum ağzınızı uzun süre açık tutmanız dilinizdeki reseptörleri hareketlendirecek ve bu da fazladan tükürük üretmenize neden olacaktır ? Zaten zor olan bir durumu daha da zorlaştırmaya gerek yok değil mi ?

3. Diksiyonu düzgün konuşmacıları dinleyin…

Kelimelerin nasıl telaffuz edildiğini bu konuda iyi olan insanlardan duymaktan daha iyi ve eğitici bir aktivite düşünemiyorum. Tutup konferanslara katılın demiyorum ama en azından Youtube gibi bir kaynağınız varken bu kaynağı etkin bir şekilde kullanabilirsiniz. Kelimeleri doğru kullanan birini dinlerken beyniniz o kişinin kelimeleri hangi anlamlarda ve tonlama ile kullandığını yavaş yavaş kaydetmeye başlar. Daha elle tutulur bir örnek vermek gerekirse;

Lehçesi farklı bir yerde uzun süre kaldığımızda dil erozyonuna uğramamız an meselesidir. Mesela İstanbul’dan İzmir’in köylerine gidip bir süre orada kalırsanız pek çok kelimenin sonundaki rum yerine yom eklemeye başlarsınız ? ( Örneğin : gidiyorum – gidiyom, yemek yiyorum – yemek yiyiyom). Tabii bunu söylerken İzmir’de kullanılan dili küçümsemek için söylemiyorum hatta lehçelerin dilimize zenginlik kattığını savunan biriyimdir.

YouTube konusununa değinmişken size bu konuda önerebileceğim bir kanal da paylaşmadan geçmeyeyim.

Barış Özcan ( Kendisi ile hiçbir organik bağım yoktur ama kanalını keyifle takip ediyorum )

https://youtu.be/oNmXH2uN0Do

4. Sakız Çiğneyin

Evet bu konu eski model erkekler için biraz can sıkıcı olabilir ama bunu toplum içinde yapmak zorunda değilsiniz. Kendi evinizin güvenli çatısı altında kimseye görünmediğiniz bir alanda bunu yapabilirsiniz.

Sakız çiğnemek çene kaslarını geliştiren aynı zamanda nefesinizi de kontrol etmenizi sağlayan bir egzersizdir. Mide sorununuz yoksa bu egzersizi es geçmemenizi öneririm.

5. Konuşurken aynanın karşısına geçin ve kelimeler ağzınızdan çıkarken kendinizi gözlemleyin.

Bu egzersiz hem ağız hareketlerinizi hem de beden dilinizi doğru kullanıp kullanmadığınız konusunda size ipuçları verecektir. Netice de dili etkin kullanmak bir çok farklı olgunun birleşimiyle mümkündür. Kelimeler ve vurguyu doğru kullanmak beden dili ile desteklendiğinde en kral konuşmacı olup çıkarsınız.

izi hem de beden dilinizi doğru kullanıp kullanmadığınız konusunda size ipuçları verecektir. Netice de dili etkin kullanmak bir çok farklı olgunun birleşimiyle mümkündür. Kelimeler ve vurguyu doğru kullanmak beden dili ile desteklendiğinde en kral konuşmacı olup çıkarsınız.

6. Tekerlemeler

En son ve en eğlenceli kısma geldik. Dilimizde pek çok tekerleme var ve çocukken sırf eğlenmek için söylediğimiz tekerlemeler bugün belki de hayatımızı kurtarabilir. Başlarda doğru söyleyemeyeceksiniz ama sonradan buna alıştığınızı ve konuşmanızda pozitif yönde düzelmelere neden olduğunu göreceksiniz.

Geldik uzun ama yararlı bir yazının daha sonuna. Daha bir çok metot ve egzersiz olabilir ama ben kendimce en iyi ve yararlı bulduklarımı sizlerle paylaşmak istedim. Bu arada bir küçük hatırlatma; Lütfen telefonunuzla yazı yazarken de kısaltmalar yerine tam kelimeler kullanın ki böylece yazı dilinizde düzene girsin çünkü sözlü ve yazılı dil birbirini destekleyen iki türdür.

Bir başka yazıda görüşünceye kadar lütfen egzersizlere başlayın ve değişimi siz de ilk elden gözlemleyin.

Umarım yararlı bir içerik olmuştur. Eğer yazıyı yararlı bulduysanız lütfen yorum yaparak ve arkadaşlarınızla paylaşarak destek olun ki bu tür içerikler üretmeye devam edecek motivasyonu bulabileyim ? Bir daha görüşünceye dek sevgiyle kalın…