Günümüzün küreselleşen dünyasında ülkeler arasındaki ilişkiler her dem son güncel olaylar çerçevesinde haberleştiriliyor ve kamuoylarına sunuluyor. Ancak ülkelerin ilişkileri tarihsel gelişme süreciyle oldukça sıkı bir şekilde belirlenmekte ve sınırlanmaktadır. Her ne kadar dünün düşmanı bugünün dostu olabilse de yarın dost kalıp kalmayacağı şüphelidir. Yani sürekli düşmanlılar, sürekli dostluklar söz konusu değildir, sürekli ulusal çıkarlar söz konudur. Çünkü ulusların çıkarları önemli olduğu kadar da bağlayıcı ve belirleyicidir. O nedenle her dem tarihi süreç gözden ırak tutulmamalıdır. Ukrayna ile tarihi ilişkiler Hunlara kadar geriye gitmektedir.
Gelişmeleri zaman dizinli (kronolojik) sıralayarak hatırlamamız ve günümüze getirmemizde ve yarar vardır: ·
2. ve 5. YY’da Ukrayna’yı Ostrogotlar ve Hunlar işgal etmiştir. ·
7. YY’da Ukrayna Ön Bulgar Türklerinin istilasına uğradı. Bunu Hazar Türklerinin işgali izledi · 860 yıllarında Kiev Vikingler tarafından Hunlardan alındı. Kurulan Kiev Knezliği 980’li yılların sonuna doğru Ortodoks Hıristiyanlığı kabul etti. · 1000’li yılların ortasına kadar altın dönemini yaşayan ve akabinde zayıflayan Kiev Knezi Moğollar tarafından zapt edildi. Cengiz Han’ın torunu Batu (Batu Han) 1240’ta Kiev’i tamamen yıktı.
·14. YY’da Kiev Litvanya Grandüklüğü’nün eline geçti. · 1569’da Litvanya – Lehistan (Polonya) birliği oluşturuldu
· 16. YY’da kendilerini Kazak olarak adlandıran savaşçı bir grup devletsi bir yapı oluşturdu. Bu grup Litvanya-Lehistan birliğini kabul ettiği için hem Osmanlılar hem de Çarlık Rusya’sına sorunlar yaşatıyordu. Kazakların denizden gelerek Sarıyer ve Yeniköy’ü talan etmesi Osmanlı-Lehistan savaşına yol açmıştır. 1648’de Lehistan’a karşı ayaklanan Kazaklar özerklik kazandı ve ilk Ukrayna devleti sayılabilecek Kazak Hetmanlığı kuruldu. Zaman atlamasıyla devam edilecek olursa sonuçta Ukrayna Karlofça Antlaşması ile Lehistan’a bırakıldı ancak Lehistan’ın 1793’te parçalanması üzerine Ukrayna’nın büyük bir kısmı Rusya İmparatorluğunda, küçük bir kısmı da Avusturya İmparatorluğu eline geçti ve 1917 Ekim devrimine kadar da Rusya’nın bir parçası olarak kaldı. Birinci Dünya Savaşı sonrası Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) katıldı. İkinci Dünya Savaşı’nda savaş alanı olan Ukrayna topraklarında yaşayanlar çok sıkıntı ve açlık çekmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra şüphesiz Atatürk 15 ve 17. YY’larda Osmanlı (Türk) ve Ukrayna ilişkilerindeki gel-git’lerin ve sıkıntıların bilincindeydi. Atatürk “
yurtta barış, dünyada barış
” düsturu bağlamında barışçık yaklaşımıyla “
Ukrayna
ve Türkiye’nin iki komşu ülke olduğunu söylemek mümkündür. Kuzeye dikkatli bakın. Orada deniz var. Fakat eğer biran denizin olmadığını düşünürseniz Türkiye ve Ukrayna’nın birbirine daha yakın ülkeler olduğunu görürsünüz
” demiştir. Türkiye-Ukrayna arasındaki dostluğu geliştirmek için karşılıklı yarar çerçevesinde 1922′de Ankara’da Türkiye-Ukrayna anlaşması imzalanmıştır. Akabinde eğitim, bilim, sanat alanında karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Dönemin başbakanı merhum İsmet İnönü 1932’de Kiev’e gitmiştir. Hatta 1934’de Türk askeri delegesi başkanı Fahrettin Paşa Kyiv Askeri Bölgesindeki manevralara katılmıştır. 1953’te Kırım SSCB’den Ukrayna’ya geçmiştir. Ukrayna’da yaşanan en önemi olaylardan biri de 1986’da yaşana Çernobil faciası ve yayılan radyoaktif bulutlardır ki bu Türkiye’yi de etkilemiştir. SSCB 1991 yılında yıkıldı ve Rusya Federasyonu tarafından Bağımsız Devletler Topluluğu oluşturulmuştur. 2000 yılında Türkiye-Ukrayna arasında Ankara’da Kültürel Değişim Programı imzalanmıştır. Bunu diğer anlaşmalar ve protokoller izlemiştir. Ukrayna Başbakanı Volodimir Groysman, 14-15 Mart 2017 tarihlerinde Başbakan Binali Yıldırım’ın davetlisi olarak, Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Bu ziyaret çerçevesinde Karadeniz komşusu ve stratejik ortak Ukrayna ile ticaret başta olmak üzere, değişik işbirliği olanakları ele alınmış, Kırım ve Kırım bölgesindeki Türk soylu Tatar’ları durumu ele alınıştır. Vladimir Groysman Türkiye’deki resmi ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ile bir araya gelmiş, İstanbul’a geçerek yerel teknoparktaki çalışmaları incelemiş, Ukrayna-Türkiye İş Forumu’na katıldıktan sonra Ukraynalı ve Kırım-Tatar toplulukları ile buluşarak Türkiye ziyaretini tamamlamıştır. Yapılan ortak basın toplantısında Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, YÖK Başkanı Yekta Saraç, Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın, Hazine Müsteşarı Osman Çelik, Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Kırım Tatar halkının lideri Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile diğer yetkililer hazır bulundu. Basın toplantısında Başbakan Binal Yıdırım şunları söyledi: “
Sayın Başbakan ile bugünkü gerek baş başa gerek heyetler arası yaptığımız görüşmelerde başta ekonomi, ticaret, turizm olmak üzere Türkiye-Ukrayna ilişkilerindeki gelişmeleri, sorunları ve fırsatları ele aldık. Ukrayna ile Türkiye ilişkileri, her alanda daha da ileriye götürülecek potansiyele sahiptir. Bunu bugün bir kez daha teyit ettik ve bu konuda kararlılığımızı, irademizi ortaya koyduk. Ukrayna ile diyalogumuzun memnuniyet verici düzeyde olması, bu bağlamda Dışişleri Bakanlarımız geçen ay ortak stratejik planlama grubu toplantısı yapması önemli. Bu toplantıda, bugün imzalamış olduğumuz iki ülke vatandaşlarının kimlik kartı ile seyahatine imkân veren, bir anlamda vize muafiyeti denebilecek anlaşmayla sonuçlandırmış bulunuyoruz. Öyle inanıyorum ki imzalanan bu anlaşmayla birlikte Ukrayna ile Türkiye arasında hem turizm faaliyetleri hem ekonomik faaliyetler hem karşılıklı yatırım faaliyetleri çok daha hızlı bir şekilde gelişecek. Dolayısıyla hedeflediğimiz 20 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmak için başlangıç olacaktır.
” Başbakan Yıldırım, basın toplantısında iki ülke arasında ekonomik, ticari ve yatırım ilişkilerinin gelişmesinde önemli etkileri olacak Serbest Ticaret Anlaşması, Yatırımların Karşılıklı Korunması Anlaşması ve Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması olmak üzere üç anlaşmanın imzalandığını açıklamıştır. Bu arada Başbakan Yıldırım Türkiye’nin, Kırım dâhil Ukrayna’nın egemenliğini, siyasi birliğini önemsediğini belirterek “
Bunu desteklemeye devam ediyoruz. Kırım Tatarları, Ukrayna ile ülkemiz arasında özel bir dostluk köprüsü oluşturmaktadır. Kırım’ın ilhakı ile ortaya çıkan Kırım Tatarlarının sorunlarının giderilmesi için Ukrayna hükümeti ile yakın çalışmaya devam edeceğiz. Ukrayna yönetiminin, Kırım Tatarlarının siyasi, sosyal, ekonomik meseleleri ile yakından ilgilenmelerini de memnuniyetle karşılıyoruz
” dedi. Başbakan Yıldırım 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ terör örgütünün başarısız darbe girişimi karşısında Ukrayna hükümetinin Türkiye’ye desteğini açıkça ortaya koyduğunu belirterek, Ukrayna Başbakanı Groysman’ın TBMM’yi de ziyaret edeceğini ifade etti. Başbakan Binali Yıldırım, kalkışmanın “
arkasındaki terör örgütünün birçok ülkede olduğu gibi Ukrayna’da da uzantılarının olduğunu biliyoruz
.
Bu konuda Sayın Başbakanın gerekli adımları atma konusunda kararlı olduğunu görmekten de büyük bir memnuniyet duyuyoruz
” ifadelerini kullandı. Bu arada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye- Ukrayna Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’na (YDSK) katılacağına değinen Başbakan Yıldırım bu ziyaretin Türkiye-Ukrayna ilişkilerinin geliştirilmesi yönünden önemli olduğuna vurgu yaptı. Ukrayna ile Türkiye arasında sürdürülen ilişkiler bağlamında Başbakan Yıldırım, “
Gerek ekonomik alanda, gerek kültürel, gerek güvenlik, gerek tarım ve taşımacılık alanında Ukrayna ile Türkiye arasında çok ciddi gelişmeler var. Ancak, bu gelişmelerin çok daha hızlanmasına ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Bu güzel adımlara vesile olacak ziyaretiniz için şahsınıza ve heyetinize teşekkür ediyoruz
” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Ukrayna Başbakanı Groysman basın toplantısında şu açıklamaları yaptı: “
Size bugün gerçekleştirmiş olduğunuz toplantılar sebebiyle teşekkürlerimi iletiyorum. Son derece üst seviyelerde görüşmeler gerçekleştirdik. Bu ziyaretler, önümüzdeki yılları ve dostane ilişkilerimizi şekillendirecek. İlişkilerimizin farklı alanlarda devam ettiğini ifade etmek istiyorum. Bu anlaşmalar vatandaşlarımızın karşılıklı ziyaretlerini kolaylaştıracak. Türkiye’yi ziyaret ederken kimlik belgelerinin yeterli olması, ileriye dönük son derece olumlu bir adımdır. Şu aşamada 1 milyon Ukrayna vatandaşı hali hazırda Türkiye’yi ziyaret ediyor. Türk tarafından da çok sayıda turistin Ukrayna’yı ziyaret edeceğine inanıyoruz. Özellikle bölgeselhava alanlarında karşılıklı uçuşların sağlanacağını umuyorum. Eğitim konusunda iş birliği anlaşması imzalamamız gerçekten çok önemli. Geleceğimiz konusunda çok daha üst basamaklara ulaştıracaktır. İkili ekonomik ilişkilerimiz, potansiyelin altında seyrediyor. Bugün yaptığımız çalışmalar, ticareti karşılıklı artıracaktır. Sermaye akışının da kolaylaşmasını sağlayacaktır. Bu, potansiyelimizi bir sonraki seviyeye yebiliyor. Rusya’nın yaptıkları tüm bölgeyi etkileyebiliyor. Ukrayna’nın bağımsız olduğu yıllardan beri, neredeyse 24-25 yıl ilişkilerimizin potansiyelini daha fazla kullanabilmeliydik. Bu potansiyeli harekete geçirmek için zaten son yıllarda çalışmalar hızlanmıştı. Genel politikamız ve stratejimiz bu yönde. Rusya’nın bazı eylemleri bunun biraz daha hızlanmasına sebep oluyor, o kadar. Şöyle bir hataya düşülüyor: ‘Rus uçağı düştü, Türkimeyeceğini garantilediniz. Toprak bütünlüğümüzü desteklediğiniz için teşekkür ediyorum. Kırım tatarları ile ilgili aldığınız tutumların da çok önemli olduğunu belirtmek istiyorum. İlişkilerimiz son derece sağlam bir temel üzerine kurulmuş durumda.
” Genel durum ve mevcut sonuçlar deUkrayna’nın Avrupa-Amerika-Rusya bileşkesindeki önemi coğrafi konumundan ileri gelmektedir. Bu bileşke çerçevesinde ortaya çıkan nüfuz kazanımı çekişmesi ülkeler arası ilişkileri et
taşıyacaktır. 2016 yılında 3 milyar 140 milyonluk bir ticaret hacmi gerçekleştirdik, 20 milyara ulaşmayı hedefliyoruz. Türk iş adamlarıyla toplantı yapma fırsatı buldum. Yatırım teşviki kurulu oluşturduk. Yatırım projeleriyle ilgili olarak Türk iş adamlarının Ukrayna’ya geldiğini gördüğümüz anda, bunun başarılı olması için her türlü adımı atacağız. Uzay teknolojisinden havacılık sektörüne her türlü alanda iş birliğimizi yapacağımıza inanıyoruz. Tarım sektörü ve altyapı projeleri açısından da gerçekten önemli bir potansiyele sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Uçak üretimi konusunda çabalarımızı bir araya getireceğiz. Başarabilirsek ortaklaşa uçak üretimi konusunda iş birliği gerçekleştirebiliriz. Bu da son derece rekabetçi bir proje olacaktır. Bir kez daha bizi kabul ettiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. Bu ziyaretimiz vesilesiyle bize bir mesaj verdiniz. Türk gemilerinin Kırım’a git
kilemekte ve belirlemektedir. Ukrayna ve Rusya’nın Karadeniz’e kıyıdaş olması ayrıca Türkiye-Ukrayna ve Rusya ilişkilerinde de önemli rol oynamaktadır. Kırım’daki Türk soylu Tatarlara ilişkin sorunların ötesinde örneğin Türkiye’nin Rusya’dan aldığı doğal gazın iletim yolu Ukrayna’dan geçmektedir. Yine Rusya’yı çevreleme politikaları yaklaşımında Avrupa’ya ulaşan Rus doğal gazı da Ukrayna topraklarından geçmektedir ki bu nedenlerden dolayı da Ukrayna AB için de öneli bir konumdadır. Oldukça geniş bu yelpazeyi tanımlayan ve Türkiye-Ukrayna’nın ilişkilerine önemli açıklık getiren Türkiye’nin Kiev Büyükelçisi Yönet Can Tezel, Türkiye – Ukrayna arasındaki ilişkilerin sınır ihlali nedeniyle Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesine bağlanmasının yanlış olacağını belirterek şöyle demektedir, “
Tabii ki Rusya’nın yaptıkları Türkiye-Ukrayna ilişkilerini etkileye ile Ukrayna birbirini keşfetti. Stratejik ilişki, ittifak kuruluyor.’ Öyle değil. Biraz daha geniş bakmak lazım
.” Özetle, Ukrayna Başbakanının ziyaretinde birçok konuda uzlaşı sağlandı ve ziyaretin ılımlı olduğu değerlendirilmektedir. İki ülke başbakanları, Rusya’nın üç yıl önce ilhak ettiği Kırım Yarımadası konusunu ele aldı. Başbakan Yıldırım, Ukrayna Başbakanı Groysman’a Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne desteğinin süreceğini belirtti. Yıldırım ayrıca, Türkiye’nin Ukrayna Hükümeti’nin yürütmekte olduğu reformları da destekleyeceğini söyledi. Bu bağlamda işbirliği ortamının oluştuğu, ilişkilerin daha da geliştirilmesi için gerekli atmosferin yaratıldığı görülmektedir.