Uluslararası çocuk iadesi , velayet hakkının ihlali ile çocuğun yaşadığı ülkenin değiştirilmesi halinde, uluslararası sözleşmeler uyarınca yapılır. Bu sözleşmelerde tanımlanan bazı kavramlar, uygulama bakımından önemlidir.
İçerik
Velayet hakkı ; çocuğun gözetim ve korunması görevlerinin yerine getirilebilmesi için anne veya babadan birisine (bazı durumlarda her ikisine) tanınan yetkileri ifade eder. Kural olarak evli çiftler müşterek çocukların velayet hakkına birlikte sahiplerdir. Boşanma halinde ise kural velayetin anne veya babadan birisine verilmesidir.
Uluslararası sözleşmeler de velayet hakkı, velayet sahibi olmayan ebeveyne tanınan, çocukla şahsi ilişki kurma hakkını da kapsamaktadır.
Türk Medeni Kanunu hükümlerinde ortak velaye t konusu düzenlenmemiştir. Bu nedenle kural boşanma halinde velayetin anne veya babadan birisine verilmesidir.
İsviçre ve Almanya gibi bazı ülkelerde ise bazı durumlar için ortak velayet düzenlemesi yapılmıştır. Önceki yıllarda, yurtdışında verilmiş olan ortak velayet kararlarının Türkiye’de tenfi zi, Türkiye mahkemeleri tarafından, kamu düzenine aykırı olduğu gerekçesi ile reddedilmiştir.
Ancak 25.03.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan, Türkiye’nin taraf olduğu 1985 tarihli uluslararası sözleşmenin onaylanması ile Türkiye’de de ortak velayet uygulamasının önü açılmıştır. Bu tarihten sonra ortak velayete ilişkin örnek Yargıtay kararları verilmiştir. Artık yabancı ülkede verilen ortak velayete ilişkin kararların tenfizi önünde hukuki bir engel kalmadığı gibi, Türkiye’de boşanma durumunda da ortak velayet kararı verilmesi bu sözleşme hükümlerine göre mümkün görülmektedir.
Uluslararası Çocuk İadesi Hakkında Hukuki Destek İçin
Hemen İletişime Geçebilirsiniz
Uluslararası evliliklerin artması ile velayet hakkının ihlali devletler arası bir problem haline gelmiştir. Bu nedenle çocuk iadesi usulünün belirlenmesi için uluslararası sözleşmeler ile bazı adımlar atılmıştır. Bu konudaki uluslararası sözleşmelerin başında Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi gelmektedir.
Bu sözleşme, taraf devletlerin her birinde verilmiş olan velayet kararlarının diğer taraf devletlerde tanıma ve tenfizinin kolaylaştırılmasını öngörürken, velayet hakkının ihlali veya kötüye kullanılması ile çocuğun mutat meskeninin değiştirilmesi hallerinde taraf devletler arasında çocuk iadesi ni sağlamayı amaçlamıştır.
Türkiye’nin de taraf olduğu bu sözleşmenin, bir iç hukuk kaynağı gibi, Türkiye mahkemelerinde doğrudan uygulanma gücü bulunmaktadır. Sözleşmenin uygulanabilmesi için çocuğun 16 yaşını doldurmamış olması ve çocuk iadesi ne dair başvurunun velayet hakkı ihlalinden itibaren bir yıl içerisinde yapılmış olması gerekmektedir. Bir yıllık süre hak düşürücü bir süre değildir. Sözleşmede, bu süre geçtikten sonra yapılan başvuruların reddi konusunda, muhatap ülkeye bir taktir yetkisi tanınmıştır.
Başvuru veya devam eden işlemler sırasında çocuğun 16 yaşını doldurmuş olması halinde sözleşmenin uygulanma olanağı kalmayacaktır.
Sözleşmede velayet hakkı, sadece yaygın anlamıyla kullanıldığı şekilde değil, şahsi ilişki kurma hakkını kapsayacak şekilde tanımlanmıştır. Yani, çocuğun mutat meskenin, velayet hakkına sahip ebeveyn tarafından değiştirilmesi durumunda da, şahsi ilişki hakkı ihlal edilen ebeveyn çocuk iadesi talebinde bulunabilir.
Sözleşme taraf devletlere, diğer devlet makamları aracılığı ile yapılacak başvuruları değerlendirme ve diğer devletlere yapılacak başvuruların yapılacağı makamları belirleme görevi yüklemiştir.
Uluslararası Lahey Sözleşmesi uyarınca, Türkiye’de çocuk iadesi için başvuru makamları belirlenmiştir. Adalet Bakanlığı, 2011 yılında yayınladığı genelge ile iade makamlarının yapması gereken işlemleri de ayrıntılı biçimde açıklamıştır.
Bu genelge uyarınca, Türkiye’den yurt dışına kaçırılan çocuğun iadesi için yapılacak başvurularda yetkili makam Adalet Bakanlığı bünyesindeki Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü dür. Yapılacak başvuru ile Genel Müdürlük çocuğun kaçırıldığı ilgili devlet yetkili makamları ile temasa geçerek uluslararası çocuk iadesi işlemlerini yürütecektir.
Yurtdışından Türkiye’ye getirilen çocuğun iadesi için ilgili taraf devletten Türkiye yetkili makamlarına bir başvurusu olması halinde ise başvurunun gereğinin yapılması için görevli ve yetkili makam yerel Cumhuriyet Başsavcılıkları olacaktır.
Adalet Bakanlığı genelgesi ile başvuru halinde Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yapılması gereken işlemler ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Buna göre savcılığın yapacağı işlemler sırasıyla,
Görüldüğü gibi bakanlık genelgesine göre yetkili savcılık öncelikle sulh yolu ile sorunu çözmeye çalışacaktır. Ancak anlaşma mümkün olmazsa görevli ve yetkili mahkemeye iade konusunda karar vermesi için dava açacaktır.
Çocuk iadesi davası , savcılık aşaması beklenmeden doğrudan iade talep eden ebeveyn tarafından da açılabilir.
Mahkemece, öncelikle Lahey Sözleşmesi’nin uygulanma imkanı bulunup bulunmadığı ve iade koşulları nın oluşup oluşmadığı incelenecektir. Sözleşmeye göre mahkemece her durumda iade kararı verilmesi zorunlu değildir. Lahey Sözleşmesi istisna hükümleri uyarınca iade talebi reddedilebilir. Bu istisnalar sınırlı sayıdadır.
13/1-(a) Çocuğun şahsının bakımını üstlenmiş bulunan kişi veya kurum, yer değiştirme veya alıkoyma döneminde, çocuğun koruma hakkını etkili şekilde yerine getirmiyor idiyse veya yer değiştirmeye veya alıkoymaya muvafakat etmiş veya daha sonra kabul etmiş ise, yetkili makam çocuğun geri dönmesi ni emretmek zorunda değildir.
13/1-(b) Çocuğun geri dönmesinin, çocuğu fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı veya başka bir şekilde müsamaha edilemeyecek bir duruma düşüreceğinin tespit edilmesi halinde, ilgili yargısal makamların iadeyi önleme yetkisi vardır.
13/1-(b) Çocuk istismarı (fiziksel ve/veya cinsel) ve aile içi şiddet iddialarını içeren vakıaların varlığı durumunda iade talebi, “önemli risk veya müsamaha edilemeyecek durum” gerekçesiyle reddedilebilir.
Mahkemece tüm bu değerlendirmeler yapılarak çocuğun iadesi ve şahsi ilişki tesisi hakkında bir karar verilecektir.
Lahey Sözleşmesi uyarınca iade talebinin reddedilebileceği durumlar ve ilgili yargı kararları için bkz. Uluslararası Çocuk Kaçırma Durumunda İadenin Reddi Sebepleri
Andorra
Almanya
Amerika Birleşik Devletleri
Arjantin
Arnavutluk
Avustralya
Avusturya
Bahamalar
Belarus (Beyaz Rusya)
Belçika
Belize
Bosna Hersek
Brezilya
Bulgaristan
Burkina Faso
Çek Cumhuriyeti
Çin Halk Cumhuriyeti (sadece Hong Kong ve Makau Özerk Bölgesinde)
Danimarka
Dominik Cumhuriyeti
Ekvator
El Salvador
Estonya
Fiji
Finlandiya
Fransa
Guatemala
Güney Afrika
Gürcistan
Hırvatistan
Hollanda
Honduras
İngiltere
İrlanda
İspanya
İsrail
İsveç
İsviçre
İtalya
İzlanda
Japonya
Kanada
Karadağ
Kazakistan
Kolombiya
Kosta Rika
Kuzey Makedonya
Letonya
Litvanya
Lüksemburg
Macaristan
Malta
Meksika
Moldova
Monako
Morityus (Mauritius)
Nikaragua
Norveç
Özbekistan
Panama
Paraguay
Peru
Polonya
Portekiz
Romanya
Rusya
Saint Kitts ve Nevis
San Marino
Seyşeller
Sırbistan
Slovakya
Slovenya
Sri Lanka
Şili
Tayland
Trinidad ve Tobago
Türkmenistan
Ukrayna
Uruguay
Venezuela
Yeni Zelanda
Yunanistan
(Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü son güncelleme tarihi 26.04.2021)
Sözleşme şartlarının bulunması ve gerekli başvuruların yapılmasına rağmen taraf bir devletin çocuğun iadesi için gerekli işlemleri yapmaması halinde, iade talebinde bulunanın başvurabileceği son hukuki merci Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’dir.
Mahkemenin bu konuda verilmiş ihlal kararları mevcuttur. Bu da, sözleşmenin her devlet tarafından gereği gibi uygulanmadığını ortaya koymaktadır. Mahkeme bu türlü başvurularda, temelde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ‘nin 8. Maddesi ile düzenlenmiş olan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına gönderme yapmaktadır. Lahey Sözleşmesi’nde taraf devletlere yüklenen görevlerin etkin şekilde uygulanıp uygulanmadığını incelemektedir.
Zimbabve
Uluslararası çocuk kaçırma davaları, çocuk iadesi ve velayet davalarında çocuğun istek, tercih ve iradesinin önemi konusunda Velayet ve Çocuk İadesi Davasında Çocuğun Tercihi başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.
Mersin’de velayet davası , çekişmeli ve anlaşmalı boşanma , iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, tazminat, mal paylaşımı, katkı payı, katılma alacağı davalarında aile hukuku avukatı desteği için hukuk ofisimize ulaşabilirsiniz.
Velayet davası, Türkiye’de ortak velayet , velayet değişikliği ve velayetin kaldırılması davaları hakkında bilgi için Velayet Davaları başlıklı sayfamıza göz atabilirsiniz.
Aile hukuku, uluslararası hukuk , miras hukuku, gayrı menkul hukuku, sağlık hukuku, internet, bilişim ve sosyal medya hukuku, tazminat davaları, iş hukuku davaları ve tüm avukatlık ve arabuluculuk faaliyet alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz: Arslanbuğa Mersin Avukatlık Bürosu